Skip To Content
b harfi ile başlayan Atasözleri ve Deyimler
- battı balık yan gider kelimesinin sözlük anlamı
- batan geminin malları bunlar kelimesinin sözlük anlamı
- battal etmek kelimesinin sözlük anlamı
- battal olmak kelimesinin sözlük anlamı
- bayağı kaçmak kelimesinin sözlük anlamı
- baygın düşmek kelimesinin sözlük anlamı
- baygın baygın bakmak kelimesinin sözlük anlamı
- baygınlık geçirmek kelimesinin sözlük anlamı
- baykuşun kısmeti ayağına gelir kelimesinin sözlük anlamı
- baykuş gibi kelimesinin sözlük anlamı
- bayrak açmak kelimesinin sözlük anlamı
- bayrak çekmek (veya asmak) kelimesinin sözlük anlamı
- bayrak dikmek kelimesinin sözlük anlamı
- bayrak gibi kelimesinin sözlük anlamı
- bayrağı yarıya indirmek kelimesinin sözlük anlamı
- bayrakları açmak kelimesinin sözlük anlamı
- bayraktarlık etmek kelimesinin sözlük anlamı
- bayraktarlığını yapmak kelimesinin sözlük anlamı
- bayram etmek (veya yapmak) kelimesinin sözlük anlamı
- bayram değil, seyran değil (eniştem beni niye öptü) kelimesinin sözlük anlamı
- bayram haftasını mangal tahtası anlamak kelimesinin sözlük anlamı
- bayram koçu gibi kelimesinin sözlük anlamı
- bayramda borç ödeyene ramazan ağır gelir kelimesinin sözlük anlamı
- bayram havası esmek kelimesinin sözlük anlamı
- baz almak kelimesinin sözlük anlamı
- bazı dingil döner, bazı teker kelimesinin sözlük anlamı
- bebek beklemek kelimesinin sözlük anlamı
- bebek gibi kelimesinin sözlük anlamı
- bebeklik etmek kelimesinin sözlük anlamı
- becayiş etmek kelimesinin sözlük anlamı
- bedava sirke baldan tatlıdır kelimesinin sözlük anlamı
- bedbaht etmek kelimesinin sözlük anlamı
- bedbaht olmak kelimesinin sözlük anlamı
- bedbin etmek kelimesinin sözlük anlamı
- bedbin olmak kelimesinin sözlük anlamı
- beddua sinmek kelimesinin sözlük anlamı
- bedduası tutmak kelimesinin sözlük anlamı
- bedduasını almak kelimesinin sözlük anlamı
- beddua etmek kelimesinin sözlük anlamı
- bedel tutmak kelimesinin sözlük anlamı
- bedel vermek kelimesinin sözlük anlamı
- beğenmemek kelimesinin sözlük anlamı
- beğenmeyen kızını (veya küçük kızını) vermesin kelimesinin sözlük anlamı
- beis görmemek kelimesinin sözlük anlamı
- beis yok kelimesinin sözlük anlamı
- beka bulmak kelimesinin sözlük anlamı
- bekâr gözü, kör gözü kelimesinin sözlük anlamı
- bekâr kalmak (veya yaşamak) kelimesinin sözlük anlamı
- bekâra karı boşaması kolaydır kelimesinin sözlük anlamı
- bekârın yakasını it yer, yakasını bit kelimesinin sözlük anlamı
- bekârlık maskaralık kelimesinin sözlük anlamı
- bekârlık sultanlık kelimesinin sözlük anlamı
- bekçi kalmak kelimesinin sözlük anlamı
- beklemeye almak kelimesinin sözlük anlamı
- bekle yârin köşesini! kelimesinin sözlük anlamı
- bel etmek kelimesinin sözlük anlamı
- bel bağlamak kelimesinin sözlük anlamı
- bel kırmak kelimesinin sözlük anlamı
- bel vermek kelimesinin sözlük anlamı
- belden aşağı vurmak kelimesinin sözlük anlamı
- beli açılmak kelimesinin sözlük anlamı
- beli bükülmek kelimesinin sözlük anlamı
- beli çökmek kelimesinin sözlük anlamı
- belini bükmek kelimesinin sözlük anlamı
- belini doğrultmak kelimesinin sözlük anlamı
- belini kırmak kelimesinin sözlük anlamı
- belini vermek kelimesinin sözlük anlamı
- beli gelmek kelimesinin sözlük anlamı
- belinden gelmek kelimesinin sözlük anlamı
- bel bellemek kelimesinin sözlük anlamı
- bela (veya belasını) aramak kelimesinin sözlük anlamı
- bela çıkarmak kelimesinin sözlük anlamı
- bela getirmek kelimesinin sözlük anlamı
- bela kesilmek kelimesinin sözlük anlamı
- bela okumak kelimesinin sözlük anlamı
- bela olmak kelimesinin sözlük anlamı
- belalar mübareği kelimesinin sözlük anlamı
- belası kelimesinin sözlük anlamı
- belasını bulmak kelimesinin sözlük anlamı
- belaya çatmak (veya girmek veya uğramak) kelimesinin sözlük anlamı
- belayı satın almak kelimesinin sözlük anlamı
- belediyelik olmak kelimesinin sözlük anlamı
- beleş atın dişine (veya yaşına) bakılmaz kelimesinin sözlük anlamı
- beleşe konmak kelimesinin sözlük anlamı
- belge almak kelimesinin sözlük anlamı
- belki de kelimesinin sözlük anlamı
- belleğini yitirmek kelimesinin sözlük anlamı
- belli etmek kelimesinin sözlük anlamı
- belli olmak kelimesinin sözlük anlamı
- belsoğukluğuna uğratmak kelimesinin sözlük anlamı
- bembeyaz kesilmek (veya olmak) kelimesinin sözlük anlamı
- ben yokum (veya ben bu işte yokum) kelimesinin sözlük anlamı
- benden kelimesinin sözlük anlamı
- benden günah gitti kelimesinin sözlük anlamı
- benden paso kelimesinin sözlük anlamı
- benden söylemesi kelimesinin sözlük anlamı
- ben hancı, sen yolcu oldukça kelimesinin sözlük anlamı
- ben şahımı (veya şeyhimi) bu kadar severim kelimesinin sözlük anlamı
- beni sokmayan yılan bin (yıl) yaşasın kelimesinin sözlük anlamı
- benim diyen kelimesinin sözlük anlamı
- benim oğlum bina okur, döner döner yine okur kelimesinin sözlük anlamı
- bencil olmak kelimesinin sözlük anlamı
- bencillik etmek kelimesinin sözlük anlamı
- bendeniz kelimesinin sözlük anlamı
- bendeniz cennet kuşu kelimesinin sözlük anlamı
- benzi atmak kelimesinin sözlük anlamı
- benzi geçmek kelimesinin sözlük anlamı
- benzi kanlanmak kelimesinin sözlük anlamı
- benzi kül gibi olmak kelimesinin sözlük anlamı
- benzi sararmak kelimesinin sözlük anlamı
- benzi solmak kelimesinin sözlük anlamı
- benzi uçmak kelimesinin sözlük anlamı
- benzinde kan kalmamak kelimesinin sözlük anlamı
- benzine kan gelmek kelimesinin sözlük anlamı
- benliği yoğurmak kelimesinin sözlük anlamı
- benliğinden çıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- bent etmek kelimesinin sözlük anlamı
- bent olmak kelimesinin sözlük anlamı
- benzeye benzeye yaz, benzeye benzeye kış olur kelimesinin sözlük anlamı
- benzetmek gibi olmasın kelimesinin sözlük anlamı
- beraat etmek kelimesinin sözlük anlamı
- beraatizimmet asıldır kelimesinin sözlük anlamı
- berabere bitmek kelimesinin sözlük anlamı
- berabere kalmak kelimesinin sözlük anlamı
- berbat olmak kelimesinin sözlük anlamı
- berbat etmek (veya eylemek) kelimesinin sözlük anlamı
- berber berbere benzer ama başın Allah'a emanet kelimesinin sözlük anlamı
- bereket ki (veya bereket versin ki) kelimesinin sözlük anlamı
- bereket versin kelimesinin sözlük anlamı
- bereketli ola! (veya olsun!) kelimesinin sözlük anlamı
- berhava etmek kelimesinin sözlük anlamı
- berhava olmak kelimesinin sözlük anlamı
- berhayat olmak kelimesinin sözlük anlamı
- berhudar ol! kelimesinin sözlük anlamı
- bertaraf etmek kelimesinin sözlük anlamı
- bertaraf olmak kelimesinin sözlük anlamı
- besiye çekmek kelimesinin sözlük anlamı
- beslemeyi eslemeden alma kelimesinin sözlük anlamı
- besleme gibi kelimesinin sözlük anlamı
- besle kargayı, oysun gözünü kelimesinin sözlük anlamı
- besmele çekmek kelimesinin sözlük anlamı
- beste yapmak (veya bağlamak) kelimesinin sözlük anlamı
- bahis açmak kelimesinin sözlük anlamı
- bahse girmek (veya tutuşmak) kelimesinin sözlük anlamı
- bahsi geçmek kelimesinin sözlük anlamı
- bahsi kapamak kelimesinin sözlük anlamı
- bahsi kaybetmek kelimesinin sözlük anlamı
- bahsi kazanmak kelimesinin sözlük anlamı
- bahsi tazelemek kelimesinin sözlük anlamı
- bahis konusu olmak kelimesinin sözlük anlamı
- bahşiş atın dişine (veya yaşına) bakılmaz kelimesinin sözlük anlamı
- baht olmayınca başta, ne kuruda biter ne yaşta kelimesinin sözlük anlamı
- bahtı açılmak kelimesinin sözlük anlamı
- bahtı bağlı olmak kelimesinin sözlük anlamı
- bahtı kapanmak kelimesinin sözlük anlamı
- bahtına küsmek kelimesinin sözlük anlamı
- bahtı açık olmak kelimesinin sözlük anlamı
- bahtı kara olmak kelimesinin sözlük anlamı
- bahtiyar olmak kelimesinin sözlük anlamı
- bahtsız olmak kelimesinin sözlük anlamı
- bahtsızın bağına yağmur, ya taş yağar ya dolu kelimesinin sözlük anlamı
- bakım yapmak kelimesinin sözlük anlamı
- bakır çalmak kelimesinin sözlük anlamı
- bakış atmak kelimesinin sözlük anlamı
- baki kalmak kelimesinin sözlük anlamı
- bakkala bırakma! kelimesinin sözlük anlamı
- bakla dökmek (veya atmak) kelimesinin sözlük anlamı
- bakla kadar kelimesinin sözlük anlamı
- baklayı ağzından çıkarmak kelimesinin sözlük anlamı
- baklava açmak kelimesinin sözlük anlamı
- bak! kelimesinin sözlük anlamı
- bak bak! kelimesinin sözlük anlamı
- bak hele! kelimesinin sözlük anlamı
- bakalım (veya bakayım) kelimesinin sözlük anlamı
- bakan göze bağ olmaz kelimesinin sözlük anlamı
- bakan yemez, kapan yer kelimesinin sözlük anlamı
- bakar mısınız? kelimesinin sözlük anlamı
- bakarsan bağ olur, bakmazsan dağ olur kelimesinin sözlük anlamı
- bakarsın kelimesinin sözlük anlamı
- bakılsa kelimesinin sözlük anlamı
- bakma sen kelimesinin sözlük anlamı
- bakmakla usta olunsa köpekler kasap olurdu kelimesinin sözlük anlamı
- baksana! (veya baksanıza!) kelimesinin sözlük anlamı
- baktıkça alır kelimesinin sözlük anlamı
- baktın kar havası, eve gel kör olası kelimesinin sözlük anlamı
- bal alacak çiçeği bilmek (veya bulmak) kelimesinin sözlük anlamı
- bal bal demekle ağız tatlanmaz kelimesinin sözlük anlamı
- bal dök de yala kelimesinin sözlük anlamı
- bal gibi kelimesinin sözlük anlamı
- bal sağmak kelimesinin sözlük anlamı
- bal tutan parmağını yalar kelimesinin sözlük anlamı
- balı dibinden, yağı yüzünden kelimesinin sözlük anlamı
- balı olan bal yemez mi? kelimesinin sözlük anlamı
- balı parmağı uzun yemez, kısmetlisi yer kelimesinin sözlük anlamı
- balın âlâsı oğlun tazesinden kelimesinin sözlük anlamı
- bal ile kaymak yenir ama her keseye göre değil kelimesinin sözlük anlamı
- bal olan yerde sinek de olur kelimesinin sözlük anlamı
- balcı kızı daha tatlı kelimesinin sözlük anlamı
- balcının var bal tası, oduncunun var baltası kelimesinin sözlük anlamı
- balık ağa girdikten sonra aklı başına gelir kelimesinin sözlük anlamı
- balık baştan avlanır kelimesinin sözlük anlamı
- balık baştan kokar kelimesinin sözlük anlamı
- balık kavağa çıkınca kelimesinin sözlük anlamı
- balığa çıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- baliğ olmak kelimesinin sözlük anlamı
- ballı börek olmak kelimesinin sözlük anlamı
- bal mumu gibi erimek kelimesinin sözlük anlamı
- bal mumu yapıştırmak kelimesinin sözlük anlamı
- balo vermek kelimesinin sözlük anlamı
- balon uçurmak kelimesinin sözlük anlamı
- balon yapmak kelimesinin sözlük anlamı
- balta değmedik ağaç olmaz kelimesinin sözlük anlamı
- balta değmemiş (veya girmemiş veya görmemiş) kelimesinin sözlük anlamı
- balta olmak kelimesinin sözlük anlamı
- balta vurmak kelimesinin sözlük anlamı
- baltadan kurtulmak kelimesinin sözlük anlamı
- baltası kütükten çıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- baltayı taşa vurmak kelimesinin sözlük anlamı
- balya yapmak kelimesinin sözlük anlamı
- balyoz gibi kelimesinin sözlük anlamı
- bam teline basmak (veya dokunmak) kelimesinin sözlük anlamı
- bana bak! kelimesinin sözlük anlamı
- bana da ... demesinler kelimesinin sözlük anlamı
- bana dokunmayan yılan bin yaşasın kelimesinin sözlük anlamı
- bana mısın dememek kelimesinin sözlük anlamı
- bangır bangır bağırmak kelimesinin sözlük anlamı
- banka gibi kelimesinin sözlük anlamı
- bankadan çekmek (veya almak) kelimesinin sözlük anlamı
- bankaya yatırmak kelimesinin sözlük anlamı
- banko geçmek kelimesinin sözlük anlamı
- bant çözmek kelimesinin sözlük anlamı
- bant doldurmak kelimesinin sözlük anlamı
- banda almak kelimesinin sözlük anlamı
- banttan vermek kelimesinin sözlük anlamı
- banyo yapmak kelimesinin sözlük anlamı
- bar tutmak kelimesinin sözlük anlamı
- bar bağlamak (veya tutmak) kelimesinin sözlük anlamı
- barajı aşmak kelimesinin sözlük anlamı
- baraj yapmak (veya kurmak) kelimesinin sözlük anlamı
- bardağı taşıran damla kelimesinin sözlük anlamı
- bardağı taşırmak kelimesinin sözlük anlamı
- bardaktan boşanırcasına yağmak kelimesinin sözlük anlamı
- barış görüş olmak kelimesinin sözlük anlamı
- barış yapmak kelimesinin sözlük anlamı
- barışık olmak kelimesinin sözlük anlamı
- barikat kurmak kelimesinin sözlük anlamı
- barikat yapmak kelimesinin sözlük anlamı
- barut gibi kelimesinin sözlük anlamı
- barut kesilmek (veya olmak) kelimesinin sözlük anlamı
- barut kokusu gelmek kelimesinin sözlük anlamı
- barutla oynamak kelimesinin sözlük anlamı
- barut fıçısı gibi kelimesinin sözlük anlamı
- bas tutmak kelimesinin sözlük anlamı
- basamak yapmak kelimesinin sözlük anlamı
- basıla vermek kelimesinin sözlük anlamı
- basınç yapmak kelimesinin sözlük anlamı
- basireti bağlanmak kelimesinin sözlük anlamı
- basite indirgemek kelimesinin sözlük anlamı
- basket yapmak kelimesinin sözlük anlamı
- baskı altında tutmak kelimesinin sözlük anlamı
- baskıda kalmak kelimesinin sözlük anlamı
- baskıdaki altından askıdaki salkım yeğdir kelimesinin sözlük anlamı
- baskı yapmak kelimesinin sözlük anlamı
- baskın basanındır kelimesinin sözlük anlamı
- baskın çıkmak (veya gelmek) kelimesinin sözlük anlamı
- baskın vermek kelimesinin sözlük anlamı
- baskına uğramak kelimesinin sözlük anlamı
- baskın yapmak kelimesinin sözlük anlamı
- baskısız büyümek kelimesinin sözlük anlamı
- baskısız tahtayı yel alır, yel almazsa sel alır kelimesinin sözlük anlamı
- bas! (veya bas git!) kelimesinin sözlük anlamı
- basıp geçmek kelimesinin sözlük anlamı
- basıp gitmek kelimesinin sözlük anlamı
- bastığı yerde ot bitmez kelimesinin sözlük anlamı
- bastığı yere bir daha basmamak kelimesinin sözlük anlamı
- bastığı yeri bilmemek kelimesinin sözlük anlamı
- baston (veya baston yutmuş) gibi kelimesinin sözlük anlamı
- baş ağır gerek, kulak sağır kelimesinin sözlük anlamı
- baş ağrıtmak kelimesinin sözlük anlamı
- baş (veya başını) alamamak kelimesinin sözlük anlamı
- baş bağlamak kelimesinin sözlük anlamı
- baş bulmak kelimesinin sözlük anlamı
- baş (veya başı) çekmek kelimesinin sözlük anlamı
- baş çevirtmek kelimesinin sözlük anlamı
- baş dille tartılır kelimesinin sözlük anlamı
- baş döndürmek kelimesinin sözlük anlamı
- baş edebilmek kelimesinin sözlük anlamı
- baş edememek kelimesinin sözlük anlamı
- baş eğmek kelimesinin sözlük anlamı
- baş eldeyken kelimesinin sözlük anlamı
- baş etmek kelimesinin sözlük anlamı
- baş gelmek kelimesinin sözlük anlamı
- baş göstermek kelimesinin sözlük anlamı
- baş göz etmek kelimesinin sözlük anlamı
- baş göz olmak kelimesinin sözlük anlamı
- baş kes, yaş kesme kelimesinin sözlük anlamı
- baş kesmek kelimesinin sözlük anlamı
- baş kıç olmak kelimesinin sözlük anlamı
- baş kıç vurmak kelimesinin sözlük anlamı
- baş kırılır (veya yarılır) fes (veya börk) içinde, kol kırılır yen (veya kürk) içinde kelimesinin sözlük anlamı
- baş koşmak kelimesinin sözlük anlamı
- baş koymak kelimesinin sözlük anlamı
- baş nereye giderse ayak da oraya gider kelimesinin sözlük anlamı
- baş olan boş olmaz kelimesinin sözlük anlamı
- baş ol da istersen soğan başı ol kelimesinin sözlük anlamı
- baş olmak kelimesinin sözlük anlamı
- baş sağlığı, dünya varlığı kelimesinin sözlük anlamı
- baş sallamak kelimesinin sözlük anlamı
- baş tutamamak kelimesinin sözlük anlamı
- baş tutmak kelimesinin sözlük anlamı
- baş üstünde tutmak kelimesinin sözlük anlamı
- baş üstünde yeri var kelimesinin sözlük anlamı
- baş vermek kelimesinin sözlük anlamı
- baş yakmak kelimesinin sözlük anlamı
- baş yapmak kelimesinin sözlük anlamı
- baş yastığı baş derdini bilmez kelimesinin sözlük anlamı
- baş yemek kelimesinin sözlük anlamı
- başa çıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- başa çıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- başa gelen (dert) çekilir kelimesinin sözlük anlamı
- başa gelmek kelimesinin sözlük anlamı
- başa gelmeyince bilinmez kelimesinin sözlük anlamı
- başa güreşmek kelimesinin sözlük anlamı
- başa vermek kelimesinin sözlük anlamı
- başı ağrımak kelimesinin sözlük anlamı
- başı bağlanmak kelimesinin sözlük anlamı
- başı belada olmak kelimesinin sözlük anlamı
- başı belaya girmek (veya uğramak) kelimesinin sözlük anlamı
- başı çatlamak kelimesinin sözlük anlamı
- başı dara düşmek kelimesinin sözlük anlamı
- başı daralmak kelimesinin sözlük anlamı
- başı darda kalmak kelimesinin sözlük anlamı
- başı derde girmek kelimesinin sözlük anlamı
- başı dönmek kelimesinin sözlük anlamı
- başı göğe ermek (veya değmek) kelimesinin sözlük anlamı
- başı hoş olmamak kelimesinin sözlük anlamı
- başı için kelimesinin sözlük anlamı
- başı kazan gibi olmak kelimesinin sözlük anlamı
- başı nâra yanmak kelimesinin sözlük anlamı
- başı sağ olsuna gitmek kelimesinin sözlük anlamı
- başı sıkılmak (veya sıkışmak) kelimesinin sözlük anlamı
- başı sıkıya gelmek kelimesinin sözlük anlamı
- başı taşa değmek kelimesinin sözlük anlamı
- başı tutmak kelimesinin sözlük anlamı
- başı üstünde yeri olmak kelimesinin sözlük anlamı
- başı yastığa düşmek kelimesinin sözlük anlamı
- başı yastık yüzü görmemek kelimesinin sözlük anlamı
- başı yerine gelmek kelimesinin sözlük anlamı
- başı zapt olunmamak kelimesinin sözlük anlamı
- başım gözüm üstüne kelimesinin sözlük anlamı
- başımla beraber kelimesinin sözlük anlamı
- başın başı, başın da başı var kelimesinin sözlük anlamı
- başına balta kesilmek (veya olmak) kelimesinin sözlük anlamı
- başına bela açmak kelimesinin sözlük anlamı
- başına bela almak kelimesinin sözlük anlamı
- başına bela olmak (veya kesilmek) kelimesinin sözlük anlamı
- başına bir hâl gelmek kelimesinin sözlük anlamı
- başına dünyanın belasını sarmak kelimesinin sözlük anlamı
- başına çalmak kelimesinin sözlük anlamı
- başına çalsın! kelimesinin sözlük anlamı
- başına çıkarmak kelimesinin sözlük anlamı
- başına çıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- başına çorap örmek kelimesinin sözlük anlamı
- başına dert açmak kelimesinin sözlük anlamı
- başına dert olmak (veya kesilmek) kelimesinin sözlük anlamı
- başına devlet (veya talih) kuşu konmak kelimesinin sözlük anlamı
- başına dikilmek kelimesinin sözlük anlamı
- başına dikmek kelimesinin sözlük anlamı
- başına dolamak kelimesinin sözlük anlamı
- başına ekşimek kelimesinin sözlük anlamı
- başına gaile açmak kelimesinin sözlük anlamı
- başına geçirmek kelimesinin sözlük anlamı
- başına geçmek kelimesinin sözlük anlamı
- başına geçmek kelimesinin sözlük anlamı
- başına gelen başmakçıdır kelimesinin sözlük anlamı
- başına gelmek kelimesinin sözlük anlamı
- başına gelmek kelimesinin sözlük anlamı
- başına (...) gelmek kelimesinin sözlük anlamı
- başına güneş geçmek kelimesinin sözlük anlamı
- başına iş açmak kelimesinin sözlük anlamı
- başına iş çıkarmak kelimesinin sözlük anlamı
- başına iş çıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- başına kâhya kesilmek kelimesinin sözlük anlamı
- başına kakmak (veya kakınç etmek) kelimesinin sözlük anlamı
- başına kalmak kelimesinin sözlük anlamı
- başına kan çıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- başına karalar bağlamak kelimesinin sözlük anlamı
- başına oturmak kelimesinin sözlük anlamı
- başına sarmak kelimesinin sözlük anlamı
- başına taç etmek kelimesinin sözlük anlamı
- başına taş düşmek (veya yağmak) kelimesinin sözlük anlamı
- başına yıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- başına vur, ağzından lokmasını al kelimesinin sözlük anlamı
- başına vurmak kelimesinin sözlük anlamı
- başında beklemek (veya durmak) kelimesinin sözlük anlamı
- başında değirmen çevirmek kelimesinin sözlük anlamı
- başında kavak yeli (veya yelleri) esmek kelimesinin sözlük anlamı
- başında olmak kelimesinin sözlük anlamı
- başında paralansın kelimesinin sözlük anlamı
- başında torbası eksik kelimesinin sözlük anlamı
- başından almak kelimesinin sözlük anlamı
- başından aşağı kaynar sular dökülmek kelimesinin sözlük anlamı
- başından atmak kelimesinin sözlük anlamı
- başından büyük işlere girişmek (veya kalkışmak) kelimesinin sözlük anlamı
- başından geçmek kelimesinin sözlük anlamı
- başından kalkmak kelimesinin sözlük anlamı
- başından korkmak kelimesinin sözlük anlamı
- başından savmak kelimesinin sözlük anlamı
- başını acemi berbere teslim eden, pamuğunu cebinden eksik etmez kelimesinin sözlük anlamı
- başını ağrıtmak kelimesinin sözlük anlamı
- başını alıp gitmek kelimesinin sözlük anlamı
- başını ateşlere yakmak kelimesinin sözlük anlamı
- başını bağlamak kelimesinin sözlük anlamı
- başını beklemek kelimesinin sözlük anlamı
- başını belaya sokmak kelimesinin sözlük anlamı
- başını bir yere sokmak kelimesinin sözlük anlamı
- başını bir yere bağlamak kelimesinin sözlük anlamı
- başını boş bırakmak kelimesinin sözlük anlamı
- başını çatmak kelimesinin sözlük anlamı
- başını çıkarmak kelimesinin sözlük anlamı
- başını derde sokmak kelimesinin sözlük anlamı
- başını dik tutmak kelimesinin sözlük anlamı
- başını dinlemek kelimesinin sözlük anlamı
- başını döndürmek kelimesinin sözlük anlamı
- başını duman almak kelimesinin sözlük anlamı
- başını ezmek kelimesinin sözlük anlamı
- başını gözünü yarmak kelimesinin sözlük anlamı
- başını istemek kelimesinin sözlük anlamı
- başını kaldırmamak (veya kaldıramamak) kelimesinin sözlük anlamı
- başını kaşımaya (veya kaşıyacak) vakti olmamak kelimesinin sözlük anlamı
- başını koltuğunun altına almak kelimesinin sözlük anlamı
- başını kurtarmak kelimesinin sözlük anlamı
- başını nâra yakmak kelimesinin sözlük anlamı
- başını ortaya koymak kelimesinin sözlük anlamı
- başını taştan taşa vurmak kelimesinin sözlük anlamı
- başını toplamak kelimesinin sözlük anlamı
- başını uçurmak kelimesinin sözlük anlamı
- başını vermek kelimesinin sözlük anlamı
- başını yakmak kelimesinin sözlük anlamı
- başını yemek kelimesinin sözlük anlamı
- başının altında kelimesinin sözlük anlamı
- başının altından çıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- başının çaresine bakmak kelimesinin sözlük anlamı
- başının derdine düşmek kelimesinin sözlük anlamı
- başının etini yemek kelimesinin sözlük anlamı
- başının gözünün sadakası kelimesinin sözlük anlamı
- başta (veya başında) bulunmak (veya olmak) kelimesinin sözlük anlamı
- başta taşımak kelimesinin sözlük anlamı
- baştan aşmak kelimesinin sözlük anlamı
- baştan çıkarmak kelimesinin sözlük anlamı
- baştan çıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- baştan kara etmek kelimesinin sözlük anlamı
- baştan kara gitmek kelimesinin sözlük anlamı
- başa baş gelmek (veya kalmak) kelimesinin sözlük anlamı
- başak bağlamak (veya tutmak) kelimesinin sözlük anlamı
- başak toplamak kelimesinin sözlük anlamı
- başarı göstermek (veya kazanmak) kelimesinin sözlük anlamı
- başarısız olmak kelimesinin sözlük anlamı
- başarısızlığa uğramak kelimesinin sözlük anlamı
- baş aşağı düşmek kelimesinin sözlük anlamı
- baş aşağı etmek kelimesinin sözlük anlamı
- baş aşağı gelmek kelimesinin sözlük anlamı
- baş aşağı gitmek kelimesinin sözlük anlamı
- baş başa bırakmak kelimesinin sözlük anlamı
- baş başa kalmak kelimesinin sözlük anlamı
- baş başa olmak kelimesinin sözlük anlamı
- baş başa vermek kelimesinin sözlük anlamı
- baş (veya başının) belası olmak kelimesinin sözlük anlamı
- başıboş bırakmak kelimesinin sözlük anlamı
- başıboş kalmak kelimesinin sözlük anlamı
- başka işi yok mu? kelimesinin sözlük anlamı
- başkanlık etmek kelimesinin sözlük anlamı
- başköşeye kurulmak kelimesinin sözlük anlamı
- başlama! kelimesinin sözlük anlamı
- başlangıç tutmak (veya almak) kelimesinin sözlük anlamı
- başlık almak kelimesinin sözlük anlamı
- başlık atmak (veya koymak) kelimesinin sözlük anlamı
- başlık vermek kelimesinin sözlük anlamı
- başrolü oynamak kelimesinin sözlük anlamı
- başsağlığında bulunmak kelimesinin sözlük anlamı
- başsağlığı dilemek kelimesinin sözlük anlamı
- başsız bırakmak kelimesinin sözlük anlamı
- başsız kalmak kelimesinin sözlük anlamı
- baş tacı etmek kelimesinin sözlük anlamı
- batağa saplanmak kelimesinin sözlük anlamı
- beş aşağı beş yukarı kelimesinin sözlük anlamı
- beş parmağın beşi bir olmaz kelimesinin sözlük anlamı
- beş parmağın hangisini kessen acımaz? kelimesinin sözlük anlamı
- beşer şaşar kelimesinin sözlük anlamı
- beşiğini sallamak kelimesinin sözlük anlamı
- beşikten mezara kadar kelimesinin sözlük anlamı
- beşiklik etmek kelimesinin sözlük anlamı
- beşlik simit gibi kurulmak kelimesinin sözlük anlamı
- beş paralık etmek kelimesinin sözlük anlamı
- beş paralık olmak kelimesinin sözlük anlamı
- beti benzi kalmamak kelimesinin sözlük anlamı
- beti benzi atmak (veya solmak veya uçmak veya kül kesilmek veya kireç kesilmek) kelimesinin sözlük anlamı
- beti bereketi kalmamak (veya kaçmak) kelimesinin sözlük anlamı
- beter etmek kelimesinin sözlük anlamı
- beterin beteri var kelimesinin sözlük anlamı
- beton gibi kelimesinin sözlük anlamı
- bey ardından çomak (veya davul) çalan çok olur kelimesinin sözlük anlamı
- bey gibi yaşamak kelimesinin sözlük anlamı
- bey mi yaman, el mi yaman kelimesinin sözlük anlamı
- bey oturmak kelimesinin sözlük anlamı
- beyler buyruğu yoksula kan ağlatır kelimesinin sözlük anlamı
- beyan etmek kelimesinin sözlük anlamı
- beyanat vermek (veya beyanatta bulunmak) kelimesinin sözlük anlamı
- beyaz sayfa açmak kelimesinin sözlük anlamı
- beyaza çekmek kelimesinin sözlük anlamı
- beyazın adı, esmerin tadı kelimesinin sözlük anlamı
- beyin yıkamak kelimesinin sözlük anlamı
- beyni atmak kelimesinin sözlük anlamı
- beyni bulanmak kelimesinin sözlük anlamı
- beyni karıncalanmak kelimesinin sözlük anlamı
- beyni kaynamak kelimesinin sözlük anlamı
- beyni sıçramak kelimesinin sözlük anlamı
- beyni sulanmak kelimesinin sözlük anlamı
- beyninde şimşekler çakmak kelimesinin sözlük anlamı
- beyninden vurulmuşa dönmek kelimesinin sözlük anlamı
- beynine girmek kelimesinin sözlük anlamı
- beynine vurmak kelimesinin sözlük anlamı
- beynini dağıtmak kelimesinin sözlük anlamı
- beynini kemirmek kelimesinin sözlük anlamı
- beylik çeşmesinden su içme kelimesinin sözlük anlamı
- beylik fırın has çıkarır kelimesinin sözlük anlamı
- bez alırsan Mısır'dan, kız alırsan asilden kelimesinin sözlük anlamı
- bez bağlamak kelimesinin sözlük anlamı
- bezi herkesin arşınına göre vermezler kelimesinin sözlük anlamı
- bezini yıkamak kelimesinin sözlük anlamı
- bezginlik getirmek kelimesinin sözlük anlamı
- bıcı bıcı yapmak kelimesinin sözlük anlamı
- bıçak altına yatmak kelimesinin sözlük anlamı
- bıçak atmak kelimesinin sözlük anlamı
- bıçak bıçağa gelmek kelimesinin sözlük anlamı
- bıçak çekmek kelimesinin sözlük anlamı
- bıçak gibi kelimesinin sözlük anlamı
- bıçak gibi kesilmek kelimesinin sözlük anlamı
- bıçak gibi kesmek kelimesinin sözlük anlamı
- bıçak gibi saplanmak kelimesinin sözlük anlamı
- bıçak kemiğe dayanmak kelimesinin sözlük anlamı
- bıçak kınını kesmez kelimesinin sözlük anlamı
- bıçak silmek kelimesinin sözlük anlamı
- bıçak suyu kesiyor kelimesinin sözlük anlamı
- bıçak vurmak kelimesinin sözlük anlamı
- bıçak yarası geçer (veya onulur), dil yarası geçmez (veya onulmaz) kelimesinin sözlük anlamı
- bıçak yemek kelimesinin sözlük anlamı
- bıçağı kestiren kendi suyu, insanı sevdiren kendi huyu kelimesinin sözlük anlamı
- bıkkınlık gelmek kelimesinin sözlük anlamı
- bıkkınlık vermek kelimesinin sözlük anlamı
- bıkıp usanmak kelimesinin sözlük anlamı
- bıldırcın gibi kelimesinin sözlük anlamı
- bıldırcının beyliği arpa biçimine kadardır kelimesinin sözlük anlamı
- bırak Allah'ını seversen kelimesinin sözlük anlamı
- bırak ki kelimesinin sözlük anlamı
- bıraktığı (veya bağladığı) yerde (veya çayırda) otlamak kelimesinin sözlük anlamı
- bıyık altından gülmek kelimesinin sözlük anlamı
- bıyık bırakmak kelimesinin sözlük anlamı
- bıyık burmak (veya bükmek) kelimesinin sözlük anlamı
- baba değil, tırabzan babası kelimesinin sözlük anlamı
- baba koruk (veya erik) yer, oğlunun dişi kamaşır kelimesinin sözlük anlamı
- baba malı tez tükenir, evlat gerek kazana kelimesinin sözlük anlamı
- baba oğluna bir bağ bağışlamış, oğul babaya bir salkım üzüm vermemiş kelimesinin sözlük anlamı
- baba olmak kelimesinin sözlük anlamı
- baba vergisi görümlük, koca vergisi doyumluk kelimesinin sözlük anlamı
- babam! kelimesinin sözlük anlamı
- babam sağ olsun kelimesinin sözlük anlamı
- babamın adı Hıdır, elimden gelen budur kelimesinin sözlük anlamı
- babana rahmet kelimesinin sözlük anlamı
- babanın sanatı oğla mirastır kelimesinin sözlük anlamı
- babasına rahmet okutmak kelimesinin sözlük anlamı
- babasından mal kalan, merteği içinden bitmiş sanır kelimesinin sözlük anlamı
- babasının (veya babalarının) çiftliği kelimesinin sözlük anlamı
- babasının hayrına kelimesinin sözlük anlamı
- babasının kızı kelimesinin sözlük anlamı
- babasının oğlu kelimesinin sözlük anlamı
- babalık etmek kelimesinin sözlük anlamı
- babalık fırın has işler kelimesinin sözlük anlamı
- babasız oğlan doğurmak kelimesinin sözlük anlamı
- baca eğri de olsa duman doğru çıkar kelimesinin sözlük anlamı
- bacası tütmek kelimesinin sözlük anlamı
- bacası tütmez olmak kelimesinin sözlük anlamı
- bacak bacak üstüne atmak kelimesinin sözlük anlamı
- bacak kadar kelimesinin sözlük anlamı
- bacak kadar boyu var, türlü türlü huyu var kelimesinin sözlük anlamı
- bacakları kopmak kelimesinin sözlük anlamı
- bacakları tutmaz olmak kelimesinin sözlük anlamı
- bacaklarını uzatmak kelimesinin sözlük anlamı
- bacağına geçirmek kelimesinin sözlük anlamı
- badana etmek (veya vurmak) kelimesinin sözlük anlamı
- badem gibi kelimesinin sözlük anlamı
- badem olmak kelimesinin sözlük anlamı
- badi badi yürümek (veya gitmek veya koşmak) kelimesinin sözlük anlamı
- bağ babadan, zeytin dededen kalmalı kelimesinin sözlük anlamı
- bağ bayırda, tarla çayırda kelimesinin sözlük anlamı
- bağ bozmak kelimesinin sözlük anlamı
- bağ budamak kelimesinin sözlük anlamı
- bağa bak, üzüm olsun, yemeye yüzün olsun kelimesinin sözlük anlamı
- bağı ağlayanın yüzü güler kelimesinin sözlük anlamı
- bağdaş kurmak kelimesinin sözlük anlamı
- bağın vurmak kelimesinin sözlük anlamı
- bağrı yanmak kelimesinin sözlük anlamı
- bağrına basmak kelimesinin sözlük anlamı
- bağrına taş basmak kelimesinin sözlük anlamı
- bağrını delmek kelimesinin sözlük anlamı
- bağrını ezmek kelimesinin sözlük anlamı
- bağırıp çağırmak kelimesinin sözlük anlamı
- bağırsakları bozulmak kelimesinin sözlük anlamı
- bağırsaklarını deşerim kelimesinin sözlük anlamı
- bağış yapmak kelimesinin sözlük anlamı
- bağışıklık kazanmak kelimesinin sözlük anlamı
- bağışlamamak kelimesinin sözlük anlamı
- bağlanıp kalmak kelimesinin sözlük anlamı
- bağlantı kurmak kelimesinin sözlük anlamı
- bağlantı yapmak kelimesinin sözlük anlamı
- bağlı kalmak kelimesinin sözlük anlamı
- bağlı olmak kelimesinin sözlük anlamı
- bahane aramak kelimesinin sözlük anlamı
- bahane bulmak kelimesinin sözlük anlamı
- bahane etmek kelimesinin sözlük anlamı
- baharı başına vurmak kelimesinin sözlük anlamı
- boru çalmak kelimesinin sözlük anlamı
- boru değil kelimesinin sözlük anlamı
- boru mu bu? kelimesinin sözlük anlamı
- borusu ötmek kelimesinin sözlük anlamı
- borusunu çalmak kelimesinin sözlük anlamı
- bostana dadanan eşeğin kuyruğu, kulağı olmaz kelimesinin sözlük anlamı
- bostan gök iken pazarlık yapılmaz kelimesinin sözlük anlamı
- boş atıp dolu tutmak (veya vurmak) kelimesinin sözlük anlamı
- boş başak dik durur kelimesinin sözlük anlamı
- boş bırakmak kelimesinin sözlük anlamı
- boş bırakmamak kelimesinin sözlük anlamı
- boş bulunmak kelimesinin sözlük anlamı
- boş çıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- boş çıkmamak kelimesinin sözlük anlamı
- boş çuval ayakta (veya dik) durmaz kelimesinin sözlük anlamı
- boş dönmek kelimesinin sözlük anlamı
- boş durmak kelimesinin sözlük anlamı
- boş durmamak kelimesinin sözlük anlamı
- boş düşmek kelimesinin sözlük anlamı
- boş gezenin boş kalfası kelimesinin sözlük anlamı
- boş gezmek (veya gezinmek) kelimesinin sözlük anlamı
- boş gezmekten bedava çalışmak yeğdir kelimesinin sözlük anlamı
- boş gözlerle bakmak kelimesinin sözlük anlamı
- boş ite menzil olmaz kelimesinin sözlük anlamı
- boş kalmak kelimesinin sözlük anlamı
- boş kile dipsiz ambar kelimesinin sözlük anlamı
- boş konuşmamak kelimesinin sözlük anlamı
- boş koymak kelimesinin sözlük anlamı
- boş ol (veya olsun) kelimesinin sözlük anlamı
- boş oturmak kelimesinin sözlük anlamı
- boş torba ile at tutulmaz kelimesinin sözlük anlamı
- boş ver! kelimesinin sözlük anlamı
- boş vermek kelimesinin sözlük anlamı
- boş yerine vurmak kelimesinin sözlük anlamı
- boşa almak kelimesinin sözlük anlamı
- boşa çıkarmak kelimesinin sözlük anlamı
- boşa çıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- boşa gitmek kelimesinin sözlük anlamı
- boşa koysan dolmaz, doluya koysan almaz kelimesinin sözlük anlamı
- boşa vermek kelimesinin sözlük anlamı
- boşta gezmek kelimesinin sözlük anlamı
- boşta kalmak kelimesinin sözlük anlamı
- boşboğazı ateşe atmışlar, odunum yaş (veya az) demiş kelimesinin sözlük anlamı
- boşboğazlık etmek kelimesinin sözlük anlamı
- boy almak (veya sürmek) kelimesinin sözlük anlamı
- boy atmak kelimesinin sözlük anlamı
- boy göstermek kelimesinin sözlük anlamı
- boy ölçüşmek kelimesinin sözlük anlamı
- boy vermek kelimesinin sözlük anlamı
- boya çekmek kelimesinin sözlük anlamı
- boyu bacadan mı aştı? kelimesinin sözlük anlamı
- boyu beraber kelimesinin sözlük anlamı
- boyu boyuna, huyu huyuna kelimesinin sözlük anlamı
- boyu devrilsin (veya devrilesi) kelimesinin sözlük anlamı
- boyuma göre (veya boyumca) boy buldum, huyuma göre (veya huyumca) huy bulamadım kelimesinin sözlük anlamı
- boyun bir karış uzadı kelimesinin sözlük anlamı
- boyunu aşmak kelimesinin sözlük anlamı
- boyunun ölçüsünü almak kelimesinin sözlük anlamı
- boya kullanmak kelimesinin sözlük anlamı
- boya tutmak kelimesinin sözlük anlamı
- boya vurmak (veya çekmek veya sürmek) kelimesinin sözlük anlamı
- boyası atmak kelimesinin sözlük anlamı
- boy abdesti almak kelimesinin sözlük anlamı
- boyu bosu yerinde (olmak) kelimesinin sözlük anlamı
- boyuna bosuna bakmadan kelimesinin sözlük anlamı
- boyu bosu devrilsin (veya devrilesi) kelimesinin sözlük anlamı
- boykot etmek kelimesinin sözlük anlamı
- boyna etmek kelimesinin sözlük anlamı
- boynuz çekmek kelimesinin sözlük anlamı
- boynuz eğmek kelimesinin sözlük anlamı
- boynuz isterken kulaktan olmak kelimesinin sözlük anlamı
- boynuz kulağı geçmek kelimesinin sözlük anlamı
- boynuz kulaktan sonra çıkar ama kulağı geçer kelimesinin sözlük anlamı
- boynuz dikmek (veya takmak veya takınmak veya taktırmak) kelimesinin sözlük anlamı
- boyun (veya boynunu) bükmek kelimesinin sözlük anlamı
- boyun eğmek kelimesinin sözlük anlamı
- boyun kesmek kelimesinin sözlük anlamı
- boyun kırmak kelimesinin sözlük anlamı
- boyun olmak kelimesinin sözlük anlamı
- boyun vermek kelimesinin sözlük anlamı
- boynu altında kalsın! kelimesinin sözlük anlamı
- boynu armut sapına dönmek kelimesinin sözlük anlamı
- boynu kıldan ince olmak kelimesinin sözlük anlamı
- boynuna almak kelimesinin sözlük anlamı
- boynuna geçirmek kelimesinin sözlük anlamı
- boynunda kalmak kelimesinin sözlük anlamı
- boynunu kırmak kelimesinin sözlük anlamı
- boynunu uzatmak kelimesinin sözlük anlamı
- boynunu vurmak kelimesinin sözlük anlamı
- boyunca çocuğu olmak kelimesinin sözlük anlamı
- boyunduruk altına girmek kelimesinin sözlük anlamı
- boyunduruğa atmak (veya almak) kelimesinin sözlük anlamı
- boyunduruğa vurmak kelimesinin sözlük anlamı
- boyut katmak kelimesinin sözlük anlamı
- boyut kazandırmak kelimesinin sözlük anlamı
- boza gibi kelimesinin sözlük anlamı
- boza olmak kelimesinin sözlük anlamı
- bozacının şahidi şıracı kelimesinin sözlük anlamı
- bozdur bozdur harca kelimesinin sözlük anlamı
- bozguna uğramak (veya vermek) kelimesinin sözlük anlamı
- bozuk çalmak kelimesinin sözlük anlamı
- bozuk plak gibi kelimesinin sözlük anlamı
- bozuk para gibi harcamak kelimesinin sözlük anlamı
- bozum etmek kelimesinin sözlük anlamı
- bozum olmak kelimesinin sözlük anlamı
- bozuntuya uğramak kelimesinin sözlük anlamı
- bozuntuya vermemek kelimesinin sözlük anlamı
- böbür böbür böbürlenmek kelimesinin sözlük anlamı
- böcek çıkarmak kelimesinin sözlük anlamı
- böcek gibi kelimesinin sözlük anlamı
- bölük bölük olmak kelimesinin sözlük anlamı
- bön bön bakmak kelimesinin sözlük anlamı
- börek açmak kelimesinin sözlük anlamı
- böyle başa, böyle tıraş kelimesinin sözlük anlamı
- böyle gelmiş böyle gider kelimesinin sözlük anlamı
- brifing almak kelimesinin sözlük anlamı
- brifing vermek kelimesinin sözlük anlamı
- bronz gibi kelimesinin sözlük anlamı
- bu abdestle daha çok namaz kılınır kelimesinin sözlük anlamı
- bu denli kelimesinin sözlük anlamı
- bu kadar kelimesinin sözlük anlamı
- bu kadar kusur kadı kızında da bulunur kelimesinin sözlük anlamı
- bu minval üzere kelimesinin sözlük anlamı
- bu ne perhiz bu ne lahana turşusu! kelimesinin sözlük anlamı
- bu sıcağa kar mı dayanır? kelimesinin sözlük anlamı
- bu yana kelimesinin sözlük anlamı
- buna değdi (idi) buna değmedi (idi) demek kelimesinin sözlük anlamı
- bunda bir iş var kelimesinin sözlük anlamı
- bundan kelimesinin sözlük anlamı
- bundan iyisi can sağlığı kelimesinin sözlük anlamı
- bucak bucak aramak kelimesinin sözlük anlamı
- bucak bucak kaçmak kelimesinin sözlük anlamı
- budalalık etmek kelimesinin sözlük anlamı
- bugün bana ise yarın sana kelimesinin sözlük anlamı
- bugün git, yarın gel kelimesinin sözlük anlamı
- bugünden tezi yok kelimesinin sözlük anlamı
- bugünkü günde kelimesinin sözlük anlamı
- bugünkü işi yarına bırakma kelimesinin sözlük anlamı
- bugünkü tavuk yarınki kazdan iyidir kelimesinin sözlük anlamı
- buğday başak verince orak pahaya çıkar kelimesinin sözlük anlamı
- buğday ekmeğin yoksa buğday dilin de mi yok? kelimesinin sözlük anlamı
- buğday ile koyun, geri yanı (veya kalanı) oyun kelimesinin sözlük anlamı
- buğdayım var deme ambara girmeyince, oğlum var deme yoksulluğa ermeyince kelimesinin sözlük anlamı
- buhar olmak kelimesinin sözlük anlamı
- buhran geçirmek kelimesinin sözlük anlamı
- buhrana tutulmak kelimesinin sözlük anlamı
- bukağı vurmak kelimesinin sözlük anlamı
- bukalemun gibi renkten renge girmek kelimesinin sözlük anlamı
- bulantı vermek kelimesinin sözlük anlamı
- bulaşık suyu gibi kelimesinin sözlük anlamı
- buldumcuk olmak kelimesinin sözlük anlamı
- bula bula bunu (onu veya bir şeyi veya birini) bulmak kelimesinin sözlük anlamı
- buldukça bunar (veya bulmuş da bunuyor) kelimesinin sözlük anlamı
- buldum bilemedim, bildim bulamadım kelimesinin sözlük anlamı
- bulup buluşturmak kelimesinin sözlük anlamı
- büluğa ermek kelimesinin sözlük anlamı
- bulut gibi kelimesinin sözlük anlamı
- bulut olmak kelimesinin sözlük anlamı
- buluttan nem kapmak kelimesinin sözlük anlamı
- bunalım geçirmek kelimesinin sözlük anlamı
- bunalıma girmek (veya düşmek) kelimesinin sözlük anlamı
- buradayım diye bağırmak kelimesinin sözlük anlamı
- burusu tutmak (veya tutulmak) kelimesinin sözlük anlamı
- burun bükmek kelimesinin sözlük anlamı
- burun kıvırmak kelimesinin sözlük anlamı
- burun şişirmek kelimesinin sözlük anlamı
- burun yapmak kelimesinin sözlük anlamı
- burnu büyümek kelimesinin sözlük anlamı
- burnu çenesine değmek kelimesinin sözlük anlamı
- burnu Kafdağı'na çıkmak (veya varmak) kelimesinin sözlük anlamı
- burnu Kafdağı'nda (olmak) kelimesinin sözlük anlamı
- burnu bile kanamamak kelimesinin sözlük anlamı
- burnu kırılmak kelimesinin sözlük anlamı
- burnu sızlamak kelimesinin sözlük anlamı
- burnu yere düşse almaz kelimesinin sözlük anlamı
- burnundan gelmek kelimesinin sözlük anlamı
- burnuna girmek kelimesinin sözlük anlamı
- burnuna karıncalar dolmak kelimesinin sözlük anlamı
- burnuna koymak kelimesinin sözlük anlamı
- burnunda tütmek kelimesinin sözlük anlamı
- burnundan ayrılmamak kelimesinin sözlük anlamı
- burnundan düşen bin parça olmak kelimesinin sözlük anlamı
- burnundan getirmek kelimesinin sözlük anlamı
- burnundan (fitil fitil) gelmek kelimesinin sözlük anlamı
- burnundan kıl aldırmamak kelimesinin sözlük anlamı
- burnundan solumak kelimesinin sözlük anlamı
- burnundan yakalamak kelimesinin sözlük anlamı
- burnunu çekmek kelimesinin sözlük anlamı
- burnunu kırmak kelimesinin sözlük anlamı
- burnunu sıksan canı çıkacak kelimesinin sözlük anlamı
- burnunu sokmak kelimesinin sözlük anlamı
- burnunu sürtmek (veya burnu sürtülmek) kelimesinin sözlük anlamı
- burnunun dibine sokulmak kelimesinin sözlük anlamı
- burnunun dikine (veya doğrusuna) gitmek kelimesinin sözlük anlamı
- burnunun ucundan ötesini (veya ilerisini) görmemek kelimesinin sözlük anlamı
- burnunun ucunu görmemek kelimesinin sözlük anlamı
- burnunun yeli harman savurmak kelimesinin sözlük anlamı
- burnunun yeli kırılmak kelimesinin sözlük anlamı
- burun buruna olmak kelimesinin sözlük anlamı
- burun buruna gelmek kelimesinin sözlük anlamı
- buyruğu altına girmek kelimesinin sözlük anlamı
- buyur! kelimesinin sözlük anlamı
- buyur etmek kelimesinin sözlük anlamı
- buyurun cenaze namazına! kelimesinin sözlük anlamı
- buz bağlamak kelimesinin sözlük anlamı
- buz gibi kelimesinin sözlük anlamı
- buz gibi soğumak kelimesinin sözlük anlamı
- buz kesilmek kelimesinin sözlük anlamı
- buz kesmek kelimesinin sözlük anlamı
- buz tutmak kelimesinin sözlük anlamı
- buz üstüne yazı yazmak kelimesinin sözlük anlamı
- buzlar çözülmek kelimesinin sözlük anlamı
- buzdolabı gibi kelimesinin sözlük anlamı
- buzdolabına kaldırmak kelimesinin sözlük anlamı
- bühtan etmek kelimesinin sözlük anlamı
- bükemediğin eli öp başına koy kelimesinin sözlük anlamı
- bülbül gibi konuşmak (veya okumak) kelimesinin sözlük anlamı
- bülbül gibi konuşturmak (veya söyletmek) kelimesinin sözlük anlamı
- bülbül gibi söylemek kelimesinin sözlük anlamı
- bülbül gibi şakımak kelimesinin sözlük anlamı
- bülbül kesilmek kelimesinin sözlük anlamı
- bülbülü altın kafese koymuşlar, "ah vatanım" demiş kelimesinin sözlük anlamı
- bülbülün çektiği dili belası kelimesinin sözlük anlamı
- bütünlemeye kalmak kelimesinin sözlük anlamı
- büyü bozmak kelimesinin sözlük anlamı
- büyü bozulmak kelimesinin sözlük anlamı
- büyüsüne kapılmak (veya tutulmak) kelimesinin sözlük anlamı
- büyü yapmak kelimesinin sözlük anlamı
- büyük balık küçük balığı yutar kelimesinin sözlük anlamı
- büyük başın derdi büyük olur kelimesinin sözlük anlamı
- büyük gelmek kelimesinin sözlük anlamı
- büyük görmek (veya bilmek veya tutmak) kelimesinin sözlük anlamı
- büyük laf etmek kelimesinin sözlük anlamı
- büyük lokma ye büyük söz söyleme kelimesinin sözlük anlamı
- büyük oynamak kelimesinin sözlük anlamı
- büyük (söz) söylemek kelimesinin sözlük anlamı
- büyük sözüme tövbe! kelimesinin sözlük anlamı
- büyük yemin etmek kelimesinin sözlük anlamı
- büyükle büyük, küçükle küçük olmak kelimesinin sözlük anlamı
- büyüklerin ellerinden, küçüklerin gözlerinden öpmek kelimesinin sözlük anlamı
- büyükten büyüğe kelimesinin sözlük anlamı
- büyük abdesti gelmek kelimesinin sözlük anlamı
- büyüklük göstermek kelimesinin sözlük anlamı
- büyüklük satmak kelimesinin sözlük anlamı
- büyüklük sende kalsın kelimesinin sözlük anlamı
- büyüklük taslamak kelimesinin sözlük anlamı
- büyümüş de küçülmüş kelimesinin sözlük anlamı
- büzük ister kelimesinin sözlük anlamı
- büzülüp oturmak (veya kalmak) kelimesinin sözlük anlamı
- bıyığı (veya bıyıkları) terlemek kelimesinin sözlük anlamı
- bıyığını balta kesmez olmak kelimesinin sözlük anlamı
- bıyığını silmek kelimesinin sözlük anlamı
- bıyıkları ele almak kelimesinin sözlük anlamı
- biat etmek kelimesinin sözlük anlamı
- biber gibi kelimesinin sözlük anlamı
- biber gibi yakmak kelimesinin sözlük anlamı
- biber gibi yanmak kelimesinin sözlük anlamı
- biblo gibi kelimesinin sözlük anlamı
- biçare olmak kelimesinin sözlük anlamı
- biçim almak kelimesinin sözlük anlamı
- biçim vermek (veya biçime sokmak) kelimesinin sözlük anlamı
- biçki yapmak kelimesinin sözlük anlamı
- bigâne düşmek kelimesinin sözlük anlamı
- bildik çıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- bile bile lades kelimesinin sözlük anlamı
- bilek gibi kelimesinin sözlük anlamı
- bileğinde altın bileziği olmak kelimesinin sözlük anlamı
- bileğine güvenmek kelimesinin sözlük anlamı
- bileğinin hakkıyla (veya gücüyle veya kuvvetiyle veya zoruyla) kelimesinin sözlük anlamı
- bilet kesmek kelimesinin sözlük anlamı
- biletini kesmek kelimesinin sözlük anlamı
- bilgi edinmek kelimesinin sözlük anlamı
- bilgi tazelemek kelimesinin sözlük anlamı
- bilgiçlik satmak (veya taslamak) kelimesinin sözlük anlamı
- bilincine varmak kelimesinin sözlük anlamı
- biliş çıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- billur gibi kelimesinin sözlük anlamı
- bilmece çözmek kelimesinin sözlük anlamı
- bilmece gibi konuşmak kelimesinin sözlük anlamı
- bildiğinden şaşmamak (veya kalmamak) kelimesinin sözlük anlamı
- bildiğini okumak kelimesinin sözlük anlamı
- bildiğini yapmak kelimesinin sözlük anlamı
- bildiğini yedi mahalle bilmez kelimesinin sözlük anlamı
- bildim bileli kelimesinin sözlük anlamı
- bilemedin (veya bilemediniz) kelimesinin sözlük anlamı
- bilir bilmez kelimesinin sözlük anlamı
- bilmem hangi (veya kaç veya kim veya nasıl veya ne) kelimesinin sözlük anlamı
- bilmemek ayıp değil, öğrenmemek ayıp kelimesinin sözlük anlamı
- bilmezlikten gelmek kelimesinin sözlük anlamı
- bin bilsen de bir bilene danış kelimesinin sözlük anlamı
- bin can ile kelimesinin sözlük anlamı
- bin derde deva kelimesinin sözlük anlamı
- bin dereden su getirmek kelimesinin sözlük anlamı
- bin dost az, bir düşman çok kelimesinin sözlük anlamı
- bin işçi, bir başçı kelimesinin sözlük anlamı
- bin kalıba girmek kelimesinin sözlük anlamı
- bin nasihatten bir musibet yeğdir kelimesinin sözlük anlamı
- bin ölçüp bir biçmeli kelimesinin sözlük anlamı
- bin pişman olmak kelimesinin sözlük anlamı
- bin tarakta bezi olmak kelimesinin sözlük anlamı
- bin tasa (veya merak) bir borç ödemez kelimesinin sözlük anlamı
- bin yaşa! kelimesinin sözlük anlamı
- bini aşmak kelimesinin sözlük anlamı
- bini bir paraya kelimesinin sözlük anlamı
- binin yarısı beş yüz (o da bizde yok) kelimesinin sözlük anlamı
- bina etmek kelimesinin sözlük anlamı
- binbir ayak bir ayak üstüne kelimesinin sözlük anlamı
- binbir zahmetle kelimesinin sözlük anlamı
- binicinin sağı solu olmaz kelimesinin sözlük anlamı
- bindiği dalı kesmek kelimesinin sözlük anlamı
- bir abam (postum) var atarım, nerede olsam yatarım kelimesinin sözlük anlamı
- bir adama kırk gün ne dersen o olur kelimesinin sözlük anlamı
- bir ağaçta gül de biter diken de kelimesinin sözlük anlamı
- bir ağızdan çıkıp bin dile yayılır kelimesinin sözlük anlamı
- bir anaya bir kız, bir kafaya bir göz kelimesinin sözlük anlamı
- bir arpa boyu (gitmek veya yol almak) kelimesinin sözlük anlamı
- bir aşağı bir yukarı kelimesinin sözlük anlamı
- bir atımlık barutu olmak (veya kalmak) kelimesinin sözlük anlamı
- bir ayağı çukurda olmak kelimesinin sözlük anlamı
- bir ayak üstünde bin yalan söylemek kelimesinin sözlük anlamı
- bir ayak üstünde kırk yalanın belini bükmek kelimesinin sözlük anlamı
- bir baba dokuz evladı besler, dokuz evlat bir babayı beslemez kelimesinin sözlük anlamı
- bir baltaya sap olamamak kelimesinin sözlük anlamı
- bir başa bir göz yeter kelimesinin sözlük anlamı
- bir bardak suda fırtına koparmak kelimesinin sözlük anlamı
- bir başka (olmak) kelimesinin sözlük anlamı
- bir baştan (veya uçtan) bir başa (veya uca) kelimesinin sözlük anlamı
- bir ben, bir de Allah bilir kelimesinin sözlük anlamı
- bir biçimine getirmek kelimesinin sözlük anlamı
- bir ... bir (veya bir de) kelimesinin sözlük anlamı
- bir boka yaramamak kelimesinin sözlük anlamı
- bir bu eksikti kelimesinin sözlük anlamı
- bir çatı altında (olmak veya bulunmak) kelimesinin sözlük anlamı
- bir çekirdek geri kalmamak kelimesinin sözlük anlamı
- bir çiçekle bahar (veya yaz) olmaz kelimesinin sözlük anlamı
- bir çöplükte iki horoz ötmez kelimesinin sözlük anlamı
- bir çuval inciri berbat etmek kelimesinin sözlük anlamı
- bir dalda durmamak kelimesinin sözlük anlamı
- bir de kelimesinin sözlük anlamı
- bir dediği bir dediğini tutmamak kelimesinin sözlük anlamı
- bir dediği iki olmamak kelimesinin sözlük anlamı
- bir dediğini iki etmemek kelimesinin sözlük anlamı
- bir deli kuyuya bir taş atar, kırk akıllı çıkaramazmış kelimesinin sözlük anlamı
- bir deri bir kemik (kalmak) kelimesinin sözlük anlamı
- bir dikili ağacı olmamak kelimesinin sözlük anlamı
- bir dikiş kaldı kelimesinin sözlük anlamı
- bir dokun bin ah işit (veya dinle) (kâseifağfurdan) kelimesinin sözlük anlamı
- bir don bir gömlek kelimesinin sözlük anlamı
- bir dostluk kaldı! kelimesinin sözlük anlamı
- bir dönüm güzlük on dönüm yazlığa bedeldir kelimesinin sözlük anlamı
- bir dudağı yerde bir dudağı gökte kelimesinin sözlük anlamı
- bir düşüncedir (veya düşünce) almak kelimesinin sözlük anlamı
- bir el bir eli yıkar, iki el bir yüzü yıkar kelimesinin sözlük anlamı
- bir elini bırakıp ötekini öpmek kelimesinin sözlük anlamı
- bir elinin verdiğini öbür elin görmesin kelimesinin sözlük anlamı
- bir elin nesi var, iki elin sesi var kelimesinin sözlük anlamı
- bir elin sesi çıkmaz kelimesinin sözlük anlamı
- bir eli yağda bir eli balda (olmak) kelimesinin sözlük anlamı
- bir elle verdiğini öbür elle almak kelimesinin sözlük anlamı
- bir elmanın yarısı o, yarısı bu kelimesinin sözlük anlamı
- bir fende kazık kakmak (veya çakmak) kelimesinin sözlük anlamı
- bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır kelimesinin sözlük anlamı
- bir fit bin büyü yerine geçer kelimesinin sözlük anlamı
- bir gömlek aşağı kelimesinin sözlük anlamı
- bir gömlek fazla eskitmiş olmak kelimesinin sözlük anlamı
- bir görüş bir kör biliş kelimesinin sözlük anlamı
- bir göz ağlarken öbür göz gülmez kelimesinin sözlük anlamı
- bir göz gülmek kelimesinin sözlük anlamı
- bir günden bir güne kelimesinin sözlük anlamı
- bir günlük beylik beyliktir kelimesinin sözlük anlamı
- bir hâl olmak kelimesinin sözlük anlamı
- bir hizaya gelmek kelimesinin sözlük anlamı
- bir içim su (gibi olmak) kelimesinin sözlük anlamı
- bir iğne bir iplik olmak kelimesinin sözlük anlamı
- bir ilke imza atmak kelimesinin sözlük anlamı
- bir inat, bir murat kelimesinin sözlük anlamı
- bir iş olmak kelimesinin sözlük anlamı
- bir işaretine bakmak kelimesinin sözlük anlamı
- bir işi başından kesmek kelimesinin sözlük anlamı
- bir iştir oldu kelimesinin sözlük anlamı
- bir kafada olmak kelimesinin sözlük anlamı
- bir kapıya çıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- bir karıyla bir koca, dırdır eder her gece kelimesinin sözlük anlamı
- bir kaşık suda boğmak kelimesinin sözlük anlamı
- bir kazanda kaynamak kelimesinin sözlük anlamı
- bir kenara atılmak kelimesinin sözlük anlamı
- bir kenarda durmak kelimesinin sözlük anlamı
- bir kıza dünür düşmek kelimesinin sözlük anlamı
- bir kızı bin kişi ister, bir kişi alır kelimesinin sözlük anlamı
- bir kol çengi kelimesinin sözlük anlamı
- bir kolayını aramak kelimesinin sözlük anlamı
- bir kolayını bulmak kelimesinin sözlük anlamı
- bir koltuğa iki karpuz sığmaz kelimesinin sözlük anlamı
- bir korkak bir orduyu bozar kelimesinin sözlük anlamı
- bir koyundan iki post çıkarmak kelimesinin sözlük anlamı
- bir Köroğlu, bir Ayvaz kelimesinin sözlük anlamı
- bir köşeye atılmak kelimesinin sözlük anlamı
- bir köşeye atmak kelimesinin sözlük anlamı
- bir köşeye çekilmek kelimesinin sözlük anlamı
- bir köşeye koymak kelimesinin sözlük anlamı
- bir köşeye oturmak kelimesinin sözlük anlamı
- bir köşeye sinmek kelimesinin sözlük anlamı
- bir kötünün yedi mahalleye zararı vardır (veya dokunur) kelimesinin sözlük anlamı
- bir kulağından girip öbür kulağından çıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- bir kurşun atımı kelimesinin sözlük anlamı
- bir mıh bir nal kurtarır, bir nal bir at kurtarır kelimesinin sözlük anlamı
- bir noktaya kadar kelimesinin sözlük anlamı
- bir mum al da derdine yan kelimesinin sözlük anlamı
- bir o kadar kelimesinin sözlük anlamı
- bir olmak kelimesinin sözlük anlamı
- bir olmak kelimesinin sözlük anlamı
- bir o yana, bir bu yana kelimesinin sözlük anlamı
- bir papel (veya pul) etmemek kelimesinin sözlük anlamı
- bir pula satmak kelimesinin sözlük anlamı
- bir selam bin hatır yapar kelimesinin sözlük anlamı
- bir sıçrarsın çekirge, iki sıçrarsın çekirge, sonunda yakalanırsın çekirge (veya üçüncüsünde avucuma düşersin çekirge) kelimesinin sözlük anlamı
- bir sıkımlık canı olmak kelimesinin sözlük anlamı
- bir söyle on dinle kelimesinin sözlük anlamı
- bir söylemek pir söylemek kelimesinin sözlük anlamı
- bir sözünü (veya dediğini) iki etmemek kelimesinin sözlük anlamı
- bir sürçen atın başı kesilmez kelimesinin sözlük anlamı
- bir şey anlamamak kelimesinin sözlük anlamı
- bir şey (veya şeyler) olmak kelimesinin sözlük anlamı
- bir şey sanmak kelimesinin sözlük anlamı
- bir şey söylemek kelimesinin sözlük anlamı
- bir şey yapmak kelimesinin sözlük anlamı
- bir şeye benzememek kelimesinin sözlük anlamı
- bir şeyler, bir şeyler kelimesinin sözlük anlamı
- bir tanem kelimesinin sözlük anlamı
- bir tarakta bezi olmamak kelimesinin sözlük anlamı
- bir tarafa bırakmak (veya koymak) kelimesinin sözlük anlamı
- bir taşla iki kuş vurmak kelimesinin sözlük anlamı
- bir tat, bin feryat kelimesinin sözlük anlamı
- bir tek kelimesinin sözlük anlamı
- bir tek atmak kelimesinin sözlük anlamı
- bir tepe yıkılır, bir dere dolar kelimesinin sözlük anlamı
- bir torba kemik kelimesinin sözlük anlamı
- bir tuhaflığı olmak kelimesinin sözlük anlamı
- bir tutmak (veya görmek) kelimesinin sözlük anlamı
- bir varmış bir yokmuş kelimesinin sözlük anlamı
- bir yakadan baş çıkarmak kelimesinin sözlük anlamı
- bir yastığa baş koymak kelimesinin sözlük anlamı
- bir yastıkta kocamak kelimesinin sözlük anlamı
- bir yaşına daha girmek kelimesinin sözlük anlamı
- bir yere kadar kelimesinin sözlük anlamı
- bir yemem diyenden kork, bir oturmam diyenden kelimesinin sözlük anlamı
- bir yiyip bin şükretmek kelimesinin sözlük anlamı
- bir yol tutturmak kelimesinin sözlük anlamı
- bir yolunu bulmak kelimesinin sözlük anlamı
- bire beş katmak kelimesinin sözlük anlamı
- bire bin katmak kelimesinin sözlük anlamı
- bire ... vermek kelimesinin sözlük anlamı
- biri bilmeyen bini hiç bilmez kelimesinin sözlük anlamı
- bir araya gelmek kelimesinin sözlük anlamı
- bir araya getirmek kelimesinin sözlük anlamı
- bir avuç toprak olmak kelimesinin sözlük anlamı
- bir avuç altının olacağına bir avuç toprağın olsun kelimesinin sözlük anlamı
- birbiri için yaratılmış olmak kelimesinin sözlük anlamı
- birbirine düşmek kelimesinin sözlük anlamı
- birbirine girmek kelimesinin sözlük anlamı
- birbiri üstüne gelmek kelimesinin sözlük anlamı
- birbirine katmak kelimesinin sözlük anlamı
- birbirini çekememek kelimesinin sözlük anlamı
- birbirini tutmamak kelimesinin sözlük anlamı
- birbirini yemek kelimesinin sözlük anlamı
- birbirinin ağzına girmek kelimesinin sözlük anlamı
- birbirinin ağzına tükürmek kelimesinin sözlük anlamı
- birbirinin gözünü çıkarmak kelimesinin sözlük anlamı
- birbirinin gözünü oymak kelimesinin sözlük anlamı
- bir boydan bir boya kelimesinin sözlük anlamı
- bir çift lakırtı etmek kelimesinin sözlük anlamı
- bir çift sözü olmak kelimesinin sözlük anlamı
- bir dirhem bal için bir çeki keçiboynuzu çiğnemek kelimesinin sözlük anlamı
- bir dirhem et bin ayıp örter kelimesinin sözlük anlamı
- birebir gelmek kelimesinin sözlük anlamı
- bir hoş olmak kelimesinin sözlük anlamı
- bir hoş eylemek kelimesinin sözlük anlamı
- biri eşikte biri beşikte kelimesinin sözlük anlamı
- biri yer biri bakar, kıyamet ondan kopar kelimesinin sözlük anlamı
- bir iki demeden (veya demeye kalmadan) kelimesinin sözlük anlamı
- bir iki derken kelimesinin sözlük anlamı
- birinci gelmek (veya çıkmak) kelimesinin sözlük anlamı
- birinci olmak kelimesinin sözlük anlamı
- birisinden biri kelimesinin sözlük anlamı
- bir kalem geçmek kelimesinin sözlük anlamı
- bir kararda bir Allah kelimesinin sözlük anlamı
- bir karış beberuhi kelimesinin sözlük anlamı
- bir karış suratla kelimesinin sözlük anlamı
- birlik olmak kelimesinin sözlük anlamı
- birlikten kuvvet doğar kelimesinin sözlük anlamı
- bir yana dünya bir yana kelimesinin sözlük anlamı
- bismillah demek kelimesinin sözlük anlamı
- bit kadar kelimesinin sözlük anlamı
- biti kanlanmak kelimesinin sözlük anlamı
- bitap düşmek kelimesinin sözlük anlamı
- bitli (veya kurtlu) baklanın da kör alıcısı olur kelimesinin sözlük anlamı
- bitmek tükenmek bilmemek kelimesinin sözlük anlamı
- bitmez (veya bitip) tükenmez kelimesinin sözlük anlamı
- biyopsi yapmak kelimesinin sözlük anlamı
- biz attık kemik diye, el kaptı ilik diye kelimesinin sözlük anlamı
- biz bize benzeriz kelimesinin sözlük anlamı
- biz kırk kişiyiz, birbirimizi biliriz kelimesinin sözlük anlamı
- bizden kelimesinin sözlük anlamı
- bize de mi lolo? kelimesinin sözlük anlamı
- bizim gelin bizden kaçar, tutar ellere başını açar kelimesinin sözlük anlamı
- bizar etmek kelimesinin sözlük anlamı
- bizar olmak kelimesinin sözlük anlamı
- blok yapmak kelimesinin sözlük anlamı
- bloke etmek kelimesinin sözlük anlamı
- blöf yapmak kelimesinin sözlük anlamı
- boca etmek kelimesinin sözlük anlamı
- bodur kalmak kelimesinin sözlük anlamı
- bodur tavuk her gün (veya dem) piliç kelimesinin sözlük anlamı
- boğa gibi kelimesinin sözlük anlamı
- boğaya çekmek kelimesinin sözlük anlamı
- boğaya gelmek kelimesinin sözlük anlamı
- boğaz açmak kelimesinin sözlük anlamı
- boğaz boğaza gelmek kelimesinin sözlük anlamı
- boğaz dokuz boğumdur kelimesinin sözlük anlamı
- boğaz durmaz kelimesinin sözlük anlamı
- boğaz içinde kavga var kelimesinin sözlük anlamı
- boğaz ola kelimesinin sözlük anlamı
- boğaz olmak kelimesinin sözlük anlamı
- boğazı açılmak kelimesinin sözlük anlamı
- boğazı düğümlenmek kelimesinin sözlük anlamı
- boğazı inmek kelimesinin sözlük anlamı
- boğazı işlemek kelimesinin sözlük anlamı
- boğazı kurumak kelimesinin sözlük anlamı
- boğazına bir yumruk tıkanmak (veya gelip oturmak) kelimesinin sözlük anlamı
- boğazına dikkat etmek kelimesinin sözlük anlamı
- boğazına dizilmek kelimesinin sözlük anlamı
- boğazına durmak kelimesinin sözlük anlamı
- boğazına indirmek kelimesinin sözlük anlamı
- boğazına kadar kelimesinin sözlük anlamı
- boğazına sarılmak kelimesinin sözlük anlamı
- boğazında düğümlenmek kelimesinin sözlük anlamı
- boğazında kalmak kelimesinin sözlük anlamı
- boğazından artırmak kelimesinin sözlük anlamı
- boğazından geçmemek kelimesinin sözlük anlamı
- boğazından kesmek kelimesinin sözlük anlamı
- boğazını doyurmak kelimesinin sözlük anlamı
- boğazını sevmek kelimesinin sözlük anlamı
- boğazını sıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- boğazını yırtmak kelimesinin sözlük anlamı
- boğuntuya getirmek kelimesinin sözlük anlamı
- bohçanın dört ucunu bir araya getirememek kelimesinin sözlük anlamı
- bohçasını koltuğuna almak kelimesinin sözlük anlamı
- bohçasını koltuğuna vermek kelimesinin sözlük anlamı
- bohçasını toplamak kelimesinin sözlük anlamı
- bok atmak kelimesinin sözlük anlamı
- bok canına olsun kelimesinin sözlük anlamı
- bok etmek (veya bokunu çıkarmak) kelimesinin sözlük anlamı
- bok karıştırmak kelimesinin sözlük anlamı
- bok üstün bok kelimesinin sözlük anlamı
- bok yedi başı kelimesinin sözlük anlamı
- bok yemek kelimesinin sözlük anlamı
- bok yemek düşer kelimesinin sözlük anlamı
- bok yemenin Arapçası kelimesinin sözlük anlamı
- bok yoluna gitmek kelimesinin sözlük anlamı
- boka nispetle tezek amberdir kelimesinin sözlük anlamı
- boku çıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- bok (veya bokun) soyu kelimesinin sözlük anlamı
- bokunda boncuk bulmak kelimesinin sözlük anlamı
- bokuyla kavga etmek kelimesinin sözlük anlamı
- bol doğramak kelimesinin sözlük anlamı
- bol bol yiyen bel bel bakar kelimesinin sözlük anlamı
- bomba gibi kelimesinin sözlük anlamı
- bomba gibi patlamak kelimesinin sözlük anlamı
- bombardıman etmek kelimesinin sözlük anlamı
- bomboş olmak (veya kalmak) kelimesinin sözlük anlamı
- boncuk gibi kelimesinin sözlük anlamı
- bono kırdırmak kelimesinin sözlük anlamı
- bono vermek kelimesinin sözlük anlamı
- bora gibi kelimesinin sözlük anlamı
- borç almak kelimesinin sözlük anlamı
- borç altına girmek kelimesinin sözlük anlamı
- borç bini aşmak kelimesinin sözlük anlamı
- borç etmek (veya yapmak) kelimesinin sözlük anlamı
- borç gırtlağına çıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- borç iyi güne kalmaz kelimesinin sözlük anlamı
- borç ödemekle (veya vermekle), yol yürümekle tükenir kelimesinin sözlük anlamı
- borç uzayınca kalır, dert uzayınca alır kelimesinin sözlük anlamı
- borç vermekle, düşman vurmakla kelimesinin sözlük anlamı
- borç yemek kelimesinin sözlük anlamı
- borç yiğidin kamçısıdır kelimesinin sözlük anlamı
- borç yiyen kesesinden yer kelimesinin sözlük anlamı
- borca almak kelimesinin sözlük anlamı
- borca batmak kelimesinin sözlük anlamı
- borca girmek kelimesinin sözlük anlamı
- borcun iyisi vermek, derdin iyisi ölmek kelimesinin sözlük anlamı
- borcunu bilmek kelimesinin sözlük anlamı
- borcunu kapatmak kelimesinin sözlük anlamı
- borçtan kurtulmak kelimesinin sözlük anlamı
- borç harç etmek kelimesinin sözlük anlamı
- borçlu bulunmak (veya olmak) kelimesinin sözlük anlamı
- borçlu çıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- borçlu ölmez, benzi sararır kelimesinin sözlük anlamı
- borçlunun dili kısa gerek kelimesinin sözlük anlamı
- borçlunun duacısı alacaklıdır kelimesinin sözlük anlamı
- borçsuz çoban yoksul beyden yeğdir kelimesinin sözlük anlamı
- borda bordaya kelimesinin sözlük anlamı
- borda etmek kelimesinin sözlük anlamı
- başağrısı olmak kelimesinin sözlük anlamı
- beş para almamak kelimesinin sözlük anlamı
- beş para etmez kelimesinin sözlük anlamı
- baklava börek olsa yemem kelimesinin sözlük anlamı
- bir daha mı kelimesinin sözlük anlamı
- bir dereceye kadar kelimesinin sözlük anlamı
- bahis mevzusu olmak kelimesinin sözlük anlamı
- burnunun direği sızlamak kelimesinin sözlük anlamı
- burnunun direğini kırmak kelimesinin sözlük anlamı
- burnunun direği kırılmak (veya düşmek) kelimesinin sözlük anlamı
- beş parasız kalmak kelimesinin sözlük anlamı
- bocuk domuzuna dönmek kelimesinin sözlük anlamı
- birinci elden kaynağa gitmek kelimesinin sözlük anlamı
- bir paralık etmek kelimesinin sözlük anlamı
- boynu eğri olmak kelimesinin sözlük anlamı
- başta gelmek kelimesinin sözlük anlamı
- başta gitmek kelimesinin sözlük anlamı
- bir tuhaf olmak kelimesinin sözlük anlamı
- bir hoşluğu olmak kelimesinin sözlük anlamı
- batkıya uğramak kelimesinin sözlük anlamı
- bulunmaz Bursa (veya Hint) kumaşı kelimesinin sözlük anlamı
- başı dik olmak kelimesinin sözlük anlamı
- bis yapmak kelimesinin sözlük anlamı
- bir lokma bir hırka kelimesinin sözlük anlamı
Yukarı