Skip To Content
e harfi ile başlayan Atasözleri ve Deyimler
- e mi! kelimesinin sözlük anlamı
- ebe olmak kelimesinin sözlük anlamı
- ebediyete intikal etmek kelimesinin sözlük anlamı
- ecel aman verirse kelimesinin sözlük anlamı
- ecel geldi cihana, baş ağrısı bahane kelimesinin sözlük anlamı
- ecele çare bulunmaz kelimesinin sözlük anlamı
- eceli gelen (veya yaklaşan) köpek cami (veya mescit) duvarına (veya avlusuna) siyer (veya işer) kelimesinin sözlük anlamı
- eceli gelmek kelimesinin sözlük anlamı
- eceline susamak kelimesinin sözlük anlamı
- eceliyle ölmek kelimesinin sözlük anlamı
- ecinniler top oynuyor kelimesinin sözlük anlamı
- ecir sabır dilemek kelimesinin sözlük anlamı
- eda etmek kelimesinin sözlük anlamı
- edebiyat yapmak kelimesinin sözlük anlamı
- edep etmek kelimesinin sözlük anlamı
- edep yahu kelimesinin sözlük anlamı
- edebi edepsizden öğren kelimesinin sözlük anlamı
- edebini takınmak kelimesinin sözlük anlamı
- edeptir söylemesi kelimesinin sözlük anlamı
- efelik etmek kelimesinin sözlük anlamı
- efendi gibi yaşamak kelimesinin sözlük anlamı
- efendiden bir adam kelimesinin sözlük anlamı
- efendim nerede, ben nerede? kelimesinin sözlük anlamı
- efendime söyleyeyim kelimesinin sözlük anlamı
- efil efil esmek kelimesinin sözlük anlamı
- efil efil etmek kelimesinin sözlük anlamı
- efkâr basmak kelimesinin sözlük anlamı
- efkâr dağıtmak kelimesinin sözlük anlamı
- efkâr etmek kelimesinin sözlük anlamı
- efkârı dağılmak kelimesinin sözlük anlamı
- eflake ser çekmek kelimesinin sözlük anlamı
- efradını cami, ağyarını mâni kelimesinin sözlük anlamı
- efsane olmak kelimesinin sözlük anlamı
- egzersiz yapmak kelimesinin sözlük anlamı
- eğilen baş kesilmez kelimesinin sözlük anlamı
- eğilip bükülmek kelimesinin sözlük anlamı
- eğitim almak kelimesinin sözlük anlamı
- eğitim vermek kelimesinin sözlük anlamı
- eğreti almak kelimesinin sözlük anlamı
- eğreti ata binen tez iner kelimesinin sözlük anlamı
- eğreti kuyruk tez kopar kelimesinin sözlük anlamı
- eğreti oturmak kelimesinin sözlük anlamı
- eğreti vermek kelimesinin sözlük anlamı
- eğretiye almak kelimesinin sözlük anlamı
- eğri (veya eğri gözle) bakmak kelimesinin sözlük anlamı
- eğri gemi doğru sefer kelimesinin sözlük anlamı
- eğri oturup doğru konuşalım kelimesinin sözlük anlamı
- eğrisi doğrusuna gelmek kelimesinin sözlük anlamı
- eğriye eğri doğruya doğru kelimesinin sözlük anlamı
- ehemmiyet vermek kelimesinin sözlük anlamı
- ehil olmak kelimesinin sözlük anlamı
- ehven kurtulmak kelimesinin sözlük anlamı
- ejderha gibi kelimesinin sözlük anlamı
- ejder gibi kelimesinin sözlük anlamı
- ek bent olmak kelimesinin sözlük anlamı
- ekini belli etmemek kelimesinin sözlük anlamı
- ek tohumun hasını, çekme yiyecek yasını kelimesinin sözlük anlamı
- eken biçer, konan göçer kelimesinin sözlük anlamı
- ekip biçmek kelimesinin sözlük anlamı
- ekmeden biçilmez kelimesinin sözlük anlamı
- ekmediği yerden biter kelimesinin sözlük anlamı
- ekmek aslanın ağzında kelimesinin sözlük anlamı
- ekmek çarpsın! kelimesinin sözlük anlamı
- ekmek elden su gölden kelimesinin sözlük anlamı
- ekmek istemez su istemez kelimesinin sözlük anlamı
- ekmek öpmek kelimesinin sözlük anlamı
- ekmeği ekmekçiye ver, bir ekmek de üste ver kelimesinin sözlük anlamı
- ekmeğin büyüğü, hamurun çoğundan olur kelimesinin sözlük anlamı
- ekmeğinden etmek kelimesinin sözlük anlamı
- ekmeğinden olmak kelimesinin sözlük anlamı
- ekmeğine göz koymak (veya dikmek) kelimesinin sözlük anlamı
- ekmeğine yağ sürmek kelimesinin sözlük anlamı
- ekmeğini çıkarmak kelimesinin sözlük anlamı
- ekmeğini eline almak kelimesinin sözlük anlamı
- ekmeğini kana doğramak kelimesinin sözlük anlamı
- ekmeğini kazanmak kelimesinin sözlük anlamı
- ekmeğini taştan çıkarmak kelimesinin sözlük anlamı
- ekmeğini yemek kelimesinin sözlük anlamı
- ekmeğiyle oynamak kelimesinin sözlük anlamı
- ekmekle oynayanın ekmeğiyle oynanır kelimesinin sözlük anlamı
- ekmekten kaşık olur ama her yoğurdun hakkına değil kelimesinin sözlük anlamı
- ekol kurmak kelimesinin sözlük anlamı
- ekonomi yapmak kelimesinin sözlük anlamı
- ekonomik davranmak kelimesinin sözlük anlamı
- eksik çıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- eksik doğmak kelimesinin sözlük anlamı
- eksik etmemek kelimesinin sözlük anlamı
- eksik gelmek kelimesinin sözlük anlamı
- eksik olma! kelimesinin sözlük anlamı
- eksik olmamak kelimesinin sözlük anlamı
- eksik olmasın kelimesinin sözlük anlamı
- eksik olsun kelimesinin sözlük anlamı
- eksik gedik kapamak kelimesinin sözlük anlamı
- eksiltmeye çıkarmak kelimesinin sözlük anlamı
- emboli atmak kelimesinin sözlük anlamı
- eski kimliğine bürünmek kelimesinin sözlük anlamı
- eski ağza yeni taam kelimesinin sözlük anlamı
- eski çamlar bardak oldu kelimesinin sözlük anlamı
- eski defterleri yoklamak (veya karıştırmak) kelimesinin sözlük anlamı
- eski defterleri kapatmak kelimesinin sözlük anlamı
- eski dost düşman olmaz, yenisinden vefa gelmez kelimesinin sözlük anlamı
- eski düşman dost olmaz kelimesinin sözlük anlamı
- eskisini aratmamak kelimesinin sözlük anlamı
- eski hamam eski tas kelimesinin sözlük anlamı
- eski hayratı da berbat etmek kelimesinin sözlük anlamı
- eski köye yeni âdet getirmek kelimesinin sözlük anlamı
- eski kulağı kesiklerden olmak kelimesinin sözlük anlamı
- eskisi kadar (veya gibi) kelimesinin sözlük anlamı
- eskiye rağbet (veya itibar) olsaydı bitpazarına nur yağardı kelimesinin sözlük anlamı
- eskisi olmayanın yenisi (veya acarı) olmaz kelimesinin sözlük anlamı
- esmayı üstüne sıçratmak kelimesinin sözlük anlamı
- esip gürlemek kelimesinin sözlük anlamı
- esmere al bağla, karşısına geç ağla kelimesinin sözlük anlamı
- espri patlatmak kelimesinin sözlük anlamı
- espri yapmak kelimesinin sözlük anlamı
- esprisi kalmamak kelimesinin sözlük anlamı
- esrara dalmak kelimesinin sözlük anlamı
- esrar çekmek kelimesinin sözlük anlamı
- esrik devenin çulu eğri gerek kelimesinin sözlük anlamı
- estek köstek etmek kelimesinin sözlük anlamı
- eş tutmak kelimesinin sözlük anlamı
- eşi benzeri (veya manendi veya menendi) olmamak (veya bulunmamak veya yok) kelimesinin sözlük anlamı
- eşek at olmaz, ciğer et olmaz kelimesinin sözlük anlamı
- eşek bile bir düştüğü yere bir daha düşmez kelimesinin sözlük anlamı
- eşek çamura çökerse sahibinden gayretlisi olmaz kelimesinin sözlük anlamı
- eşek derisi gibi kelimesinin sözlük anlamı
- eşek eşeği ödünç kaşır kelimesinin sözlük anlamı
- eşek gibi kelimesinin sözlük anlamı
- eşek kadar kelimesinin sözlük anlamı
- eşek hoşaftan ne anlar (suyunu içer, tanesini bırakır) kelimesinin sözlük anlamı
- eşek kocamakla tavla başı olmaz kelimesinin sözlük anlamı
- eşek kulağı kesilmekle küheylan olmaz kelimesinin sözlük anlamı
- eşek kuyruğu gibi ne uzar ne kısalır kelimesinin sözlük anlamı
- eşek sudan gelinceye kadar dövmek kelimesinin sözlük anlamı
- eşeğe altın semer vursalar yine eşektir kelimesinin sözlük anlamı
- eşeğe cilve yap demişler, çifte atmış kelimesinin sözlük anlamı
- eşeğe gücü yetmeyip semerini dövmek kelimesinin sözlük anlamı
- eşeği dama çıkaran yine kendi indirir kelimesinin sözlük anlamı
- eşeği düğüne çağırmışlar, "ya su lazımdır ya odun" demiş kelimesinin sözlük anlamı
- eşeği sahibinin dediği yere bağla da varsın kurt yesin kelimesinin sözlük anlamı
- eşeği yoldan çıkaran sıpanın oynaması kelimesinin sözlük anlamı
- eşeğin aklına karpuz kabuğu düşürmek (veya koymak) kelimesinin sözlük anlamı
- eşeğin kuyruğu gibi kelimesinin sözlük anlamı
- eşeğin kuyruğunu kalabalıkta kesme; kimi uzun der, kimi kısa kelimesinin sözlük anlamı
- eşeğin ölümü köpeğe ziyafettir (veya düğündür) kelimesinin sözlük anlamı
- eşeğini sağlam kazığa bağlamak kelimesinin sözlük anlamı
- eşekten düşmüşe (veya düşmüş karpuza) dönmek kelimesinin sözlük anlamı
- eşeklik etmek kelimesinin sözlük anlamı
- eşik (veya eşiğini) atlamak kelimesinin sözlük anlamı
- eşiğine yüz sürmek kelimesinin sözlük anlamı
- eşiğini aşındırmak kelimesinin sözlük anlamı
- eşkıya gibi kelimesinin sözlük anlamı
- eşkıyalık etmek kelimesinin sözlük anlamı
- eşlik etmek kelimesinin sözlük anlamı
- et bağlamak kelimesinin sözlük anlamı
- et kanlı gerek, yiğit canlı kelimesinin sözlük anlamı
- et tırnak olmak kelimesinin sözlük anlamı
- et kokarsa tuzlanır, ya tuz kokarsa ne yapılır? kelimesinin sözlük anlamı
- et ne kadar arık olsa üstüne ekmek yaraşır kelimesinin sözlük anlamı
- et tırnaktan ayrılmaz kelimesinin sözlük anlamı
- et tutmak kelimesinin sözlük anlamı
- ete kemiğe dönüştürmek (veya büründürmek) kelimesinin sözlük anlamı
- eti budu yerinde (veya etine dolgun) kelimesinin sözlük anlamı
- eti kemiği kelimesinin sözlük anlamı
- eti kemiğine yapışmak kelimesinin sözlük anlamı
- eti ne budu ne? kelimesinin sözlük anlamı
- eti senin, kemiği benim kelimesinin sözlük anlamı
- etinden et koparmak (veya kesmek) kelimesinin sözlük anlamı
- etle tırnak arasına girilmez kelimesinin sözlük anlamı
- etle tırnak gibi kelimesinin sözlük anlamı
- etten duvar örmek kelimesinin sözlük anlamı
- etten önce çömleğe düşmek kelimesinin sözlük anlamı
- etek açmak kelimesinin sözlük anlamı
- etek öpmek kelimesinin sözlük anlamı
- etek silkmek kelimesinin sözlük anlamı
- etek takmak (veya giymek) kelimesinin sözlük anlamı
- eteğe varmak kelimesinin sözlük anlamı
- eteği ayağına dolaşmak kelimesinin sözlük anlamı
- eteği kirlenmek kelimesinin sözlük anlamı
- eteğinde namaz kılınmak kelimesinin sözlük anlamı
- eteğindeki taşı dökmek kelimesinin sözlük anlamı
- eteğinden ayrılmamak kelimesinin sözlük anlamı
- eteğinden el çekmek kelimesinin sözlük anlamı
- eteğini başına atmak (veya sarmak) kelimesinin sözlük anlamı
- eteğini çekmek kelimesinin sözlük anlamı
- eteğini tutmak kelimesinin sözlük anlamı
- eteğine düşmek (veya sarılmak) kelimesinin sözlük anlamı
- eteğine yapışmak (veya sığınmak) kelimesinin sözlük anlamı
- eteğini toplamak kelimesinin sözlük anlamı
- eteğiyle mum söndürmek kelimesinin sözlük anlamı
- etekleri tutuşmak kelimesinin sözlük anlamı
- etekleri uzamak kelimesinin sözlük anlamı
- etekleri zil (veya ıslık veya çalpara) çalmak kelimesinin sözlük anlamı
- eteklerini indirmek kelimesinin sözlük anlamı
- eteklerini toplamak kelimesinin sözlük anlamı
- etki bırakmak kelimesinin sözlük anlamı
- etki etmek kelimesinin sözlük anlamı
- etkisini göstermek kelimesinin sözlük anlamı
- etkili olmak kelimesinin sözlük anlamı
- etkisiz hâle getirmek kelimesinin sözlük anlamı
- etliye sütlüye karışmamak kelimesinin sözlük anlamı
- etme bulma dünyası kelimesinin sözlük anlamı
- edememek kelimesinin sözlük anlamı
- eden bulur, inleyen ölür kelimesinin sözlük anlamı
- etme (veya etme yahu) kelimesinin sözlük anlamı
- etme eyleme kelimesinin sözlük anlamı
- etmediğini bırakmamak (veya komamak) kelimesinin sözlük anlamı
- ettiği hayır, ürküttüğü kurbağaya değmemek kelimesinin sözlük anlamı
- ettiği yanına (kâr) kalmak kelimesinin sözlük anlamı
- ettiğini bulmak (veya çekmek) kelimesinin sözlük anlamı
- ettiğini yanına bırakmamak kelimesinin sözlük anlamı
- ettiğiyle kalmak kelimesinin sözlük anlamı
- etrafı boş bulmak kelimesinin sözlük anlamı
- etrafında dört (veya pervane gibi) dönmek (veya pervane olmak) kelimesinin sözlük anlamı
- etrafını almak (veya sarmak) kelimesinin sözlük anlamı
- etüt etmek kelimesinin sözlük anlamı
- ev açmak kelimesinin sözlük anlamı
- ev alma, komşu al kelimesinin sözlük anlamı
- ev bozmak kelimesinin sözlük anlamı
- ev ev dolaşmak (veya gezmek) kelimesinin sözlük anlamı
- ev işletmek kelimesinin sözlük anlamı
- ev tutmak kelimesinin sözlük anlamı
- evde kalmak kelimesinin sözlük anlamı
- evi ev eden avrat kelimesinin sözlük anlamı
- evdeki pazar (veya hesap) çarşıya uymaz kelimesinin sözlük anlamı
- eve çıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- evlerden ırak (veya uzak) kelimesinin sözlük anlamı
- evlere şenlik kelimesinin sözlük anlamı
- ev bark yıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- evci çıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- evin bağlamak kelimesinin sözlük anlamı
- evirip çevirmek kelimesinin sözlük anlamı
- evlat edinmek kelimesinin sözlük anlamı
- evladı ben doğurdum ama gönlünü ben doğurmadım kelimesinin sözlük anlamı
- evladın var mı derdin var kelimesinin sözlük anlamı
- evlenenle ev alana Allah yardım eder kelimesinin sözlük anlamı
- evlenmek barklanmak kelimesinin sözlük anlamı
- evli evine, köylü köyüne kelimesinin sözlük anlamı
- evlinin bir evi var, kiracının bin evi var kelimesinin sözlük anlamı
- evliya gibi kelimesinin sözlük anlamı
- evrat çekmek kelimesinin sözlük anlamı
- evvel zaman içinde, kalbur saman içinde kelimesinin sözlük anlamı
- evvela can, sonra canan kelimesinin sözlük anlamı
- eyer boşaltmak kelimesinin sözlük anlamı
- eyer kapatmak (veya kapamak) kelimesinin sözlük anlamı
- eyer vurmak kelimesinin sözlük anlamı
- eyere de gelir semere de kelimesinin sözlük anlamı
- eyeri boş kalmak kelimesinin sözlük anlamı
- eylem koymak kelimesinin sözlük anlamı
- eylemde bulunmak kelimesinin sözlük anlamı
- eyleme geçmek kelimesinin sözlük anlamı
- eyvallah demek kelimesinin sözlük anlamı
- eyvallah etmemek kelimesinin sözlük anlamı
- eyvallahı olmamak kelimesinin sözlük anlamı
- eyyam görmek (veya sürmek) kelimesinin sözlük anlamı
- eyyam ola! kelimesinin sözlük anlamı
- ezber bozmak kelimesinin sözlük anlamı
- ezber etmek kelimesinin sözlük anlamı
- ezber okumak kelimesinin sözlük anlamı
- ezberinde olmak kelimesinin sözlük anlamı
- ezberden okumak kelimesinin sözlük anlamı
- ezberden yapmak kelimesinin sözlük anlamı
- ezbere almak kelimesinin sözlük anlamı
- ezbere anlatmak kelimesinin sözlük anlamı
- ezbere bilmek kelimesinin sözlük anlamı
- ezbere iş görmek kelimesinin sözlük anlamı
- ezbere yapmak kelimesinin sözlük anlamı
- ezbere konuşmak kelimesinin sözlük anlamı
- eziklik duymak kelimesinin sözlük anlamı
- ezilip büzülmek kelimesinin sözlük anlamı
- ezilmeden yenilmek kelimesinin sözlük anlamı
- eziyet çekmek kelimesinin sözlük anlamı
- eziyet etmek kelimesinin sözlük anlamı
- eziyet vermek kelimesinin sözlük anlamı
- ez de suyunu iç kelimesinin sözlük anlamı
- ezip büzmek kelimesinin sözlük anlamı
- ekşi yemedim ki karnım ağrısın kelimesinin sözlük anlamı
- el açmak kelimesinin sözlük anlamı
- el almak kelimesinin sözlük anlamı
- el atmak kelimesinin sözlük anlamı
- el ayak çekilmek kelimesinin sözlük anlamı
- el ayak (veya etek) çekmek kelimesinin sözlük anlamı
- el bağlamak kelimesinin sözlük anlamı
- el basmak kelimesinin sözlük anlamı
- el bebek gül bebek kelimesinin sözlük anlamı
- el bende! kelimesinin sözlük anlamı
- el çekmek kelimesinin sözlük anlamı
- el çektirmek kelimesinin sözlük anlamı
- el çırpmak kelimesinin sözlük anlamı
- el değiştirmek kelimesinin sözlük anlamı
- el değmemek kelimesinin sözlük anlamı
- el dokunulmamak kelimesinin sözlük anlamı
- el el üstünde olur, ev ev üstünde olmaz kelimesinin sözlük anlamı
- el el üstünde oturmak kelimesinin sözlük anlamı
- el elde baş başta kelimesinin sözlük anlamı
- el elden kalmaz, dil dilden kalmaz kelimesinin sözlük anlamı
- el elden üstündür (ta arşa kadar) kelimesinin sözlük anlamı
- el eli yıkar, iki el yüzü kelimesinin sözlük anlamı
- el el ile, değirmen yel ile kelimesinin sözlük anlamı
- el ermez, güç yetmez kelimesinin sözlük anlamı
- el etek öpmek kelimesinin sözlük anlamı
- el etek tutmak kelimesinin sözlük anlamı
- el etmek kelimesinin sözlük anlamı
- el kadar kelimesinin sözlük anlamı
- el kaldırmak kelimesinin sözlük anlamı
- el katmak kelimesinin sözlük anlamı
- el koymak kelimesinin sözlük anlamı
- el ovuşturmak kelimesinin sözlük anlamı
- el öpenlerin çok olsun! kelimesinin sözlük anlamı
- el öpmek kelimesinin sözlük anlamı
- el öpmekle ağız aşınmaz kelimesinin sözlük anlamı
- el pençe kelimesinin sözlük anlamı
- el pençe divan kelimesinin sözlük anlamı
- el pençe divan durmak kelimesinin sözlük anlamı
- el sıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- el sıkışmak kelimesinin sözlük anlamı
- el sürmemek kelimesinin sözlük anlamı
- el tazelemek kelimesinin sözlük anlamı
- el terazi, göz mizan kelimesinin sözlük anlamı
- el tutmak kelimesinin sözlük anlamı
- el (veya elini) uzatmak kelimesinin sözlük anlamı
- el üstünde tutmak kelimesinin sözlük anlamı
- el vergisi, gönül sevgisi kelimesinin sözlük anlamı
- el vermek kelimesinin sözlük anlamı
- el vurmamak kelimesinin sözlük anlamı
- el (veya elini) yakmak kelimesinin sözlük anlamı
- el yarası onulur, dil yarası onulmaz kelimesinin sözlük anlamı
- el yıkamak kelimesinin sözlük anlamı
- elde avuçta (ne varsa) kelimesinin sözlük anlamı
- elde avuçta (bir şey) kalmamak kelimesinin sözlük anlamı
- elde etmek kelimesinin sözlük anlamı
- elde kalmak kelimesinin sözlük anlamı
- elde (veya elinde) olmamak kelimesinin sözlük anlamı
- elde tutmak kelimesinin sözlük anlamı
- eldeki yara, yarasıza duvar deliği kelimesinin sözlük anlamı
- elden ağza yaşamak kelimesinin sözlük anlamı
- elden ayaktan düşmek (veya kesilmek) kelimesinin sözlük anlamı
- elden bırakmamak (veya düşürmemek) kelimesinin sözlük anlamı
- elden çıkarmak kelimesinin sözlük anlamı
- elden çıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- elden geçirmek kelimesinin sözlük anlamı
- elden gel! kelimesinin sözlük anlamı
- elden geldiği kadar kelimesinin sözlük anlamı
- elden gelmemek kelimesinin sözlük anlamı
- elden gitmek kelimesinin sözlük anlamı
- elden kaçırmak kelimesinin sözlük anlamı
- elden kaçmak kelimesinin sözlük anlamı
- elden ne gelir? kelimesinin sözlük anlamı
- ele alınır kelimesinin sözlük anlamı
- ele alınmaz kelimesinin sözlük anlamı
- ele almak kelimesinin sözlük anlamı
- ele avuca sığmamak kelimesinin sözlük anlamı
- ele bakmak kelimesinin sözlük anlamı
- ele geçirmek kelimesinin sözlük anlamı
- ele geçmek kelimesinin sözlük anlamı
- ele gelmek kelimesinin sözlük anlamı
- ele vermek kelimesinin sözlük anlamı
- eli alışmak kelimesinin sözlük anlamı
- eli altında olmak kelimesinin sözlük anlamı
- eli (veya elleri) armut devşirmek kelimesinin sözlük anlamı
- eli ayağı (olmak) kelimesinin sözlük anlamı
- eli ayağı buz kesilmek (veya tutmamak) kelimesinin sözlük anlamı
- eli ayağı (veya ayağına) dolaşmak kelimesinin sözlük anlamı
- eli ayağı titremek kelimesinin sözlük anlamı
- eli ayağı tutmak kelimesinin sözlük anlamı
- eli aza varmamak kelimesinin sözlük anlamı
- eli boş çıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- eli boş dönmek (veya çevrilmek veya geri gelmek) kelimesinin sözlük anlamı
- eli boş gelmek kelimesinin sözlük anlamı
- eli cebine (veya cüzdanına veya kesesine) gitmemek (veya varmamak) kelimesinin sözlük anlamı
- eli değmek kelimesinin sözlük anlamı
- eli dursa ayağı durmaz kelimesinin sözlük anlamı
- eli ekmek tutmak kelimesinin sözlük anlamı
- eli eline değmemek kelimesinin sözlük anlamı
- eli ermek kelimesinin sözlük anlamı
- eli ermez gücü yetmez kelimesinin sözlük anlamı
- eli genişlemek kelimesinin sözlük anlamı
- eli gitmek kelimesinin sözlük anlamı
- eli harama uzanmak kelimesinin sözlük anlamı
- eli işe yatmak kelimesinin sözlük anlamı
- eli kalem tutmak kelimesinin sözlük anlamı
- eli kırılmak kelimesinin sözlük anlamı
- eli kırılsın! kelimesinin sözlük anlamı
- eli kolu bağlı durmak kelimesinin sözlük anlamı
- eli kolu (eli ayağı) bağlı kalmak (veya olmak) kelimesinin sözlük anlamı
- eli kurusun! kelimesinin sözlük anlamı
- eli olmak kelimesinin sözlük anlamı
- eli para görmek kelimesinin sözlük anlamı
- eli silah tutmak kelimesinin sözlük anlamı
- eli varmamak (veya gitmemek) kelimesinin sözlük anlamı
- eli yatmak kelimesinin sözlük anlamı
- elimi sallasam ellisi, başımı sallasam tellisi kelimesinin sözlük anlamı
- elinde avucunda nesi varsa kelimesinin sözlük anlamı
- elinde bulunmak (veya olmak) kelimesinin sözlük anlamı
- elinde büyümek kelimesinin sözlük anlamı
- elinde kalmak kelimesinin sözlük anlamı
- elinde olmak kelimesinin sözlük anlamı
- elinde olmak kelimesinin sözlük anlamı
- elinde patlamak kelimesinin sözlük anlamı
- elinde tutmak kelimesinin sözlük anlamı
- elinde ... var kelimesinin sözlük anlamı
- elinden kelimesinin sözlük anlamı
- elinden almak kelimesinin sözlük anlamı
- elinden (bir şey) düşmemek kelimesinin sözlük anlamı
- elinden (bir şeyi) düşürmemek kelimesinin sözlük anlamı
- elinden bir iş (veya şey) gelmemek kelimesinin sözlük anlamı
- elinden bir kaza (veya sakatlık) çıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- elinden geleni ardına (veya arkasına) koymamak kelimesinin sözlük anlamı
- elinden geleni yapmak kelimesinin sözlük anlamı
- elinden gelmek kelimesinin sözlük anlamı
- elinden hiçbir şey kurtulmamak kelimesinin sözlük anlamı
- elinden iş çıkmamak kelimesinin sözlük anlamı
- elinden iyi iş gelmek kelimesinin sözlük anlamı
- elinden kan çıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- elinden kurtulmak kelimesinin sözlük anlamı
- elinden tutmak kelimesinin sözlük anlamı
- eline almak kelimesinin sözlük anlamı
- eline ayağına kapanmak (veya sarılmak veya düşmek) kelimesinin sözlük anlamı
- eline ayağına üşenmemek kelimesinin sözlük anlamı
- eline bakmak kelimesinin sözlük anlamı
- eline doğmak kelimesinin sözlük anlamı
- eline düşmek kelimesinin sözlük anlamı
- eline erkek eli değmemiş olmak kelimesinin sözlük anlamı
- eline eteğine doğru kelimesinin sözlük anlamı
- eline eteğine sarılmak kelimesinin sözlük anlamı
- eline fırsat geçmek kelimesinin sözlük anlamı
- eline geçmek kelimesinin sözlük anlamı
- eline kalmak kelimesinin sözlük anlamı
- eline (veya elinize veya ellerinize) sağlık kelimesinin sözlük anlamı
- eline su dökemez kelimesinin sözlük anlamı
- eline tutuşturmak kelimesinin sözlük anlamı
- eline yüzüne bulaştırmak kelimesinin sözlük anlamı
- elini arı kovanına sokmak kelimesinin sözlük anlamı
- elini ayağını (veya eteğini) kesmek (veya çekmek) kelimesinin sözlük anlamı
- elini ayağını öpeyim kelimesinin sözlük anlamı
- elini belli etmek (veya göstermek) kelimesinin sözlük anlamı
- elini çabuk tutmak kelimesinin sözlük anlamı
- elini kana bulamak (veya bulaştırmak) kelimesinin sözlük anlamı
- elini kolunu bağlamak kelimesinin sözlük anlamı
- elini kolunu sallaya sallaya gelmek kelimesinin sözlük anlamı
- elini kolunu sallaya sallaya gezmek kelimesinin sözlük anlamı
- elini kulağına atmak kelimesinin sözlük anlamı
- elini oynatmak kelimesinin sözlük anlamı
- elini sallasa ellisi (başını sallasa tellisi) kelimesinin sözlük anlamı
- elini sıcak sudan soğuk suya sokmamak kelimesinin sözlük anlamı
- elini sürmemek kelimesinin sözlük anlamı
- elini taşın altına koymak (veya sokmak) kelimesinin sözlük anlamı
- elini veren kolunu alamaz kelimesinin sözlük anlamı
- elini vicdanına koymak kelimesinin sözlük anlamı
- elinin altında (olmak) kelimesinin sözlük anlamı
- elinin hamuruyla erkek işine karışmak kelimesinin sözlük anlamı
- elinin tersiyle çarpmak kelimesinin sözlük anlamı
- elinin tersiyle itmek kelimesinin sözlük anlamı
- elinle ver, ayağınla ara kelimesinin sözlük anlamı
- eliyle koymuş gibi kelimesinin sözlük anlamı
- elle tutulacak tarafı (veya yanı) kalmamak kelimesinin sözlük anlamı
- elle tutulur kelimesinin sözlük anlamı
- elle tutulur gözle görülür (veya dille anlatılır) kelimesinin sözlük anlamı
- elle tutulur tarafı olmamak kelimesinin sözlük anlamı
- eller yukarı! kelimesinin sözlük anlamı
- ellerde gezmek kelimesinin sözlük anlamı
- ellerim yanıma gelsin kelimesinin sözlük anlamı
- elleri (veya ellerin) dert görmesin kelimesinin sözlük anlamı
- el mi yaman bey mi yaman? el yaman! kelimesinin sözlük anlamı
- elde bulunan beyde bulunmaz kelimesinin sözlük anlamı
- el âlemin ağzı torba değil ki büzesin kelimesinin sözlük anlamı
- elaman çekmek kelimesinin sözlük anlamı
- elaman demek kelimesinin sözlük anlamı
- el birliği etmek kelimesinin sözlük anlamı
- elçiye zeval olmaz kelimesinin sözlük anlamı
- elçilik etmek (veya yapmak) kelimesinin sözlük anlamı
- elden ele geçmek kelimesinin sözlük anlamı
- elden ele dolaşmak (veya gezmek) kelimesinin sözlük anlamı
- elekten geçirmek kelimesinin sözlük anlamı
- elektrik almak kelimesinin sözlük anlamı
- elektrik vermek kelimesinin sözlük anlamı
- elektriği kesmek kelimesinin sözlük anlamı
- elektriği yakmak kelimesinin sözlük anlamı
- el ele vermek kelimesinin sözlük anlamı
- el emeği göz nuru kelimesinin sözlük anlamı
- el frenini çekmek kelimesinin sözlük anlamı
- elifi mertek sanmak kelimesinin sözlük anlamı
- elifin hecesi var, gündüzün gecesi var kelimesinin sözlük anlamı
- el işi göz nuru kelimesinin sözlük anlamı
- el kapısına düşmek kelimesinin sözlük anlamı
- ellenmiş dillenmiş kelimesinin sözlük anlamı
- elma da alma da demesini biliriz kelimesinin sözlük anlamı
- elma gibi kelimesinin sözlük anlamı
- elmanın dibi göl, armudun dibi yol kelimesinin sözlük anlamı
- elmayı çayıra, armudu bayıra kelimesinin sözlük anlamı
- elmas gibi kelimesinin sözlük anlamı
- elti eltiden kaçar, görümceler bayrak açar kelimesinin sözlük anlamı
- elti eltiye eş olmaz, arpa unundan aş olmaz kelimesinin sözlük anlamı
- elverir ki kelimesinin sözlük anlamı
- eme seme yaramamak kelimesinin sözlük anlamı
- eme yaramak kelimesinin sözlük anlamı
- emanet ata binen tez iner kelimesinin sözlük anlamı
- emanet eşeğin yuları gevşek olur kelimesinin sözlük anlamı
- emanet hayvanın (veya eşeğin) kuskunu (veya paldımı) yokuşta kopar kelimesinin sözlük anlamı
- emanet bırakmak (veya etmek veya vermek) kelimesinin sözlük anlamı
- emanete hıyanet olmaz kelimesinin sözlük anlamı
- emek çekmek kelimesinin sözlük anlamı
- emek harcamak kelimesinin sözlük anlamı
- emek olmadan yemek olmaz kelimesinin sözlük anlamı
- emek vermek kelimesinin sözlük anlamı
- emeği geçmek kelimesinin sözlük anlamı
- emekli olmak kelimesinin sözlük anlamı
- emekliye ayırmak (veya çıkarmak veya çıkartmak) kelimesinin sözlük anlamı
- emekliye ayrılmak (veya çıkmak) kelimesinin sözlük anlamı
- emekliye sevk etmek kelimesinin sözlük anlamı
- emel beslemek kelimesinin sözlük anlamı
- emeline alet etmek kelimesinin sözlük anlamı
- emin olmak kelimesinin sözlük anlamı
- emir almak kelimesinin sözlük anlamı
- emir altına almak kelimesinin sözlük anlamı
- emir vermek kelimesinin sözlük anlamı
- emrine girmek kelimesinin sözlük anlamı
- emrine vermek kelimesinin sözlük anlamı
- emdiği (helal) süt haram olmak kelimesinin sözlük anlamı
- emdiği sütü burnundan getirmek kelimesinin sözlük anlamı
- emmim dayım kesem, elimi soksam yesem kelimesinin sözlük anlamı
- emniyet altına almak kelimesinin sözlük anlamı
- emniyet etmek kelimesinin sözlük anlamı
- emniyet vermek kelimesinin sözlük anlamı
- emretti patrik efendi kelimesinin sözlük anlamı
- emrihak vaki olmak kelimesinin sözlük anlamı
- emrivaki yapmak kelimesinin sözlük anlamı
- emsal olmak kelimesinin sözlük anlamı
- emsal oluşturmak kelimesinin sözlük anlamı
- emsal vermek kelimesinin sözlük anlamı
- en kötü günümüz böyle olsun kelimesinin sözlük anlamı
- enayilik etmek kelimesinin sözlük anlamı
- enayiliğine doyma! kelimesinin sözlük anlamı
- endazeyi kaçırmak kelimesinin sözlük anlamı
- endazeyi şaşırmak kelimesinin sözlük anlamı
- endişe etmek kelimesinin sözlük anlamı
- endişeye düşmek kelimesinin sözlük anlamı
- enfiye çekmek kelimesinin sözlük anlamı
- engel çıkarmak kelimesinin sözlük anlamı
- engel olmak kelimesinin sözlük anlamı
- engel tanımamak kelimesinin sözlük anlamı
- engin dallardan murt yememek kelimesinin sözlük anlamı
- ense kulak yerinde olmak kelimesinin sözlük anlamı
- ense yapmak kelimesinin sözlük anlamı
- ensesinde boza pişirmek kelimesinin sözlük anlamı
- ensesine binmek kelimesinin sözlük anlamı
- ensesine yapışmak kelimesinin sözlük anlamı
- enseyi karartmak kelimesinin sözlük anlamı
- entegre olmak kelimesinin sözlük anlamı
- entel takılmak kelimesinin sözlük anlamı
- entrika çevirmek kelimesinin sözlük anlamı
- entrikaya kurban gitmek kelimesinin sözlük anlamı
- er kocar, gönül kocamaz kelimesinin sözlük anlamı
- er lokması er kursağında kalmaz kelimesinin sözlük anlamı
- er olan ekmeğini taştan çıkarır kelimesinin sözlük anlamı
- er oyunu üçe kadar kelimesinin sözlük anlamı
- ere gitmek (veya varmak) kelimesinin sözlük anlamı
- ere vermek kelimesinin sözlük anlamı
- erim er olsun da yerim çalı dibi olsun kelimesinin sözlük anlamı
- erine göre bağla başını, tencerene göre kaynat aşını kelimesinin sözlük anlamı
- erenlerin sağı solu (belli) olmaz kelimesinin sözlük anlamı
- ergen gözüyle kız alma, gece gözüyle bez alma kelimesinin sözlük anlamı
- ergen olmak kelimesinin sözlük anlamı
- ergene karı boşamak kolay kelimesinin sözlük anlamı
- eriyip bitmek kelimesinin sözlük anlamı
- eriyip gitmek kelimesinin sözlük anlamı
- erinenin oğlu kızı olmamış kelimesinin sözlük anlamı
- erkân göstermek kelimesinin sözlük anlamı
- erkek arslan arslan da dişi arslan arslan değil mi? kelimesinin sözlük anlamı
- erkek gibi kelimesinin sözlük anlamı
- erkek koyun kasap dükkânına yaraşır kelimesinin sözlük anlamı
- erkek olmak kelimesinin sözlük anlamı
- erkek sel, kadın göl kelimesinin sözlük anlamı
- erkeğin kalbine giden yol midesinden geçer kelimesinin sözlük anlamı
- erkeklik öldü mü? kelimesinin sözlük anlamı
- erkeklik sende kalsın! kelimesinin sözlük anlamı
- erkeklik taslamak kelimesinin sözlük anlamı
- erkekliğe sığmamak kelimesinin sözlük anlamı
- erkekliği kesilmek kelimesinin sözlük anlamı
- erkekliğine yedirememek kelimesinin sözlük anlamı
- erken kalkan yol alır, er evlenen döl alır kelimesinin sözlük anlamı
- erken kalktım işime, şeker kattım aşıma kelimesinin sözlük anlamı
- erketecilik etmek kelimesinin sözlük anlamı
- erketelik yapmak kelimesinin sözlük anlamı
- erdiğine erer, ermediğine taş atar kelimesinin sözlük anlamı
- Ermeni gelini gibi kırıtmak kelimesinin sözlük anlamı
- erozyona uğramak kelimesinin sözlük anlamı
- ervahına yuf olsun! kelimesinin sözlük anlamı
- es geçmek kelimesinin sözlük anlamı
- esamesi okunmamak kelimesinin sözlük anlamı
- esarette kalmak kelimesinin sözlük anlamı
- esasa bağlamak kelimesinin sözlük anlamı
- esası olmamak kelimesinin sözlük anlamı
- esasına bakarsan kelimesinin sözlük anlamı
- esas vaziyete geçmek kelimesinin sözlük anlamı
- esef olunmak kelimesinin sözlük anlamı
- esef etmek kelimesinin sözlük anlamı
- esen kalmak kelimesinin sözlük anlamı
- eser kalmamak kelimesinin sözlük anlamı
- esermek besermek kelimesinin sözlük anlamı
- esir almak kelimesinin sözlük anlamı
- esir düşmek kelimesinin sözlük anlamı
- esir etmek kelimesinin sözlük anlamı
- esir olmak kelimesinin sözlük anlamı
- esir yatmak kelimesinin sözlük anlamı
- esirgememek kelimesinin sözlük anlamı
- elense çekmek (veya etmek) kelimesinin sözlük anlamı
- eskortluk etmek kelimesinin sözlük anlamı
- ebedî uykuya dalmak kelimesinin sözlük anlamı
- elden almak kelimesinin sözlük anlamı
- eli koynunda kalmak kelimesinin sözlük anlamı
- ev sahipliği yapmak kelimesinin sözlük anlamı
- enjekte etmek kelimesinin sözlük anlamı
- eli dar (veya darda) olmak kelimesinin sözlük anlamı
- el ağzına bakan, karısını tez boşar kelimesinin sözlük anlamı
- el arı düşman gayreti kelimesinin sözlük anlamı
- el beğenmezse yer beğensin kelimesinin sözlük anlamı
- el elin aynasıdır kelimesinin sözlük anlamı
- el elin eşeğini türkü çağırarak arar kelimesinin sözlük anlamı
- el elin nesine, gülerek gider yasına kelimesinin sözlük anlamı
- el eliyle yılan tutulur kelimesinin sözlük anlamı
- el için ağlayan gözden olur kelimesinin sözlük anlamı
- el için kuyu kazan, evvela kendisi düşer kelimesinin sözlük anlamı
- el için yanma nâra, yak çubuğunu bak keyfine kelimesinin sözlük anlamı
- el ile gelen düğün bayram kelimesinin sözlük anlamı
- el iyisi olmak kelimesinin sözlük anlamı
- el kazanıyla aş kaynamaz kelimesinin sözlük anlamı
- el kazanıyla aş kaynatmak kelimesinin sözlük anlamı
- el yumruğu yemeyen kendi yumruğunu değirmen taşı sanır kelimesinin sözlük anlamı
- elden gelen öğün olmaz, o da vaktinde bulunmaz kelimesinin sözlük anlamı
- elden vefa, zehirden şifa kelimesinin sözlük anlamı
- ele güne karşı kelimesinin sözlük anlamı
- ele verir talkını (veya telkini), kendi yutar salkımı kelimesinin sözlük anlamı
- elin ağzı torba değil ki büzesin kelimesinin sözlük anlamı
- eli böğründe kalmak kelimesinin sözlük anlamı
- er ekmeği, meydan ekmeği kelimesinin sözlük anlamı
- eli mahkûm olmak kelimesinin sözlük anlamı
- emir komuta zinciri içinde olmak kelimesinin sözlük anlamı
Yukarı