Skip To Content
y harfi ile başlayan Atasözleri ve Deyimler
- yatkın bulmak kelimesinin sözlük anlamı
- yatıp kalkıp kelimesinin sözlük anlamı
- yatıp kalkmak kelimesinin sözlük anlamı
- yavaş! kelimesinin sözlük anlamı
- yavaş atın tekmesi yavuz olur kelimesinin sözlük anlamı
- yavaş gel! (veya ol!) kelimesinin sözlük anlamı
- yavaştan almak kelimesinin sözlük anlamı
- yave okumak kelimesinin sözlük anlamı
- yavru atmak kelimesinin sözlük anlamı
- yavrum! kelimesinin sözlük anlamı
- yavuz hırsız ev sahibini bastırır kelimesinin sözlük anlamı
- yay gibi kelimesinin sözlük anlamı
- yaya bırakmak kelimesinin sözlük anlamı
- yaya kaldın tatar ağası kelimesinin sözlük anlamı
- yaya kalmak kelimesinin sözlük anlamı
- yaygara koparmak kelimesinin sözlük anlamı
- yaygarayı basmak kelimesinin sözlük anlamı
- yayık dövmek kelimesinin sözlük anlamı
- yayık yaymak kelimesinin sözlük anlamı
- yaza çıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- yazı getirmek kelimesinin sözlük anlamı
- yazarlık etmek kelimesinin sözlük anlamı
- yazboz tahtasına çevrilmek (veya döndürmek) kelimesinin sözlük anlamı
- yazının cahili olmak kelimesinin sözlük anlamı
- yazıya dökmek kelimesinin sözlük anlamı
- yazıya geçirmek kelimesinin sözlük anlamı
- yazıya gelmemek kelimesinin sözlük anlamı
- yazıyı çıkarmak (veya sökmek) kelimesinin sözlük anlamı
- yazık etmek kelimesinin sözlük anlamı
- yazık olmak kelimesinin sözlük anlamı
- yazıklar olsun kelimesinin sözlük anlamı
- yazı tura atmak kelimesinin sözlük anlamı
- yazlığa çıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- yazıp çizmek kelimesinin sözlük anlamı
- yedek (veya yedekte) çekmek kelimesinin sözlük anlamı
- yedekte kalmak kelimesinin sözlük anlamı
- yedeğe almak (veya takmak) kelimesinin sözlük anlamı
- yedi iklim dört bucak kelimesinin sözlük anlamı
- yedi kat yerin dibine geçmek kelimesinin sözlük anlamı
- yedi kubbeli hamam kurmak kelimesinin sözlük anlamı
- yedi düvelle barışık kelimesinin sözlük anlamı
- yeğ tutmak kelimesinin sözlük anlamı
- yeis duymak kelimesinin sözlük anlamı
- yeise bürünmek kelimesinin sözlük anlamı
- yeise kapılmak kelimesinin sözlük anlamı
- yekûn çekmek kelimesinin sözlük anlamı
- yekvücut olmak kelimesinin sözlük anlamı
- yel gibi kelimesinin sözlük anlamı
- yel gibi gelen sel gibi gider kelimesinin sözlük anlamı
- yel üfürdü, sel (veya su) götürdü kelimesinin sözlük anlamı
- yel vermek kelimesinin sözlük anlamı
- yele vermek kelimesinin sözlük anlamı
- yelken açmak kelimesinin sözlük anlamı
- yelken basmak kelimesinin sözlük anlamı
- yelken dikmek kelimesinin sözlük anlamı
- yelkenleri suya indirmek kelimesinin sözlük anlamı
- yel yeperek yelken kürek kelimesinin sözlük anlamı
- yem dökmek (veya koymak) kelimesinin sözlük anlamı
- yem istemez, su istemez kelimesinin sözlük anlamı
- yem kestirmek kelimesinin sözlük anlamı
- yem olmak kelimesinin sözlük anlamı
- yemeden içmeden kesilmek kelimesinin sözlük anlamı
- yemek çıkarmak kelimesinin sözlük anlamı
- yemek seçmek kelimesinin sözlük anlamı
- yemek vermek kelimesinin sözlük anlamı
- yemek yemek kelimesinin sözlük anlamı
- ye kürküm ye! kelimesinin sözlük anlamı
- yediği naneye bak! kelimesinin sözlük anlamı
- yediği önünde, yemediği ardında kelimesinin sözlük anlamı
- yedikleri içtikleri ayrı gitmemek kelimesinin sözlük anlamı
- yedirip içirmek kelimesinin sözlük anlamı
- yeme de yanında yat kelimesinin sözlük anlamı
- yemeden içmeden kelimesinin sözlük anlamı
- yiyip bitirmek kelimesinin sözlük anlamı
- yiyip içmek kelimesinin sözlük anlamı
- yemin etmek kelimesinin sözlük anlamı
- yemin etsem başım ağrımaz kelimesinin sözlük anlamı
- yemin içmek kelimesinin sözlük anlamı
- yemin vermek kelimesinin sözlük anlamı
- yemin verdirmek (veya ettirmek) kelimesinin sözlük anlamı
- yemini basmak kelimesinin sözlük anlamı
- yemin billah vermek kelimesinin sözlük anlamı
- yemin billah etmek kelimesinin sözlük anlamı
- yengen olur! kelimesinin sözlük anlamı
- yengeç gibi kelimesinin sözlük anlamı
- yenik düşmek kelimesinin sözlük anlamı
- yenik saymak kelimesinin sözlük anlamı
- yenilgiye uğramak kelimesinin sözlük anlamı
- yenilik yapmak kelimesinin sözlük anlamı
- yenilir yutulur değil (veya olmamak) kelimesinin sözlük anlamı
- yenene içilene bakılmamak kelimesinin sözlük anlamı
- yer almak kelimesinin sözlük anlamı
- yer bakır gök demir kesilmek kelimesinin sözlük anlamı
- yer bulmak kelimesinin sözlük anlamı
- yer çevirmek kelimesinin sözlük anlamı
- yer değiştirmek kelimesinin sözlük anlamı
- yer demir gök bakır kelimesinin sözlük anlamı
- yer etmek kelimesinin sözlük anlamı
- yer kabul etmez kelimesinin sözlük anlamı
- yer kaplamak kelimesinin sözlük anlamı
- yer kapmak kelimesinin sözlük anlamı
- yer öpmek kelimesinin sözlük anlamı
- yer tutmak kelimesinin sözlük anlamı
- yer vermek kelimesinin sözlük anlamı
- yer yarılıp içine girmek (veya geçmek) kelimesinin sözlük anlamı
- yer yerinden oynamak kelimesinin sözlük anlamı
- yer açmak kelimesinin sözlük anlamı
- yerde kalmak kelimesinin sözlük anlamı
- yerden göğe kadar kelimesinin sözlük anlamı
- yerden yere çalmak kelimesinin sözlük anlamı
- yerden yere vurmak kelimesinin sözlük anlamı
- yere bakan (veya bakıp) yürek yakan kelimesinin sözlük anlamı
- yere bakmak kelimesinin sözlük anlamı
- yere baktırmak kelimesinin sözlük anlamı
- yere batasıca (veya batsın) kelimesinin sözlük anlamı
- yere batmak kelimesinin sözlük anlamı
- yere çalmak kelimesinin sözlük anlamı
- yere göğe koymamak kelimesinin sözlük anlamı
- yere sağlam basmak kelimesinin sözlük anlamı
- yere sermek kelimesinin sözlük anlamı
- yere vurmak kelimesinin sözlük anlamı
- yere yığılmak kelimesinin sözlük anlamı
- yere yıkılmak kelimesinin sözlük anlamı
- yeri başka kelimesinin sözlük anlamı
- yeridir kelimesinin sözlük anlamı
- yeri gelmek kelimesinin sözlük anlamı
- yeri göğü ben yarattım demek kelimesinin sözlük anlamı
- yeri göğü birbirine katmak kelimesinin sözlük anlamı
- yeri göğü inletmek kelimesinin sözlük anlamı
- yeri göğü tutmak kelimesinin sözlük anlamı
- yeri göğü tırmalamak kelimesinin sözlük anlamı
- yeri olmak kelimesinin sözlük anlamı
- yeri öpmek kelimesinin sözlük anlamı
- yeri soğumadan kelimesinin sözlük anlamı
- yeri var! kelimesinin sözlük anlamı
- yeri yurdu belirsiz olmak kelimesinin sözlük anlamı
- yerin dibine batırıp çıkarmak kelimesinin sözlük anlamı
- yerin dibine geçmek (veya batmak veya girmek) kelimesinin sözlük anlamı
- yerin kulağı var kelimesinin sözlük anlamı
- yerinde duramamak kelimesinin sözlük anlamı
- yerinde kalmak kelimesinin sözlük anlamı
- yerinde olmak kelimesinin sözlük anlamı
- yerinde saymak kelimesinin sözlük anlamı
- yerinde su çıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- yerinde yeller esmek kelimesinin sözlük anlamı
- yerinden fırlamak kelimesinin sözlük anlamı
- yerinden oynamak kelimesinin sözlük anlamı
- yerinden oynatmak kelimesinin sözlük anlamı
- yerine geçmek kelimesinin sözlük anlamı
- yerine gelmek kelimesinin sözlük anlamı
- yerine getirmek kelimesinin sözlük anlamı
- yerine koymak kelimesinin sözlük anlamı
- yerine oturmak kelimesinin sözlük anlamı
- yerini almak kelimesinin sözlük anlamı
- yerini beğenmek kelimesinin sözlük anlamı
- yerini bulmak kelimesinin sözlük anlamı
- yerini doldurmak kelimesinin sözlük anlamı
- yerini ısıtmak kelimesinin sözlük anlamı
- yerle yeksan etmek kelimesinin sözlük anlamı
- yerini sevmek kelimesinin sözlük anlamı
- yerini tutmak kelimesinin sözlük anlamı
- yerini yapmak kelimesinin sözlük anlamı
- yerle beraber kelimesinin sözlük anlamı
- yerle bir etmek kelimesinin sözlük anlamı
- yerle gök bir olsa kelimesinin sözlük anlamı
- yerlerde sürünmek kelimesinin sözlük anlamı
- yerlere kadar eğilmek kelimesinin sözlük anlamı
- yerlere geçmek kelimesinin sözlük anlamı
- yerleri süpürmek kelimesinin sözlük anlamı
- yerinde bulmak kelimesinin sözlük anlamı
- yerli yerinde olmak kelimesinin sözlük anlamı
- yerli yerine oturmak kelimesinin sözlük anlamı
- yersiz yurtsuz kalmak kelimesinin sözlük anlamı
- yeşil ışık yakmak kelimesinin sözlük anlamı
- yeter derecede kelimesinin sözlük anlamı
- yeteri kadar kelimesinin sözlük anlamı
- yeterli olmak kelimesinin sözlük anlamı
- yetimi okşamışlar, vay sırtım demiş kelimesinin sözlük anlamı
- yetiş! (veya yetişin!) kelimesinin sözlük anlamı
- yetişmeyesi! kelimesinin sözlük anlamı
- yetki vermek kelimesinin sözlük anlamı
- yetkili kılmak kelimesinin sözlük anlamı
- yeter de artar kelimesinin sözlük anlamı
- yeter ki kelimesinin sözlük anlamı
- yetti artık (veya gayrı) kelimesinin sözlük anlamı
- yetmişine merdiven dayamak kelimesinin sözlük anlamı
- yığılıp kalmak kelimesinin sözlük anlamı
- yıkım olmak kelimesinin sözlük anlamı
- yıkıntı olmak kelimesinin sözlük anlamı
- yıkkınlık göstermek kelimesinin sözlük anlamı
- yıl on iki ay kelimesinin sözlük anlamı
- yıl uğursuzun kelimesinin sözlük anlamı
- yılan gibi kelimesinin sözlük anlamı
- yılan gibi sokmak kelimesinin sözlük anlamı
- yılanın kuyruğuna basmak kelimesinin sözlük anlamı
- yıldırım gibi kelimesinin sözlük anlamı
- yıldırımla vurulmuşa dönmek kelimesinin sözlük anlamı
- yıldırım çarpmışa dönmek kelimesinin sözlük anlamı
- yıldırımları üstüne çekmek kelimesinin sözlük anlamı
- yıldız akmak (veya kaymak veya uçmak) kelimesinin sözlük anlamı
- yıldızı (veya yıldızları) barışmamak kelimesinin sözlük anlamı
- yıldızı parlamak kelimesinin sözlük anlamı
- yıldızı sönmek kelimesinin sözlük anlamı
- yıldızları saymak kelimesinin sözlük anlamı
- yısa beraber! kelimesinin sözlük anlamı
- yısa etmek kelimesinin sözlük anlamı
- yiğitlik etmek kelimesinin sözlük anlamı
- yiğitlik sende kalsın kelimesinin sözlük anlamı
- yiğitlik taslamak kelimesinin sözlük anlamı
- yiğitliğe leke (veya bok) sürmemek kelimesinin sözlük anlamı
- yitip gitmek kelimesinin sözlük anlamı
- yiyim yeri etmek (veya yapmak) kelimesinin sözlük anlamı
- yoğurt çalmak kelimesinin sözlük anlamı
- yoğurt gibi kelimesinin sözlük anlamı
- yok ananın örekesi kelimesinin sözlük anlamı
- yok canım kelimesinin sözlük anlamı
- yok devenin başı (veya pabucu veya nalı) kelimesinin sözlük anlamı
- yok etmek kelimesinin sözlük anlamı
- yok oğlu yok kelimesinin sözlük anlamı
- yok olmak kelimesinin sözlük anlamı
- yok satmak kelimesinin sözlük anlamı
- yok yok kelimesinin sözlük anlamı
- yoktan var etmek kelimesinin sözlük anlamı
- yokum kelimesinin sözlük anlamı
- yokluk çekmek kelimesinin sözlük anlamı
- yoksulluk çekmek kelimesinin sözlük anlamı
- yoksun bırakmak (veya etmek veya kılmak) kelimesinin sözlük anlamı
- yoksun kalmak kelimesinin sözlük anlamı
- yoksun olmak kelimesinin sözlük anlamı
- yol açmak kelimesinin sözlük anlamı
- yol almak kelimesinin sözlük anlamı
- yol aramak kelimesinin sözlük anlamı
- yol bulmak kelimesinin sözlük anlamı
- yol çizmek kelimesinin sözlük anlamı
- yol etmek kelimesinin sözlük anlamı
- yol gitmek kelimesinin sözlük anlamı
- yol görünmek kelimesinin sözlük anlamı
- yol göstermek kelimesinin sözlük anlamı
- yol gözlemek kelimesinin sözlük anlamı
- yol iz bilmek kelimesinin sözlük anlamı
- yol kesmek kelimesinin sözlük anlamı
- yol şaşmak kelimesinin sözlük anlamı
- yol tepmek kelimesinin sözlük anlamı
- yol tutmak kelimesinin sözlük anlamı
- yol vermek kelimesinin sözlük anlamı
- yol vurmak kelimesinin sözlük anlamı
- yol yakınken kelimesinin sözlük anlamı
- yol yapmak kelimesinin sözlük anlamı
- yol yürümek kelimesinin sözlük anlamı
- yola çıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- yola dizilmek kelimesinin sözlük anlamı
- yola (veya yollara) düşmek kelimesinin sözlük anlamı
- yola düzülmek kelimesinin sözlük anlamı
- yola gelmek (veya yatmak) kelimesinin sözlük anlamı
- yola getirmek kelimesinin sözlük anlamı
- yola gitmek kelimesinin sözlük anlamı
- yola (veya yoluna) koyulmak kelimesinin sözlük anlamı
- yola revan olmak kelimesinin sözlük anlamı
- yola vurmak kelimesinin sözlük anlamı
- yolda kalmak kelimesinin sözlük anlamı
- yoldan çevirmek kelimesinin sözlük anlamı
- yoldan çıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- yoldan (veya yolundan) kalmak kelimesinin sözlük anlamı
- yollara dökülmek kelimesinin sözlük anlamı
- yolları ayrılmak kelimesinin sözlük anlamı
- yolları tutmak kelimesinin sözlük anlamı
- yolu açmak kelimesinin sözlük anlamı
- yolu almak kelimesinin sözlük anlamı
- yolu düşmek kelimesinin sözlük anlamı
- yolu (veya yolunu) şaşırmak kelimesinin sözlük anlamı
- yolu açık olmak kelimesinin sözlük anlamı
- yolun açık olsun kelimesinin sözlük anlamı
- yoluna bakmak kelimesinin sözlük anlamı
- yoluna baş koymak kelimesinin sözlük anlamı
- yoluna can (veya canını) vermek kelimesinin sözlük anlamı
- yoluna çıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- yoluna girmek kelimesinin sözlük anlamı
- yoluna koymak kelimesinin sözlük anlamı
- yoluna sapmak kelimesinin sözlük anlamı
- yolunda gitmek (veya yürümek) kelimesinin sözlük anlamı
- yolunda görünmek kelimesinin sözlük anlamı
- yolunu beklemek (veya gözlemek) kelimesinin sözlük anlamı
- yolunu bilmek kelimesinin sözlük anlamı
- yolunu bulmak kelimesinin sözlük anlamı
- yolunu değiştirmek kelimesinin sözlük anlamı
- yolunu kaybetmek kelimesinin sözlük anlamı
- yolunu kesmek kelimesinin sözlük anlamı
- yolunu sapıtmak kelimesinin sözlük anlamı
- yolunu tutmak kelimesinin sözlük anlamı
- yolunu tutmak kelimesinin sözlük anlamı
- yolunu yapmak kelimesinin sözlük anlamı
- yol ayrımına gelmek kelimesinin sözlük anlamı
- yolcu yolunda gerek kelimesinin sözlük anlamı
- yolcu etmek kelimesinin sözlük anlamı
- yolculuk etmek kelimesinin sözlük anlamı
- yoldaşlık etmek kelimesinin sözlük anlamı
- yolsuz kalmak kelimesinin sözlük anlamı
- yom tutmak kelimesinin sözlük anlamı
- yorgaya kaldırmak kelimesinin sözlük anlamı
- yorgan döşek yatmak kelimesinin sözlük anlamı
- yorgan gitti, kavga bitti kelimesinin sözlük anlamı
- yorgan kaplamak kelimesinin sözlük anlamı
- yorgun düşmek kelimesinin sözlük anlamı
- yorgunu yokuşa sürmek kelimesinin sözlük anlamı
- yorgunluk (veya yorgunluğunu) atmak (veya çıkarmak) kelimesinin sözlük anlamı
- yorgunluğunu almak kelimesinin sözlük anlamı
- yorum yok kelimesinin sözlük anlamı
- yosun bağlamak (veya tutmak) kelimesinin sözlük anlamı
- yön vermek kelimesinin sözlük anlamı
- yörüngesine oturmak kelimesinin sözlük anlamı
- yuf borusu çalmak kelimesinin sözlük anlamı
- yufka açmak kelimesinin sözlük anlamı
- yuh çekmek kelimesinin sözlük anlamı
- yuha çekmek kelimesinin sözlük anlamı
- yuhaya tutmak kelimesinin sözlük anlamı
- yukarı tükürsem bıyık, aşağı tükürsem sakal kelimesinin sözlük anlamı
- yukarıdan almak kelimesinin sözlük anlamı
- yukarıdan bakmak kelimesinin sözlük anlamı
- yuları birinin elinde olmak kelimesinin sözlük anlamı
- yuları ele vermek (veya kaptırmak) kelimesinin sözlük anlamı
- yuları takmak kelimesinin sözlük anlamı
- yuları teslim etmek kelimesinin sözlük anlamı
- yumruk atmak (veya indirmek) kelimesinin sözlük anlamı
- yumruk gibi kelimesinin sözlük anlamı
- yumruk göstermek kelimesinin sözlük anlamı
- yumruk kadar kelimesinin sözlük anlamı
- yumruk yumruğa gelmek kelimesinin sözlük anlamı
- yumruğuna güvenmek kelimesinin sözlük anlamı
- yumurta kapıya dayanmak (veya gelmek) kelimesinin sözlük anlamı
- yumurtadan daha dün çıkmış kelimesinin sözlük anlamı
- yumurtaya kulp takmak kelimesinin sözlük anlamı
- yumurtayı çalkamak kelimesinin sözlük anlamı
- yağlı ballı olmak kelimesinin sözlük anlamı
- yağlı kapıya konmak kelimesinin sözlük anlamı
- yağma etmek kelimesinin sözlük anlamı
- yağma gitmek kelimesinin sözlük anlamı
- yağma Hasan'ın böreği kelimesinin sözlük anlamı
- yağma yok kelimesinin sözlük anlamı
- yağmasa da gürlemek kelimesinin sözlük anlamı
- yağıp gürlemek kelimesinin sözlük anlamı
- yağmur boşanmak kelimesinin sözlük anlamı
- yağmur olsa kimsenin tarlasına düşmez (veya yağmaz) kelimesinin sözlük anlamı
- yağmur yağarken küpünü doldurmak kelimesinin sözlük anlamı
- yağmur yemek kelimesinin sözlük anlamı
- yağmurdan kaçarken doluya tutulmak kelimesinin sözlük anlamı
- yaka bir tarafta, paça bir tarafta kelimesinin sözlük anlamı
- yaka ısırmak kelimesinin sözlük anlamı
- yaka silkmek kelimesinin sözlük anlamı
- yakadan atmak kelimesinin sözlük anlamı
- yakadan geçirmek kelimesinin sözlük anlamı
- yakası açılmadık kelimesinin sözlük anlamı
- yakasına (veya yakasından) asılmak (veya yapışmak) kelimesinin sözlük anlamı
- yakasına çökmek kelimesinin sözlük anlamı
- yakasına sarılmak kelimesinin sözlük anlamı
- yakasını bırakmamak kelimesinin sözlük anlamı
- yakasını kaptırmak kelimesinin sözlük anlamı
- yakayı ele vermek kelimesinin sözlük anlamı
- yakayı (veya yakasını) kurtarmak (veya sıyırmak) kelimesinin sözlük anlamı
- yakamoz olmak kelimesinin sözlük anlamı
- yakı açmak kelimesinin sözlük anlamı
- yakı yakmak (veya vurmak) kelimesinin sözlük anlamı
- yakından bilmek (veya tanımak) kelimesinin sözlük anlamı
- yakınlık duymak kelimesinin sözlük anlamı
- yakınlık görmek kelimesinin sözlük anlamı
- yakınlık göstermek kelimesinin sözlük anlamı
- yakınlık kurmak kelimesinin sözlük anlamı
- yakışık almamak kelimesinin sözlük anlamı
- yakışıksız kaçmak kelimesinin sözlük anlamı
- yaklaşık olarak kelimesinin sözlük anlamı
- yakıp yıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- yalaka olmak kelimesinin sözlük anlamı
- yalama olmak kelimesinin sözlük anlamı
- yalayıp geçmek kelimesinin sözlük anlamı
- yalayıp yutmak kelimesinin sözlük anlamı
- yalan atmak (veya kıvırmak) kelimesinin sözlük anlamı
- yalan çıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- yalan yere kelimesinin sözlük anlamı
- yalan yere yemin etmek kelimesinin sözlük anlamı
- yalana şerbetli olmak kelimesinin sözlük anlamı
- yalanı çıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- yalanını yakalamak (veya tutmak) kelimesinin sözlük anlamı
- yalancı çıkarmak kelimesinin sözlük anlamı
- yalancı çıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- yalancının evi yanmış, kimse inanmamış kelimesinin sözlük anlamı
- yalancının mumu yatsıya kadar yanar kelimesinin sözlük anlamı
- yalancısı olmak kelimesinin sözlük anlamı
- yalaz yalaz yanmak kelimesinin sözlük anlamı
- yalelli gibi kelimesinin sözlük anlamı
- yalı kazığı gibi kelimesinin sözlük anlamı
- yalın ayak, başı kabak kelimesinin sözlük anlamı
- yallah etmek kelimesinin sözlük anlamı
- yallah çekmek kelimesinin sözlük anlamı
- yalpa vurmak kelimesinin sözlük anlamı
- yalpa yapmak kelimesinin sözlük anlamı
- yaltaklık etmek kelimesinin sözlük anlamı
- yalvarıp yakarmak kelimesinin sözlük anlamı
- yalvar yakar olmak kelimesinin sözlük anlamı
- yama küçük, delik büyük kelimesinin sözlük anlamı
- yama gibi durmak kelimesinin sözlük anlamı
- yama vurmak kelimesinin sözlük anlamı
- yamaklık etmek kelimesinin sözlük anlamı
- yamuk yapmak kelimesinin sözlük anlamı
- yan bakmak kelimesinin sözlük anlamı
- yan basmak kelimesinin sözlük anlamı
- yan çizmek kelimesinin sözlük anlamı
- yan gelip oturmak (veya yatmak) kelimesinin sözlük anlamı
- yan gelmek kelimesinin sözlük anlamı
- yan gözle bakmak kelimesinin sözlük anlamı
- yan pala Zeydün kelimesinin sözlük anlamı
- yan tutmak kelimesinin sözlük anlamı
- yan yatmak kelimesinin sözlük anlamı
- yanına almak kelimesinin sözlük anlamı
- yanına bırakmamak (veya koymamak) kelimesinin sözlük anlamı
- yanına kâr kalmak kelimesinin sözlük anlamı
- yanına salavatla varılmaz kelimesinin sözlük anlamı
- yanına salavatla yaklaşılmak kelimesinin sözlük anlamı
- yanına yaklaştırmamak kelimesinin sözlük anlamı
- yanına kalmak kelimesinin sözlük anlamı
- yanında olmak kelimesinin sözlük anlamı
- yanından bile geçmemiş kelimesinin sözlük anlamı
- yanağına kan gelmek kelimesinin sözlük anlamı
- yanağından kan damlamak kelimesinin sözlük anlamı
- yana yana istemek kelimesinin sözlük anlamı
- yandaşlık etmek kelimesinin sözlük anlamı
- yangın bacayı sarmak kelimesinin sözlük anlamı
- yangına körükle gitmek kelimesinin sözlük anlamı
- yangına vermek kelimesinin sözlük anlamı
- yangından mal kaçırır gibi kelimesinin sözlük anlamı
- yangını körüklemek kelimesinin sözlük anlamı
- yangın yerine dönmek kelimesinin sözlük anlamı
- yanık kokmak kelimesinin sözlük anlamı
- yanılgıya düşmek kelimesinin sözlük anlamı
- yanıt vermek kelimesinin sözlük anlamı
- yankı yapmak kelimesinin sözlük anlamı
- yankı uyandırmak kelimesinin sözlük anlamı
- yanlış ata oynamak kelimesinin sözlük anlamı
- yanlış çıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- yanlış hesap Bağdat'tan döner kelimesinin sözlük anlamı
- yanlış kapı çalmak kelimesinin sözlük anlamı
- yanlışını çıkarmak kelimesinin sözlük anlamı
- yanlıştan dönmek kelimesinin sözlük anlamı
- yandı gülüm keten helva kelimesinin sözlük anlamı
- yanıp durmak kelimesinin sözlük anlamı
- yanıp tutuşmak kelimesinin sözlük anlamı
- yanıp yakılmak kelimesinin sözlük anlamı
- yan yan bakmak kelimesinin sözlük anlamı
- yapı taşı yerde kalmaz kelimesinin sözlük anlamı
- yapıp etmek kelimesinin sözlük anlamı
- yapma (veya yapma yahu) kelimesinin sözlük anlamı
- yapmadığı kalmamak kelimesinin sözlük anlamı
- yapmadığını bırakmamak kelimesinin sözlük anlamı
- yaptığı hayır, ürküttüğü kurbağaya değmemek kelimesinin sözlük anlamı
- yaptığı yanına (kâr) kalmamak kelimesinin sözlük anlamı
- yaprak gibi titremek kelimesinin sözlük anlamı
- yaprak oynamamak (veya kıpırdamamak) kelimesinin sözlük anlamı
- yardan atmak kelimesinin sözlük anlamı
- yâr beni ansın bir koz ile, o da çürük çıksın kelimesinin sözlük anlamı
- yâr olmak kelimesinin sözlük anlamı
- yârden mi geçersin, serden mi? kelimesinin sözlük anlamı
- yara açmak kelimesinin sözlük anlamı
- yara almak kelimesinin sözlük anlamı
- yara işlemek kelimesinin sözlük anlamı
- yara kapanmak kelimesinin sözlük anlamı
- yarası olan gocunur (veya gocunsun) kelimesinin sözlük anlamı
- yarasını deşmek kelimesinin sözlük anlamı
- yaraya merhem olmak kelimesinin sözlük anlamı
- yaraya tuz biber ekmek kelimesinin sözlük anlamı
- yarayı tazelemek kelimesinin sözlük anlamı
- Yaradan'a kurban (olayım) kelimesinin sözlük anlamı
- Yaradan'a sığınıp kelimesinin sözlük anlamı
- yaralı kuşa kurşun sıkılmaz kelimesinin sözlük anlamı
- yaralı parmağa işememek kelimesinin sözlük anlamı
- yaramamak kelimesinin sözlük anlamı
- yarasın! kelimesinin sözlük anlamı
- yaramaz olmak kelimesinin sözlük anlamı
- yaramazlık etmek kelimesinin sözlük anlamı
- yararı dokunmak kelimesinin sözlük anlamı
- yararı olmak kelimesinin sözlük anlamı
- yararlı olmak kelimesinin sözlük anlamı
- yararlı kılmak kelimesinin sözlük anlamı
- yaraşık almak kelimesinin sözlük anlamı
- yardakçılık etmek kelimesinin sözlük anlamı
- yardım ve yataklık etmek kelimesinin sözlük anlamı
- yardım etmek kelimesinin sözlük anlamı
- yardım görmek kelimesinin sözlük anlamı
- yardımda bulunmak kelimesinin sözlük anlamı
- yardımına koşmak kelimesinin sözlük anlamı
- yardımcı olmak kelimesinin sözlük anlamı
- yârenlik etmek kelimesinin sözlük anlamı
- yargıya başvurmak kelimesinin sözlük anlamı
- yargıya gitmek kelimesinin sözlük anlamı
- yargıya varmak kelimesinin sözlük anlamı
- yarı yolda bırakmak kelimesinin sözlük anlamı
- yarıda kalmak kelimesinin sözlük anlamı
- yarım elma, gönül (veya hatır) alma kelimesinin sözlük anlamı
- yarım elmanın yarısı o, yarısı bu kelimesinin sözlük anlamı
- yarım kalmak kelimesinin sözlük anlamı
- yarım kulak dinlemek kelimesinin sözlük anlamı
- yarım sağ etmek kelimesinin sözlük anlamı
- yarım sol etmek kelimesinin sözlük anlamı
- yarından tezi yok kelimesinin sözlük anlamı
- yarış etmek kelimesinin sözlük anlamı
- yarışa girmek kelimesinin sözlük anlamı
- yarışa kalkmak kelimesinin sözlük anlamı
- yarıştan kopmamak kelimesinin sözlük anlamı
- yarma gibi kelimesinin sözlük anlamı
- yas bağlamak kelimesinin sözlük anlamı
- yas çekmek kelimesinin sözlük anlamı
- yas tutmak kelimesinin sözlük anlamı
- yasa bürünmek (veya boğulmak veya gömülmek) kelimesinin sözlük anlamı
- yasını tutmak kelimesinin sözlük anlamı
- yasa çıkarmak (veya yapmak veya koymak) kelimesinin sözlük anlamı
- yasak etmek kelimesinin sözlük anlamı
- yasak olmak kelimesinin sözlük anlamı
- yasak savmak kelimesinin sözlük anlamı
- yasağı (veya yasakları) çiğnemek kelimesinin sözlük anlamı
- yaş ilerlemek kelimesinin sözlük anlamı
- yaş yetmiş, iş bitmiş kelimesinin sözlük anlamı
- yaşı benzemesin kelimesinin sözlük anlamı
- yaşı ne başı ne? kelimesinin sözlük anlamı
- yaşı yerde (veya toprakta) sayılası kelimesinin sözlük anlamı
- yaşında kelimesinin sözlük anlamı
- yaşına başına bakmamak kelimesinin sözlük anlamı
- yaşından başından utanmamak (veya sıkılmamak) kelimesinin sözlük anlamı
- yaşını başını almak kelimesinin sözlük anlamı
- yaşını bitirmek (veya doldurmak) kelimesinin sözlük anlamı
- yaş akıtmak (veya dökmek) kelimesinin sözlük anlamı
- yaş kesen baş keser kelimesinin sözlük anlamı
- yaş tahtaya (veya yere) basmamak kelimesinin sözlük anlamı
- yaşını içine akıtmak kelimesinin sözlük anlamı
- yaşlara boğulmak kelimesinin sözlük anlamı
- yaşta kalmış kavat pabucu gibi kelimesinin sözlük anlamı
- yaşatmamak kelimesinin sözlük anlamı
- yatak çekmek kelimesinin sözlük anlamı
- yatak yapmak (veya sermek) kelimesinin sözlük anlamı
- yatak yorgan yatmak kelimesinin sözlük anlamı
- yatağa bağlamak kelimesinin sözlük anlamı
- yatağa bağlanmak kelimesinin sözlük anlamı
- yatağa (veya yataklara) düşmek kelimesinin sözlük anlamı
- yatağa serilmek kelimesinin sözlük anlamı
- yatağına girmek kelimesinin sözlük anlamı
- yatağını ayırmak kelimesinin sözlük anlamı
- yataklık yapmak (veya etmek) kelimesinin sözlük anlamı
- yatalak olmak kelimesinin sözlük anlamı
- yatıya kalmak kelimesinin sözlük anlamı
- yatırım yapmak kelimesinin sözlük anlamı
- yunmuş arınmış (veya yıkanmış) kelimesinin sözlük anlamı
- yurt edinmek (veya tutmak) kelimesinin sözlük anlamı
- yuva kurmak kelimesinin sözlük anlamı
- yuva yapmak kelimesinin sözlük anlamı
- yuvasını bozmak kelimesinin sözlük anlamı
- yuvasını dağıtmak kelimesinin sözlük anlamı
- yuvasını yapmak kelimesinin sözlük anlamı
- yuvasını yıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- yuvayı yapan dişi kuştur kelimesinin sözlük anlamı
- yuvayı yürütmek kelimesinin sözlük anlamı
- yuvarlak konuşmak kelimesinin sözlük anlamı
- yuvarlanan taş yosun tutmaz kelimesinin sözlük anlamı
- yuvarlanıp gitmek kelimesinin sözlük anlamı
- yüğrük at yemini artırır kelimesinin sözlük anlamı
- yük altına girmek kelimesinin sözlük anlamı
- yük olmak kelimesinin sözlük anlamı
- yük vurmak kelimesinin sözlük anlamı
- yükte hafif pahada ağır kelimesinin sözlük anlamı
- yükünü almak kelimesinin sözlük anlamı
- yükünü çekmek kelimesinin sözlük anlamı
- yükünü tutmak kelimesinin sözlük anlamı
- yüksek perdeden konuşmak kelimesinin sözlük anlamı
- yüksek oynamak kelimesinin sözlük anlamı
- yükseklerde dolaşmak kelimesinin sözlük anlamı
- yüksekten almak kelimesinin sözlük anlamı
- yüksekten atmak kelimesinin sözlük anlamı
- yüksekten bakmak kelimesinin sözlük anlamı
- yüksekten konuşmak kelimesinin sözlük anlamı
- yüksekten uçmak kelimesinin sözlük anlamı
- yüksük kadar kelimesinin sözlük anlamı
- yürek burkmak kelimesinin sözlük anlamı
- yürek paralamak (veya parçalamak) kelimesinin sözlük anlamı
- yürek Selânik olmak kelimesinin sözlük anlamı
- yürek soğutmak kelimesinin sözlük anlamı
- yürek tüketmek kelimesinin sözlük anlamı
- yürek vermek kelimesinin sözlük anlamı
- yüreğe işlemek kelimesinin sözlük anlamı
- yüreği ağzına gelmek kelimesinin sözlük anlamı
- yüreği bayılmak kelimesinin sözlük anlamı
- yüreği boğazına tıkanmak kelimesinin sözlük anlamı
- yüreği bozulmak kelimesinin sözlük anlamı
- yüreği burkulmak kelimesinin sözlük anlamı
- yüreği cız etmek (veya cızlamak) kelimesinin sözlük anlamı
- yüreği çarpmak kelimesinin sözlük anlamı
- yüreği daralmak kelimesinin sözlük anlamı
- yüreği dayanmamak kelimesinin sözlük anlamı
- yüreği ezilmek kelimesinin sözlük anlamı
- yüreği ferahlamak (veya hafiflemek) kelimesinin sözlük anlamı
- yüreği götürmemek kelimesinin sözlük anlamı
- yüreği göz göz olmak kelimesinin sözlük anlamı
- yüreği hop etmek (veya hoplamak veya oynamak) kelimesinin sözlük anlamı
- yüreği kabarmak kelimesinin sözlük anlamı
- yüreği kaldırmamak kelimesinin sözlük anlamı
- yüreği kalkmak kelimesinin sözlük anlamı
- yüreği kan ağlamak kelimesinin sözlük anlamı
- yüreği kanamak kelimesinin sözlük anlamı
- yüreği kararmak kelimesinin sözlük anlamı
- yüreği katılmak kelimesinin sözlük anlamı
- yüreği kaynamak kelimesinin sözlük anlamı
- yüreği parçalanmak kelimesinin sözlük anlamı
- yüreği parça parça olmak kelimesinin sözlük anlamı
- yüreği parlamak kelimesinin sözlük anlamı
- yüreği rahatlamak kelimesinin sözlük anlamı
- yüreği serinlemek kelimesinin sözlük anlamı
- yüreği sıkılmak kelimesinin sözlük anlamı
- yüreği sıkışmak (veya tıkanmak) kelimesinin sözlük anlamı
- yüreği sızlamak kelimesinin sözlük anlamı
- yüreği soğumak kelimesinin sözlük anlamı
- yüreği şişmek kelimesinin sözlük anlamı
- yüreği titremek kelimesinin sözlük anlamı
- yüreği tükenmek kelimesinin sözlük anlamı
- yüreği ürpermek kelimesinin sözlük anlamı
- yüreği yağ bağlamak kelimesinin sözlük anlamı
- yüreği yanmak kelimesinin sözlük anlamı
- yüreği yarılmak kelimesinin sözlük anlamı
- yüreği yerinden oynamak kelimesinin sözlük anlamı
- yüreğinden geçmek kelimesinin sözlük anlamı
- yüreğinden gelmek kelimesinin sözlük anlamı
- yüreğine (bir şey) çökmek kelimesinin sözlük anlamı
- yüreğine dert olmak kelimesinin sözlük anlamı
- yüreğine dokunmak kelimesinin sözlük anlamı
- yüreğine inmek kelimesinin sözlük anlamı
- yüreğine işlemek kelimesinin sözlük anlamı
- yüreğine kar yağmak kelimesinin sözlük anlamı
- yüreğine kurt düşmek kelimesinin sözlük anlamı
- yüreğine od (veya ateş) düşmek kelimesinin sözlük anlamı
- yüreğine oturmak kelimesinin sözlük anlamı
- yüreğine saplanmak kelimesinin sözlük anlamı
- yüreğine sinmek kelimesinin sözlük anlamı
- yüreğine su serpmek kelimesinin sözlük anlamı
- yüreğini açmak kelimesinin sözlük anlamı
- yüreğini ateş almak kelimesinin sözlük anlamı
- yüreğini boşaltmak (veya dökmek) kelimesinin sözlük anlamı
- yüreğini dağlamak kelimesinin sözlük anlamı
- yüreğini eritmek (veya sızlatmak) kelimesinin sözlük anlamı
- yüreğini hoplatmak (veya oynatmak veya kaldırmak) kelimesinin sözlük anlamı
- yüreğini kaplamak kelimesinin sözlük anlamı
- yüreğini kemirmek kelimesinin sözlük anlamı
- yüreğini pek tutmak kelimesinin sözlük anlamı
- yüreğini serinletmek kelimesinin sözlük anlamı
- yüreğini tüketmek kelimesinin sözlük anlamı
- yüreğini tüketmek kelimesinin sözlük anlamı
- yüreğinin başı sızlamak kelimesinin sözlük anlamı
- yüreğinin yağı (veya yağları) erimek kelimesinin sözlük anlamı
- yürekten çağırmak kelimesinin sözlük anlamı
- yüreklilik göstermek kelimesinin sözlük anlamı
- yüreksizlik göstermek kelimesinin sözlük anlamı
- yürü! kelimesinin sözlük anlamı
- yürü ense tıraşını göreyim (veya görelim) kelimesinin sözlük anlamı
- yürürlüğe girmek kelimesinin sözlük anlamı
- yürürlüğe konmak kelimesinin sözlük anlamı
- yürürlükte bulunmak kelimesinin sözlük anlamı
- yürürlükte kalmak kelimesinin sözlük anlamı
- yürürlükte olmak kelimesinin sözlük anlamı
- yürürlükten kaldırmak kelimesinin sözlük anlamı
- yürürlükten kalkmak kelimesinin sözlük anlamı
- yürüyüş düzenlemek kelimesinin sözlük anlamı
- yürüyüş yapmak kelimesinin sözlük anlamı
- yürüyüşe çıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- yürüyüşe geçmek kelimesinin sözlük anlamı
- yüz bulmak kelimesinin sözlük anlamı
- yüz bulunca astar istemek kelimesinin sözlük anlamı
- yüz çevirmek kelimesinin sözlük anlamı
- yüz etmek kelimesinin sözlük anlamı
- yüz geri etmek kelimesinin sözlük anlamı
- yüz göstermek kelimesinin sözlük anlamı
- yüz kızartmak kelimesinin sözlük anlamı
- yüz kızdırmak kelimesinin sözlük anlamı
- yüz surat davul derisi (veya mahkeme duvarı) kelimesinin sözlük anlamı
- yüz sürmek kelimesinin sözlük anlamı
- yüz takınmak kelimesinin sözlük anlamı
- yüz tutmak kelimesinin sözlük anlamı
- yüz tutmak kelimesinin sözlük anlamı
- yüzü sararmak kelimesinin sözlük anlamı
- yüz verince astar istemek kelimesinin sözlük anlamı
- yüz vermemek kelimesinin sözlük anlamı
- yüz yapmak kelimesinin sözlük anlamı
- yüz yazmak kelimesinin sözlük anlamı
- yüz yüzden utanır kelimesinin sözlük anlamı
- yüze çıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- yüze duramamak kelimesinin sözlük anlamı
- yüze gelmek kelimesinin sözlük anlamı
- yüze gülmek kelimesinin sözlük anlamı
- yüze vurmak kelimesinin sözlük anlamı
- yüzü açılmak kelimesinin sözlük anlamı
- yüzü düşmek kelimesinin sözlük anlamı
- yüzü asılmak kelimesinin sözlük anlamı
- yüzü görmemek kelimesinin sözlük anlamı
- yüzü gözü açılmak kelimesinin sözlük anlamı
- yüzü gülmek kelimesinin sözlük anlamı
- yüzü kâğıt gibi olmak kelimesinin sözlük anlamı
- yüzü kalmamak kelimesinin sözlük anlamı
- yüzü karışmak (veya allak bullak olmak veya alabora olmak) kelimesinin sözlük anlamı
- yüzü kasap süngeriyle silinmiş kelimesinin sözlük anlamı
- yüzü kireç kesilmek kelimesinin sözlük anlamı
- yüzü kireç gibi olmak (veya ağarmak) kelimesinin sözlük anlamı
- yüzü kızarmak kelimesinin sözlük anlamı
- yüzü olmamak kelimesinin sözlük anlamı
- yüzü seçilmemek kelimesinin sözlük anlamı
- yüzü sıcak olmak kelimesinin sözlük anlamı
- yüzü suyu hürmetine kelimesinin sözlük anlamı
- yüzü suyuna kelimesinin sözlük anlamı
- yüzü soğuk olmak kelimesinin sözlük anlamı
- yüzü tutmamak kelimesinin sözlük anlamı
- yüzü yazılı kalmak kelimesinin sözlük anlamı
- yüzü yere gelmek (veya geçmek) kelimesinin sözlük anlamı
- yüzünden akmak kelimesinin sözlük anlamı
- yüzünden düşen bin parça olmak kelimesinin sözlük anlamı
- yüzünden kan damlamak kelimesinin sözlük anlamı
- yüzünden okumak kelimesinin sözlük anlamı
- yüzüne bağırmak kelimesinin sözlük anlamı
- yüzüne bakamaz olmak kelimesinin sözlük anlamı
- yüzüne bakılır olmak kelimesinin sözlük anlamı
- yüzüne bakılacak gibi olmak kelimesinin sözlük anlamı
- yüzüne bakılmaz olmak kelimesinin sözlük anlamı
- yüzüne bakmamak kelimesinin sözlük anlamı
- yüzünün derisi yere geçmek kelimesinin sözlük anlamı
- yüzüne bakmaya kıyamamak kelimesinin sözlük anlamı
- yüzüne bir daha bakmamak kelimesinin sözlük anlamı
- yüzüne duramamak kelimesinin sözlük anlamı
- yüzüne gözüne bulaştırmak kelimesinin sözlük anlamı
- yüzüne gülmek kelimesinin sözlük anlamı
- yüzüne hasret kalmak kelimesinin sözlük anlamı
- yüzüne kan gelmek kelimesinin sözlük anlamı
- yüzüne karşı kelimesinin sözlük anlamı
- yüzüne su çarpmak kelimesinin sözlük anlamı
- yüzüne tükürseler yağmur yağıyor sanır kelimesinin sözlük anlamı
- yüzüne vurmak (veya çarpmak) kelimesinin sözlük anlamı
- yüzünü ağartmak kelimesinin sözlük anlamı
- yüzünü buruşturmak (veya ekşitmek) kelimesinin sözlük anlamı
- yüzünü duvara yapıştırmak kelimesinin sözlük anlamı
- yüzünü gören cennetlik kelimesinin sözlük anlamı
- yüzünü görmemek kelimesinin sözlük anlamı
- yüzünü gözünü açmak kelimesinin sözlük anlamı
- yüzünü güldürmek kelimesinin sözlük anlamı
- yüzünü karartmak kelimesinin sözlük anlamı
- yüzünü kara çıkarmak kelimesinin sözlük anlamı
- yüzünü kızartmak (veya kızdırmak) kelimesinin sözlük anlamı
- yüzünü kızartmak kelimesinin sözlük anlamı
- yüzünü şeytan görsün kelimesinin sözlük anlamı
- yüzünü unutmak kelimesinin sözlük anlamı
- yüzüne yazmak kelimesinin sözlük anlamı
- yüzünü yere getirmek (veya geçirmek) kelimesinin sözlük anlamı
- yüzünün derisi kalın kelimesinin sözlük anlamı
- yüzünüze güller kelimesinin sözlük anlamı
- yüz (veya yüzünün) akı ile çıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- yüz aklığı göstermek kelimesinin sözlük anlamı
- yüz karası olmak kelimesinin sözlük anlamı
- yüzüp yüzüp kuyruğuna gelmek kelimesinin sözlük anlamı
- yüzsuyu dökmek kelimesinin sözlük anlamı
- yüzü ak olsun kelimesinin sözlük anlamı
- yüzük takmak kelimesinin sözlük anlamı
- yüzüğü geriye çevirmek kelimesinin sözlük anlamı
- yüzüstü bırakmak kelimesinin sözlük anlamı
- yüzüstü kalmak kelimesinin sözlük anlamı
- yüz yüze bakmak kelimesinin sözlük anlamı
- yüz yüze gelmek kelimesinin sözlük anlamı
- yüz yüze getirmek kelimesinin sözlük anlamı
- yüz yüze kalmak kelimesinin sözlük anlamı
- yüz yüze yaşamak kelimesinin sözlük anlamı
- ya Allah kelimesinin sözlük anlamı
- ya Rabbi (veya Rab) kelimesinin sözlük anlamı
- ya sabır kelimesinin sözlük anlamı
- ya sabır çekmek kelimesinin sözlük anlamı
- ya ya ya şa şa şa kelimesinin sözlük anlamı
- yabana atmak kelimesinin sözlük anlamı
- yabana gitmek kelimesinin sözlük anlamı
- yabana söylemek kelimesinin sözlük anlamı
- yabancı gelmek kelimesinin sözlük anlamı
- yabancı gibi durmak kelimesinin sözlük anlamı
- yabancı saymak (veya tutmak) kelimesinin sözlük anlamı
- yabancısı olmamak kelimesinin sözlük anlamı
- yabancılık çekmek kelimesinin sözlük anlamı
- yabancılık duymak kelimesinin sözlük anlamı
- yâd etmek kelimesinin sözlük anlamı
- yâdını uyandırmak kelimesinin sözlük anlamı
- yadigâr kalmak kelimesinin sözlük anlamı
- yadigâr bırakmak kelimesinin sözlük anlamı
- yadigâr olmak kelimesinin sözlük anlamı
- yaftayı yapıştırmak kelimesinin sözlük anlamı
- yağ bağlamak kelimesinin sözlük anlamı
- yağ bal olsun kelimesinin sözlük anlamı
- yağ basmak kelimesinin sözlük anlamı
- yağ çekmek (veya yapmak) kelimesinin sözlük anlamı
- yağ gibi kaymak kelimesinin sözlük anlamı
- yağ yakmak kelimesinin sözlük anlamı
- yağ yedirmek kelimesinin sözlük anlamı
- yağa bala batırmak kelimesinin sözlük anlamı
- yağcılık etmek kelimesinin sözlük anlamı
- yağlayıp ballandırmak kelimesinin sözlük anlamı
- ya bu deveyi gütmeli ya bu diyardan gitmeli kelimesinin sözlük anlamı
- ya deve ya deveci (veya deve üstündeki hacı) kelimesinin sözlük anlamı
- ya devlet başa ya kuzgun leşe kelimesinin sözlük anlamı
- ya herrü ya merrü kelimesinin sözlük anlamı
- ya huyundan ya suyundan kelimesinin sözlük anlamı
- yaka paça etmek (veya götürmek) kelimesinin sözlük anlamı
- yalakalık etmek kelimesinin sözlük anlamı
- yakın takibe almak kelimesinin sözlük anlamı
- yanıt hakkı doğmak kelimesinin sözlük anlamı
Yukarı