Skip To Content
d harfi ile başlayan Atasözleri ve Deyimler
- dulda tutmak kelimesinin sözlük anlamı
- duman almak kelimesinin sözlük anlamı
- duman altı etmek kelimesinin sözlük anlamı
- duman altı olmak kelimesinin sözlük anlamı
- duman attırmak kelimesinin sözlük anlamı
- duman etmek kelimesinin sözlük anlamı
- duman olmak kelimesinin sözlük anlamı
- duman vermek kelimesinin sözlük anlamı
- dumanı doğru çıksın kelimesinin sözlük anlamı
- dumanı tepesinden çıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- dumana boğmak kelimesinin sözlük anlamı
- dumansız baca olmaz, kahırsız koca olmaz kelimesinin sözlük anlamı
- dumura uğramak kelimesinin sözlük anlamı
- durgunluk çökmek kelimesinin sözlük anlamı
- dur! (veya durun!) kelimesinin sözlük anlamı
- dur durak (veya dur dinlen veya dur otur) yok kelimesinin sözlük anlamı
- durdu durdu, turnayı gözünden vurdu kelimesinin sözlük anlamı
- durduğu yerde (veya durduk yerde) kelimesinin sözlük anlamı
- durumdan ders çıkarmak kelimesinin sözlük anlamı
- durumdan vazife çıkarmak kelimesinin sözlük anlamı
- durum almak kelimesinin sözlük anlamı
- durumu bozulmak kelimesinin sözlük anlamı
- durumu düzelmek kelimesinin sözlük anlamı
- dut gibi olmak kelimesinin sözlük anlamı
- dut yemiş bülbüle dönmek kelimesinin sözlük anlamı
- dut kurusu ile yâr sevilmez kelimesinin sözlük anlamı
- duvağına doymamak kelimesinin sözlük anlamı
- duvar çekmek kelimesinin sözlük anlamı
- duvar gibi kelimesinin sözlük anlamı
- duvar yapmak kelimesinin sözlük anlamı
- duygu uyanmak kelimesinin sözlük anlamı
- duymazlıktan gelmek kelimesinin sözlük anlamı
- duyulur duyulmaz kelimesinin sözlük anlamı
- duyum almak kelimesinin sözlük anlamı
- duyuruda bulunmak kelimesinin sözlük anlamı
- düdük gibi kelimesinin sözlük anlamı
- düdük gibi kalmak kelimesinin sözlük anlamı
- düğüm atmak kelimesinin sözlük anlamı
- düğüm üstüne düğüm vurmak (atmak) kelimesinin sözlük anlamı
- düğüm vurmak kelimesinin sözlük anlamı
- düğümü (veya düğümünü) çözmek kelimesinin sözlük anlamı
- düğün aşıyla dost ağırlanmaz kelimesinin sözlük anlamı
- düğün bayram etmek kelimesinin sözlük anlamı
- düğün değil bayram değil, eniştem beni niye öptü kelimesinin sözlük anlamı
- düğün olur iki kişiye, kaygısı düşer deli komşuya kelimesinin sözlük anlamı
- düğününde kalburla (veya elekle) su taşımak kelimesinin sözlük anlamı
- düğün dernek, hep bir örnek kelimesinin sözlük anlamı
- düğünevi gibi kelimesinin sözlük anlamı
- düğün pilavıyla dost ağırlamak kelimesinin sözlük anlamı
- dümen çevirmek kelimesinin sözlük anlamı
- dümen kırmak kelimesinin sözlük anlamı
- dümen kullanmak kelimesinin sözlük anlamı
- dümen tutmak kelimesinin sözlük anlamı
- dümen yapmak kelimesinin sözlük anlamı
- dümeni elinde tutmak kelimesinin sözlük anlamı
- dümeni kırmak kelimesinin sözlük anlamı
- dümenine bakmak kelimesinin sözlük anlamı
- dümenini bozmak kelimesinin sözlük anlamı
- dümenini elinde tutmak kelimesinin sözlük anlamı
- dümen suyunda gitmek kelimesinin sözlük anlamı
- dümtek tutmak kelimesinin sözlük anlamı
- dün bir, bugün iki kelimesinin sözlük anlamı
- dün cin olmuş, bugün adam çarpıyor kelimesinin sözlük anlamı
- dün öleni dün gömerler kelimesinin sözlük anlamı
- dünden hazır (veya razı) olmak kelimesinin sözlük anlamı
- dünür düşmek kelimesinin sözlük anlamı
- dünür gezmek kelimesinin sözlük anlamı
- dünür gitmek kelimesinin sözlük anlamı
- dünürcülüğe gitmek kelimesinin sözlük anlamı
- dünya ahret kardeşim (veya bacım) (olsun) kelimesinin sözlük anlamı
- dünya başına dar olmak (veya gelmek) kelimesinin sözlük anlamı
- dünya başına yıkılmak kelimesinin sözlük anlamı
- dünya bir araya gelse kelimesinin sözlük anlamı
- dünya bir, işi bin kelimesinin sözlük anlamı
- dünya (veya dünyalar) birinin olmak kelimesinin sözlük anlamı
- dünya durdukça durasın! kelimesinin sözlük anlamı
- dünya gözü ile görmek kelimesinin sözlük anlamı
- dünya gözüne zindan olmak (veya görünmek veya kesilmek) kelimesinin sözlük anlamı
- dünya kadar kelimesinin sözlük anlamı
- dünya kelamı etmek kelimesinin sözlük anlamı
- dünya malı dünyada kalır kelimesinin sözlük anlamı
- dünya ölümlü, gün akşamlı kelimesinin sözlük anlamı
- dünya Süleyman'a bile kalmamış kelimesinin sözlük anlamı
- dünya tükenir, yalan tükenmez kelimesinin sözlük anlamı
- dünya varmış kelimesinin sözlük anlamı
- dünya yıkılsa umurunda değil kelimesinin sözlük anlamı
- dünya yüzü görmemek kelimesinin sözlük anlamı
- dünyada tasasız baş bostan korkuluğunda bulunur kelimesinin sözlük anlamı
- dünyadan el etek (veya elini eteğini) çekmek kelimesinin sözlük anlamı
- dünyadan geçmek (veya el çekmek) kelimesinin sözlük anlamı
- dünyadan haberi olmamak kelimesinin sözlük anlamı
- dünyanın dört bucağı kelimesinin sözlük anlamı
- dünyanın ... sı kelimesinin sözlük anlamı
- dünyanın kaç bucak (veya köşe) olduğunu göstermek (veya anlamak) kelimesinin sözlük anlamı
- dünyanın öbür ucu kelimesinin sözlük anlamı
- dünyanın sonu değil kelimesinin sözlük anlamı
- dünyanın sonu kelimesinin sözlük anlamı
- dünyanın ucu uzundur kelimesinin sözlük anlamı
- dünyanın tadını çıkarmak kelimesinin sözlük anlamı
- dünyasından geçmek kelimesinin sözlük anlamı
- dünyaya gelmek kelimesinin sözlük anlamı
- dünyaya getirmek kelimesinin sözlük anlamı
- dünyaya gözlerini kapamak (veya yummak) kelimesinin sözlük anlamı
- dünyaya kazık çakmak (veya kakmak) kelimesinin sözlük anlamı
- dünyaya yuf borusu öttürmek kelimesinin sözlük anlamı
- dünyalara değişmemek kelimesinin sözlük anlamı
- dünyayı anlamak kelimesinin sözlük anlamı
- dünyayı ben yarattım demek (veya havasında olmak) kelimesinin sözlük anlamı
- dünyayı görmemek kelimesinin sözlük anlamı
- dünyayı haram etmek kelimesinin sözlük anlamı
- dünyayı sel bassa ördeğe vız gelir kelimesinin sözlük anlamı
- dünyayı tozpembe görmek kelimesinin sözlük anlamı
- dünyayı tutmak kelimesinin sözlük anlamı
- dünyayı zindan (veya zehir) etmek (veya dünyayı başına dar etmek) kelimesinin sözlük anlamı
- dünyalığı doğrultmak kelimesinin sözlük anlamı
- dürbünün tersiyle bakmak kelimesinin sözlük anlamı
- düstur edinmek kelimesinin sözlük anlamı
- düş görmek kelimesinin sözlük anlamı
- düş uykudan sonra olur kelimesinin sözlük anlamı
- düşeş atmak kelimesinin sözlük anlamı
- düş kırıklığı yaratmak kelimesinin sözlük anlamı
- düş kırıklığına uğramak kelimesinin sözlük anlamı
- düşkün olmak kelimesinin sözlük anlamı
- düşman başına kelimesinin sözlük anlamı
- düşman çatlatmak kelimesinin sözlük anlamı
- düşman düşmana gazel (veya Yasin) okumaz kelimesinin sözlük anlamı
- düşman (veya düşmanı) kesilmek kelimesinin sözlük anlamı
- düşman olmak kelimesinin sözlük anlamı
- düşmanı denize dökmek kelimesinin sözlük anlamı
- düşmanın karınca ise de hor bakma kelimesinin sözlük anlamı
- düşenin dostu olmaz kelimesinin sözlük anlamı
- düşmez kalkmaz bir Allah kelimesinin sözlük anlamı
- düşüp kalkmak kelimesinin sözlük anlamı
- düşük yapmak kelimesinin sözlük anlamı
- düşük tutmak kelimesinin sözlük anlamı
- düşüncesini açmak kelimesinin sözlük anlamı
- düşüncesini okumak kelimesinin sözlük anlamı
- düşünceye dalmak kelimesinin sözlük anlamı
- düşünceye varmak kelimesinin sözlük anlamı
- düşüncesizlik etmek kelimesinin sözlük anlamı
- düşünüp (veya düşünmek) taşınmak kelimesinin sözlük anlamı
- düşün düşün, boktur işin kelimesinin sözlük anlamı
- düven sürmek (veya dövmek) kelimesinin sözlük anlamı
- düz duvara tırmanmak kelimesinin sözlük anlamı
- düze inmek kelimesinin sözlük anlamı
- düzen kurmak kelimesinin sözlük anlamı
- düzen vermek (veya düzene koymak veya düzene sokmak) kelimesinin sözlük anlamı
- dinsizin hakkından imansız gelir kelimesinin sözlük anlamı
- dibe vurmak kelimesinin sözlük anlamı
- dibi görünmek kelimesinin sözlük anlamı
- dibi görünmeyen sudan geçme kelimesinin sözlük anlamı
- dibi kırmızı mumla (veya bal mumuyla) mı çağırdım kelimesinin sözlük anlamı
- dibine darı ekmek kelimesinin sözlük anlamı
- dibine kadar kelimesinin sözlük anlamı
- dibini boylamak kelimesinin sözlük anlamı
- dibini bulmak kelimesinin sözlük anlamı
- dibini kurcalamak (veya karıştırmak) kelimesinin sözlük anlamı
- dibini tutmak kelimesinin sözlük anlamı
- dipnot düşmek kelimesinin sözlük anlamı
- dipsiz kile, boş ambar kelimesinin sözlük anlamı
- direk gibi kelimesinin sözlük anlamı
- direksiyon kırmak kelimesinin sözlük anlamı
- direksiyon sallamak kelimesinin sözlük anlamı
- direksiyona geçmek kelimesinin sözlük anlamı
- direktif almak kelimesinin sözlük anlamı
- direktif vermek kelimesinin sözlük anlamı
- dirhemle söylemek (veya konuşmak) kelimesinin sözlük anlamı
- diri kalmak kelimesinin sözlük anlamı
- diriğ etmek kelimesinin sözlük anlamı
- dirlik yüzü görmemek kelimesinin sözlük anlamı
- dirsek çevirmek kelimesinin sözlük anlamı
- dirsek çürütmek kelimesinin sözlük anlamı
- disipline girmek kelimesinin sözlük anlamı
- diskalifiye etmek kelimesinin sözlük anlamı
- diskalifiye olmak kelimesinin sözlük anlamı
- diskur geçmek (veya çekmek) kelimesinin sözlük anlamı
- diş çıkarmak kelimesinin sözlük anlamı
- diş açmak kelimesinin sözlük anlamı
- diş bilemek kelimesinin sözlük anlamı
- diş geçirmek kelimesinin sözlük anlamı
- diş geçirememek kelimesinin sözlük anlamı
- diş gıcırdatmak kelimesinin sözlük anlamı
- diş göstermek kelimesinin sözlük anlamı
- dişe dokunmak kelimesinin sözlük anlamı
- dişe dokunur (olmak) kelimesinin sözlük anlamı
- dişinden tırnağından artırmak kelimesinin sözlük anlamı
- dişine göre kelimesinin sözlük anlamı
- dişine vurmak kelimesinin sözlük anlamı
- dişine kestirmek kelimesinin sözlük anlamı
- dişini sıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- dişini sökmek kelimesinin sözlük anlamı
- dişini tırnağına takmak kelimesinin sözlük anlamı
- dişinin kovuğuna bile gitmemek kelimesinin sözlük anlamı
- dişleri dökülmek kelimesinin sözlük anlamı
- dişten tırnaktan artırmak kelimesinin sözlük anlamı
- dişli tırnaklı kelimesinin sözlük anlamı
- divan durmak kelimesinin sözlük anlamı
- divane olmak kelimesinin sözlük anlamı
- divanesi olmak kelimesinin sözlük anlamı
- divaneye dönmek kelimesinin sözlük anlamı
- diyalize girmek kelimesinin sözlük anlamı
- diyalog kurmak kelimesinin sözlük anlamı
- diz çökmek kelimesinin sözlük anlamı
- dize gelmek kelimesinin sözlük anlamı
- dize getirmek kelimesinin sözlük anlamı
- dizi (veya dizinin) dibinden ayrılmamak kelimesinin sözlük anlamı
- dizini (veya dizlerini) dövmek kelimesinin sözlük anlamı
- dizleri kesilmek (veya tutmamak) kelimesinin sözlük anlamı
- dizlerine kapanmak kelimesinin sözlük anlamı
- dizlerine kara su inmek kelimesinin sözlük anlamı
- dizlerinin bağı çözülmek kelimesinin sözlük anlamı
- dizgin boşaltmak kelimesinin sözlük anlamı
- dizgin vurmak kelimesinin sözlük anlamı
- dizgine gelmek kelimesinin sözlük anlamı
- dizginini çekmek kelimesinin sözlük anlamı
- dizginini kesmek kelimesinin sözlük anlamı
- dizginleri (veya dizginlerini) ele almak kelimesinin sözlük anlamı
- dizginleri ele vermek kelimesinin sözlük anlamı
- dizginleri gevşetmek kelimesinin sözlük anlamı
- dizginleri koparmak kelimesinin sözlük anlamı
- dizginleri salıvermek kelimesinin sözlük anlamı
- doğaçlama yapmak kelimesinin sözlük anlamı
- doğal olarak kelimesinin sözlük anlamı
- doğan anası olma, doğuran anası ol kelimesinin sözlük anlamı
- doğduğuna bin pişman kelimesinin sözlük anlamı
- doğduğuna pişman etmek kelimesinin sözlük anlamı
- doğduğuna pişman olmak kelimesinin sözlük anlamı
- doğmadık çocuğa don biçilmez kelimesinin sözlük anlamı
- doğru bildiği yoldan ayrılmamak (veya şaşmamak) kelimesinin sözlük anlamı
- doğru bulmak kelimesinin sözlük anlamı
- doğru çıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- doğru doğru dosdoğru kelimesinin sözlük anlamı
- doğru durmak kelimesinin sözlük anlamı
- doğru oturmak kelimesinin sözlük anlamı
- doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar kelimesinin sözlük anlamı
- doğru söz acıdır kelimesinin sözlük anlamı
- doğru söz yemin istemez kelimesinin sözlük anlamı
- doğrunun yardımcısı Allah'tır kelimesinin sözlük anlamı
- doğum yapmak kelimesinin sözlük anlamı
- doksan kapının ipini çekmek kelimesinin sözlük anlamı
- doktor doktor gezmek (veya dolaşmak) kelimesinin sözlük anlamı
- doktora görünmek kelimesinin sözlük anlamı
- doktora yapmak kelimesinin sözlük anlamı
- dokunca görmek kelimesinin sözlük anlamı
- dokunulmazlığını kaldırmak kelimesinin sözlük anlamı
- dokuz at bir kazığa bağlanmaz kelimesinin sözlük anlamı
- dokuz ayın çarşambası bir araya gelmek kelimesinin sözlük anlamı
- dokuz doğurmak kelimesinin sözlük anlamı
- dokuz körün bir değneği kelimesinin sözlük anlamı
- dokuz köyden kovulmuş kelimesinin sözlük anlamı
- dokuz yorgan eskitmek (veya paralamak) kelimesinin sözlük anlamı
- dolanıp durmak kelimesinin sözlük anlamı
- dolap çevirmek (veya döndürmek) kelimesinin sözlük anlamı
- dolaba girmek (veya gelmek) kelimesinin sözlük anlamı
- dolabı bozulmak kelimesinin sözlük anlamı
- dolap beygiri gibi dönüp durmak (veya dolaşmak) kelimesinin sözlük anlamı
- dolaylı anlatmak kelimesinin sözlük anlamı
- dolduruşa gelmek (veya kapılmak) kelimesinin sözlük anlamı
- dolduruşa getirmek kelimesinin sözlük anlamı
- dolgu yapmak kelimesinin sözlük anlamı
- dolma yutmak kelimesinin sözlük anlamı
- dolup taşmak kelimesinin sözlük anlamı
- dolmuş yapmak kelimesinin sözlük anlamı
- dolmuşa gelmek (veya binmek) kelimesinin sözlük anlamı
- doluya koydum almadı, boşa koydum dolmadı kelimesinin sözlük anlamı
- doludizgin gitmek kelimesinin sözlük anlamı
- domuz gibi kelimesinin sözlük anlamı
- domuz gibi tıkınmak (veya yemek) kelimesinin sözlük anlamı
- domuzdan (bir) kıl çekmek (veya koparmak) kelimesinin sözlük anlamı
- domuzdan toklu çıkmaz (veya doğmaz) kelimesinin sözlük anlamı
- domuzun kuyruğunu kes yine domuz kelimesinin sözlük anlamı
- domuzluk etmek kelimesinin sözlük anlamı
- donuna etmek (veya kaçırmak veya doldurmak veya yapmak) kelimesinin sözlük anlamı
- don çözülmek kelimesinin sözlük anlamı
- don kesmek kelimesinin sözlük anlamı
- don tutmak kelimesinin sözlük anlamı
- dona çekmek kelimesinin sözlük anlamı
- don çekmek kelimesinin sözlük anlamı
- don gömlek kalmak kelimesinin sözlük anlamı
- donup kalmak kelimesinin sözlük anlamı
- donsuzun gönlünden dokuz top bez geçer kelimesinin sözlük anlamı
- don yağı gibi kelimesinin sözlük anlamı
- don yağının tortusu gibi kalmak (veya oturmak) kelimesinin sözlük anlamı
- doping yapmak kelimesinin sözlük anlamı
- dost acı söyler kelimesinin sözlük anlamı
- dost ağlatır, düşman güldürür kelimesinin sözlük anlamı
- dost başa, düşman ayağa bakar kelimesinin sözlük anlamı
- dost bin ise azdır, düşman bir ise çoktur kelimesinin sözlük anlamı
- dost dostun ayıbını yüzüne söyler kelimesinin sözlük anlamı
- dost dostun eyerlenmiş atıdır kelimesinin sözlük anlamı
- dost edinmek (veya kazanmak) kelimesinin sözlük anlamı
- dost ile ye, iç alışveriş etme kelimesinin sözlük anlamı
- dost kara günde belli olur kelimesinin sözlük anlamı
- dost olmak kelimesinin sözlük anlamı
- dost sözü acıdır kelimesinin sözlük anlamı
- dost tutmak kelimesinin sözlük anlamı
- dosta düşmana karşı kelimesinin sözlük anlamı
- dostun attığı taş baş yarmaz kelimesinin sözlük anlamı
- dostlar alışverişte görsün (diye) kelimesinin sözlük anlamı
- dostlar başına kelimesinin sözlük anlamı
- dostlar başından ırak kelimesinin sözlük anlamı
- dostlar şehit, biz gazi kelimesinin sözlük anlamı
- dostluk başka, alışveriş başka kelimesinin sözlük anlamı
- dostluk etmek kelimesinin sözlük anlamı
- dostluk kantarla, alışveriş (veya hesap) miskalle kelimesinin sözlük anlamı
- dostluk kurmak kelimesinin sözlük anlamı
- dostluk okkayla, alışveriş dirhemle kelimesinin sözlük anlamı
- dosya açmak (veya hazırlamak) kelimesinin sözlük anlamı
- dosyası dürülmek kelimesinin sözlük anlamı
- dosyası kabarmak (veya kabarık olmak) kelimesinin sözlük anlamı
- doyum olmamak kelimesinin sözlük anlamı
- doyuma ulaşmak kelimesinin sözlük anlamı
- doyurucu bulmak kelimesinin sözlük anlamı
- doyurucu gelmek kelimesinin sözlük anlamı
- dozu kaçmak kelimesinin sözlük anlamı
- dozunu ayarlamak kelimesinin sözlük anlamı
- dozunu kaçırmak kelimesinin sözlük anlamı
- dökme su ile değirmen dönmez kelimesinin sözlük anlamı
- döküp saçmak kelimesinin sözlük anlamı
- dökülüp saçılmak kelimesinin sözlük anlamı
- döküm (veya dökümünü) almak kelimesinin sözlük anlamı
- döküm çıkarmak kelimesinin sözlük anlamı
- döl almak kelimesinin sözlük anlamı
- döl vermek kelimesinin sözlük anlamı
- döl döş sahibi olmak kelimesinin sözlük anlamı
- döne dolaşa kelimesinin sözlük anlamı
- dönüp dolaşmak kelimesinin sözlük anlamı
- dönüp geriye bakmak kelimesinin sözlük anlamı
- dönüşü olmayan yola girmek kelimesinin sözlük anlamı
- dört bir taraf (veya yan) kelimesinin sözlük anlamı
- dört dönmek kelimesinin sözlük anlamı
- dört duvar arasında kalmak kelimesinin sözlük anlamı
- dört elle sarılmak (veya yapışmak) kelimesinin sözlük anlamı
- dört göz bir evlat için kelimesinin sözlük anlamı
- dört gözle beklemek (veya bakmak) kelimesinin sözlük anlamı
- dört üstü, murat üstü kelimesinin sözlük anlamı
- dört yanı deniz kesilmek kelimesinin sözlük anlamı
- dört ayak üstüne düşmek kelimesinin sözlük anlamı
- dörtnala kaldırmak kelimesinin sözlük anlamı
- dörtnala kalkmak kelimesinin sözlük anlamı
- döşeğe düşmek kelimesinin sözlük anlamı
- döviz kaçırmak kelimesinin sözlük anlamı
- dövme yapmak kelimesinin sözlük anlamı
- dramatize etmek kelimesinin sözlük anlamı
- dua etmek kelimesinin sözlük anlamı
- duası tutmak kelimesinin sözlük anlamı
- dua (veya duasını) almak kelimesinin sözlük anlamı
- duba gibi kelimesinin sözlük anlamı
- duble etmek kelimesinin sözlük anlamı
- düçar olmak kelimesinin sözlük anlamı
- dudak (veya dudağını) bükmek kelimesinin sözlük anlamı
- dudak (veya dudağını) büzmek kelimesinin sözlük anlamı
- dudak dudağa gelmek (veya kalmak) kelimesinin sözlük anlamı
- dudak ısırmak kelimesinin sözlük anlamı
- dudak payı bırakmak kelimesinin sözlük anlamı
- dudak sarkıtmak kelimesinin sözlük anlamı
- dudak ucuyla söylemek kelimesinin sözlük anlamı
- dudağını (veya dudaklarını) ısırmak kelimesinin sözlük anlamı
- dudağının ucuna gelmek kelimesinin sözlük anlamı
- dul kalmak kelimesinin sözlük anlamı
- denetleme yapmak kelimesinin sözlük anlamı
- deneyim kazanmak kelimesinin sözlük anlamı
- dengeyi sağlamak kelimesinin sözlük anlamı
- dengesi bozulmak kelimesinin sözlük anlamı
- dengesini kaybetmek kelimesinin sözlük anlamı
- dengeli kılmak kelimesinin sözlük anlamı
- deniz bindirmek kelimesinin sözlük anlamı
- deniz çıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- deniz dalgasız olmaz, gönül sevdasız olmaz kelimesinin sözlük anlamı
- deniz dalgasız olmaz, kapı halkasız kelimesinin sözlük anlamı
- deniz durmak (veya düşmek) kelimesinin sözlük anlamı
- deniz kenarında dalga eksik olmaz kelimesinin sözlük anlamı
- deniz tutmak kelimesinin sözlük anlamı
- denizde kum, onda para kelimesinin sözlük anlamı
- denizdeki balığın karada komisyonculuğunu yapmak kelimesinin sözlük anlamı
- denizdeki balığın pazarlığı olmaz kelimesinin sözlük anlamı
- denizden çıkmış balığa dönmek kelimesinin sözlük anlamı
- denizden (veya denizi) geçip çayda boğulmak kelimesinin sözlük anlamı
- denize açılmak kelimesinin sözlük anlamı
- denize çıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- denize düşen yılana sarılır kelimesinin sözlük anlamı
- denize indirmek kelimesinin sözlük anlamı
- deniz yolu ile kelimesinin sözlük anlamı
- denk düşmek kelimesinin sözlük anlamı
- denk gelmek kelimesinin sözlük anlamı
- denk getirmek kelimesinin sözlük anlamı
- dengi dengine kelimesinin sözlük anlamı
- dengine getirmek kelimesinin sözlük anlamı
- dengiyle karşılamak kelimesinin sözlük anlamı
- densizlik etmek kelimesinin sözlük anlamı
- depara geçmek kelimesinin sözlük anlamı
- depara kalkmak kelimesinin sözlük anlamı
- deplasmana gitmek (veya çıkmak) kelimesinin sözlük anlamı
- depo etmek kelimesinin sözlük anlamı
- derdest etmek kelimesinin sözlük anlamı
- derede tarla sel için, tepede harman yel için kelimesinin sözlük anlamı
- dereyi geçerken at değiştirilmez kelimesinin sözlük anlamı
- dereyi görmeden paçaları sıvamak kelimesinin sözlük anlamı
- derece almak kelimesinin sözlük anlamı
- dereceye girmek kelimesinin sözlük anlamı
- derekeye düşmek kelimesinin sözlük anlamı
- dere tepe düz gitmek kelimesinin sözlük anlamı
- dereden tepeden konuşmak kelimesinin sözlük anlamı
- derisi kemiklerine yapışmak kelimesinin sözlük anlamı
- derisine sığmamak kelimesinin sözlük anlamı
- derisini yüzmek kelimesinin sözlük anlamı
- derine inmek kelimesinin sözlük anlamı
- derin derin düşünmek kelimesinin sözlük anlamı
- derin uykuya dalmak kelimesinin sözlük anlamı
- derk etmek kelimesinin sözlük anlamı
- derkenar etmek kelimesinin sözlük anlamı
- derleyip toplamak (veya toparlamak) kelimesinin sözlük anlamı
- dermanı kesilmek kelimesinin sözlük anlamı
- dermeyan etmek kelimesinin sözlük anlamı
- dernek kurmak kelimesinin sözlük anlamı
- derpiş etmek kelimesinin sözlük anlamı
- ders almak kelimesinin sözlük anlamı
- ders (veya dersi) asmak kelimesinin sözlük anlamı
- ders çalışmak kelimesinin sözlük anlamı
- ders görmek kelimesinin sözlük anlamı
- ders olmak kelimesinin sözlük anlamı
- ders vermek kelimesinin sözlük anlamı
- ders yapmak kelimesinin sözlük anlamı
- dert ağlatır, aşk söyletir kelimesinin sözlük anlamı
- dert anlatmak kelimesinin sözlük anlamı
- dert, çekene göredir kelimesinin sözlük anlamı
- dert değil kelimesinin sözlük anlamı
- dert eğirmek kelimesinin sözlük anlamı
- dert etmek (veya edinmek) kelimesinin sözlük anlamı
- dert gider amma yeri boş kalmaz kelimesinin sözlük anlamı
- dert yanmak kelimesinin sözlük anlamı
- derde (veya derdine) derman olmak kelimesinin sözlük anlamı
- derde düçar olmak kelimesinin sözlük anlamı
- derde (veya dertlere) düşmek kelimesinin sözlük anlamı
- derdi başından aşkın (olmak) kelimesinin sözlük anlamı
- derdi günü kelimesinin sözlük anlamı
- derdi veren devasını da verir kelimesinin sözlük anlamı
- derdin yoksa söylen, borcun yoksa evlen kelimesinin sözlük anlamı
- derdine deva bulmak kelimesinin sözlük anlamı
- derdine düşmek kelimesinin sözlük anlamı
- derdine yanmak kelimesinin sözlük anlamı
- derdini çekmek kelimesinin sözlük anlamı
- derdini deşmek (veya depreştirmek) kelimesinin sözlük anlamı
- derdini dökmek kelimesinin sözlük anlamı
- derdini Marko Paşa'ya anlat kelimesinin sözlük anlamı
- derdini söylemeyen (veya anlatmayan) derman bulamaz kelimesinin sözlük anlamı
- dertsiz baş terkide gerek kelimesinin sözlük anlamı
- dertsiz başını derde sokmak kelimesinin sözlük anlamı
- dertsiz kul olmaz kelimesinin sözlük anlamı
- deruhte etmek kelimesinin sözlük anlamı
- dervişin fikri ne ise zikri de odur kelimesinin sözlük anlamı
- derya gibi kelimesinin sözlük anlamı
- despotluk etmek kelimesinin sözlük anlamı
- destan düzmek kelimesinin sözlük anlamı
- destan gibi kelimesinin sözlük anlamı
- destan yazmak kelimesinin sözlük anlamı
- destek görmek kelimesinin sözlük anlamı
- destek olmak kelimesinin sözlük anlamı
- desteksiz atmak kelimesinin sözlük anlamı
- destur almak kelimesinin sözlük anlamı
- destur vermek kelimesinin sözlük anlamı
- destursuz atmak kelimesinin sözlük anlamı
- destursuz bağa gireni sopa ile kovarlar kelimesinin sözlük anlamı
- deşarj olmak kelimesinin sözlük anlamı
- deşifre etmek kelimesinin sözlük anlamı
- deşifre olmak kelimesinin sözlük anlamı
- detone olmak kelimesinin sözlük anlamı
- dev adımlarla ilerlemek kelimesinin sözlük anlamı
- dev gibi kelimesinin sözlük anlamı
- devam etmek kelimesinin sözlük anlamı
- devam ettirmek kelimesinin sözlük anlamı
- deve bir akçeye, deve bin akçeye kelimesinin sözlük anlamı
- deve boynuz ararken kulaktan olmuş kelimesinin sözlük anlamı
- deve büyüktür amma beşini bir eşek yeder kelimesinin sözlük anlamı
- deve, deve yerine çöker kelimesinin sözlük anlamı
- deve gibi kelimesinin sözlük anlamı
- deve Kâbe'ye gitmekle hacı olmaz kelimesinin sözlük anlamı
- deve nalbanda bakar gibi kelimesinin sözlük anlamı
- deve olmak kelimesinin sözlük anlamı
- deve yapmak (veya etmek) kelimesinin sözlük anlamı
- deve yerine deve çöker kelimesinin sözlük anlamı
- deveden büyük fil var kelimesinin sözlük anlamı
- devenin derisi eşeğe yük olur kelimesinin sözlük anlamı
- deveye bindikten sonra çalı ardına gizlenilmez kelimesinin sözlük anlamı
- deveye burç gerek olursa boynunu uzatır kelimesinin sözlük anlamı
- deveye hendek atlatmak kelimesinin sözlük anlamı
- deveyi düze çıkarmak kelimesinin sözlük anlamı
- deveyi havuduyla yutmak kelimesinin sözlük anlamı
- deveyi yardan uçuran bir tutam ottur kelimesinin sözlük anlamı
- deveci ile görüşen kapısını yüksek açmalı kelimesinin sözlük anlamı
- deve dişi gibi kelimesinin sözlük anlamı
- deve kuşu gibi (yüke gelince kuş, uçmaya gelince deve) kelimesinin sözlük anlamı
- deve kuşu gibi başını kuma sokmak (veya gömmek) kelimesinin sözlük anlamı
- deve kuşuluk etmek kelimesinin sözlük anlamı
- devir açmak kelimesinin sözlük anlamı
- devlet adama ayağıyla gelmez kelimesinin sözlük anlamı
- devlet oğul, mal tahıl, mülk değirmen kelimesinin sözlük anlamı
- devreye alınmak kelimesinin sözlük anlamı
- devreye girmek kelimesinin sözlük anlamı
- devreye sokmak kelimesinin sözlük anlamı
- devriye gezmek kelimesinin sözlük anlamı
- dezenfekte etmek kelimesinin sözlük anlamı
- dıbır dıbır yürümek kelimesinin sözlük anlamı
- dımdızlak ortada kalmak kelimesinin sözlük anlamı
- dımdızlak ortalıkta bırakmak kelimesinin sözlük anlamı
- dırıltı çıkarmak (veya etmek) kelimesinin sözlük anlamı
- dışa vurmak kelimesinin sözlük anlamı
- dışı eli yakar, içi beni yakar kelimesinin sözlük anlamı
- dışı kalaylı, içi alaylı kelimesinin sözlük anlamı
- dışında kelimesinin sözlük anlamı
- dışına çıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- dışında bırakmak kelimesinin sözlük anlamı
- dışında kalmak kelimesinin sözlük anlamı
- dışarı atmak kelimesinin sözlük anlamı
- dışarı çıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- dışarı vurmak kelimesinin sözlük anlamı
- dibek gibi kelimesinin sözlük anlamı
- didik didik aramak kelimesinin sözlük anlamı
- didik didik etmek kelimesinin sözlük anlamı
- didik didik olmak kelimesinin sözlük anlamı
- didişip durmak kelimesinin sözlük anlamı
- dik dik bakmak kelimesinin sözlük anlamı
- diken battığı yerden çıkar kelimesinin sözlük anlamı
- diken üstünde oturmak (veya olmak) kelimesinin sözlük anlamı
- diken diken olmak kelimesinin sözlük anlamı
- dikensiz gül olmaz kelimesinin sözlük anlamı
- dikilip durmak kelimesinin sözlük anlamı
- dikilip kalmak kelimesinin sözlük anlamı
- dikine gitmek kelimesinin sözlük anlamı
- dikiş atmak kelimesinin sözlük anlamı
- dikiş tutturamamak kelimesinin sözlük anlamı
- dikişini almak kelimesinin sözlük anlamı
- dikiz etmek (veya geçmek) kelimesinin sözlük anlamı
- dikize almak kelimesinin sözlük anlamı
- dikkat çekmek kelimesinin sözlük anlamı
- dikkat (veya dikkati) çekmek kelimesinin sözlük anlamı
- dikkat etmek kelimesinin sözlük anlamı
- dikkat kesilmek kelimesinin sözlük anlamı
- dikkate almak kelimesinin sözlük anlamı
- dikkate şayan kelimesinin sözlük anlamı
- dikkati calip olmak kelimesinin sözlük anlamı
- dikkatini çekmek kelimesinin sözlük anlamı
- dikkatini çekmemek kelimesinin sözlük anlamı
- dikkatini toplamak kelimesinin sözlük anlamı
- dikkatli olmak kelimesinin sözlük anlamı
- dikkatsizlik etmek kelimesinin sözlük anlamı
- diktatörlük etmek kelimesinin sözlük anlamı
- dikte etmek kelimesinin sözlük anlamı
- dil ağız vermemek kelimesinin sözlük anlamı
- dil bir karış kelimesinin sözlük anlamı
- dil çıkarmak kelimesinin sözlük anlamı
- dil (veya diller) dökmek kelimesinin sözlük anlamı
- dil uzatmak kelimesinin sözlük anlamı
- dilden düşmez olmak kelimesinin sözlük anlamı
- dilden gelen elden gelse her fukara padişah olur kelimesinin sözlük anlamı
- dile (veya dillere) düşmek kelimesinin sözlük anlamı
- dile gelen ele gelir kelimesinin sözlük anlamı
- dile gelmek kelimesinin sözlük anlamı
- dile getirmek kelimesinin sözlük anlamı
- dile vermek kelimesinin sözlük anlamı
- dili açılmak kelimesinin sözlük anlamı
- dili ağırlaşmak kelimesinin sözlük anlamı
- dili alışmak kelimesinin sözlük anlamı
- dili bir karış olmak kelimesinin sözlük anlamı
- dili bir karış dışarı çıkmak (veya sarkmak) kelimesinin sözlük anlamı
- dili boğazına akmak kelimesinin sözlük anlamı
- dili çözülmek kelimesinin sözlük anlamı
- dili damağına yapışmak (veya dili damağı kurumak) kelimesinin sözlük anlamı
- dili dolaşmak kelimesinin sözlük anlamı
- dili (veya dilinin) döndüğü kadar kelimesinin sözlük anlamı
- dili dönmemek kelimesinin sözlük anlamı
- dili durmak kelimesinin sözlük anlamı
- dili durmamak kelimesinin sözlük anlamı
- dili ensesinden çekilsin! kelimesinin sözlük anlamı
- dili kılıçtan keskin olmak kelimesinin sözlük anlamı
- dili kurusun! kelimesinin sözlük anlamı
- dili olsa da söylese (veya anlatsa) kelimesinin sözlük anlamı
- dili pabuç kadar kelimesinin sözlük anlamı
- dili sürçmek kelimesinin sözlük anlamı
- dili tutulmak kelimesinin sözlük anlamı
- dili uzamak kelimesinin sözlük anlamı
- dili varmamak kelimesinin sözlük anlamı
- dili yanmak kelimesinin sözlük anlamı
- dilim seni dilim dilim dileyim, başıma geleni senden bileyim kelimesinin sözlük anlamı
- dilin kemiği yok kelimesinin sözlük anlamı
- dilinde tüy bitmek kelimesinin sözlük anlamı
- dilinden anlamak kelimesinin sözlük anlamı
- dilinden (veya dilden) düşürmemek kelimesinin sözlük anlamı
- dilinden kurtulamamak kelimesinin sözlük anlamı
- diline biber sürerim kelimesinin sözlük anlamı
- diline (veya dile) dolamak (veya takmak) kelimesinin sözlük anlamı
- diline düşmek kelimesinin sözlük anlamı
- diline kira istemek kelimesinin sözlük anlamı
- diline pelesenk etmek kelimesinin sözlük anlamı
- diline sağlam olmak kelimesinin sözlük anlamı
- diline sağlık kelimesinin sözlük anlamı
- diline virt etmek kelimesinin sözlük anlamı
- dilini bağlamak kelimesinin sözlük anlamı
- dilini değdirmemek kelimesinin sözlük anlamı
- dilini eşek arısı soksun kelimesinin sözlük anlamı
- dilini kedi (veya fare) mi yedi? kelimesinin sözlük anlamı
- dilini kesmek (veya kesip oturmak) kelimesinin sözlük anlamı
- dilini tutamamak kelimesinin sözlük anlamı
- dilini tutmak kelimesinin sözlük anlamı
- dilini yutmak kelimesinin sözlük anlamı
- dilinin altında bir şey olmak kelimesinin sözlük anlamı
- dilinin altındaki baklayı çıkarmak kelimesinin sözlük anlamı
- dilinin cezasını (veya belasını) çekmek (veya bulmak) kelimesinin sözlük anlamı
- dilinin ucuna gelmek kelimesinin sözlük anlamı
- dilinin ucunda kelimesinin sözlük anlamı
- dilinin ucuyla kelimesinin sözlük anlamı
- diliyle sokmak kelimesinin sözlük anlamı
- diliyle tutulmak (veya yakalanmak) kelimesinin sözlük anlamı
- dillerde dolaşmak (veya gezmek) kelimesinin sözlük anlamı
- dillere destan olmak kelimesinin sözlük anlamı
- dil dalaşı etmek kelimesinin sözlük anlamı
- dilediği gibi kelimesinin sözlük anlamı
- dilenci bir olsa şekerle beslenir kelimesinin sözlük anlamı
- dilencinin torbası dolmaz kelimesinin sözlük anlamı
- dilenciye borçlu olma, ya düğünde ister ya bayramda kelimesinin sözlük anlamı
- dilenciye hıyar vermişler de eğri diye beğenmemiş kelimesinin sözlük anlamı
- dilencilik etmek kelimesinin sözlük anlamı
- dilim dilim etmek kelimesinin sözlük anlamı
- dilsizin dilinden anası anlar kelimesinin sözlük anlamı
- dimdik ayakta durmak kelimesinin sözlük anlamı
- dimdik durmak kelimesinin sözlük anlamı
- dinime küfreden (veya söven veya dahleden) bari Müslüman olsa kelimesinin sözlük anlamı
- dinden imandan çıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- dinden imandan olmak kelimesinin sözlük anlamı
- dini bir uğruna kelimesinin sözlük anlamı
- dini gibi bilmek kelimesinin sözlük anlamı
- dini imanı para kelimesinin sözlük anlamı
- dinim hakkı için (veya aşkına) kelimesinin sözlük anlamı
- dinine yandığım kelimesinin sözlük anlamı
- dindaş olmak kelimesinin sözlük anlamı
- dadı olmak kelimesinin sözlük anlamı
- dadılık etmek kelimesinin sözlük anlamı
- dağ ardında olsun da yer altında olmasın kelimesinin sözlük anlamı
- dağ dağ üstüne olur, ev ev üstüne olmaz kelimesinin sözlük anlamı
- dağ dağa kavuşmaz, insan insana kavuşur kelimesinin sözlük anlamı
- dağ (veya dağları) devirmek kelimesinin sözlük anlamı
- dağ doğura doğura bir fare doğurmuş kelimesinin sözlük anlamı
- dağ (veya dağlar) gibi (veya kadar) kelimesinin sözlük anlamı
- dağ ne kadar yüce olsa yol üstünden aşar kelimesinin sözlük anlamı
- dağ yürümezse abdal yürür kelimesinin sözlük anlamı
- dağa çıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- dağa kaldırmak kelimesinin sözlük anlamı
- dağda bağın var, yüreğinde dağın var kelimesinin sözlük anlamı
- dağda büyümüş kelimesinin sözlük anlamı
- dağda gez belde gez, insafı elden bırakma kelimesinin sözlük anlamı
- dağdan gelip bağdakini kovmak kelimesinin sözlük anlamı
- dağlara düşmek kelimesinin sözlük anlamı
- dağlara taşlara kelimesinin sözlük anlamı
- dağların misafir aldığı mevsim kelimesinin sözlük anlamı
- dağların şenliği (veya gelin anası) kelimesinin sözlük anlamı
- dağarcığına atmak kelimesinin sözlük anlamı
- dağarcığındakini çıkarmak kelimesinin sözlük anlamı
- dağarcıkta bir şey kalmamak kelimesinin sözlük anlamı
- dah etmek kelimesinin sözlük anlamı
- daha iyisi can sağlığı kelimesinin sözlük anlamı
- daha neler! kelimesinin sözlük anlamı
- daha da kelimesinin sözlük anlamı
- dahası var kelimesinin sözlük anlamı
- dâhil etmek kelimesinin sözlük anlamı
- dâhil olmak kelimesinin sözlük anlamı
- dahli olmak kelimesinin sözlük anlamı
- daim etmek (veya eylemek) kelimesinin sözlük anlamı
- daim olmak kelimesinin sözlük anlamı
- dakikası dakikasına uymamak kelimesinin sözlük anlamı
- daktilo etmek kelimesinin sözlük anlamı
- daktiloya çekmek kelimesinin sözlük anlamı
- dal budak salmak kelimesinin sözlük anlamı
- dal gibi kelimesinin sözlük anlamı
- dal gibi kalmak kelimesinin sözlük anlamı
- dal sürmek kelimesinin sözlük anlamı
- dalları basmak kelimesinin sözlük anlamı
- dal vermek kelimesinin sözlük anlamı
- dalına basmak kelimesinin sözlük anlamı
- dalına binmek kelimesinin sözlük anlamı
- dalak kestirmek kelimesinin sözlük anlamı
- dalalete düşmek kelimesinin sözlük anlamı
- dalavere çevirmek (veya dalaveresini döndürmek) kelimesinin sözlük anlamı
- dalga geçmek kelimesinin sözlük anlamı
- dalga saymak kelimesinin sözlük anlamı
- dalgasına taş atmak kelimesinin sözlük anlamı
- dalgasını taşlamak kelimesinin sözlük anlamı
- dalgaya düşmek (veya gelmek) kelimesinin sözlük anlamı
- dalgaya getirmek kelimesinin sözlük anlamı
- dalgayı başa almak kelimesinin sözlük anlamı
- dalgalanmaya bırakmak kelimesinin sözlük anlamı
- dalgınlığına gelmek kelimesinin sözlük anlamı
- dalgınlığına getirmek kelimesinin sözlük anlamı
- dalkavukluk etmek kelimesinin sözlük anlamı
- dallandırıp budaklandırmak kelimesinin sözlük anlamı
- dallanıp budaklanmak kelimesinin sözlük anlamı
- dala çıka kelimesinin sözlük anlamı
- dalıp çıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- dalıp gitmek kelimesinin sözlük anlamı
- dalyan gibi kelimesinin sözlük anlamı
- dam üstünde saksağan, vur beline kazmayı kelimesinin sözlük anlamı
- dam yandı, içindeki sıçan da (birlikte) yandı kelimesinin sözlük anlamı
- dama çıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- damdan çardağa atlamak kelimesinin sözlük anlamı
- damdan düşen, damdan düşenin hâlini (veya hâlinden) bilir kelimesinin sözlük anlamı
- damdan düşer gibi kelimesinin sözlük anlamı
- damdan düşercesine kelimesinin sözlük anlamı
- dama demek kelimesinin sözlük anlamı
- damardan girmek kelimesinin sözlük anlamı
- damarı (veya damarları) kabarmak kelimesinin sözlük anlamı
- damarı kurusun! kelimesinin sözlük anlamı
- damarı tutmak kelimesinin sözlük anlamı
- damarına basmak kelimesinin sözlük anlamı
- damarına çekmek kelimesinin sözlük anlamı
- damarına girmek kelimesinin sözlük anlamı
- damarına (veya damarlarına) işlemek kelimesinin sözlük anlamı
- damarını bulmak kelimesinin sözlük anlamı
- damat girmek kelimesinin sözlük anlamı
- dama taşı gibi oynatmak kelimesinin sözlük anlamı
- damga vurmak kelimesinin sözlük anlamı
- damga yemek kelimesinin sözlük anlamı
- damla inmek kelimesinin sözlük anlamı
- damlaya uğramak kelimesinin sözlük anlamı
- damlaya damlaya göl olur kelimesinin sözlük anlamı
- danalar gibi bağırmak (veya böğürmek) kelimesinin sözlük anlamı
- dananın kuyruğu kopmak kelimesinin sözlük anlamı
- dan dun konuşmak (veya etmek) kelimesinin sözlük anlamı
- danışan dağı aşmış, danışmayan düz yolda şaşmış kelimesinin sözlük anlamı
- daniskasını yapmak kelimesinin sözlük anlamı
- dans etmek kelimesinin sözlük anlamı
- dar gelmek kelimesinin sözlük anlamı
- dar kaçmak kelimesinin sözlük anlamı
- dara boğmak kelimesinin sözlük anlamı
- dara düşmek kelimesinin sözlük anlamı
- dara gelmek kelimesinin sözlük anlamı
- dara getirmek kelimesinin sözlük anlamı
- darda bulunmak kelimesinin sözlük anlamı
- darda kalmak kelimesinin sözlük anlamı
- darasını almak kelimesinin sözlük anlamı
- darasını düşmek kelimesinin sözlük anlamı
- daraya atmak (veya çıkarmak) kelimesinin sözlük anlamı
- darağacına çekmek kelimesinin sözlük anlamı
- darbe almak kelimesinin sözlük anlamı
- darbe vurmak (veya indirmek) kelimesinin sözlük anlamı
- darbe (veya darbeyi) yemek kelimesinin sözlük anlamı
- dargın durmak kelimesinin sözlük anlamı
- darısı ... başına (veya darısı başına) kelimesinin sözlük anlamı
- darı unundan baklava, incir ağacından oklava olmaz kelimesinin sözlük anlamı
- darmadağın etmek kelimesinin sözlük anlamı
- darmadağın olmak kelimesinin sözlük anlamı
- darmaduman etmek kelimesinin sözlük anlamı
- darmaduman olmak kelimesinin sözlük anlamı
- dava etmek (veya açmak) kelimesinin sözlük anlamı
- dava görmek kelimesinin sözlük anlamı
- dava (veya davayı) kaybetmek kelimesinin sözlük anlamı
- dava (veya davayı) kazanmak kelimesinin sözlük anlamı
- dava (veya davayı) yitirmek kelimesinin sözlük anlamı
- davasını gütmek kelimesinin sözlük anlamı
- davaya bakmak kelimesinin sözlük anlamı
- davacı olmak kelimesinin sözlük anlamı
- davacın kadı olursa yardımcın Allah olsun kelimesinin sözlük anlamı
- davar gütmek kelimesinin sözlük anlamı
- davet etmek kelimesinin sözlük anlamı
- davet olunmak kelimesinin sözlük anlamı
- davete icabet etmek kelimesinin sözlük anlamı
- davetsiz gelen döşeksiz oturur kelimesinin sözlük anlamı
- davranma! kelimesinin sözlük anlamı
- davul birinin boynunda, tokmak bir başkasının elinde kelimesinin sözlük anlamı
- davul çalmak (veya dövmek) kelimesinin sözlük anlamı
- davul çalsan işitmez kelimesinin sözlük anlamı
- davul dengi dengine diye çalar kelimesinin sözlük anlamı
- davul gibi kelimesinin sözlük anlamı
- davulu biz çaldık, parsayı başkası topladı kelimesinin sözlük anlamı
- davulun sesi uzaktan hoş gelir kelimesinin sözlük anlamı
- dayak atmak kelimesinin sözlük anlamı
- dayak cennetten çıkmıştır kelimesinin sözlük anlamı
- dayak yemek kelimesinin sözlük anlamı
- dayağa idmanlı olmak kelimesinin sözlük anlamı
- dayayıp döşemek kelimesinin sözlük anlamı
- dayanaklık etmek kelimesinin sözlük anlamı
- dazlayan daza düşer, kel başlı kıza düşer kelimesinin sözlük anlamı
- dede (veya dedesi) koruk yer, torununun dişi kamaşır kelimesinin sözlük anlamı
- dedikodu çıkarmak kelimesinin sözlük anlamı
- dedikodu etmek (veya yapmak) kelimesinin sözlük anlamı
- dedikodu sermayesi olmak kelimesinin sözlük anlamı
- defol! kelimesinin sözlük anlamı
- deforme olmak kelimesinin sözlük anlamı
- defter açmak kelimesinin sözlük anlamı
- defter tutmak kelimesinin sözlük anlamı
- defterden (veya defterinden) silmek kelimesinin sözlük anlamı
- defteri dürülmek kelimesinin sözlük anlamı
- defteri kapamak (veya kapatmak) kelimesinin sözlük anlamı
- defterinde olmamak kelimesinin sözlük anlamı
- defterinde yazmamak kelimesinin sözlük anlamı
- defterini dürmek kelimesinin sözlük anlamı
- değer biçmek kelimesinin sözlük anlamı
- değer vermek kelimesinin sözlük anlamı
- değil mi ki kelimesinin sözlük anlamı
- değirmen iki taştan, muhabbet iki baştan kelimesinin sözlük anlamı
- değirmenden gelenden poğaça umarlar kelimesinin sözlük anlamı
- değirmene gelen nöbet bekler kelimesinin sözlük anlamı
- değirmenin suyu nereden geliyor? kelimesinin sözlük anlamı
- değirmen taşının altından diri çıkar kelimesinin sözlük anlamı
- değiş etmek kelimesinin sözlük anlamı
- değişiklik yapmak kelimesinin sözlük anlamı
- değme gitsin kelimesinin sözlük anlamı
- değme keyfine kelimesinin sözlük anlamı
- değme sarhoşa yıkılana kadar gitsin kelimesinin sözlük anlamı
- değmesin yağlı boya! kelimesinin sözlük anlamı
- değnek gibi kelimesinin sözlük anlamı
- dehşet saçmak kelimesinin sözlük anlamı
- dehşete düşürmek kelimesinin sözlük anlamı
- dehşete kapılmak (veya düşmek) kelimesinin sözlük anlamı
- dejenere etmek kelimesinin sözlük anlamı
- dejenere olmak kelimesinin sözlük anlamı
- deke düşmek kelimesinin sözlük anlamı
- dekolte konuşmak kelimesinin sözlük anlamı
- delalet etmek kelimesinin sözlük anlamı
- deli arlanmaz, soyu arlanır kelimesinin sözlük anlamı
- deli bayrağı açmak kelimesinin sözlük anlamı
- deli çıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- deli dana (veya danalar) gibi dönmek kelimesinin sözlük anlamı
- deli deli akanı, bura bura tıkarlar kelimesinin sözlük anlamı
- deli deliden hoşlanır, imam ölüden kelimesinin sözlük anlamı
- deli deliyi görünce çomağını (veya değneğini) saklar (veya gizler) kelimesinin sözlük anlamı
- deli etmek kelimesinin sözlük anlamı
- deli gibi kelimesinin sözlük anlamı
- deli ile çıkma yola, başına getirir bela kelimesinin sözlük anlamı
- deli kızın çeyizi gibi kelimesinin sözlük anlamı
- deli olmak kelimesinin sözlük anlamı
- deli olmak işten değil kelimesinin sözlük anlamı
- deli pösteki sayar gibi kelimesinin sözlük anlamı
- deli Raziye gibi kelimesinin sözlük anlamı
- deli saraylı gibi kelimesinin sözlük anlamı
- deliden al uslu haberi kelimesinin sözlük anlamı
- delinin eline değnek vermek kelimesinin sözlük anlamı
- deliye dönmek kelimesinin sözlük anlamı
- deliye bal tattırmışlar, çarşıda katran bırakmamış kelimesinin sözlük anlamı
- deliye her gün bayram kelimesinin sözlük anlamı
- deliye taş atma, başını yarar kelimesinin sözlük anlamı
- deli divane âşık olmak kelimesinin sözlük anlamı
- deli divane olmak kelimesinin sözlük anlamı
- delik büyük, yama küçük kelimesinin sözlük anlamı
- delik eğirmek kelimesinin sözlük anlamı
- deliğe tıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- delik deşik etmek kelimesinin sözlük anlamı
- delik deşik olmak kelimesinin sözlük anlamı
- delikli boncuk (veya taş) yerde kalmaz kelimesinin sözlük anlamı
- deliliğe vurmak kelimesinin sözlük anlamı
- deliliği tutmak kelimesinin sözlük anlamı
- delişmenlik etmek kelimesinin sözlük anlamı
- dem çekmek kelimesinin sözlük anlamı
- dem tutmak kelimesinin sözlük anlamı
- dem vurmak kelimesinin sözlük anlamı
- dem dökmek kelimesinin sözlük anlamı
- demagoji yapmak kelimesinin sözlük anlamı
- demem o (ki) kelimesinin sözlük anlamı
- demeç vermek kelimesinin sözlük anlamı
- dedi mi kelimesinin sözlük anlamı
- dediği çıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- dediğinden (dışarı) çıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- dediğine gelmek kelimesinin sözlük anlamı
- deme! kelimesinin sözlük anlamı
- deme gitsin kelimesinin sözlük anlamı
- demediğini bırakmamak (veya koymamak) kelimesinin sözlük anlamı
- demek kelimesinin sözlük anlamı
- demek istemek kelimesinin sözlük anlamı
- demek ki (veya demek oluyor ki) kelimesinin sözlük anlamı
- demek olmak kelimesinin sözlük anlamı
- dememek kelimesinin sözlük anlamı
- der oğlu der kelimesinin sözlük anlamı
- deyip de geçmemek kelimesinin sözlük anlamı
- diyecek yok kelimesinin sözlük anlamı
- demir ıslanmaz, deli uslanmaz kelimesinin sözlük anlamı
- demir nemden, insan gamdan çürür kelimesinin sözlük anlamı
- demir almak kelimesinin sözlük anlamı
- demir atmak kelimesinin sözlük anlamı
- demir gibi kelimesinin sözlük anlamı
- demir taramak kelimesinin sözlük anlamı
- demir tavında dövülür kelimesinin sözlük anlamı
- demir üzerinde kelimesinin sözlük anlamı
- demire vurmak kelimesinin sözlük anlamı
- demirbaştan düşmek kelimesinin sözlük anlamı
- demode olmak kelimesinin sözlük anlamı
- deneme tahtasına çevirmek kelimesinin sözlük anlamı
- dörtköşe olmak kelimesinin sözlük anlamı
- dil tutmak kelimesinin sözlük anlamı
- demarke olmak kelimesinin sözlük anlamı
- demoralize etmek kelimesinin sözlük anlamı
- demoralize olmak kelimesinin sözlük anlamı
- dış sahaya gitmek (veya çıkmak) kelimesinin sözlük anlamı
- daldan dala konmak kelimesinin sözlük anlamı
- dünyaevine girmek kelimesinin sözlük anlamı
- dilden dile aktarılmak kelimesinin sözlük anlamı
- dilden dile dolaşmak kelimesinin sözlük anlamı
- dilden dile geçmek kelimesinin sözlük anlamı
- degaj yapmak kelimesinin sözlük anlamı
- diz üstü çökmek kelimesinin sözlük anlamı
- denk yapmak kelimesinin sözlük anlamı
- defihacet etmek kelimesinin sözlük anlamı
- düğmük atmak kelimesinin sözlük anlamı
- dış kapının mandalı kelimesinin sözlük anlamı
- dersbaşı etmek (veya yapmak) kelimesinin sözlük anlamı
- dağ başına harman yapma, savurursun yel için, sel önüne değirmen yapma, öğütürsün el için kelimesinin sözlük anlamı
- dağ başına kış gelir, insanın başına iş gelir kelimesinin sözlük anlamı
- dağ başından duman eksik olmaz kelimesinin sözlük anlamı
- dediğim dedik, öttürdüğüm (veya çaldığım) düdük kelimesinin sözlük anlamı
- derhatır etmek kelimesinin sözlük anlamı
- değer düşümüne uğramak kelimesinin sözlük anlamı
- devre dışı kalmak kelimesinin sözlük anlamı
- devre dışı tutmak (veya bırakmak) kelimesinin sözlük anlamı
- defibela kabîlinden kelimesinin sözlük anlamı
- defigam etmek kelimesinin sözlük anlamı
- devede kulak (veya kulak gibi) kalmak kelimesinin sözlük anlamı
- duygu sömürüsü yapmak kelimesinin sözlük anlamı
- düğüm düğüm olmak (veya düğümlenmek) kelimesinin sözlük anlamı
Yukarı