Skip To Content
i harfi ile başlayan Atasözleri ve Deyimler
- ıslah etmek kelimesinin sözlük anlamı
- ıslanmışın yağmurdan korkusu olmaz kelimesinin sözlük anlamı
- ıslık çalmak kelimesinin sözlük anlamı
- ısmarlama hac, hac olmaz kelimesinin sözlük anlamı
- ıspazmoza tutulmak kelimesinin sözlük anlamı
- ısrar etmek kelimesinin sözlük anlamı
- ısrarlı olmak kelimesinin sözlük anlamı
- ıssız eve it buyruk kelimesinin sözlük anlamı
- ıssız kalmak kelimesinin sözlük anlamı
- ıssızlık çökmek kelimesinin sözlük anlamı
- ıstakoz gibi kelimesinin sözlük anlamı
- ıstılah paralamak kelimesinin sözlük anlamı
- ızdırap çekmek kelimesinin sözlük anlamı
- ışık almak kelimesinin sözlük anlamı
- ışık tutmak kelimesinin sözlük anlamı
- ışığı altında kelimesinin sözlük anlamı
- ıtrah etmek kelimesinin sözlük anlamı
- izbandut gibi kelimesinin sözlük anlamı
- iade etmek kelimesinin sözlük anlamı
- iaşe etmek kelimesinin sözlük anlamı
- ibadet etmek kelimesinin sözlük anlamı
- ibadet de gizli, kabahat de kelimesinin sözlük anlamı
- ibaret olmak (veya kalmak) kelimesinin sözlük anlamı
- ibate etmek kelimesinin sözlük anlamı
- ibiş gibi kelimesinin sözlük anlamı
- iblağ etmek kelimesinin sözlük anlamı
- iblisçilik etmek kelimesinin sözlük anlamı
- ibnelik etmek kelimesinin sözlük anlamı
- ibra etmek kelimesinin sözlük anlamı
- ibraz etmek kelimesinin sözlük anlamı
- ibre birinden yana dönmek kelimesinin sözlük anlamı
- ibret almak kelimesinin sözlük anlamı
- ibret olmak kelimesinin sözlük anlamı
- ibzal etmek kelimesinin sözlük anlamı
- icabet etmek kelimesinin sözlük anlamı
- icap etmek kelimesinin sözlük anlamı
- icabına bakmak kelimesinin sözlük anlamı
- icapçı olmak kelimesinin sözlük anlamı
- icara vermek kelimesinin sözlük anlamı
- icat çıkarmak kelimesinin sözlük anlamı
- icat etmek kelimesinin sözlük anlamı
- icazet almak kelimesinin sözlük anlamı
- icazet vermek kelimesinin sözlük anlamı
- icbar etmek kelimesinin sözlük anlamı
- icmal etmek kelimesinin sözlük anlamı
- icra etmek kelimesinin sözlük anlamı
- icraya vermek kelimesinin sözlük anlamı
- icraata geçmek kelimesinin sözlük anlamı
- iç açmak kelimesinin sözlük anlamı
- iç bağlamak kelimesinin sözlük anlamı
- iç çekmek kelimesinin sözlük anlamı
- iç (veya içini) dökmek kelimesinin sözlük anlamı
- iç etmek kelimesinin sözlük anlamı
- iç geçirmek kelimesinin sözlük anlamı
- iç gıcıklamak kelimesinin sözlük anlamı
- iç tutmak kelimesinin sözlük anlamı
- içi açılmak kelimesinin sözlük anlamı
- içi alaylı, dışı kalaylı kelimesinin sözlük anlamı
- içi almamak kelimesinin sözlük anlamı
- içi bayılmak kelimesinin sözlük anlamı
- içi beni yakar, dışı eli (veya seni) yakar kelimesinin sözlük anlamı
- içi boşalmak kelimesinin sözlük anlamı
- içi bulanmak kelimesinin sözlük anlamı
- içi burkulmak kelimesinin sözlük anlamı
- içi cız etmek kelimesinin sözlük anlamı
- içi çekmek kelimesinin sözlük anlamı
- içi daralmak kelimesinin sözlük anlamı
- içi dayanmamak kelimesinin sözlük anlamı
- içi dışı bir (olmak) kelimesinin sözlük anlamı
- içi dışına çıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- içi erimek kelimesinin sözlük anlamı
- içi ezilmek kelimesinin sözlük anlamı
- içi ezim ezim ezilmek kelimesinin sözlük anlamı
- içi geçmek kelimesinin sözlük anlamı
- içi gitmek kelimesinin sözlük anlamı
- içi götürmemek kelimesinin sözlük anlamı
- içi hop etmek kelimesinin sözlük anlamı
- içi ısınmak kelimesinin sözlük anlamı
- içi içine geçmek kelimesinin sözlük anlamı
- içi içine sığmamak kelimesinin sözlük anlamı
- içi içini yemek kelimesinin sözlük anlamı
- içi kabul etmemek kelimesinin sözlük anlamı
- içi kağşamak kelimesinin sözlük anlamı
- içi kalkmak (veya kabarmak) kelimesinin sözlük anlamı
- içi kan ağlamak kelimesinin sözlük anlamı
- içi kapanmak kelimesinin sözlük anlamı
- içi kararmak kelimesinin sözlük anlamı
- içi kazınmak (veya kıyılmak) kelimesinin sözlük anlamı
- içi paralanmak (veya parçalanmak) kelimesinin sözlük anlamı
- içi rahat etmek kelimesinin sözlük anlamı
- içi sıkılmak kelimesinin sözlük anlamı
- içi sızlamak kelimesinin sözlük anlamı
- içi sürmek kelimesinin sözlük anlamı
- içi titremek kelimesinin sözlük anlamı
- içi vık vık (veya fık fık veya pır pır) etmek kelimesinin sözlük anlamı
- içi yağ bağlamak kelimesinin sözlük anlamı
- içi yanmak kelimesinin sözlük anlamı
- içinde duymak kelimesinin sözlük anlamı
- içinde kaybolmak kelimesinin sözlük anlamı
- içinde yüzmek kelimesinin sözlük anlamı
- içinden bir şeyler kopmak kelimesinin sözlük anlamı
- içinden çıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- içinden geçirmek kelimesinin sözlük anlamı
- içinden geçmek kelimesinin sözlük anlamı
- içinden gelmek kelimesinin sözlük anlamı
- içinden gülmek kelimesinin sözlük anlamı
- içinden kan gitmek kelimesinin sözlük anlamı
- içinden konuşmak kelimesinin sözlük anlamı
- içinden okumak kelimesinin sözlük anlamı
- içinden olmak kelimesinin sözlük anlamı
- içinden yanmak kelimesinin sözlük anlamı
- içine almak kelimesinin sözlük anlamı
- içine ateş atmak kelimesinin sözlük anlamı
- içine ateş düşmek kelimesinin sözlük anlamı
- içine atmak kelimesinin sözlük anlamı
- içine baygınlıklar çökmek kelimesinin sözlük anlamı
- içine çekmek kelimesinin sözlük anlamı
- içine daralma gelmek kelimesinin sözlük anlamı
- içine dert olmak kelimesinin sözlük anlamı
- içine doğmak kelimesinin sözlük anlamı
- içine dokunmak kelimesinin sözlük anlamı
- içine etmek (veya sıçmak) kelimesinin sözlük anlamı
- içine fenalık gelmek (veya basmak) kelimesinin sözlük anlamı
- içine hüzün çökmek kelimesinin sözlük anlamı
- içine işlemek kelimesinin sözlük anlamı
- içine çekilmek (veya kapanmak) kelimesinin sözlük anlamı
- içine kurt düşmek kelimesinin sözlük anlamı
- içine kuşku çökmek kelimesinin sözlük anlamı
- içine oturmak kelimesinin sözlük anlamı
- içine sinmek kelimesinin sözlük anlamı
- içine sokacağı gelmek kelimesinin sözlük anlamı
- içine su serpilmek kelimesinin sözlük anlamı
- içine tükürmek kelimesinin sözlük anlamı
- içini açmak kelimesinin sözlük anlamı
- içini bayıltmak (veya kıymak) kelimesinin sözlük anlamı
- içini boşaltmak kelimesinin sözlük anlamı
- içini burkmak kelimesinin sözlük anlamı
- içini çekmek kelimesinin sözlük anlamı
- içini çürütmek kelimesinin sözlük anlamı
- içini dondurmak kelimesinin sözlük anlamı
- içini ezmek kelimesinin sözlük anlamı
- içini ısıtmak kelimesinin sözlük anlamı
- içini karartmak kelimesinin sözlük anlamı
- içini kemirmek kelimesinin sözlük anlamı
- içini kurt yemek (veya kemirmek) kelimesinin sözlük anlamı
- içini parçalamak (veya parça parça etmek) kelimesinin sözlük anlamı
- içini okumak kelimesinin sözlük anlamı
- içini sarmak kelimesinin sözlük anlamı
- içini sıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- içini sızlatmak kelimesinin sözlük anlamı
- içini yakmak kelimesinin sözlük anlamı
- içini yemek kelimesinin sözlük anlamı
- içinin ateşi küllenmek kelimesinin sözlük anlamı
- içinin yağı erimek kelimesinin sözlük anlamı
- içeri girmek kelimesinin sözlük anlamı
- içeride olmak kelimesinin sözlük anlamı
- içeriden çıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- içeriden evlenmek kelimesinin sözlük anlamı
- içeri (veya içeriye) atmak (veya almak veya tıkmak) kelimesinin sözlük anlamı
- içeriye dalmak kelimesinin sözlük anlamı
- içeriye düşmek kelimesinin sözlük anlamı
- iç güveyisi girmek kelimesinin sözlük anlamı
- iç güveyisi iç ağrısı kelimesinin sözlük anlamı
- iç güveyisinden hâllice kelimesinin sözlük anlamı
- iç içe girmek (veya geçmek) kelimesinin sözlük anlamı
- içinde olmak kelimesinin sözlük anlamı
- için için gülmek (veya gülümsemek) kelimesinin sözlük anlamı
- için için kaynamak kelimesinin sözlük anlamı
- için için yanmak kelimesinin sözlük anlamı
- içli dışlı tanımak kelimesinin sözlük anlamı
- içli dışlı olmak kelimesinin sözlük anlamı
- içecek suyu olmak kelimesinin sözlük anlamı
- içtikleri su ayrı gitmemek kelimesinin sözlük anlamı
- içtima etmek kelimesinin sözlük anlamı
- içtinap etmek kelimesinin sözlük anlamı
- idam etmek kelimesinin sözlük anlamı
- idame ettirmek kelimesinin sözlük anlamı
- idare etmek kelimesinin sözlük anlamı
- idaresini bilmek kelimesinin sözlük anlamı
- idareimaslahat etmek kelimesinin sözlük anlamı
- iddia etmek kelimesinin sözlük anlamı
- iddiaya girmek (veya tutuşmak) kelimesinin sözlük anlamı
- idman yapmak kelimesinin sözlük anlamı
- idmana çıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- idrak etmek kelimesinin sözlük anlamı
- ifa etmek kelimesinin sözlük anlamı
- ifade etmek kelimesinin sözlük anlamı
- ifade vermek kelimesinin sözlük anlamı
- ifadesini almak kelimesinin sözlük anlamı
- iflah etmek kelimesinin sözlük anlamı
- iflah olmamak kelimesinin sözlük anlamı
- iflahı kesilmek kelimesinin sözlük anlamı
- iflahını kesmek kelimesinin sözlük anlamı
- iflas bayrağını çekmek (veya borusunu çalmak) kelimesinin sözlük anlamı
- iflas etmek kelimesinin sözlük anlamı
- ifna etmek kelimesinin sözlük anlamı
- ifrata kaçmak kelimesinin sözlük anlamı
- ifrata vardırmak kelimesinin sözlük anlamı
- ifrat tefritte kalmak (veya bulunmak) kelimesinin sözlük anlamı
- ifraz etmek kelimesinin sözlük anlamı
- ifrit etmek kelimesinin sözlük anlamı
- ifrit kesilmek (veya olmak) kelimesinin sözlük anlamı
- ifşa etmek kelimesinin sözlük anlamı
- iftar etmek kelimesinin sözlük anlamı
- iftihar etmek kelimesinin sözlük anlamı
- iftihara geçmek kelimesinin sözlük anlamı
- iftira etmek kelimesinin sözlük anlamı
- iftira atmak kelimesinin sözlük anlamı
- iftira çalmak kelimesinin sözlük anlamı
- iftiraya uğramak kelimesinin sözlük anlamı
- iğdiş etmek kelimesinin sözlük anlamı
- iğfal etmek kelimesinin sözlük anlamı
- iğne atsan yere düşmez kelimesinin sözlük anlamı
- iğne ile kuyu kazmak kelimesinin sözlük anlamı
- iğne ipliğe dönmek kelimesinin sözlük anlamı
- iğne yemek kelimesinin sözlük anlamı
- iğne olmak kelimesinin sözlük anlamı
- iğne üstünde oturmak kelimesinin sözlük anlamı
- iğne yapmak (veya vurmak) kelimesinin sözlük anlamı
- iğne yutmuş ite (veya maymuna) dönmek kelimesinin sözlük anlamı
- iğneyi kendine, çuvaldızı başkasına batır kelimesinin sözlük anlamı
- iğne deliği gibi kelimesinin sözlük anlamı
- iğne deliğinden geçmek kelimesinin sözlük anlamı
- iğne deliğinden Hindistan'ı seyretmek kelimesinin sözlük anlamı
- iğne deliğine girmek kelimesinin sözlük anlamı
- ihale etmek kelimesinin sözlük anlamı
- ihaleye çıkarılmak kelimesinin sözlük anlamı
- ihanet etmek kelimesinin sözlük anlamı
- ihanete uğramak kelimesinin sözlük anlamı
- ihata etmek kelimesinin sözlük anlamı
- ihbar etmek kelimesinin sözlük anlamı
- ihdas etmek kelimesinin sözlük anlamı
- ihlal etmek kelimesinin sözlük anlamı
- ihmal edilmek kelimesinin sözlük anlamı
- ihmal etmek kelimesinin sözlük anlamı
- ihraç etmek kelimesinin sözlük anlamı
- ihrama girmek kelimesinin sözlük anlamı
- ihramdan çıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- ihraz etmek (veya eylemek) kelimesinin sözlük anlamı
- ihsan etmek (veya buyurmak) kelimesinin sözlük anlamı
- ihsas etmek kelimesinin sözlük anlamı
- ihtar etmek kelimesinin sözlük anlamı
- ihtarda bulunmak kelimesinin sözlük anlamı
- ihtarname çekmek kelimesinin sözlük anlamı
- ihtilaç etmek kelimesinin sözlük anlamı
- ihtilafa düşmek kelimesinin sözlük anlamı
- ihtilat etmek kelimesinin sözlük anlamı
- ihtimal ki kelimesinin sözlük anlamı
- ihtimal vermemek kelimesinin sözlük anlamı
- ihtimam etmek (veya göstermek) kelimesinin sözlük anlamı
- ihtisas yapmak kelimesinin sözlük anlamı
- ihtiva etmek kelimesinin sözlük anlamı
- ihtiyaç duymak kelimesinin sözlük anlamı
- ihtiyaca cevap vermek kelimesinin sözlük anlamı
- ihtiyacı olmak kelimesinin sözlük anlamı
- ihtiyar etmek kelimesinin sözlük anlamı
- ihtiyar olmak kelimesinin sözlük anlamı
- ihtiyar etmek kelimesinin sözlük anlamı
- ihtiyat kaydı ile kelimesinin sözlük anlamı
- ihtiyatlı bulunmak kelimesinin sözlük anlamı
- ihtiyatlı davranmak kelimesinin sözlük anlamı
- ihtiyatlı olmak kelimesinin sözlük anlamı
- ihtiyatsızlık etmek kelimesinin sözlük anlamı
- ihtizaz etmek kelimesinin sözlük anlamı
- ihya etmek kelimesinin sözlük anlamı
- ihya olmak kelimesinin sözlük anlamı
- ikame etmek kelimesinin sözlük anlamı
- ikamet etmek kelimesinin sözlük anlamı
- ikamete memur edilmek kelimesinin sözlük anlamı
- ikaz etmek kelimesinin sözlük anlamı
- ikbali sönmek kelimesinin sözlük anlamı
- iki ahbap çavuş kelimesinin sözlük anlamı
- iki arada bir derede (kalmak) kelimesinin sözlük anlamı
- iki at bir kazığa bağlanmaz kelimesinin sözlük anlamı
- iki arslan bir posta sığmaz kelimesinin sözlük anlamı
- iki arada kalmak kelimesinin sözlük anlamı
- iki ateş arasında kalmak kelimesinin sözlük anlamı
- iki baş bir kazanda kaynamaz kelimesinin sözlük anlamı
- iki ayağını bir pabuca sokmak kelimesinin sözlük anlamı
- iki baştan olmak kelimesinin sözlük anlamı
- iki cambaz bir ipte oynamaz kelimesinin sözlük anlamı
- iki cami arasında kalmış beynamaz kelimesinin sözlük anlamı
- iki çıplak bir hamama yakışır kelimesinin sözlük anlamı
- iki dinle bir söyle kelimesinin sözlük anlamı
- iki deliye bir uslu koymuşlar kelimesinin sözlük anlamı
- iki çift laf (veya lakırtı veya söz) etmek kelimesinin sözlük anlamı
- iki dirhem bir çekirdek kelimesinin sözlük anlamı
- iki el bir baş için kelimesinin sözlük anlamı
- iki eli böğründe kalmak kelimesinin sözlük anlamı
- iki eli (kızıl) kanda olsa kelimesinin sözlük anlamı
- iki eli şakaklarında düşünmek kelimesinin sözlük anlamı
- iki eli (birinin) yakasında olmak kelimesinin sözlük anlamı
- iki elim yanıma gelecek kelimesinin sözlük anlamı
- iki eli yanına gelmek kelimesinin sözlük anlamı
- iki emini bir yemin aralar kelimesinin sözlük anlamı
- iki gönül bir olunca samanlık seyran olur kelimesinin sözlük anlamı
- iki gözü iki çeşme kelimesinin sözlük anlamı
- iki gözü iki çeşme ağlamak kelimesinin sözlük anlamı
- iki gözüm kör olsun kelimesinin sözlük anlamı
- iki hırtı bir pırtı kelimesinin sözlük anlamı
- iki kardeş savaşmış, ebleh buna inanmış kelimesinin sözlük anlamı
- iki kaptan bir gemiyi batırır kelimesinin sözlük anlamı
- iki karpuzu bir koltuğa sığdırmak kelimesinin sözlük anlamı
- iki kat olmak kelimesinin sözlük anlamı
- iki kere iki dört eder kelimesinin sözlük anlamı
- iki kulak bir dil için kelimesinin sözlük anlamı
- iki lafı (veya sözü) bir araya getirememek kelimesinin sözlük anlamı
- iki ölç, bir biç kelimesinin sözlük anlamı
- iki lakırtıyı bir araya getirmek kelimesinin sözlük anlamı
- iki lakırtı etmek kelimesinin sözlük anlamı
- iki rahmetten (veya iyilikten) biri kelimesinin sözlük anlamı
- iki satır laf etmek (veya konuşmak) kelimesinin sözlük anlamı
- iki seksen uzanmak kelimesinin sözlük anlamı
- iki tımar bir yem yerine geçer kelimesinin sözlük anlamı
- iki testi tokuşunca biri elbet kırılır kelimesinin sözlük anlamı
- iki söz bir pazar kelimesinin sözlük anlamı
- iki ucu boklu değnek kelimesinin sözlük anlamı
- iki ucunu bir araya getirememek kelimesinin sözlük anlamı
- iki yakası bir araya gelmemek kelimesinin sözlük anlamı
- iki yakasını bir araya getirememek kelimesinin sözlük anlamı
- ikisi bir kapıya çıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- ikisini bir kazana koysalar kaynamazlar kelimesinin sözlük anlamı
- iki büklüm olmak kelimesinin sözlük anlamı
- ikilemde kalmak kelimesinin sözlük anlamı
- ikileme düşmek kelimesinin sözlük anlamı
- ikile! kelimesinin sözlük anlamı
- ikili oynamak kelimesinin sözlük anlamı
- ikinci gelmek kelimesinin sözlük anlamı
- ikinci plana düşmek kelimesinin sözlük anlamı
- ikindiden sonra dükkân açmak kelimesinin sözlük anlamı
- iki paralık etmek kelimesinin sözlük anlamı
- iki paralık olmak kelimesinin sözlük anlamı
- ikişer olmak kelimesinin sözlük anlamı
- ikiz doğurmak kelimesinin sözlük anlamı
- ikmal etmek kelimesinin sözlük anlamı
- ikmale bırakmak kelimesinin sözlük anlamı
- ikmale kalmak kelimesinin sözlük anlamı
- ikna etmek kelimesinin sözlük anlamı
- ikna olmak kelimesinin sözlük anlamı
- ikrah etmek kelimesinin sözlük anlamı
- ikrah getirmek kelimesinin sözlük anlamı
- ikram etmek kelimesinin sözlük anlamı
- ikram görmek kelimesinin sözlük anlamı
- ikramda bulunmak kelimesinin sözlük anlamı
- ikrar etmek kelimesinin sözlük anlamı
- ikrar vermek kelimesinin sözlük anlamı
- ikraz etmek kelimesinin sözlük anlamı
- iktibas etmek kelimesinin sözlük anlamı
- iktidardan düşmek kelimesinin sözlük anlamı
- iktifa etmek kelimesinin sözlük anlamı
- iktiran etmek kelimesinin sözlük anlamı
- iktisap etmek kelimesinin sözlük anlamı
- iktisat etmek kelimesinin sözlük anlamı
- iktiza etmek kelimesinin sözlük anlamı
- ilaç gibi kelimesinin sözlük anlamı
- ilaç gibi gelmek kelimesinin sözlük anlamı
- ilaç için yok kelimesinin sözlük anlamı
- ilaç için olsun kelimesinin sözlük anlamı
- ilaç yapmak (veya hazırlamak) kelimesinin sözlük anlamı
- ilaç yazmak kelimesinin sözlük anlamı
- ilah gibi kelimesinin sözlük anlamı
- ilam etmek kelimesinin sözlük anlamı
- ilan etmek kelimesinin sözlük anlamı
- ilan vermek kelimesinin sözlük anlamı
- ilanıaşk etmek kelimesinin sözlük anlamı
- ilave etmek kelimesinin sözlük anlamı
- ilca etmek kelimesinin sözlük anlamı
- ileri almak kelimesinin sözlük anlamı
- ileri atılmak (veya çıkmak) kelimesinin sözlük anlamı
- ileri geçmek kelimesinin sözlük anlamı
- ileri gelmek kelimesinin sözlük anlamı
- ileri (veya ileriye) gitmek kelimesinin sözlük anlamı
- ileri varmak kelimesinin sözlük anlamı
- ileri götürmek kelimesinin sözlük anlamı
- ileri sürmek kelimesinin sözlük anlamı
- ilerisine gitmek kelimesinin sözlük anlamı
- ileriyi görmek kelimesinin sözlük anlamı
- ileri geri etmemek kelimesinin sözlük anlamı
- ileri geri konuşmak (veya söz etmek veya laflar etmek) kelimesinin sözlük anlamı
- ilerisini gerisini düşünmemek kelimesinin sözlük anlamı
- ilerisini gerisini hesaplamamak kelimesinin sözlük anlamı
- iletişim kurmak kelimesinin sözlük anlamı
- ilga etmek kelimesinin sözlük anlamı
- ilgi çekmek (veya uyandırmak) kelimesinin sözlük anlamı
- ilgi duymak kelimesinin sözlük anlamı
- ilgi görmek kelimesinin sözlük anlamı
- ilgi göstermek kelimesinin sözlük anlamı
- ilgi toplamak kelimesinin sözlük anlamı
- ilgi odağı olmak kelimesinin sözlük anlamı
- ilgisini çekmek kelimesinin sözlük anlamı
- ilgisini kesmek kelimesinin sözlük anlamı
- ilhak etmek kelimesinin sözlük anlamı
- ilham almak kelimesinin sözlük anlamı
- ilham etmek (veya vermek) kelimesinin sözlük anlamı
- ilham kaynağı olmak kelimesinin sözlük anlamı
- ilik gibi kelimesinin sözlük anlamı
- iliği kemiği donmak kelimesinin sözlük anlamı
- iliği kemiği ısınmak kelimesinin sözlük anlamı
- iliğine (veya iliklerine) işlemek (veya geçmek) kelimesinin sözlük anlamı
- iliğine (veya iliklerine) kadar kelimesinin sözlük anlamı
- iliğine kadar ıslanmak kelimesinin sözlük anlamı
- iliğini kemirmek kelimesinin sözlük anlamı
- iliğini kurutmak kelimesinin sözlük anlamı
- iliklerinde duymak kelimesinin sözlük anlamı
- ilminden anlamak kelimesinin sözlük anlamı
- ilmini almak kelimesinin sözlük anlamı
- ilişiği olmamak kelimesinin sözlük anlamı
- ilişiği kalmamak kelimesinin sözlük anlamı
- ilişiğini kesmek kelimesinin sözlük anlamı
- ilişki kurmak kelimesinin sözlük anlamı
- ilişkiye girmek kelimesinin sözlük anlamı
- ilk vuran okçudur kelimesinin sözlük anlamı
- ilkah etmek kelimesinin sözlük anlamı
- ilkel kalmak kelimesinin sözlük anlamı
- illallah dedirtmek kelimesinin sözlük anlamı
- illallah demek (veya etmek) kelimesinin sözlük anlamı
- illet etmek kelimesinin sözlük anlamı
- illet olmak kelimesinin sözlük anlamı
- iler tutar yeri olmamak (veya kalmamak) kelimesinin sözlük anlamı
- ilmik atmak kelimesinin sözlük anlamı
- iltibasa yol açmak kelimesinin sözlük anlamı
- iltica etmek kelimesinin sözlük anlamı
- iltifat etmek kelimesinin sözlük anlamı
- iltihak etmek kelimesinin sözlük anlamı
- iltimas etmek (veya geçmek) kelimesinin sözlük anlamı
- iltiması olmak kelimesinin sözlük anlamı
- iltizam etmek kelimesinin sözlük anlamı
- ilzam etmek kelimesinin sözlük anlamı
- ima etmek kelimesinin sözlük anlamı
- imal etmek kelimesinin sözlük anlamı
- imale etmek kelimesinin sözlük anlamı
- imale yapmak kelimesinin sözlük anlamı
- imam evinden aş, ölü gözünden yaş çıkmaz kelimesinin sözlük anlamı
- imam osurursa cemaat sıçar kelimesinin sözlük anlamı
- imamın abdest suyu gibi kelimesinin sözlük anlamı
- imamkayığına binmek kelimesinin sözlük anlamı
- iman etmek kelimesinin sözlük anlamı
- iman getirmek kelimesinin sözlük anlamı
- imana gelmek kelimesinin sözlük anlamı
- imana getirmek kelimesinin sözlük anlamı
- imanı gevremek kelimesinin sözlük anlamı
- imanı yok kelimesinin sözlük anlamı
- imanım kelimesinin sözlük anlamı
- imanına kadar kelimesinin sözlük anlamı
- imansız gitmek kelimesinin sözlük anlamı
- imar etmek kelimesinin sözlük anlamı
- imara açılmak kelimesinin sözlük anlamı
- imbikten çekmek kelimesinin sözlük anlamı
- imdat etmek kelimesinin sözlük anlamı
- imdat ummak kelimesinin sözlük anlamı
- imdada (veya imdadına) koşmak (veya yetişmek veya erişmek) kelimesinin sözlük anlamı
- imece günü bulutlu, görmeyene ne mutlu kelimesinin sözlük anlamı
- imeceye girmek kelimesinin sözlük anlamı
- imha etmek kelimesinin sözlük anlamı
- imkân vermek kelimesinin sözlük anlamı
- imkânı yok kelimesinin sözlük anlamı
- imla etmek kelimesinin sözlük anlamı
- imlaya gelmemek kelimesinin sözlük anlamı
- imsak etmek kelimesinin sözlük anlamı
- imtihan etmek kelimesinin sözlük anlamı
- imtihan olmak kelimesinin sözlük anlamı
- imtihan vermek kelimesinin sözlük anlamı
- imtihana çekmek kelimesinin sözlük anlamı
- imtina etmek kelimesinin sözlük anlamı
- imtisal etmek kelimesinin sözlük anlamı
- imtizaç etmek kelimesinin sözlük anlamı
- imza (veya imzasını) atmak kelimesinin sözlük anlamı
- imza etmek kelimesinin sözlük anlamı
- imza toplamak kelimesinin sözlük anlamı
- imza vermek kelimesinin sözlük anlamı
- imzayı basmak (veya çakmak) kelimesinin sözlük anlamı
- in cin kelimesinin sözlük anlamı
- in cin yok kelimesinin sözlük anlamı
- in cin top oynamak kelimesinin sözlük anlamı
- in misin, cin misin kelimesinin sözlük anlamı
- inan olsun kelimesinin sözlük anlamı
- inanca vermek kelimesinin sözlük anlamı
- inanılır gibi (veya şey) değil kelimesinin sözlük anlamı
- inat etmek kelimesinin sözlük anlamı
- inadı tutmak kelimesinin sözlük anlamı
- inadım inat olmak kelimesinin sözlük anlamı
- inayet etmek (veya eylemek) kelimesinin sözlük anlamı
- inayet ola kelimesinin sözlük anlamı
- inayette bulunmak kelimesinin sözlük anlamı
- ince düşünmek kelimesinin sözlük anlamı
- ince eleyip (veya eğirip) sık dokumak kelimesinin sözlük anlamı
- inceldiği yerden kopmak kelimesinin sözlük anlamı
- ıcığını cıcığını çıkarmak kelimesinin sözlük anlamı
- ıcığını cıcığını sormak kelimesinin sözlük anlamı
- ığrıp çekmek kelimesinin sözlük anlamı
- ığrıp çevirmek kelimesinin sözlük anlamı
- ıkınıp sıkınmak kelimesinin sözlük anlamı
- ılgar etmek kelimesinin sözlük anlamı
- ırak yerin haberini kervan getirir kelimesinin sözlük anlamı
- ırgat gibi çalışmak kelimesinin sözlük anlamı
- ırgat pazarına döndürmek kelimesinin sözlük anlamı
- ırmak kenarına çeşme yapılmaz kelimesinin sözlük anlamı
- ırmağı geçerken at değiştirilmez kelimesinin sözlük anlamı
- ırzına geçmek kelimesinin sözlük anlamı
- ırzını bozmak kelimesinin sözlük anlamı
- ısırgan ile taharet olmaz kelimesinin sözlük anlamı
- ısıracak it (veya köpek) dişini (veya dişlerini) göstermez kelimesinin sözlük anlamı
- ısıtıp ısıtıp önüne koymak kelimesinin sözlük anlamı
- ıska geçilmek kelimesinin sözlük anlamı
- ıska geçmek kelimesinin sözlük anlamı
- ıskartaya çıkarmak (veya ayırmak) kelimesinin sözlük anlamı
- iskonto etmek (veya yapmak) kelimesinin sözlük anlamı
- inci (veya inciler) döktürmek kelimesinin sözlük anlamı
- inci gibi kelimesinin sözlük anlamı
- incir çekirdeği doldurmamak kelimesinin sözlük anlamı
- indifa etmek kelimesinin sözlük anlamı
- indirim yapmak kelimesinin sözlük anlamı
- infaz etmek kelimesinin sözlük anlamı
- infial uyandırmak kelimesinin sözlük anlamı
- infiale kapılmak kelimesinin sözlük anlamı
- infilak etmek kelimesinin sözlük anlamı
- infisah etmek kelimesinin sözlük anlamı
- İngiliz ipi ile asılmak kelimesinin sözlük anlamı
- İngiliz sicimi ile asılmak kelimesinin sözlük anlamı
- inha etmek kelimesinin sözlük anlamı
- inhilal etmek kelimesinin sözlük anlamı
- inhiraf etmek kelimesinin sözlük anlamı
- inhisar etmek kelimesinin sözlük anlamı
- inhisara (veya inhisarına) almak kelimesinin sözlük anlamı
- inhisarında olmak kelimesinin sözlük anlamı
- inhitat etmek kelimesinin sözlük anlamı
- inikâs etmek kelimesinin sözlük anlamı
- inisiyatifini kullanmak kelimesinin sözlük anlamı
- inisiyatifi ele almak (veya geçirmek) kelimesinin sözlük anlamı
- inkâr etmek kelimesinin sözlük anlamı
- inkârdan gelmek kelimesinin sözlük anlamı
- inkılap etmek kelimesinin sözlük anlamı
- inkıraz gelmek kelimesinin sözlük anlamı
- inkıraz bulmak kelimesinin sözlük anlamı
- inkıraza uğramak kelimesinin sözlük anlamı
- inkıtaya uğramak kelimesinin sözlük anlamı
- inkıyat etmek kelimesinin sözlük anlamı
- inkisar etmek (veya inkisarda bulunmak) kelimesinin sözlük anlamı
- inkisarı tutmak kelimesinin sözlük anlamı
- inkişaf etmek kelimesinin sözlük anlamı
- inme inmek kelimesinin sözlük anlamı
- insaf etmek kelimesinin sözlük anlamı
- insafa gelmek kelimesinin sözlük anlamı
- insafına kalmış kelimesinin sözlük anlamı
- insaflı çıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- insafsızlık etmek kelimesinin sözlük anlamı
- insan sözünden, hayvan yularından tutulur kelimesinin sözlük anlamı
- insan yedisinde ne ise yetmişinde de odur kelimesinin sözlük anlamı
- insan kıymetini insan bilir kelimesinin sözlük anlamı
- insan kendini beğenmese çatlar kelimesinin sözlük anlamı
- insan insanın şeytanıdır kelimesinin sözlük anlamı
- insanın eti yenmez, derisi giyilmez, tatlı dilinden başka nesi var? kelimesinin sözlük anlamı
- insanın alacası içinde, hayvanın alacası dışında kelimesinin sözlük anlamı
- insan yükü (veya eti) ağırdır kelimesinin sözlük anlamı
- insanda akıl bırakmamak (veya koymamak) kelimesinin sözlük anlamı
- insan doğduğu yerde değil doyduğu yerde kelimesinin sözlük anlamı
- insan çeşit çeşit, yer damar damar kelimesinin sözlük anlamı
- insan beşer, kuldur şaşar kelimesinin sözlük anlamı
- insan ayaktan, at tırnaktan kapar kelimesinin sözlük anlamı
- insan ayağı değmemiş (veya basmamış) kelimesinin sözlük anlamı
- insan eli değmemiş (veya dokunmamış) kelimesinin sözlük anlamı
- insan eti yemek kelimesinin sözlük anlamı
- insan gibi kelimesinin sözlük anlamı
- insan gönlünün artığını söyler kelimesinin sözlük anlamı
- insan içine çıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- insan konuşa konuşa, hayvan koklaşa koklaşa kelimesinin sözlük anlamı
- insan kuş misali kelimesinin sözlük anlamı
- insanın adı çıkacağına canı çıksın kelimesinin sözlük anlamı
- insaniyet namına kelimesinin sözlük anlamı
- insanlık etmek kelimesinin sözlük anlamı
- insanlık sende kalsın kelimesinin sözlük anlamı
- insanlıktan çıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- insanoğlu çiğ süt emmiş kelimesinin sözlük anlamı
- inşa etmek kelimesinin sözlük anlamı
- inşallahla maşallahla kelimesinin sözlük anlamı
- inşat etmek kelimesinin sözlük anlamı
- inşirah bulmak kelimesinin sözlük anlamı
- intaç etmek kelimesinin sözlük anlamı
- intibak etmek kelimesinin sözlük anlamı
- intihap etmek kelimesinin sözlük anlamı
- intihar etmek kelimesinin sözlük anlamı
- intikal etmek kelimesinin sözlük anlamı
- intikam almak kelimesinin sözlük anlamı
- intisap etmek kelimesinin sözlük anlamı
- intişar etmek kelimesinin sözlük anlamı
- intizar etmek kelimesinin sözlük anlamı
- inzimam etmek kelimesinin sözlük anlamı
- inzivaya çekilmek kelimesinin sözlük anlamı
- ip atlamak kelimesinin sözlük anlamı
- ip takmak kelimesinin sözlük anlamı
- ipe çekmek kelimesinin sözlük anlamı
- ipe dizmek kelimesinin sözlük anlamı
- ipe gelesice kelimesinin sözlük anlamı
- ipe gitmek kelimesinin sözlük anlamı
- ipe sapa gelmemek kelimesinin sözlük anlamı
- ipe un sermek kelimesinin sözlük anlamı
- ip koptuğu yerden bağlanır kelimesinin sözlük anlamı
- ip inceldiği yerden kopar kelimesinin sözlük anlamı
- ipi çözmek kelimesinin sözlük anlamı
- ipi (birinin) eline geçmek kelimesinin sözlük anlamı
- ipi kırmak kelimesinin sözlük anlamı
- ipi koparmak kelimesinin sözlük anlamı
- ipi sapı yok kelimesinin sözlük anlamı
- ipin ucunu kaçırmak kelimesinin sözlük anlamı
- ipini çekmek kelimesinin sözlük anlamı
- ipini kırmak kelimesinin sözlük anlamı
- ipini koparmak kelimesinin sözlük anlamı
- ipiyle kuyuya inilmez kelimesinin sözlük anlamı
- iple çekmek kelimesinin sözlük anlamı
- ipleri birinin elinde olmak kelimesinin sözlük anlamı
- ipten almak kelimesinin sözlük anlamı
- ipten kazıktan kurtulmuş kelimesinin sözlük anlamı
- ipten kuşak kuşanmak kelimesinin sözlük anlamı
- ipek gibi kelimesinin sözlük anlamı
- ipka etmek kelimesinin sözlük anlamı
- iplik çekmek kelimesinin sözlük anlamı
- ipliği pazara çıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- ipotek altında tutmak kelimesinin sözlük anlamı
- ipotek etmek kelimesinin sözlük anlamı
- ipoteği çözmek (veya kaldırmak) kelimesinin sözlük anlamı
- iptal etmek kelimesinin sözlük anlamı
- ipucu vermek kelimesinin sözlük anlamı
- irat etmek kelimesinin sözlük anlamı
- irca etmek kelimesinin sözlük anlamı
- irşat etmek kelimesinin sözlük anlamı
- irtibat kurmak kelimesinin sözlük anlamı
- irtihal etmek kelimesinin sözlük anlamı
- isin yanına varan is, misin yanına varan mis kokar kelimesinin sözlük anlamı
- ise tutmak kelimesinin sözlük anlamı
- isabet almak kelimesinin sözlük anlamı
- isabet etmek kelimesinin sözlük anlamı
- isabet oldu kelimesinin sözlük anlamı
- ishal olmak kelimesinin sözlük anlamı
- isim koymak (veya takmak veya koymak) kelimesinin sözlük anlamı
- isim yapmak kelimesinin sözlük anlamı
- ismi çıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- ismi geçmek kelimesinin sözlük anlamı
- ismi gibi bilmek kelimesinin sözlük anlamı
- ismi lazım değil kelimesinin sözlük anlamı
- ismi (bile) olmamak kelimesinin sözlük anlamı
- ismi var cismi yok kelimesinin sözlük anlamı
- ismini bağışlamak kelimesinin sözlük anlamı
- ismini cismini almak kelimesinin sözlük anlamı
- ismini cismini bilmemek kelimesinin sözlük anlamı
- ismini vermek kelimesinin sözlük anlamı
- iskambil kâğıdı gibi devrilmek kelimesinin sözlük anlamı
- iskân etmek kelimesinin sözlük anlamı
- iskâna açmak kelimesinin sözlük anlamı
- iskandil etmek kelimesinin sözlük anlamı
- iskele almak kelimesinin sözlük anlamı
- iskelete dönmek kelimesinin sözlük anlamı
- iskelet gibi kelimesinin sözlük anlamı
- iskeleti çıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- islim arkadan gelsin kelimesinin sözlük anlamı
- islim tutmak kelimesinin sözlük anlamı
- isnat etmek kelimesinin sözlük anlamı
- ispat etmek kelimesinin sözlük anlamı
- israf etmek kelimesinin sözlük anlamı
- israfa kaçmak kelimesinin sözlük anlamı
- istasyon yapmak kelimesinin sözlük anlamı
- istavroz çıkarmak kelimesinin sözlük anlamı
- istek duymak kelimesinin sözlük anlamı
- istek (veya isteğini) uyandırmak kelimesinin sözlük anlamı
- istediği gibi kelimesinin sözlük anlamı
- istediği gibi at koşturmak (veya oynatmak) kelimesinin sözlük anlamı
- istemem diyenden korkmalı kelimesinin sözlük anlamı
- istediğini söyleyen istemediğini işitir kelimesinin sözlük anlamı
- istemesini bilmek kelimesinin sözlük anlamı
- ister misin? kelimesinin sözlük anlamı
- isteyenin bir yüzü, vermeyenin iki yüzü kara kelimesinin sözlük anlamı
- istiane etmek kelimesinin sözlük anlamı
- istiap etmek kelimesinin sözlük anlamı
- istibat etmek kelimesinin sözlük anlamı
- istical etmek kelimesinin sözlük anlamı
- isticar etmek kelimesinin sözlük anlamı
- istidlal etmek kelimesinin sözlük anlamı
- istif etmek kelimesinin sözlük anlamı
- istifini bozmamak kelimesinin sözlük anlamı
- istifa etmek kelimesinin sözlük anlamı
- istifayı basmak kelimesinin sözlük anlamı
- istifade etmek kelimesinin sözlük anlamı
- istifra etmek kelimesinin sözlük anlamı
- istiğfar etmek kelimesinin sözlük anlamı
- istihale etmek kelimesinin sözlük anlamı
- istihareye yatmak kelimesinin sözlük anlamı
- istihbar etmek kelimesinin sözlük anlamı
- istihdaf etmek kelimesinin sözlük anlamı
- istihdam etmek kelimesinin sözlük anlamı
- istihfaf etmek kelimesinin sözlük anlamı
- istihkar etmek kelimesinin sözlük anlamı
- istihlak etmek kelimesinin sözlük anlamı
- istihraç etmek kelimesinin sözlük anlamı
- istihsal etmek kelimesinin sözlük anlamı
- istihza etmek kelimesinin sözlük anlamı
- istikamet vermek kelimesinin sözlük anlamı
- istikbal etmek kelimesinin sözlük anlamı
- istikrah etmek kelimesinin sözlük anlamı
- istikrar bulmak kelimesinin sözlük anlamı
- istikraz etmek kelimesinin sözlük anlamı
- istila etmek kelimesinin sözlük anlamı
- istilzam etmek kelimesinin sözlük anlamı
- istim üstünde olmak kelimesinin sözlük anlamı
- istim arkadan gelsin kelimesinin sözlük anlamı
- istimal etmek kelimesinin sözlük anlamı
- istimdat etmek kelimesinin sözlük anlamı
- istimlak etmek kelimesinin sözlük anlamı
- istimzaç etmek kelimesinin sözlük anlamı
- istinat etmek kelimesinin sözlük anlamı
- istinga etmek kelimesinin sözlük anlamı
- istinkâf etmek kelimesinin sözlük anlamı
- istinsah etmek kelimesinin sözlük anlamı
- istintaç etmek kelimesinin sözlük anlamı
- istintak etmek kelimesinin sözlük anlamı
- istirahat etmek kelimesinin sözlük anlamı
- istirham etmek kelimesinin sözlük anlamı
- istirhamda bulunmak kelimesinin sözlük anlamı
- istiskal etmek kelimesinin sözlük anlamı
- istismar etmek kelimesinin sözlük anlamı
- istisna etmek kelimesinin sözlük anlamı
- istişare etmek kelimesinin sözlük anlamı
- istizah etmek kelimesinin sözlük anlamı
- istizan etmek (veya eylemek) kelimesinin sözlük anlamı
- istop etmek kelimesinin sözlük anlamı
- isyan bayrağı (veya bayrağını) açmak (veya çekmek) kelimesinin sözlük anlamı
- isyan etmek kelimesinin sözlük anlamı
- isyanları oynamak kelimesinin sözlük anlamı
- iş açmak kelimesinin sözlük anlamı
- iş almak kelimesinin sözlük anlamı
- iş amana binince kavga uzamaz kelimesinin sözlük anlamı
- iş anlatılıncaya kadar baş elden gider kelimesinin sözlük anlamı
- iş ayağa düşmek kelimesinin sözlük anlamı
- iş başa düşmek kelimesinin sözlük anlamı
- iş bırakmak kelimesinin sözlük anlamı
- iş bilenin, kılıç kuşananın kelimesinin sözlük anlamı
- iş bilmek kelimesinin sözlük anlamı
- iş bitirmek kelimesinin sözlük anlamı
- iş (birinde) bitmek kelimesinin sözlük anlamı
- iş (birinden) bitmek kelimesinin sözlük anlamı
- iş çatallanmak kelimesinin sözlük anlamı
- iş çevirmek kelimesinin sözlük anlamı
- iş çığırından çıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- iş çıkarmak kelimesinin sözlük anlamı
- iş dayıya düştü kelimesinin sözlük anlamı
- iş değil kelimesinin sözlük anlamı
- iş düşmek kelimesinin sözlük anlamı
- iş edinmek kelimesinin sözlük anlamı
- iş etmek kelimesinin sözlük anlamı
- iş görmek kelimesinin sözlük anlamı
- iş göstermek kelimesinin sözlük anlamı
- iş inada binmek kelimesinin sözlük anlamı
- iş insanın aynasıdır kelimesinin sözlük anlamı
- iş işlemek kelimesinin sözlük anlamı
- iş işten geçmek kelimesinin sözlük anlamı
- iş (birine) kalmak kelimesinin sözlük anlamı
- iş karıştırmak kelimesinin sözlük anlamı
- iş ki kelimesinin sözlük anlamı
- iş mi? kelimesinin sözlük anlamı
- iş ola kelimesinin sözlük anlamı
- iş olacağına varır kelimesinin sözlük anlamı
- iş olsun diye kelimesinin sözlük anlamı
- iş sarpa sarmak kelimesinin sözlük anlamı
- iş şirazesinden çıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- iş tutmak kelimesinin sözlük anlamı
- iş vermek kelimesinin sözlük anlamı
- iş yapmak kelimesinin sözlük anlamı
- iş yok kelimesinin sözlük anlamı
- işe almak kelimesinin sözlük anlamı
- işe bak! kelimesinin sözlük anlamı
- işe girmek kelimesinin sözlük anlamı
- işe karışmak kelimesinin sözlük anlamı
- işe koşmak kelimesinin sözlük anlamı
- işe yaramak kelimesinin sözlük anlamı
- işi ahbaplığa dökmek kelimesinin sözlük anlamı
- işi aksi gitmek kelimesinin sözlük anlamı
- işi Allah'a kalmak kelimesinin sözlük anlamı
- işi anlamak kelimesinin sözlük anlamı
- işi azıtmak kelimesinin sözlük anlamı
- işi başından aşmak (veya aşkın olmak) kelimesinin sözlük anlamı
- işi bitmek kelimesinin sözlük anlamı
- işi bozmak kelimesinin sözlük anlamı
- işi bozulmak kelimesinin sözlük anlamı
- işi ciddiye almak kelimesinin sözlük anlamı
- işi çıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- işi düşmek kelimesinin sözlük anlamı
- işi ...-e dökmek kelimesinin sözlük anlamı
- işi ...-e vurmak kelimesinin sözlük anlamı
- işi ileri götürmek kelimesinin sözlük anlamı
- işi iş, kaşığı gümüş kelimesinin sözlük anlamı
- işi iş olmak kelimesinin sözlük anlamı
- işi kotarmak kelimesinin sözlük anlamı
- işi ne? kelimesinin sözlük anlamı
- işi olmak kelimesinin sözlük anlamı
- işi pişirmek kelimesinin sözlük anlamı
- işi rast gitmek kelimesinin sözlük anlamı
- işi resmiyete dökmek kelimesinin sözlük anlamı
- işi sağlama almak kelimesinin sözlük anlamı
- işi savsaklamak kelimesinin sözlük anlamı
- işi şakaya dökmek kelimesinin sözlük anlamı
- işi tatlıya bağlamak kelimesinin sözlük anlamı
- işi temizlemek kelimesinin sözlük anlamı
- işi uzatmak kelimesinin sözlük anlamı
- işi üç nalla bir ata kaldı kelimesinin sözlük anlamı
- işi (bir şeye) vurmak kelimesinin sözlük anlamı
- işi yokuşa sürmek (veya koşmak) kelimesinin sözlük anlamı
- işi yolunda (veya tıkırında) gitmek (veya olmak) kelimesinin sözlük anlamı
- işi yoluna koymak kelimesinin sözlük anlamı
- işin alayında olmak kelimesinin sözlük anlamı
- işin başı kelimesinin sözlük anlamı
- işin doğrusu kelimesinin sözlük anlamı
- işin fenası kelimesinin sözlük anlamı
- işin garibi kelimesinin sözlük anlamı
- işin içinde iş var kelimesinin sözlük anlamı
- işin içinden çıkamamak kelimesinin sözlük anlamı
- işin içinden çıkmak (veya sıyrılmak) kelimesinin sözlük anlamı
- işin kolayına kaçmak kelimesinin sözlük anlamı
- işin kötüsü kelimesinin sözlük anlamı
- işin kurdu kelimesinin sözlük anlamı
- işin kurdu olmak kelimesinin sözlük anlamı
- işin mi yok kelimesinin sözlük anlamı
- işin ortasını bulmak kelimesinin sözlük anlamı
- işin rengi değişmek kelimesinin sözlük anlamı
- işin tuhafı kelimesinin sözlük anlamı
- işin ucu birine dokunmak kelimesinin sözlük anlamı
- işin üstesinden gelmek kelimesinin sözlük anlamı
- işin yoksa şahit ol, paran çoksa kefil ol kelimesinin sözlük anlamı
- işinden olmak kelimesinin sözlük anlamı
- işine bak! kelimesinin sözlük anlamı
- işine gelmek kelimesinin sözlük anlamı
- işine göre kelimesinin sözlük anlamı
- işine hor bakan boynuna torba takar kelimesinin sözlük anlamı
- işine koyulmak kelimesinin sözlük anlamı
- işini bilmek kelimesinin sözlük anlamı
- işini bitirmek kelimesinin sözlük anlamı
- işini görmek kelimesinin sözlük anlamı
- işini kış tut da yaz çıkarsa bahtına kelimesinin sözlük anlamı
- işini uydurmak kelimesinin sözlük anlamı
- işini yoluna koymak kelimesinin sözlük anlamı
- işinin adamı kelimesinin sözlük anlamı
- işler açılmak kelimesinin sözlük anlamı
- işler arapsaçına dönmek kelimesinin sözlük anlamı
- işler becermek kelimesinin sözlük anlamı
- işten (bile) değil kelimesinin sözlük anlamı
- işten el çektirmek kelimesinin sözlük anlamı
- işten güçten vakit bulamamak kelimesinin sözlük anlamı
- işaret etmek kelimesinin sözlük anlamı
- işaret vermek kelimesinin sözlük anlamı
- işbaşı yapmak kelimesinin sözlük anlamı
- işbaşına gelmek kelimesinin sözlük anlamı
- iş birliği yapmak kelimesinin sözlük anlamı
- işgal etmek kelimesinin sözlük anlamı
- işi gücü bırakmak kelimesinin sözlük anlamı
- işten güçten kalmak kelimesinin sözlük anlamı
- işgüzarlık etmek kelimesinin sözlük anlamı
- işitmezliğe getirmek (veya işitmezlikten gelmek) kelimesinin sözlük anlamı
- işkâl etmek kelimesinin sözlük anlamı
- işkembeden atmak (veya söylemek) kelimesinin sözlük anlamı
- işkembesini düşünmek kelimesinin sözlük anlamı
- işkembesini şişirmek kelimesinin sözlük anlamı
- işkence etmek (veya yapmak) kelimesinin sözlük anlamı
- işkenceye sokmak kelimesinin sözlük anlamı
- işkilli büzük dingilder kelimesinin sözlük anlamı
- işkilli olmak kelimesinin sözlük anlamı
- işlem görmek kelimesinin sözlük anlamı
- işleme koymak kelimesinin sözlük anlamı
- işleyen demir pas tutmaz (veya ışıldar) kelimesinin sözlük anlamı
- işmar etmek (veya geçmek) kelimesinin sözlük anlamı
- işportaya düşmek kelimesinin sözlük anlamı
- işsiz güçsüz kalmak kelimesinin sözlük anlamı
- iştah açmak kelimesinin sözlük anlamı
- iştah kapamak (veya kesmek) kelimesinin sözlük anlamı
- iştaha gelmek kelimesinin sözlük anlamı
- iştah dişin dibindedir kelimesinin sözlük anlamı
- iştahı açılmak kelimesinin sözlük anlamı
- iştahı kabarmak kelimesinin sözlük anlamı
- iştahı kapanmak (veya kesilmek) kelimesinin sözlük anlamı
- iştahı olmak kelimesinin sözlük anlamı
- iştahı yerinde olmak kelimesinin sözlük anlamı
- iştial etmek kelimesinin sözlük anlamı
- iştigal etmek kelimesinin sözlük anlamı
- iştira etmek kelimesinin sözlük anlamı
- iştirak etmek kelimesinin sözlük anlamı
- iştiyak duymak kelimesinin sözlük anlamı
- it ağzını kemik tutar kelimesinin sözlük anlamı
- it değmekle deniz pis olmaz kelimesinin sözlük anlamı
- it derisinden post olmaz kelimesinin sözlük anlamı
- it dişi domuz derisi kelimesinin sözlük anlamı
- it gibi çalışmak kelimesinin sözlük anlamı
- it ite (buyurur), it de kuyruğuna kelimesinin sözlük anlamı
- it izi at izine karışmak kelimesinin sözlük anlamı
- it sürüsü kadar kelimesinin sözlük anlamı
- it ürür, kervan yürür kelimesinin sözlük anlamı
- ite atsan yemez kelimesinin sözlük anlamı
- ite ot, ata et vermek kelimesinin sözlük anlamı
- iti an, taşı eline al (veya çomağı hazırla) kelimesinin sözlük anlamı
- itin ahmağı baklavadan pay umar kelimesinin sözlük anlamı
- it kağnı gölgesinde yürür de kendi gölgesi sanırmış kelimesinin sözlük anlamı
- it ölüsü gibi kelimesinin sözlük anlamı
- itle çuvala girilmez kelimesinin sözlük anlamı
- it sürü, para kazan kelimesinin sözlük anlamı
- it ulur, birbirini bulur kelimesinin sözlük anlamı
- itle dalaşmaktan çalıyı dolaşmak yeğdir kelimesinin sözlük anlamı
- iti ite kırdırmak kelimesinin sözlük anlamı
- it iti ısırmaz kelimesinin sözlük anlamı
- iti öldürene sürütürler kelimesinin sözlük anlamı
- itin götüne (veya kıçına) sokmak kelimesinin sözlük anlamı
- itin kuyruğunda kelimesinin sözlük anlamı
- itaat etmek kelimesinin sözlük anlamı
- itaatsizlik etmek kelimesinin sözlük anlamı
- itap etmek kelimesinin sözlük anlamı
- itfa etmek kelimesinin sözlük anlamı
- ithaf etmek kelimesinin sözlük anlamı
- ithal etmek kelimesinin sözlük anlamı
- itham etmek kelimesinin sözlük anlamı
- ithamda bulunmak kelimesinin sözlük anlamı
- itibar etmek kelimesinin sözlük anlamı
- itibar görmek kelimesinin sözlük anlamı
- itibara almak kelimesinin sözlük anlamı
- itibardan düşmek kelimesinin sözlük anlamı
- itibarın sağ olsun kelimesinin sözlük anlamı
- itidalini kaybetmek kelimesinin sözlük anlamı
- itidalini muhafaza etmek kelimesinin sözlük anlamı
- itila etmek kelimesinin sözlük anlamı
- itilaf etmek kelimesinin sözlük anlamı
- itimat etmek (veya beslemek) kelimesinin sözlük anlamı
- itimat telkin etmek kelimesinin sözlük anlamı
- itina etmek kelimesinin sözlük anlamı
- itiraf etmek kelimesinin sözlük anlamı
- itiraz etmek kelimesinin sözlük anlamı
- itişip kakışmak kelimesinin sözlük anlamı
- itiyat etmek kelimesinin sözlük anlamı
- itizar etmek kelimesinin sözlük anlamı
- itlaf etmek kelimesinin sözlük anlamı
- itmam etmek kelimesinin sözlük anlamı
- ittifak etmek kelimesinin sözlük anlamı
- ittihat etmek kelimesinin sözlük anlamı
- ittihaz etmek kelimesinin sözlük anlamı
- ivme kazanmak kelimesinin sözlük anlamı
- iven kız ere varmaz, varsa da baht bulmaz kelimesinin sözlük anlamı
- iyesi olmak kelimesinin sözlük anlamı
- iyi etmek kelimesinin sözlük anlamı
- iyi evlat babayı vezir, kötü evlat rezil eder kelimesinin sözlük anlamı
- iyi gelmek kelimesinin sözlük anlamı
- iyi gitmek kelimesinin sözlük anlamı
- iyi gözle bakmamak kelimesinin sözlük anlamı
- iyi hoş (ama) kelimesinin sözlük anlamı
- iyi insan sözünün üstüne gelir kelimesinin sözlük anlamı
- iyi iş (doğrusu) kelimesinin sözlük anlamı
- iyi karşılamak kelimesinin sözlük anlamı
- iyi ki kelimesinin sözlük anlamı
- iyi nasihat verilir, iyi ad verilmez kelimesinin sözlük anlamı
- iyi olacak hastanın hekim ayağına gelir kelimesinin sözlük anlamı
- iyi olmak kelimesinin sözlük anlamı
- iyi saatte olsunlar kelimesinin sözlük anlamı
- iyi söylemek kelimesinin sözlük anlamı
- iyisi mi kelimesinin sözlük anlamı
- iyiye çekmek kelimesinin sözlük anlamı
- iyiye iyi, kötüye kötü demek kelimesinin sözlük anlamı
- iyi gün dostu olmak kelimesinin sözlük anlamı
- iyilik bilmek kelimesinin sözlük anlamı
- iyilik eden iyilik bulur kelimesinin sözlük anlamı
- iyilik et denize at, balık bilmezse Halik bilir kelimesinin sözlük anlamı
- iyilik etmek kelimesinin sözlük anlamı
- iyilik görmek kelimesinin sözlük anlamı
- iyilik iki baştan olur kelimesinin sözlük anlamı
- iyiliğe iyilik her kişinin kârı, kötülüğe iyilik er kişinin kârı kelimesinin sözlük anlamı
- iyiliği dokunmak kelimesinin sözlük anlamı
- iyot gibi ortaya çıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- iz bırakmak kelimesinin sözlük anlamı
- iz sürmek kelimesinin sözlük anlamı
- izi belirsiz olmak kelimesinin sözlük anlamı
- izi silinmek kelimesinin sözlük anlamı
- izinden yürümek kelimesinin sözlük anlamı
- izine basmak kelimesinin sözlük anlamı
- izine dönmek kelimesinin sözlük anlamı
- izine düşmek kelimesinin sözlük anlamı
- izine uymak kelimesinin sözlük anlamı
- izini düşürmek kelimesinin sözlük anlamı
- izini kaybetmek kelimesinin sözlük anlamı
- izaç etmek kelimesinin sözlük anlamı
- izanı yok kelimesinin sözlük anlamı
- izafe etmek kelimesinin sözlük anlamı
- izah etmek kelimesinin sözlük anlamı
- izahat vermek kelimesinin sözlük anlamı
- izahatta bulunmak kelimesinin sözlük anlamı
- izale etmek kelimesinin sözlük anlamı
- izam etmek kelimesinin sözlük anlamı
- izaz etmek kelimesinin sözlük anlamı
- izdivaç etmek kelimesinin sözlük anlamı
- izhar etmek kelimesinin sözlük anlamı
- izin almak kelimesinin sözlük anlamı
- izin çıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- izin istemek kelimesinin sözlük anlamı
- izin koparmak kelimesinin sözlük anlamı
- izin vermek kelimesinin sözlük anlamı
- izne çıkmak (veya ayrılmak) kelimesinin sözlük anlamı
- izninizle kelimesinin sözlük anlamı
- izinli çıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- izinli saymak kelimesinin sözlük anlamı
- izlenim (veya izlemini) bırakmak (veya vermek) kelimesinin sözlük anlamı
- izole etmek kelimesinin sözlük anlamı
- izzetinefsine dokunmak kelimesinin sözlük anlamı
- izzetinefsine yedirememek kelimesinin sözlük anlamı
- ışıl ışıl yanmak kelimesinin sözlük anlamı
- ifham etmek kelimesinin sözlük anlamı
- in gibi kelimesinin sözlük anlamı
- ikinci baharı yaşamak kelimesinin sözlük anlamı
Yukarı