Skip To Content
a harfi ile başlayan Atasözleri ve Deyimler
- ağzından kapmak kelimesinin sözlük anlamı
- ağzından lakırtı (veya laf) almak (veya çekmek) kelimesinin sözlük anlamı
- ağzından lokmasını almak kelimesinin sözlük anlamı
- ağzından söz (veya laf veya lakırtı) eksik etmemek kelimesinin sözlük anlamı
- ağzından yel alsın! kelimesinin sözlük anlamı
- ağzını açacağına gözünü aç kelimesinin sözlük anlamı
- ağzını açıp gözünü yummak kelimesinin sözlük anlamı
- ağzını aramak (veya yoklamak) kelimesinin sözlük anlamı
- ağzını bağlamak kelimesinin sözlük anlamı
- ağzını bıçak açmamak kelimesinin sözlük anlamı
- ağzını bırakıp kıçıyla (veya bir tarafıyla) gülmek kelimesinin sözlük anlamı
- ağzını bozmak kelimesinin sözlük anlamı
- ağzını burnunu çarşamba pazarına (veya çanağına) çevirmek kelimesinin sözlük anlamı
- ağzını burnunu dağıtmak (veya kırmak veya parçalamak) kelimesinin sözlük anlamı
- ağzını dilini bağlamak kelimesinin sözlük anlamı
- ağzını havaya (veya poyraza) açmak kelimesinin sözlük anlamı
- ağzını hayra aç! kelimesinin sözlük anlamı
- ağzını kapamak (veya kilitlemek) kelimesinin sözlük anlamı
- ağzını kapamak kelimesinin sözlük anlamı
- ağzını kiraya vermek kelimesinin sözlük anlamı
- ağzını koklamak kelimesinin sözlük anlamı
- ağzını kullanmak (veya satmak) kelimesinin sözlük anlamı
- ağzını mühürlemek kelimesinin sözlük anlamı
- ağzını öpeyim (veya seveyim) kelimesinin sözlük anlamı
- ağzını sıkı (veya pek) tutmak kelimesinin sözlük anlamı
- ağzını tıkamak kelimesinin sözlük anlamı
- ağzını toplamak kelimesinin sözlük anlamı
- ağzını tutmak kelimesinin sözlük anlamı
- ağzının içine bakmak kelimesinin sözlük anlamı
- ağzının içine baktırmak kelimesinin sözlük anlamı
- ağzının içine girmek kelimesinin sözlük anlamı
- ağzının içi yangın yerine dönmek kelimesinin sözlük anlamı
- ağzının kâhyası olmak kelimesinin sözlük anlamı
- ağzının kaşığı (veya kalıbı veya lokması) olmamak kelimesinin sözlük anlamı
- ağzının kokusunu çekmek kelimesinin sözlük anlamı
- ağzının mührü ile kelimesinin sözlük anlamı
- ağzının payını (veya ölçüsünü) almak kelimesinin sözlük anlamı
- ağzının payını (veya ölçüsünü veya kayarını) vermek kelimesinin sözlük anlamı
- ağzının perhizi yok kelimesinin sözlük anlamı
- ağzının tadını bilmek kelimesinin sözlük anlamı
- ağzının suyu akmak kelimesinin sözlük anlamı
- ağzıyla içmesini bilmek kelimesinin sözlük anlamı
- ağzıyla kuş tutsa... kelimesinin sözlük anlamı
- ağız birliği etmek kelimesinin sözlük anlamı
- ağızdan ağıza dolaşmak (veya geçmek) kelimesinin sözlük anlamı
- ağız kalabalığına getirmek kelimesinin sözlük anlamı
- ağzının kokusunu çekmek kelimesinin sözlük anlamı
- ağzının tadı bozulmak (veya kaçmak) kelimesinin sözlük anlamı
- ağzının tadını kaçırmak kelimesinin sözlük anlamı
- ağlama ölü için, ağla deli için kelimesinin sözlük anlamı
- ağlamak para etmez kelimesinin sözlük anlamı
- ağlamakla yâr ele girmez kelimesinin sözlük anlamı
- ağlamayan çocuğa meme vermezler kelimesinin sözlük anlamı
- ağlar gözden, sahte sözden kendini sakın kelimesinin sözlük anlamı
- ağlayanın malı gülene hayretmez kelimesinin sözlük anlamı
- ağlayıp da gözden mi olayım? kelimesinin sözlük anlamı
- ağlayıp sızlamak kelimesinin sözlük anlamı
- ağlarsa anam ağlar, gayrısı yalan ağlar kelimesinin sözlük anlamı
- ağlamaklı olmak kelimesinin sözlük anlamı
- ağlamalı olmak kelimesinin sözlük anlamı
- ağlatan gülmez kelimesinin sözlük anlamı
- ağrısı tutmak kelimesinin sözlük anlamı
- ağrılarda göz ağrısı, her kişinin öz ağrısı kelimesinin sözlük anlamı
- ağrısız baş mezarda olur kelimesinin sözlük anlamı
- ağrısız başına kaşbastı bağlamak kelimesinin sözlük anlamı
- ağustosta beyni kaynayanın zemheride kazanı kaynar kelimesinin sözlük anlamı
- ağustosta gölge kovan zemheride karnın ovar kelimesinin sözlük anlamı
- ağustosun yarısı yaz, yarısı kıştır kelimesinin sözlük anlamı
- ağzı açık ayran delisi (veya budalası) kelimesinin sözlük anlamı
- ağzı açık (veya bir karış açık) kalmak kelimesinin sözlük anlamı
- ah almak kelimesinin sözlük anlamı
- ah alan onmaz kelimesinin sözlük anlamı
- ah çekmek kelimesinin sözlük anlamı
- ah etmek kelimesinin sözlük anlamı
- ah yerde kalmaz kelimesinin sözlük anlamı
- ahı çıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- ahı tutmak kelimesinin sözlük anlamı
- ahı yerde kalmamak kelimesinin sözlük anlamı
- ahını almak kelimesinin sözlük anlamı
- ahını yerde koymamak kelimesinin sözlük anlamı
- ahbap çıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- ahbap kusuruna bakan ahbapsız kalır kelimesinin sözlük anlamı
- ahbap olmak kelimesinin sözlük anlamı
- ahbaplık etmek kelimesinin sözlük anlamı
- ahenk almak kelimesinin sözlük anlamı
- ahenk kurmak kelimesinin sözlük anlamı
- ahenk sağlamak kelimesinin sözlük anlamı
- ahenk vermek kelimesinin sözlük anlamı
- ahenk yapmak kelimesinin sözlük anlamı
- ahengi bozulmak kelimesinin sözlük anlamı
- ahıra çekmek kelimesinin sözlük anlamı
- ahıra çevirmek kelimesinin sözlük anlamı
- ahde vefa kelimesinin sözlük anlamı
- ahde vefa etmek kelimesinin sözlük anlamı
- ahkâm çıkarmak kelimesinin sözlük anlamı
- ahkâm kesmek kelimesinin sözlük anlamı
- ahkâm yürütmek kelimesinin sözlük anlamı
- ahlaksızlık etmek kelimesinin sözlük anlamı
- ahlatın iyisini (dağda) ayılar yer kelimesinin sözlük anlamı
- ahmak gelin yengeyi halayığı sanır kelimesinin sözlük anlamı
- ahmak misafir ev sahibini ağırlar kelimesinin sözlük anlamı
- ahmak yerine koymak kelimesinin sözlük anlamı
- ahmağa yüz, abdala söz vermeye gelmez kelimesinin sözlük anlamı
- ahireti boylamak kelimesinin sözlük anlamı
- ahiretini yapmak (veya zenginleştirmek) kelimesinin sözlük anlamı
- ahirette on parmağı yakasında olmak kelimesinin sözlük anlamı
- ahtapot gibi kelimesinin sözlük anlamı
- ahu gibi kelimesinin sözlük anlamı
- ait olmak kelimesinin sözlük anlamı
- ak akçe kara gün içindir kelimesinin sözlük anlamı
- ak dediğine kara demek kelimesinin sözlük anlamı
- ak don kara don geçitte belli olur kelimesinin sözlük anlamı
- ak gün ağartır, kara gün karartır kelimesinin sözlük anlamı
- ak koyunu gören içi dolu yağ sanır kelimesinin sözlük anlamı
- ak koyunun kara kuzusu da olur kelimesinin sözlük anlamı
- ak köpeğin pamuk pazarına zararı vardır kelimesinin sözlük anlamı
- ak koyun kara koyun geçit başında belli olur kelimesinin sözlük anlamı
- ak sakaldan yok sakala gelmek kelimesinin sözlük anlamı
- akı ak karası kara kelimesinin sözlük anlamı
- akı karası geçitte belli olur kelimesinin sözlük anlamı
- akım derken bokum demek kelimesinin sözlük anlamı
- akla karayı seçmek kelimesinin sözlük anlamı
- akamete uğramak kelimesinin sözlük anlamı
- akar edinmek kelimesinin sözlük anlamı
- akarsu çukurunu kendi kazır kelimesinin sözlük anlamı
- akarsu gibi kelimesinin sözlük anlamı
- akarsu pislik tutmaz kelimesinin sözlük anlamı
- akarsuya inanma, eloğluna dayanma kelimesinin sözlük anlamı
- akıbetine uğramak kelimesinin sözlük anlamı
- akıl akıldan üstündür kelimesinin sözlük anlamı
- akıl akıl, gel çengele takıl kelimesinin sözlük anlamı
- akıl almak kelimesinin sözlük anlamı
- akıl alır gibi değil kelimesinin sözlük anlamı
- akıl almamak kelimesinin sözlük anlamı
- akıl bırakmamak kelimesinin sözlük anlamı
- akıl danışmak kelimesinin sözlük anlamı
- akıl durdurmak kelimesinin sözlük anlamı
- akıl erdirememek (veya ermemek) kelimesinin sözlük anlamı
- akıl erdirmek kelimesinin sözlük anlamı
- akıl ermek kelimesinin sözlük anlamı
- akıl etmek kelimesinin sözlük anlamı
- akıl havsala almamak kelimesinin sözlük anlamı
- akıl için yol (veya tarik) birdir kelimesinin sözlük anlamı
- akıl işi değil kelimesinin sözlük anlamı
- akıl kişiye sermayedir kelimesinin sözlük anlamı
- akıl öğretmek kelimesinin sözlük anlamı
- akıl para ile satılmaz kelimesinin sözlük anlamı
- akıl sır ermemek kelimesinin sözlük anlamı
- akıl terelelli (olmak) kelimesinin sözlük anlamı
- akıl var, izan (veya mantık veya yakın) var kelimesinin sözlük anlamı
- akıl vermek kelimesinin sözlük anlamı
- akıl yaşta değil baştadır kelimesinin sözlük anlamı
- akıl yürütmek kelimesinin sözlük anlamı
- akılda kalmak kelimesinin sözlük anlamı
- akılda tutmak kelimesinin sözlük anlamı
- akıldan çıkarmak kelimesinin sözlük anlamı
- akıldan çıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- akılları pazara çıkarmışlar, herkes yine kendi akılını almış (veya akıllar gelin olmuş, herkes kendininkini beğenmiş) kelimesinin sözlük anlamı
- akla (veya akıllara) durgunluk (veya şaşkınlık) vermek kelimesinin sözlük anlamı
- akla fenalık vermek kelimesinin sözlük anlamı
- akla gelmek kelimesinin sözlük anlamı
- akla gelmemek kelimesinin sözlük anlamı
- akla gelmeyen başa gelir kelimesinin sözlük anlamı
- akla hayale gelmemek kelimesinin sözlük anlamı
- akla sığar gibi kelimesinin sözlük anlamı
- akla sığmamak kelimesinin sözlük anlamı
- aklı almamak kelimesinin sözlük anlamı
- aklı başa yaş getirir kelimesinin sözlük anlamı
- aklı başına gelmek kelimesinin sözlük anlamı
- aklı başından gitmek kelimesinin sözlük anlamı
- aklı başka yerde olmak kelimesinin sözlük anlamı
- aklı bir (veya beş) karış yukarıda (veya havada) olmak kelimesinin sözlük anlamı
- aklı bir yerde olmak kelimesinin sözlük anlamı
- aklı bokuna karışmak kelimesinin sözlük anlamı
- aklı çıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- aklı dağılmak kelimesinin sözlük anlamı
- aklı durmak kelimesinin sözlük anlamı
- aklı ermek kelimesinin sözlük anlamı
- aklı fikri bir şeyde olmak kelimesinin sözlük anlamı
- aklı gitmek kelimesinin sözlük anlamı
- aklı kalmak kelimesinin sözlük anlamı
- aklı karışmak kelimesinin sözlük anlamı
- aklı kesmek kelimesinin sözlük anlamı
- aklı kesmemek kelimesinin sözlük anlamı
- aklı sonradan gelmek kelimesinin sözlük anlamı
- aklı takılmak kelimesinin sözlük anlamı
- aklı yatmak kelimesinin sözlük anlamı
- aklı zıvanadan çıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- aklıma gelen başıma geldi kelimesinin sözlük anlamı
- aklın süzgecinden geçirmek kelimesinin sözlük anlamı
- aklın yolu birdir kelimesinin sözlük anlamı
- aklına bir şey gelmek kelimesinin sözlük anlamı
- aklına bir şey gelmesin kelimesinin sözlük anlamı
- aklına düşmek kelimesinin sözlük anlamı
- aklına esmek kelimesinin sözlük anlamı
- aklına geleni işleme, her ağacı taşlama kelimesinin sözlük anlamı
- aklına geleni söylemek kelimesinin sözlük anlamı
- aklına geleni yapmak kelimesinin sözlük anlamı
- aklına gelmek kelimesinin sözlük anlamı
- aklına getirmek kelimesinin sözlük anlamı
- aklına getirmek kelimesinin sözlük anlamı
- aklına koymak kelimesinin sözlük anlamı
- aklına koymak kelimesinin sözlük anlamı
- aklına mukayyet olmak kelimesinin sözlük anlamı
- aklına sığdırmak kelimesinin sözlük anlamı
- aklına sığmamak kelimesinin sözlük anlamı
- aklına şaşayım (veya şaşarım) kelimesinin sözlük anlamı
- aklına takmak kelimesinin sözlük anlamı
- aklına turp sıkayım kelimesinin sözlük anlamı
- aklına tüküreyim kelimesinin sözlük anlamı
- aklına uymak kelimesinin sözlük anlamı
- aklına yatmak kelimesinin sözlük anlamı
- aklına yelken etmek kelimesinin sözlük anlamı
- aklında kalmak kelimesinin sözlük anlamı
- aklında olsun (veya kalsın!) kelimesinin sözlük anlamı
- aklında tutmak kelimesinin sözlük anlamı
- aklından çıkarmamak kelimesinin sözlük anlamı
- aklından çıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- aklından geçirmek kelimesinin sözlük anlamı
- aklından geçmek kelimesinin sözlük anlamı
- aklından zoru olmak kelimesinin sözlük anlamı
- aklını başına almak (veya toplamak veya devşirmek) kelimesinin sözlük anlamı
- aklını başından almak kelimesinin sözlük anlamı
- aklını başka yere vermek kelimesinin sözlük anlamı
- aklını (bir şeyle) bozmak kelimesinin sözlük anlamı
- aklını çalmak kelimesinin sözlük anlamı
- aklını çelmek kelimesinin sözlük anlamı
- aklını devşirmek kelimesinin sözlük anlamı
- aklını kaçırmak kelimesinin sözlük anlamı
- aklını karıştırmak kelimesinin sözlük anlamı
- aklını kullanmak kelimesinin sözlük anlamı
- aklını oynatmak kelimesinin sözlük anlamı
- aklını peynir ekmekle yemek kelimesinin sözlük anlamı
- aklını şaşırmak kelimesinin sözlük anlamı
- aklını takmak kelimesinin sözlük anlamı
- aklını yormak kelimesinin sözlük anlamı
- aklının ayarını bozmak kelimesinin sözlük anlamı
- aklının bir köşesine yazmak kelimesinin sözlük anlamı
- aklının köşesinden geçmemek kelimesinin sözlük anlamı
- aklının terazisi bozulmak kelimesinin sözlük anlamı
- aklının ucundan bile geçirmemek kelimesinin sözlük anlamı
- aklınla bin yaşa kelimesinin sözlük anlamı
- akıllım kelimesinin sözlük anlamı
- akıllı düşününceye kadar deli çocuğunu (veya oğlunu) everir kelimesinin sözlük anlamı
- akıllı geçinmek kelimesinin sözlük anlamı
- akıllı köprü arayıncaya dek deli suyu geçer kelimesinin sözlük anlamı
- akıllı olmak kelimesinin sözlük anlamı
- akıllılık etmek kelimesinin sözlük anlamı
- akılsız başın cezasını (veya zahmetini) ayaklar çeker kelimesinin sözlük anlamı
- akılsız iti (veya köpeği) yol kocatır kelimesinin sözlük anlamı
- akılsızlık etmek kelimesinin sözlük anlamı
- akın etmek kelimesinin sözlük anlamı
- akıncılık etmek kelimesinin sözlük anlamı
- akıntıya kapılmak kelimesinin sözlük anlamı
- akıntıya (veya akıntıya karşı) kürek çekmek kelimesinin sözlük anlamı
- akideyi bozmak (veya akidesi bozulmak) kelimesinin sözlük anlamı
- akil baliğ olmak kelimesinin sözlük anlamı
- akim kalmak kelimesinin sözlük anlamı
- akis uyandırmak kelimesinin sözlük anlamı
- akacak kan damarda durmaz kelimesinin sözlük anlamı
- akan sular durmak kelimesinin sözlük anlamı
- akara kokara bakma, çuvala girene bak kelimesinin sözlük anlamı
- akarı kokarı olmamak kelimesinin sözlük anlamı
- akarına bırakmak kelimesinin sözlük anlamı
- akıp gitmek kelimesinin sözlük anlamı
- akmasa da damlar kelimesinin sözlük anlamı
- akort etmek kelimesinin sözlük anlamı
- akraba çıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- akraba olmak kelimesinin sözlük anlamı
- aksak eşekle yüksek dağa çıkılmaz kelimesinin sözlük anlamı
- aksi gibi kelimesinin sözlük anlamı
- aksi şeytan kelimesinin sözlük anlamı
- aksi tesadüf kelimesinin sözlük anlamı
- aksilik çıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- aksilik etmek kelimesinin sözlük anlamı
- aksiliği tutmak kelimesinin sözlük anlamı
- aksiliği üstünde (olmak) kelimesinin sözlük anlamı
- akşam ahıra sabah çayıra kelimesinin sözlük anlamı
- akşama kadar kelimesinin sözlük anlamı
- akşama kalmak kelimesinin sözlük anlamı
- akşama karşı gitme, tana karşı yatma kelimesinin sözlük anlamı
- akşamı akşam etmek kelimesinin sözlük anlamı
- akşamı bulmak (veya etmek) kelimesinin sözlük anlamı
- akşamı zor etmek kelimesinin sözlük anlamı
- akşamın hayrından sabahın şerri iyidir kelimesinin sözlük anlamı
- akşamın işini sabaha (veya yarına) bırakma kelimesinin sözlük anlamı
- akşam ise yat, sabah ise git kelimesinin sözlük anlamı
- akşamlar (veya akşamışerifler) hayrolsun! kelimesinin sözlük anlamı
- akşamcılık etmek kelimesinin sözlük anlamı
- aktarma yapmak kelimesinin sözlük anlamı
- aktif rol oynamak kelimesinin sözlük anlamı
- aktüalitesini kaybetmek kelimesinin sözlük anlamı
- aküsü bitmek kelimesinin sözlük anlamı
- al ile aslan tutulur, güç ile sıçan tutulmaz kelimesinin sözlük anlamı
- al elmaya taş atan çok olur kelimesinin sözlük anlamı
- al giymedim ki alınayım kelimesinin sözlük anlamı
- al gömlek gizlenemez kelimesinin sözlük anlamı
- al kanlara boyanmak kelimesinin sözlük anlamı
- al kiraz üstüne kar yağmış kelimesinin sözlük anlamı
- alı al, moru mor kelimesinin sözlük anlamı
- alı alına, moru moruna kelimesinin sözlük anlamı
- ala keçi her vakit püsküllü oğlak doğurmaz kelimesinin sözlük anlamı
- alabanda etmek kelimesinin sözlük anlamı
- alabanda vermek kelimesinin sözlük anlamı
- alabandayı yemek kelimesinin sözlük anlamı
- alabora olmak kelimesinin sözlük anlamı
- alaca düşmek kelimesinin sözlük anlamı
- alacak verecekle ödenmez kelimesinin sözlük anlamı
- alacağı olmak kelimesinin sözlük anlamı
- alacağı olsun! kelimesinin sözlük anlamı
- alacağım olsun da alakargada olsun kelimesinin sözlük anlamı
- alacağına saymak (veya tutmak) kelimesinin sözlük anlamı
- alacağına şahin, vereceğine karga (veya kuzgun) kelimesinin sözlük anlamı
- alacaklı çıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- alacaklı olmak kelimesinin sözlük anlamı
- alaka (veya alakasını) çekmek (veya toplamak veya uyandırmak) kelimesinin sözlük anlamı
- alaka duymak kelimesinin sözlük anlamı
- alakayı (veya alakasını) kesmek kelimesinin sözlük anlamı
- alakadar etmek kelimesinin sözlük anlamı
- alakadar olmak kelimesinin sözlük anlamı
- alan talan etmek kelimesinin sözlük anlamı
- alan talan olmak kelimesinin sözlük anlamı
- alarga durmak kelimesinin sözlük anlamı
- alarga etmek kelimesinin sözlük anlamı
- alarga gitmek kelimesinin sözlük anlamı
- alargada durmak (veya tutmak) kelimesinin sözlük anlamı
- alargadan seyretmek kelimesinin sözlük anlamı
- alarma geçmek kelimesinin sözlük anlamı
- alaya çıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- alay etmek kelimesinin sözlük anlamı
- alay geçmek kelimesinin sözlük anlamı
- alay gibi gelmek kelimesinin sözlük anlamı
- alaya almak kelimesinin sözlük anlamı
- alaya bozmak kelimesinin sözlük anlamı
- alaya vurmak kelimesinin sözlük anlamı
- albeni vermek kelimesinin sözlük anlamı
- albenisi olmak kelimesinin sözlük anlamı
- alçacık dağları ben yarattım demek kelimesinin sözlük anlamı
- alçacık eşeğe herkes biner kelimesinin sözlük anlamı
- alçak uçan yüce konar, yüce konan alçak uçar kelimesinin sözlük anlamı
- alçak yer yiğidi hor gösterir kelimesinin sözlük anlamı
- alçak yerde tepecik kendisini dağ sanır kelimesinin sözlük anlamı
- alçak yerde yatma sel alır, yüksek yerde yatma yel alır kelimesinin sözlük anlamı
- alçaktan uçmak kelimesinin sözlük anlamı
- alçıya almak (veya koymak) kelimesinin sözlük anlamı
- aldırış etmemek kelimesinin sözlük anlamı
- âlem yapmak kelimesinin sözlük anlamı
- âleme verir talkını (veya telkini), kendi yutar salkımı kelimesinin sözlük anlamı
- âlemi var mı? kelimesinin sözlük anlamı
- âlemin ağzı torba değil ki büzesin kelimesinin sözlük anlamı
- alem olmak kelimesinin sözlük anlamı
- alesta beklemek kelimesinin sözlük anlamı
- alesta durmak kelimesinin sözlük anlamı
- alesta tutmak kelimesinin sözlük anlamı
- alet etmek kelimesinin sözlük anlamı
- alet işler, el övünür kelimesinin sözlük anlamı
- alet olmak kelimesinin sözlük anlamı
- alev almak kelimesinin sözlük anlamı
- alev bacayı (veya saçağı) sarmak kelimesinin sözlük anlamı
- alev gibi parlamak kelimesinin sözlük anlamı
- aleyhe dönmek kelimesinin sözlük anlamı
- aleyhinde olmak kelimesinin sözlük anlamı
- aleyhine dönmek kelimesinin sözlük anlamı
- aleyhinde (veya aleyhine) söylemek (veya bulunmak) kelimesinin sözlük anlamı
- aleyhe dönmek kelimesinin sözlük anlamı
- aleyhine olmak kelimesinin sözlük anlamı
- aleyhte olmak kelimesinin sözlük anlamı
- a'dan z'ye (kadar) kelimesinin sözlük anlamı
- aba altında er yatar kelimesinin sözlük anlamı
- aba altından sopa (veya değnek) göstermek kelimesinin sözlük anlamı
- aba gibi kelimesinin sözlük anlamı
- aba vakti yaba, yaba vakti aba kelimesinin sözlük anlamı
- abanın kadri yağmurda bilinir kelimesinin sözlük anlamı
- abayı sermek kelimesinin sözlük anlamı
- abayı yakmak kelimesinin sözlük anlamı
- abacı kebeci (ara yerde) sen neci? kelimesinin sözlük anlamı
- abandone etmek kelimesinin sözlük anlamı
- abandone olmak kelimesinin sözlük anlamı
- abanoz gibi kelimesinin sözlük anlamı
- abanoz kesilmek kelimesinin sözlük anlamı
- abat etmek (veya eylemek) kelimesinin sözlük anlamı
- abat olmak kelimesinin sözlük anlamı
- abazan kalmak kelimesinin sözlük anlamı
- abdal ata binince bey oldum sanır, şalgam aşa girince yağ oldum sanır kelimesinin sözlük anlamı
- abdal düğünden, çocuk oyundan usanmaz kelimesinin sözlük anlamı
- abdal tekkede, hacı Mekke'de bulunur kelimesinin sözlük anlamı
- abdala "kar yağıyor" demişler, "titremeye hazırım" demiş kelimesinin sözlük anlamı
- abdala malum olur kelimesinin sözlük anlamı
- abdalın dostluğu köy görününceye kadar kelimesinin sözlük anlamı
- abdalın karnı doyunca gözü pabucundadır (veya yolda olur) kelimesinin sözlük anlamı
- abdest almak kelimesinin sözlük anlamı
- abdest bozmak kelimesinin sözlük anlamı
- abdest tazelemek kelimesinin sözlük anlamı
- abdesti bozulmak kelimesinin sözlük anlamı
- abdesti gelmek kelimesinin sözlük anlamı
- abdesti kaçmak kelimesinin sözlük anlamı
- abdestinde, namazında olmak kelimesinin sözlük anlamı
- abdestinden şüphesi olmamak kelimesinin sözlük anlamı
- abdestini vermek kelimesinin sözlük anlamı
- abes bulmak kelimesinin sözlük anlamı
- abes kaçmak kelimesinin sözlük anlamı
- abesle iştigal etmek (veya uğraşmak) kelimesinin sözlük anlamı
- abıhayat içmiş kelimesinin sözlük anlamı
- ablalık etmek kelimesinin sözlük anlamı
- abliyi kaçırmak (veya bırakmak veya koyuvermek) kelimesinin sözlük anlamı
- abluka altında tutmak kelimesinin sözlük anlamı
- abluka etmek (veya ablukaya almak) kelimesinin sözlük anlamı
- ablukayı kaldırmak kelimesinin sözlük anlamı
- ablukayı yarmak kelimesinin sözlük anlamı
- abone etmek kelimesinin sözlük anlamı
- abone olmak kelimesinin sözlük anlamı
- aborda etmek kelimesinin sözlük anlamı
- aborda olmak kelimesinin sözlük anlamı
- abuk sabuk konuşmak kelimesinin sözlük anlamı
- abullabutluk etmek kelimesinin sözlük anlamı
- acayip olmak kelimesinin sözlük anlamı
- acayibine gitmek kelimesinin sözlük anlamı
- acele etmek kelimesinin sözlük anlamı
- acele ile menzil alınmaz kelimesinin sözlük anlamı
- acele işe şeytan karışır kelimesinin sözlük anlamı
- acele yürüyen yolda kalır kelimesinin sözlük anlamı
- acelesi olmak kelimesinin sözlük anlamı
- aceleye gelmek kelimesinin sözlük anlamı
- aceleye getirmek kelimesinin sözlük anlamı
- acemi katır kapı önünde yük indirir kelimesinin sözlük anlamı
- acemi nalbant gâvur eşeğinde öğrenir kelimesinin sözlük anlamı
- acemilik çekmek kelimesinin sözlük anlamı
- acemilik etmek kelimesinin sözlük anlamı
- acı acıyı keser, su sancıyı kelimesinin sözlük anlamı
- acı çekmek (veya duymak) kelimesinin sözlük anlamı
- acı gelmek kelimesinin sözlük anlamı
- acı (veya acılar) görmek kelimesinin sözlük anlamı
- acı patlıcanı kırağı çalmaz kelimesinin sözlük anlamı
- acı söylemek kelimesinin sözlük anlamı
- acı vermek kelimesinin sözlük anlamı
- acısı çıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- acısı içine (veya yüreğine) çökmek (veya işlemek) kelimesinin sözlük anlamı
- acısı ortaya çıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- acısına dayanamamak kelimesinin sözlük anlamı
- acısını almak kelimesinin sözlük anlamı
- acısını almak kelimesinin sözlük anlamı
- acısını bağrına (veya içine) basmak (veya gömmek) kelimesinin sözlük anlamı
- acısını çekmek kelimesinin sözlük anlamı
- acısını çıkarmak kelimesinin sözlük anlamı
- acısını görmek kelimesinin sözlük anlamı
- acıklı başta akıl olmaz kelimesinin sözlük anlamı
- acıkan doymam, susayan kanmam sanır kelimesinin sözlük anlamı
- acıkan ne olsa yer, acıyan ne olsa söyler kelimesinin sözlük anlamı
- acıkmış kudurmuştan beterdir kelimesinin sözlük anlamı
- acındırırsan arsız olur, acıktırırsan hırsız olur kelimesinin sözlük anlamı
- acı söz insanı dininden çıkarır kelimesinin sözlük anlamı
- acil şifalar dilemek kelimesinin sözlük anlamı
- âciz kalmak kelimesinin sözlük anlamı
- âcizleri kelimesinin sözlük anlamı
- aciz içinde olmak kelimesinin sözlük anlamı
- acze düşmek kelimesinin sözlük anlamı
- aç açık kalmak kelimesinin sözlük anlamı
- aç aç ile yatınca arada dilenci doğar kelimesinin sözlük anlamı
- aç aman bilmez, çocuk zaman bilmez kelimesinin sözlük anlamı
- aç at yol almaz, aç it av almaz kelimesinin sözlük anlamı
- aç ayı oynamaz kelimesinin sözlük anlamı
- aç bırakmak kelimesinin sözlük anlamı
- aç elini kora sokar kelimesinin sözlük anlamı
- aç doymam, tok acıkmam sanır kelimesinin sözlük anlamı
- aç doyurmak kelimesinin sözlük anlamı
- aç esner, âşık gerinir kelimesinin sözlük anlamı
- aç gezmektense tok ölmek yeğdir kelimesinin sözlük anlamı
- aç ile dost olayım diyen peşin karnını doyursun kelimesinin sözlük anlamı
- aç ile eceli gelen söyleşir kelimesinin sözlük anlamı
- aç kalmak kelimesinin sözlük anlamı
- aç köpek fırın deler kelimesinin sözlük anlamı
- aç kurt aslana saldırır kelimesinin sözlük anlamı
- aç kurt gibi kelimesinin sözlük anlamı
- aç kurt yavrusunu yer kelimesinin sözlük anlamı
- aç ne yemez, tok ne demez kelimesinin sözlük anlamı
- aç susuz kalmak kelimesinin sözlük anlamı
- aç tavuk kendini arpa ambarında sanır kelimesinin sözlük anlamı
- aç, yanından kaç kelimesinin sözlük anlamı
- açın gözü ekmek teknesinde olur kelimesinin sözlük anlamı
- açın imanı olmaz kelimesinin sözlük anlamı
- açın karnı doyar, gözü doymaz kelimesinin sözlük anlamı
- açın koynunda ekmek durmaz kelimesinin sözlük anlamı
- açın kursağına çörek dayanmaz kelimesinin sözlük anlamı
- açın uykusu gelmez kelimesinin sözlük anlamı
- acından kimse ölmemiş kelimesinin sözlük anlamı
- acından ölmek kelimesinin sözlük anlamı
- açgözlülük etmek kelimesinin sözlük anlamı
- açık ağız aç kalmaz kelimesinin sözlük anlamı
- açık düşmek kelimesinin sözlük anlamı
- açık etmek kelimesinin sözlük anlamı
- açık kapamak kelimesinin sözlük anlamı
- açık kapı bırakmak kelimesinin sözlük anlamı
- açık konuşmak kelimesinin sözlük anlamı
- açık olmak kelimesinin sözlük anlamı
- açık olmak kelimesinin sözlük anlamı
- açık söylemek kelimesinin sözlük anlamı
- açık tutmak kelimesinin sözlük anlamı
- açık vermek kelimesinin sözlük anlamı
- açık yaraya tuz ekilmez kelimesinin sözlük anlamı
- açığa çıkarmak kelimesinin sözlük anlamı
- açığa çıkarmak kelimesinin sözlük anlamı
- açığa çıkarmak kelimesinin sözlük anlamı
- açığa çıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- açığa vurmak kelimesinin sözlük anlamı
- açığı çıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- açığını aramak kelimesinin sözlük anlamı
- açığını bulmak kelimesinin sözlük anlamı
- açığını kapamak (veya kapatmak) kelimesinin sözlük anlamı
- açıkta bırakmak kelimesinin sözlük anlamı
- açıkta kalmak (veya olmak) kelimesinin sözlük anlamı
- açık bono vermek kelimesinin sözlük anlamı
- açıkçasını söylemek kelimesinin sözlük anlamı
- açıkgözlülük etmek kelimesinin sözlük anlamı
- açıklama yapmak kelimesinin sözlük anlamı
- açıklar livası olmak kelimesinin sözlük anlamı
- açıklık getirmek kelimesinin sözlük anlamı
- açıklık kazanmak kelimesinin sözlük anlamı
- açıklığa kavuşmak kelimesinin sözlük anlamı
- açık saçık konuşmak kelimesinin sözlük anlamı
- açıktan geçmek kelimesinin sözlük anlamı
- açıktan almak kelimesinin sözlük anlamı
- açıktan (para) kazanmak kelimesinin sözlük anlamı
- açıktan para almak kelimesinin sözlük anlamı
- açılan solar, ağlayan güler kelimesinin sözlük anlamı
- açılıp saçılmak kelimesinin sözlük anlamı
- açlık çekmek kelimesinin sözlük anlamı
- açlık ile tokluğun arası yarım yufka kelimesinin sözlük anlamı
- açlığını bastırmak (veya gidermek veya öldürmek) kelimesinin sözlük anlamı
- açlıktan gözü (veya gözleri) dönmek (veya kararmak) kelimesinin sözlük anlamı
- açlıktan imanı gevremek kelimesinin sözlük anlamı
- açlıktan nefesi kokmak kelimesinin sözlük anlamı
- açlıktan ölmek kelimesinin sözlük anlamı
- açlıktan ölmeyecek kadar kelimesinin sözlük anlamı
- aç gözünü, açarlar gözünü kelimesinin sözlük anlamı
- açma sırrını dostuna, o da söyler dostuna kelimesinin sözlük anlamı
- açtı ağzını, yumdu gözünü kelimesinin sözlük anlamı
- açmaza düşmek kelimesinin sözlük anlamı
- açmaza getirmek (veya düşürmek) kelimesinin sözlük anlamı
- açtırma ağzımı kelimesinin sözlük anlamı
- açtırma kutuyu, söyletme kötüyü kelimesinin sözlük anlamı
- ad almak kelimesinin sözlük anlamı
- ad çekmek kelimesinin sözlük anlamı
- ad koymak kelimesinin sözlük anlamı
- ad takmak kelimesinin sözlük anlamı
- ad vermek kelimesinin sözlük anlamı
- ad yapmak kelimesinin sözlük anlamı
- adı batası (veya batasıca) kelimesinin sözlük anlamı
- adı batmak kelimesinin sözlük anlamı
- adı bile okunmamak kelimesinin sözlük anlamı
- adı çıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- adı çıkmış dokuza, inmez sekize kelimesinin sözlük anlamı
- adı deliye çıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- adı duyulmak kelimesinin sözlük anlamı
- adı geçmek kelimesinin sözlük anlamı
- adı gibi bilmek kelimesinin sözlük anlamı
- adı kaldırılmak kelimesinin sözlük anlamı
- adı kalmak kelimesinin sözlük anlamı
- adı karışmak kelimesinin sözlük anlamı
- adı kötüye çıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- adı olmak kelimesinin sözlük anlamı
- adı (bile) olmamak kelimesinin sözlük anlamı
- adı var kelimesinin sözlük anlamı
- adını ağzına abdestle almak kelimesinin sözlük anlamı
- adını ağzına almamak kelimesinin sözlük anlamı
- adını anmak kelimesinin sözlük anlamı
- adını bağışlamak kelimesinin sözlük anlamı
- adını çıkarmak kelimesinin sözlük anlamı
- adını ...-ye çıkarmak kelimesinin sözlük anlamı
- adını koymak kelimesinin sözlük anlamı
- adını kirletmek (veya lekelemek) kelimesinin sözlük anlamı
- adını taşımak kelimesinin sözlük anlamı
- adını vermek kelimesinin sözlük anlamı
- ada gibi kelimesinin sözlük anlamı
- adak adamak kelimesinin sözlük anlamı
- adalet dağıtmak kelimesinin sözlük anlamı
- adalete teslim etmek kelimesinin sözlük anlamı
- adalete teslim olmak kelimesinin sözlük anlamı
- adaletine sığınmak kelimesinin sözlük anlamı
- adam almamak kelimesinin sözlük anlamı
- adam adama gerek olur kelimesinin sözlük anlamı
- adam adama yük değil, can gövdeye mülk değil kelimesinin sözlük anlamı
- adam adamdan korkmaz, utanır kelimesinin sözlük anlamı
- adam adamı bir kez aldatır kelimesinin sözlük anlamı
- adam beğenmemek kelimesinin sözlük anlamı
- adam değilim kelimesinin sözlük anlamı
- adam etmek kelimesinin sözlük anlamı
- adam gibi kelimesinin sözlük anlamı
- adam içine çıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- adam içine karışmak kelimesinin sözlük anlamı
- adam kullanmak kelimesinin sözlük anlamı
- adam olacak çocuk bokundan belli olur kelimesinin sözlük anlamı
- adam olana bir söz yeter kelimesinin sözlük anlamı
- adam olana çok bile kelimesinin sözlük anlamı
- adam olmak kelimesinin sözlük anlamı
- adam sanmak kelimesinin sözlük anlamı
- adam sen de! kelimesinin sözlük anlamı
- adam sırasına geçmek (veya girmek) kelimesinin sözlük anlamı
- adam yerine (veya hesabına) koymak kelimesinin sözlük anlamı
- adama benzemek (veya dönmek) kelimesinin sözlük anlamı
- adamdan saymak kelimesinin sözlük anlamı
- adamın iyisi işbaşında (veya alışverişte) belli olur kelimesinin sözlük anlamı
- adamın kötüsü olmaz, meğer züğürt ola kelimesinin sözlük anlamı
- adamın yere bakanından, suyun yavaş akanından kork kelimesinin sözlük anlamı
- adamı kelimesinin sözlük anlamı
- adamın adı çıkacağına canı çıksın kelimesinin sözlük anlamı
- adamına göre kelimesinin sözlük anlamı
- ada bana, adayım sana kelimesinin sözlük anlamı
- adamak kolay, ödemek zordur kelimesinin sözlük anlamı
- adamakla mal tükenmez kelimesinin sözlük anlamı
- adamlık sende kalsın kelimesinin sözlük anlamı
- adapte etmek kelimesinin sözlük anlamı
- adapte olmak kelimesinin sözlük anlamı
- adapte olunmak kelimesinin sözlük anlamı
- aday göstermek kelimesinin sözlük anlamı
- aday olmak kelimesinin sözlük anlamı
- adaylığını koymak kelimesinin sözlük anlamı
- ad çekmeye girmek kelimesinin sözlük anlamı
- âdembaba gibi kelimesinin sözlük anlamı
- âdembabaya dönmek kelimesinin sözlük anlamı
- âdet görmek kelimesinin sözlük anlamı
- âdet olduğu üzere kelimesinin sözlük anlamı
- âdet yerini bulsun diye kelimesinin sözlük anlamı
- âdet edinmek kelimesinin sözlük anlamı
- âdet olmak kelimesinin sözlük anlamı
- adım (veya adımını) atmak kelimesinin sözlük anlamı
- adım (veya adımını) atmamak kelimesinin sözlük anlamı
- adımını attırmamak kelimesinin sözlük anlamı
- adımını geri atmak kelimesinin sözlük anlamı
- adımlarını açmak kelimesinin sözlük anlamı
- adımlarını seyrekleştirmek kelimesinin sözlük anlamı
- adımlarını sıklaştırmak kelimesinin sözlük anlamı
- adım adım izlemek kelimesinin sözlük anlamı
- adım adım gezmek kelimesinin sözlük anlamı
- adres bırakmak (veya vermek) kelimesinin sözlük anlamı
- adres göstermek kelimesinin sözlük anlamı
- af buyurun! kelimesinin sözlük anlamı
- af çıkarmak kelimesinin sözlük anlamı
- af dilemek kelimesinin sözlük anlamı
- affa uğramak kelimesinin sözlük anlamı
- affını dilemek (veya istemek) kelimesinin sözlük anlamı
- affınıza sığınarak kelimesinin sözlük anlamı
- aferin almak kelimesinin sözlük anlamı
- affedersin (veya affedersiniz) kelimesinin sözlük anlamı
- affetmişsin kelimesinin sözlük anlamı
- afi kesmek (veya satmak veya yapmak) kelimesinin sözlük anlamı
- afiş yutmak kelimesinin sözlük anlamı
- afişte kalmak kelimesinin sözlük anlamı
- afiyet bulmak kelimesinin sözlük anlamı
- afiyet (veya afiyet şeker) olsun kelimesinin sözlük anlamı
- afiyet üzere olmak kelimesinin sözlük anlamı
- aforoz etmek kelimesinin sözlük anlamı
- afra tafra yapmak kelimesinin sözlük anlamı
- afura tafura gelmemek kelimesinin sözlük anlamı
- afyon çekmek kelimesinin sözlük anlamı
- afyon yutmak kelimesinin sözlük anlamı
- afyonu başına vurmak kelimesinin sözlük anlamı
- afyonu patlamak kelimesinin sözlük anlamı
- afyonunu patlatmak kelimesinin sözlük anlamı
- agâh olmak kelimesinin sözlük anlamı
- ağ atmak (veya bırakmak) kelimesinin sözlük anlamı
- ağ çekmek kelimesinin sözlük anlamı
- ağına düşürmek kelimesinin sözlük anlamı
- ağa borç eder, uşak harç kelimesinin sözlük anlamı
- ağanın alnı terlemezse ırgadın burnu kanamaz kelimesinin sözlük anlamı
- ağanın gözü ata tımardır kelimesinin sözlük anlamı
- ağanın gözü öküzü semiz eder kelimesinin sözlük anlamı
- ağanın gözü, yiğidin sözü kelimesinin sözlük anlamı
- ağanın malı çıkar, uşağın canı kelimesinin sözlük anlamı
- ağanın eli tutulmaz kelimesinin sözlük anlamı
- ağabeylik etmek (veya yapmak) kelimesinin sözlük anlamı
- ağaç kökünden yıkılır kelimesinin sözlük anlamı
- ağaç meyvesi olunca başını aşağı salar kelimesinin sözlük anlamı
- ağaç ne kadar uzasa göğe ermez kelimesinin sözlük anlamı
- ağaç olmak kelimesinin sözlük anlamı
- ağaç yaşken eğilir kelimesinin sözlük anlamı
- ağaca balta vurmuşlar "sapı bedenimden" demiş kelimesinin sözlük anlamı
- ağaca çıkan keçinin dala bakan oğlağı olur kelimesinin sözlük anlamı
- ağaca çıksa pabucu yerde kalmaz kelimesinin sözlük anlamı
- ağaca dayanma kurur, adama (veya insana) dayanma ölür kelimesinin sözlük anlamı
- ağacı kurt, insanı dert yer kelimesinin sözlük anlamı
- ağacın kurdu içinde olur kelimesinin sözlük anlamı
- ağaçtan maşa olmaz kelimesinin sözlük anlamı
- ağaran baş, ağlayan göz gizlenmez kelimesinin sözlük anlamı
- ağda yapmak kelimesinin sözlük anlamı
- ağı gibi kelimesinin sözlük anlamı
- ağılda oğlak doğsa ovada otu biter kelimesinin sözlük anlamı
- ağır basar, yeğni kalkar kelimesinin sözlük anlamı
- ağır basmak kelimesinin sözlük anlamı
- ağır basmak kelimesinin sözlük anlamı
- ağır durmak kelimesinin sözlük anlamı
- ağır çekmek kelimesinin sözlük anlamı
- ağır gelmek kelimesinin sözlük anlamı
- ağır git ki yol alasın kelimesinin sözlük anlamı
- ağır işitmek (veya duymak) kelimesinin sözlük anlamı
- ağır kaçmak kelimesinin sözlük anlamı
- ağır kazan geç kaynar kelimesinin sözlük anlamı
- ağır ol! kelimesinin sözlük anlamı
- ağır ol, batman gel kelimesinin sözlük anlamı
- ağır otur ki bey (veya molla) desinler kelimesinin sözlük anlamı
- ağır oturmak kelimesinin sözlük anlamı
- ağır söylemek kelimesinin sözlük anlamı
- ağır taş yerinden oynamaz kelimesinin sözlük anlamı
- ağır yongayı yel kaldırmaz kelimesinin sözlük anlamı
- ağırdan almak kelimesinin sözlük anlamı
- ağırına gitmek kelimesinin sözlük anlamı
- ağır kayba uğramak kelimesinin sözlük anlamı
- ağırlık basmak (veya çökmek) kelimesinin sözlük anlamı
- ağırlık olmak kelimesinin sözlük anlamı
- ağırlığı olmak kelimesinin sözlük anlamı
- ağırlığınca altın etmek (veya değmek) kelimesinin sözlük anlamı
- ağırlığını (ortaya) koymak kelimesinin sözlük anlamı
- ağıt yakmak (veya düzmek veya tutturmak) kelimesinin sözlük anlamı
- ağız (veya ağzını) açmak kelimesinin sözlük anlamı
- ağız açtırmamak kelimesinin sözlük anlamı
- ağız aramak (veya yoklamak) kelimesinin sözlük anlamı
- ağız burun birbirine karışmak kelimesinin sözlük anlamı
- ağız (veya ağzını) büzmek kelimesinin sözlük anlamı
- ağız değiştirmek kelimesinin sözlük anlamı
- ağız dil vermemek kelimesinin sözlük anlamı
- ağız eğmemek kelimesinin sözlük anlamı
- ağız etmek kelimesinin sözlük anlamı
- ağız kullanmak kelimesinin sözlük anlamı
- ağız satmak kelimesinin sözlük anlamı
- ağız tamburası çalmak kelimesinin sözlük anlamı
- ağız yapmak kelimesinin sözlük anlamı
- ağız yaymak kelimesinin sözlük anlamı
- ağız yer, yüz utanır kelimesinin sözlük anlamı
- ağızda dağılmak kelimesinin sözlük anlamı
- ağızda sakız gibi çiğnemek kelimesinin sözlük anlamı
- ağızdan burun yakın, kardeşten karın yakın kelimesinin sözlük anlamı
- ağza alınmaz (veya alınmayacak) kelimesinin sözlük anlamı
- ağza almamak kelimesinin sözlük anlamı
- ağza (veya ağızlara) düşmek kelimesinin sözlük anlamı
- ağza tat, boğaza feryat kelimesinin sözlük anlamı
- ağzı burnu yerinde kelimesinin sözlük anlamı
- ağzı çirişçi çanağı kelimesinin sözlük anlamı
- ağzı çirişçi çanağına dönmek kelimesinin sözlük anlamı
- ağzı dili bağlanmak kelimesinin sözlük anlamı
- ağzı dili tutulmak kelimesinin sözlük anlamı
- ağzı dolu dolu konuşmak kelimesinin sözlük anlamı
- ağzı eğri, gözü şaşı ensesinden belli olur kelimesinin sözlük anlamı
- ağzı kilitlenmek kelimesinin sözlük anlamı
- ağzı köpürmek kelimesinin sözlük anlamı
- ağzı kulaklarına varmak kelimesinin sözlük anlamı
- ağzı (veya ağzı dili) kurumak kelimesinin sözlük anlamı
- ağzı kurusun kelimesinin sözlük anlamı
- ağzı laf (veya lakırtı) yapmak kelimesinin sözlük anlamı
- ağzı olan konuşuyor kelimesinin sözlük anlamı
- ağzı oynamak kelimesinin sözlük anlamı
- ağzı sulanmak kelimesinin sözlük anlamı
- ağzı süt kokmak kelimesinin sözlük anlamı
- ağzı teneke kaplı kelimesinin sözlük anlamı
- ağzı torba değil ki büzesin kelimesinin sözlük anlamı
- ağzı var dili yok kelimesinin sözlük anlamı
- ağzı varmamak kelimesinin sözlük anlamı
- ağzı yanmak kelimesinin sözlük anlamı
- ağzına almak kelimesinin sözlük anlamı
- ağzına atmak kelimesinin sözlük anlamı
- ağzına bakakalmak kelimesinin sözlük anlamı
- ağzına baktırmak kelimesinin sözlük anlamı
- ağzına biber sürerim (veya çalarım) kelimesinin sözlük anlamı
- ağzına bir kemik atmak kelimesinin sözlük anlamı
- ağzına bir lokma koymamak kelimesinin sözlük anlamı
- ağzına bir parmak bal çalmak kelimesinin sözlük anlamı
- ağzına bir zeytin verir, altına (veya ardına) tulum tutar kelimesinin sözlük anlamı
- ağzına burnuna bulaştırmak kelimesinin sözlük anlamı
- ağzına düşmek kelimesinin sözlük anlamı
- ağzına etmek kelimesinin sözlük anlamı
- ağzına geldiği gibi kelimesinin sözlük anlamı
- ağzına geleni söylemek kelimesinin sözlük anlamı
- ağzına gem vurmak kelimesinin sözlük anlamı
- ağzına kadar kelimesinin sözlük anlamı
- ağzına kilit takmak (veya vurmak) kelimesinin sözlük anlamı
- ağzına kira istemek kelimesinin sözlük anlamı
- ağzına ... koymamak kelimesinin sözlük anlamı
- ağzına layık kelimesinin sözlük anlamı
- ağzına sağlık kelimesinin sözlük anlamı
- ağzına sakız olmak kelimesinin sözlük anlamı
- ağzına sıçmak kelimesinin sözlük anlamı
- ağzına sürmemek kelimesinin sözlük anlamı
- ağzına takılmak kelimesinin sözlük anlamı
- ağzına taş almak kelimesinin sözlük anlamı
- ağzına tıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- ağzına tükürmek kelimesinin sözlük anlamı
- ağzına verilmesini beklemek (veya istemek) kelimesinin sözlük anlamı
- ağzına volta almak kelimesinin sözlük anlamı
- ağzına vur, lokmasını al kelimesinin sözlük anlamı
- ağzına yakışmamak kelimesinin sözlük anlamı
- ağzına yüzüne bulaştırmak kelimesinin sözlük anlamı
- ağzında bakla ıslanmamak kelimesinin sözlük anlamı
- ağzında büyümek kelimesinin sözlük anlamı
- ağzında çalkalanmak kelimesinin sözlük anlamı
- ağzında gevelemek kelimesinin sözlük anlamı
- ağzında yaş kalmamak kelimesinin sözlük anlamı
- ağzından kelimesinin sözlük anlamı
- ağzından baklayı çıkarmak kelimesinin sözlük anlamı
- ağzından bal damlamak (veya akmak) kelimesinin sözlük anlamı
- ağzından burnundan getirmek kelimesinin sözlük anlamı
- ağzından çıkanı (veya çıkan sözü) kulağı duymamak (veya işitmemek) kelimesinin sözlük anlamı
- ağzından çıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- ağzından çıt çıkmamak kelimesinin sözlük anlamı
- ağzından (söz veya lakırtı) dirhemle çıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- ağzından dökülmek kelimesinin sözlük anlamı
- ağzından düşmemek (veya düşürmemek) kelimesinin sözlük anlamı
- ağzından girip burnundan çıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- ağzından hayır çıkmazsa bari şer söyleme kelimesinin sözlük anlamı
- ağzından inci saçmak kelimesinin sözlük anlamı
- ağzından kaçırmak kelimesinin sözlük anlamı
- ar damarı çatlamış kelimesinin sözlük anlamı
- ar dünyası değil kâr dünyası kelimesinin sözlük anlamı
- ar etmek kelimesinin sözlük anlamı
- ar namus tertemiz kelimesinin sözlük anlamı
- ar ve hayâ perdesi yırtılmak kelimesinin sözlük anlamı
- ar yılı değil, kâr yılı kelimesinin sözlük anlamı
- arına dokunmak kelimesinin sözlük anlamı
- ara vermeden kelimesinin sözlük anlamı
- ara vermek kelimesinin sözlük anlamı
- arada çıkarmak kelimesinin sözlük anlamı
- arada kalmak kelimesinin sözlük anlamı
- arada kaynamak kelimesinin sözlük anlamı
- aradan çekilmek kelimesinin sözlük anlamı
- aradan çıkarmak kelimesinin sözlük anlamı
- aradan çıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- aradan kaldırmak kelimesinin sözlük anlamı
- aradan sıyrılmak kelimesinin sözlük anlamı
- aralarında dağlar kadar fark olmak kelimesinin sözlük anlamı
- aralarındaki buzları eritmek kelimesinin sözlük anlamı
- aralarından kara kedi geçmek kelimesinin sözlük anlamı
- aralarından su sızmamak kelimesinin sözlük anlamı
- arasını (veya aralarını) açmak (veya bozmak) kelimesinin sözlük anlamı
- arasını (veya aralarını) bulmak kelimesinin sözlük anlamı
- arası (veya araları) açılmak (veya açık olmak veya bozulmak) kelimesinin sözlük anlamı
- araları limoni olmak kelimesinin sözlük anlamı
- araları şekerrenk (veya serin) olmak kelimesinin sözlük anlamı
- aralarına kara kedi girmek kelimesinin sözlük anlamı
- arası geçmeden kelimesinin sözlük anlamı
- arası hoş (veya iyi) olmamak kelimesinin sözlük anlamı
- arası hoş (veya iyi) olmamak kelimesinin sözlük anlamı
- arası olmamak kelimesinin sözlük anlamı
- arası soğumak kelimesinin sözlük anlamı
- arasına (veya aralarına) karışmak kelimesinin sözlük anlamı
- araya almak kelimesinin sözlük anlamı
- araya girmek kelimesinin sözlük anlamı
- araya gitmek kelimesinin sözlük anlamı
- araya kaynayıp gitmek kelimesinin sözlük anlamı
- araya koymak kelimesinin sözlük anlamı
- araya (veya aralarına) soğukluk girmek kelimesinin sözlük anlamı
- araya vermek kelimesinin sözlük anlamı
- arayı açmak kelimesinin sözlük anlamı
- arayı soğutmak kelimesinin sözlük anlamı
- arayı yapmak kelimesinin sözlük anlamı
- araba devrilince yol gösteren çok olur kelimesinin sözlük anlamı
- araba ile tavşan avlanmaz kelimesinin sözlük anlamı
- araba kullanmak kelimesinin sözlük anlamı
- arabanın tekerine taş koymak kelimesinin sözlük anlamı
- arabanın ön tekerleği nereden geçerse art tekerleği de oradan geçer kelimesinin sözlük anlamı
- arabasını düze çıkarmak kelimesinin sözlük anlamı
- ara buluculuk etmek kelimesinin sözlük anlamı
- aracı koymak kelimesinin sözlük anlamı
- aracılık etmek kelimesinin sözlük anlamı
- Arafat'ta soyulmuş hacıya dönmek kelimesinin sözlük anlamı
- aralık vermek kelimesinin sözlük anlamı
- arama yapmak kelimesinin sözlük anlamı
- aramakla bulunmaz kelimesinin sözlük anlamı
- arayan Mevla'sını da bulur, belasını da kelimesinin sözlük anlamı
- arayıp da bulamamak kelimesinin sözlük anlamı
- arayıp sormak kelimesinin sözlük anlamı
- arayıp (veya aramak) taramak kelimesinin sözlük anlamı
- aranıp taranmak kelimesinin sözlük anlamı
- Arap uyandı (veya Arap'ın gözü açıldı) kelimesinin sözlük anlamı
- Arap'ın yalellisi gibi kelimesinin sözlük anlamı
- arapsaçı gibi kelimesinin sözlük anlamı
- arapsaçına dönmek kelimesinin sözlük anlamı
- aratmamak kelimesinin sözlük anlamı
- arazi açmak kelimesinin sözlük anlamı
- arazi olmak kelimesinin sözlük anlamı
- araziye uymak kelimesinin sözlük anlamı
- ardıcın közü olmaz, yalancının sözü olmaz kelimesinin sözlük anlamı
- arı bal alacak çiçeği bilir kelimesinin sözlük anlamı
- arı bey olan kovana üşer kelimesinin sözlük anlamı
- arı gibi eri olanın dağ kadar yeri olur kelimesinin sözlük anlamı
- arı gibi kelimesinin sözlük anlamı
- arı gibi sokmak kelimesinin sözlük anlamı
- arı kızdıranı sokar kelimesinin sözlük anlamı
- arı söğüdü, akıllı öğüdü sever kelimesinin sözlük anlamı
- arının yuvasına kazık (veya çöp) dürtmek kelimesinin sözlük anlamı
- arık çekmek kelimesinin sözlük anlamı
- arık ata kuyruğu da yüktür kelimesinin sözlük anlamı
- arık etten yağlı tirit olmaz kelimesinin sözlük anlamı
- arık öküze bıçak çalınmaz kelimesinin sözlük anlamı
- arı kovanı gibi işlemek kelimesinin sözlük anlamı
- arız olmak kelimesinin sözlük anlamı
- arıza yapmak kelimesinin sözlük anlamı
- arif olan anlar (veya anlasın) kelimesinin sözlük anlamı
- arifeyi gösterip bayramı göstermemek kelimesinin sözlük anlamı
- arife günü yalan söyleyenin bayram günü yüzü kara çıkar kelimesinin sözlük anlamı
- arka arkaya vermek kelimesinin sözlük anlamı
- arka bulmak kelimesinin sözlük anlamı
- arka çevirmek kelimesinin sözlük anlamı
- arka çıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- arka kapıdan çıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- arka olmak kelimesinin sözlük anlamı
- arka vermek kelimesinin sözlük anlamı
- arkada bırakmak kelimesinin sözlük anlamı
- arkada bırakmak kelimesinin sözlük anlamı
- arkada kalanlar (veya arkadakiler) kelimesinin sözlük anlamı
- arkada kalmak kelimesinin sözlük anlamı
- arkadan söylemek kelimesinin sözlük anlamı
- arkadan vurmak kelimesinin sözlük anlamı
- arkası alınmak kelimesinin sözlük anlamı
- arkası gelmek kelimesinin sözlük anlamı
- arkası kesilmek kelimesinin sözlük anlamı
- arkası olmamak kelimesinin sözlük anlamı
- arkası yere gelmemek kelimesinin sözlük anlamı
- arkasına almak kelimesinin sözlük anlamı
- arkasına (bile) bakmadan gitmek (veya kaçmak) kelimesinin sözlük anlamı
- arkasına düşmek (veya takılmak) kelimesinin sözlük anlamı
- arkasında dolaşmak (veya gezmek) kelimesinin sözlük anlamı
- arkasında yumurta küfesi yok ya! (veya olmamak) kelimesinin sözlük anlamı
- arkasından atlı kovalamak kelimesinin sözlük anlamı
- arkasından atmak (veya konuşmak) kelimesinin sözlük anlamı
- arkasından koşmak kelimesinin sözlük anlamı
- arkasından sürüklemek kelimesinin sözlük anlamı
- arkasından teneke çalmak kelimesinin sözlük anlamı
- arkasından zil takıp oynamak kelimesinin sözlük anlamı
- arkasını almak kelimesinin sözlük anlamı
- arkasını bırakmak kelimesinin sözlük anlamı
- arkasını dayamak kelimesinin sözlük anlamı
- arkasını getirememek kelimesinin sözlük anlamı
- arkasını sağlama almak kelimesinin sözlük anlamı
- arkasını sıvamak kelimesinin sözlük anlamı
- arkasını (bir şeye) vermek kelimesinin sözlük anlamı
- arkasını (birine) vermek kelimesinin sözlük anlamı
- arkaya bırakmak (veya koymak) kelimesinin sözlük anlamı
- arkaya kalmak kelimesinin sözlük anlamı
- arkadaş değil, arka taşı kelimesinin sözlük anlamı
- arkadaş olmak kelimesinin sözlük anlamı
- arkadaşını söyle, kim olduğunu söyleyeyim kelimesinin sözlük anlamı
- arkadaşlık etmek kelimesinin sözlük anlamı
- arka (veya geri) planda kalmak kelimesinin sözlük anlamı
- arlı arından, huylu huyundan vazgeçmez kelimesinin sözlük anlamı
- arma donatmak kelimesinin sözlük anlamı
- arma soymak kelimesinin sözlük anlamı
- arma uçurmak (veya budatmak) kelimesinin sözlük anlamı
- armağan etmek kelimesinin sözlük anlamı
- armut dalının dibine düşer kelimesinin sözlük anlamı
- armut gibi kelimesinin sözlük anlamı
- armut piş ağzıma düş! kelimesinin sözlük anlamı
- armudu soy ye, elmayı say ye kelimesinin sözlük anlamı
- armudun iyisini (dağda) ayılar yer kelimesinin sözlük anlamı
- armudun önü, kirazın sonu kelimesinin sözlük anlamı
- armudun sapı var, üzümün (veya kirazın) çöpü var demek kelimesinin sözlük anlamı
- arpa samanıyla, kömür dumanıyla kelimesinin sözlük anlamı
- arpa unundan kadayıf olmaz kelimesinin sözlük anlamı
- arpa verilmeyen at, kamçı zoruyla yürümez kelimesinin sözlük anlamı
- arpa eken buğday biçmez kelimesinin sözlük anlamı
- arpa ektim, darı çıktı kelimesinin sözlük anlamı
- arpası çok gelmek kelimesinin sözlük anlamı
- arpacıya borç eden ahırını tez satar kelimesinin sözlük anlamı
- arpalık yapmak kelimesinin sözlük anlamı
- arsızın yüzüne tükürmüşler, "yağmur yağıyor" demiş kelimesinin sözlük anlamı
- arsızlık etmek kelimesinin sözlük anlamı
- arslanın adı çıkmış, çakallar baş keser kelimesinin sözlük anlamı
- art eteğinde namaz kılmak kelimesinin sözlük anlamı
- ardı arası (veya arkası) kesilmemek (veya gelmemek) kelimesinin sözlük anlamı
- ardı kesilmemek kelimesinin sözlük anlamı
- ardına (veya arkasına) düşmek kelimesinin sözlük anlamı
- ardına kadar açık kelimesinin sözlük anlamı
- ardında yüz köpek havlamayan kurt, kurt sayılmaz kelimesinin sözlük anlamı
- ardından atlı kovalamak kelimesinin sözlük anlamı
- ardından gitmek kelimesinin sözlük anlamı
- ardından sapan taşı yetişmez kelimesinin sözlük anlamı
- ardını almak (veya getirmek) kelimesinin sözlük anlamı
- ardını bırakmamak kelimesinin sözlük anlamı
- ardını kesmek kelimesinin sözlük anlamı
- artist gibi kelimesinin sözlük anlamı
- arz etmek kelimesinin sözlük anlamı
- arzu duymak kelimesinin sözlük anlamı
- arzusu kalmak kelimesinin sözlük anlamı
- arzu etmek kelimesinin sözlük anlamı
- arzuhâl gibi (veya kadar) kelimesinin sözlük anlamı
- asabına dokunmak kelimesinin sözlük anlamı
- asayiş berkemal kelimesinin sözlük anlamı
- asıl azmaz, bal kokmaz kelimesinin sözlük anlamı
- aslı çıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- aslına bakarsan kelimesinin sözlük anlamı
- asıntı olmak kelimesinin sözlük anlamı
- asilik etmek kelimesinin sözlük anlamı
- asker çıkarmak kelimesinin sözlük anlamı
- asker etmek (veya eylemek) kelimesinin sözlük anlamı
- asker gibi kelimesinin sözlük anlamı
- askere alınmak kelimesinin sözlük anlamı
- askere çağrılmak kelimesinin sözlük anlamı
- askere gitmek kelimesinin sözlük anlamı
- asker olmak kelimesinin sözlük anlamı
- askerlik (veya askerliğini) yapmak kelimesinin sözlük anlamı
- asker ocağına vermek kelimesinin sözlük anlamı
- askı olmak kelimesinin sözlük anlamı
- askıda bırakmak kelimesinin sözlük anlamı
- askıda kalmak kelimesinin sözlük anlamı
- askıya almak kelimesinin sözlük anlamı
- askıya çıkarmak kelimesinin sözlük anlamı
- askıya çıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- askıntı olmak kelimesinin sözlük anlamı
- aslan gibi kelimesinin sözlük anlamı
- aslan kesilmek kelimesinin sözlük anlamı
- aslan kocayınca sıçan deliği gözetir kelimesinin sözlük anlamı
- aslan kükrerse atın ayağı kösteklenir kelimesinin sözlük anlamı
- aslan postunda, gönül dostunda kelimesinin sözlük anlamı
- aslan yatağından belli olur kelimesinin sözlük anlamı
- aslanım! kelimesinin sözlük anlamı
- aslanın ağzında olmak kelimesinin sözlük anlamı
- asıp kesmek kelimesinin sözlük anlamı
- astığı astık, kestiği kestik kelimesinin sözlük anlamı
- astarı yüzünden pahalı olmak (veya pahalıya gelmek) kelimesinin sözlük anlamı
- astar bol olmayınca yüze gelmez kelimesinin sözlük anlamı
- astar sürmek (veya vurmak veya çekmek) kelimesinin sözlük anlamı
- aş taşınca kepçeye paha olmaz kelimesinin sözlük anlamı
- aş tuz ile, tuz oran ile kelimesinin sözlük anlamı
- aşı pişiren yağ olur, gelinin yüzü ağ olur kelimesinin sözlük anlamı
- aşını, eşini, işini bil kelimesinin sözlük anlamı
- aşağı almak kelimesinin sözlük anlamı
- aşağı çekmek kelimesinin sözlük anlamı
- aşağı düşmek kelimesinin sözlük anlamı
- aşağı görmek kelimesinin sözlük anlamı
- aşağı kalır yeri (veya yanı) yok kelimesinin sözlük anlamı
- aşağı kalmamak kelimesinin sözlük anlamı
- aşağı (veya aşağısı) kurtarmaz kelimesinin sözlük anlamı
- aşağı tükürsem sakal, yukarı tükürsem bıyık kelimesinin sözlük anlamı
- aşağı (...) yukarı kelimesinin sözlük anlamı
- aşağıdan almak kelimesinin sözlük anlamı
- aşağı yukarı yürümek kelimesinin sözlük anlamı
- aşçılık etmek kelimesinin sözlük anlamı
- aşı vurmak (veya yapmak) kelimesinin sözlük anlamı
- aşı olmak (veya vurulmak veya yapılmak) kelimesinin sözlük anlamı
- âşık, âlemi kör, dört yanını duvar sanır kelimesinin sözlük anlamı
- âşık etmek kelimesinin sözlük anlamı
- âşık olmak kelimesinin sözlük anlamı
- âşığa Bağdat sorulmaz kelimesinin sözlük anlamı
- âşığa Bağdat uzak değil kelimesinin sözlük anlamı
- âşığı kesilmek kelimesinin sözlük anlamı
- âşığın gözü kördür kelimesinin sözlük anlamı
- aşık atmak (veya oynamak) kelimesinin sözlük anlamı
- aşık atmak kelimesinin sözlük anlamı
- aşık daima bey oturmaz kelimesinin sözlük anlamı
- aşığı cuk oturmak kelimesinin sözlük anlamı
- âşıktaşlık etmek kelimesinin sözlük anlamı
- aşırı gitmek kelimesinin sözlük anlamı
- aşikâr etmek kelimesinin sözlük anlamı
- aşikâr olmak kelimesinin sözlük anlamı
- aşina olmak kelimesinin sözlük anlamı
- aşinalık göstermek kelimesinin sözlük anlamı
- aşk ağlatır, dert söyletir kelimesinin sözlük anlamı
- aşk olmayınca meşk olmaz kelimesinin sözlük anlamı
- aşk olsun kelimesinin sözlük anlamı
- aşk yapmak kelimesinin sözlük anlamı
- aşka düşmek kelimesinin sözlük anlamı
- aşka gelmek kelimesinin sözlük anlamı
- aşure yemeye giden kaşığını taşır kelimesinin sözlük anlamı
- at, adımına göre değil adamına göre yürür kelimesinin sözlük anlamı
- at at oluncaya kadar sahibi mat olur kelimesinin sözlük anlamı
- at beslenirken kız istenirken kelimesinin sözlük anlamı
- at binenin, kılıç kuşananın kelimesinin sözlük anlamı
- at binicisine göre kişner kelimesinin sözlük anlamı
- at bulunur meydan bulunmaz, meydan bulunur at bulunmaz kelimesinin sözlük anlamı
- at çalındıktan sonra ahırın kapısını kapamak kelimesinin sözlük anlamı
- at gibi kelimesinin sözlük anlamı
- at izi it izine karışmak kelimesinin sözlük anlamı
- at koşturacak kadar kelimesinin sözlük anlamı
- at koşturmak kelimesinin sözlük anlamı
- at nalı kadar kelimesinin sözlük anlamı
- at olur, meydan olmaz (veya bulunmaz), meydan olur (veya bulunur), at olmaz (veya bulunmaz) kelimesinin sözlük anlamı
- at oynatmak kelimesinin sözlük anlamı
- at ölür, itlere bayram olur kelimesinin sözlük anlamı
- at ölür meydan kalır, yiğit ölür şan kalır kelimesinin sözlük anlamı
- at pazarında eşek osurtmuyoruz! kelimesinin sözlük anlamı
- at var, meydan yok kelimesinin sözlük anlamı
- at yedi günde, it yediği günde kelimesinin sözlük anlamı
- at yiğidin yoldaşıdır kelimesinin sözlük anlamı
- ata arpa yiğide pilav kelimesinin sözlük anlamı
- ata binen nalını, mıhını arar kelimesinin sözlük anlamı
- ata binersen Allah'ı, attan inersen atı unutma kelimesinin sözlük anlamı
- ata da soy gerek, ite de kelimesinin sözlük anlamı
- ata dost gibi bakmalı, düşman gibi binmeli kelimesinin sözlük anlamı
- ata et, ite ot vermek kelimesinin sözlük anlamı
- ata eyer gerek, eyere er gerek kelimesinin sözlük anlamı
- atı alan Üsküdar'ı geçti kelimesinin sözlük anlamı
- atı atasıyla, katırı anasıyla kelimesinin sözlük anlamı
- atım tepmez, itim kapmaz deme kelimesinin sözlük anlamı
- atın bahtsızı arabaya düşer kelimesinin sözlük anlamı
- atın dorusu, yiğidin delisi kelimesinin sözlük anlamı
- atın ölümü arpadan olsun kelimesinin sözlük anlamı
- atın ürkeği, yiğidin korkağı kelimesinin sözlük anlamı
- atın varken yol tanı, ağan varken el tanı kelimesinin sözlük anlamı
- atına bakan ardına bakmaz kelimesinin sözlük anlamı
- atını sağlam kazığa bağlamak kelimesinin sözlük anlamı
- at ile avrat yiğidin bahtına kelimesinin sözlük anlamı
- atla arpayı dövüştürmek (veya dalaştırmak) kelimesinin sözlük anlamı
- atla deve değil kelimesinin sözlük anlamı
- atlar nallanırken kurbağalar ayak uzatmaz kelimesinin sözlük anlamı
- atlarını itlerini nallamak kelimesinin sözlük anlamı
- atlar tepişir, arada eşekler ezilir kelimesinin sözlük anlamı
- atta, avratta uğur vardır kelimesinin sözlük anlamı
- attan düşene yorgan döşek, eşekten düşene kazma kürek kelimesinin sözlük anlamı
- attan inip eşeğe binmek kelimesinin sözlük anlamı
- atadan babadan görmek kelimesinin sözlük anlamı
- atasını tanımayan Allah'ını tanımaz kelimesinin sözlük anlamı
- atalar çıkarayım der tahta, döner dolaşır gelir bahta kelimesinin sözlük anlamı
- atalar sözünü tutmayanı yabana atarlar kelimesinin sözlük anlamı
- ata dostu oğla mirastır kelimesinin sözlük anlamı
- ata malı mal olmaz, kendin kazanmak gerek kelimesinin sözlük anlamı
- atak yapmak kelimesinin sözlük anlamı
- ateh getirmek kelimesinin sözlük anlamı
- ateş! kelimesinin sözlük anlamı
- ateş açmak kelimesinin sözlük anlamı
- ateş almak kelimesinin sözlük anlamı
- ateş almaya mı geldin? kelimesinin sözlük anlamı
- ateş bacayı (veya saçağı) sarmak kelimesinin sözlük anlamı
- ateş basmak kelimesinin sözlük anlamı
- ateş çıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- ateş demekle ağız yanmaz kelimesinin sözlük anlamı
- ateş düştüğü yeri yakar kelimesinin sözlük anlamı
- ateş etmek kelimesinin sözlük anlamı
- ateş gibi kelimesinin sözlük anlamı
- ateş gibi kesilmek kelimesinin sözlük anlamı
- ateş gibi yanmak kelimesinin sözlük anlamı
- ateş kesilmek kelimesinin sözlük anlamı
- ateş kesmek kelimesinin sözlük anlamı
- ateş olmayan yerden duman çıkmaz kelimesinin sözlük anlamı
- ateş olsa cirmi kadar yer yakar kelimesinin sözlük anlamı
- ateş püskürmek kelimesinin sözlük anlamı
- ateş saçmak kelimesinin sözlük anlamı
- ateş vermek kelimesinin sözlük anlamı
- ateş yağdırmak kelimesinin sözlük anlamı
- ateşe tutmak kelimesinin sözlük anlamı
- ateşe vermek kelimesinin sözlük anlamı
- ateşe vurmak kelimesinin sözlük anlamı
- ateşe vursa duman vermez kelimesinin sözlük anlamı
- ateşi başına vurmak kelimesinin sözlük anlamı
- ateşi çıkmak (veya yükselmek) kelimesinin sözlük anlamı
- ateşi düşmek kelimesinin sözlük anlamı
- ateşi uyandırmak kelimesinin sözlük anlamı
- ateşine yanmak kelimesinin sözlük anlamı
- ateşini almak kelimesinin sözlük anlamı
- ateşle barut bir yerde durmaz kelimesinin sözlük anlamı
- ateşle oynamak kelimesinin sözlük anlamı
- ateşler içinde yanmak kelimesinin sözlük anlamı
- at gözlüğüyle bakmak kelimesinin sözlük anlamı
- alıcı bulmak kelimesinin sözlük anlamı
- alıcı çıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- alıcı gözüyle bakmak kelimesinin sözlük anlamı
- alıcı kılığına girmek kelimesinin sözlük anlamı
- alıcı kuşun ömrü az olur kelimesinin sözlük anlamı
- alın damarı çatlamış kelimesinin sözlük anlamı
- alna yazılan başa gelir kelimesinin sözlük anlamı
- alnı açık yüzü ak kelimesinin sözlük anlamı
- alnına kara sürmek kelimesinin sözlük anlamı
- alnında yazılmış olmak kelimesinin sözlük anlamı
- alnından öpmek kelimesinin sözlük anlamı
- alnını karışlamak kelimesinin sözlük anlamı
- alnının akıyla kelimesinin sözlük anlamı
- alnının kara yazısı kelimesinin sözlük anlamı
- alın teri dökmek kelimesinin sözlük anlamı
- alın (veya alnının) teri ile kazanmak kelimesinin sözlük anlamı
- alın yazısı değişmez kelimesinin sözlük anlamı
- alışık olmak kelimesinin sözlük anlamı
- alışkanlık edinmek kelimesinin sözlük anlamı
- alışkanlık hâline getirmek kelimesinin sözlük anlamı
- alışkanlığında olmak kelimesinin sözlük anlamı
- alışkanlıktan (veya alışkanlığından) kopamamak kelimesinin sözlük anlamı
- alışkı edinmek kelimesinin sözlük anlamı
- alışkın olmak kelimesinin sözlük anlamı
- alışverişi kesmek kelimesinin sözlük anlamı
- alışverişe çıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- alışveriş yapmak kelimesinin sözlük anlamı
- âlim unutmuş, kalem unutmamış kelimesinin sözlük anlamı
- alkış almak kelimesinin sözlük anlamı
- alkış kopmak kelimesinin sözlük anlamı
- alkış toplamak kelimesinin sözlük anlamı
- alkış tufanı kopmak kelimesinin sözlük anlamı
- alkış tutmak kelimesinin sözlük anlamı
- alkol duvarını aşmak kelimesinin sözlük anlamı
- Allah! kelimesinin sözlük anlamı
- Allah acısını unutturmasın kelimesinin sözlük anlamı
- Allah akıl fikir (veya akıllar) versin kelimesinin sözlük anlamı
- Allah Allah! kelimesinin sözlük anlamı
- Allah aratmasın kelimesinin sözlük anlamı
- Allah artırsın kelimesinin sözlük anlamı
- Allah bağışlasın kelimesinin sözlük anlamı
- Allah bahtından güldürsün kelimesinin sözlük anlamı
- Allah bal mumu yakana bal mumu, yağ mumu yakana yağ mumu verir kelimesinin sözlük anlamı
- Allah bana, ben de sana kelimesinin sözlük anlamı
- Allah belasını versin kelimesinin sözlük anlamı
- Allah (binbir) bereket versin kelimesinin sözlük anlamı
- Allah beterinden saklasın (veya esirgesin) kelimesinin sözlük anlamı
- Allah bilir kelimesinin sözlük anlamı
- Allah bilir ama kul da sezer kelimesinin sözlük anlamı
- Allah bir dediğinden başka sözüne inanılmaz kelimesinin sözlük anlamı
- Allah bir yastıkta kocatsın kelimesinin sözlük anlamı
- Allah büyüktür kelimesinin sözlük anlamı
- Allah canını alsın kelimesinin sözlük anlamı
- Allah cezasını vermesin (veya versin) kelimesinin sözlük anlamı
- Allah dağına göre kar verir kelimesinin sözlük anlamı
- Allah derim kelimesinin sözlük anlamı
- Allah dirlik düzenlik versin kelimesinin sözlük anlamı
- Allah dokuzda verdiğini sekizde almaz kelimesinin sözlük anlamı
- Allah dört gözden ayırmasın kelimesinin sözlük anlamı
- Allah düşmanıma vermesin kelimesinin sözlük anlamı
- Allah ecir sabır versin kelimesinin sözlük anlamı
- Allah eksik etmesin kelimesinin sözlük anlamı
- Allah eksikliğini göstermesin kelimesinin sözlük anlamı
- Allah emeklerini eline vermesin kelimesinin sözlük anlamı
- Allah esirgesin (veya saklasın) kelimesinin sözlük anlamı
- Allah etmesin kelimesinin sözlük anlamı
- Allah gecinden versin kelimesinin sözlük anlamı
- Allah göstermesin kelimesinin sözlük anlamı
- Allah gümüş kapıyı kaparsa altın kapıyı açar kelimesinin sözlük anlamı
- Allah hakkı için kelimesinin sözlük anlamı
- Allah Halil İbrahim bereketi versin kelimesinin sözlük anlamı
- Allah hayırlı etsin kelimesinin sözlük anlamı
- Allah herkesin gönlüne göre versin kelimesinin sözlük anlamı
- Allah hoşnut olsun kelimesinin sözlük anlamı
- Allah için kelimesinin sözlük anlamı
- Allah iki iyilikten birini versin kelimesinin sözlük anlamı
- Allah (seni) inandırsın kelimesinin sözlük anlamı
- Allah iyiliğini (veya layığını) versin kelimesinin sözlük anlamı
- Allah kahretsin kelimesinin sözlük anlamı
- Allah kardeşi kardeş yaratmış, kesesini ayrı yaratmış kelimesinin sözlük anlamı
- Allah kavuştursun kelimesinin sözlük anlamı
- Allah kazadan beladan saklasın kelimesinin sözlük anlamı
- Allah kerim kelimesinin sözlük anlamı
- Allah kısmet ederse kelimesinin sözlük anlamı
- Allah korusun (veya saklasın) kelimesinin sözlük anlamı
- Allah kulundan geçmez kelimesinin sözlük anlamı
- Allah kulunu kısmeti ile yaratır kelimesinin sözlük anlamı
- Allah kuru iftiradan saklasın kelimesinin sözlük anlamı
- Allah manda şifalığı versin kelimesinin sözlük anlamı
- Allah mübarek etsin kelimesinin sözlük anlamı
- Allah müstahakını versin kelimesinin sözlük anlamı
- Allah ne verdiyse kelimesinin sözlük anlamı
- Allah ömürler versin kelimesinin sözlük anlamı
- Allah övmüş de yaratmış kelimesinin sözlük anlamı
- Allah rahatlık versin kelimesinin sözlük anlamı
- Allah rahmet eylesin kelimesinin sözlük anlamı
- Allah rızası için kelimesinin sözlük anlamı
- Allah sabırlı kulunu sever kelimesinin sözlük anlamı
- Allah sağ gözü (veya eli) sol göze (veya ele) muhtaç etmesin kelimesinin sözlük anlamı
- Allah selamet versin kelimesinin sözlük anlamı
- Allah senden razı olsun kelimesinin sözlük anlamı
- Allah seni (veya sizi) inandırsın kelimesinin sözlük anlamı
- Allah sevdiğine dert verir kelimesinin sözlük anlamı
- Allah son gürlüğü versin kelimesinin sözlük anlamı
- Allah sonunu hayır etsin kelimesinin sözlük anlamı
- Allah taksiratını affetsin kelimesinin sözlük anlamı
- Allah tamamına erdirsin (veya eriştirsin) kelimesinin sözlük anlamı
- Allah tekrarına erdirsin kelimesinin sözlük anlamı
- Allah utandırmasın kelimesinin sözlük anlamı
- Allah (veya Allah'ı) var kelimesinin sözlük anlamı
- Allah vere de kelimesinin sözlük anlamı
- Allah verince kimin oğlu, kimin kızı demez kelimesinin sözlük anlamı
- Allah verirse el getirir, sel getirir, yel getirir kelimesinin sözlük anlamı
- Allah vermesin kelimesinin sözlük anlamı
- Allah versin kelimesinin sözlük anlamı
- Allah yarattı dememek kelimesinin sözlük anlamı
- Allah yazdı ise bozsun kelimesinin sözlük anlamı
- Allah yürü ya kulum demiş kelimesinin sözlük anlamı
- Allah ziyade etsin kelimesinin sözlük anlamı
- Allah zihin açıklığı versin kelimesinin sözlük anlamı
- Allah'a bir can borcu var kelimesinin sözlük anlamı
- Allah'a emanet kelimesinin sözlük anlamı
- Allah'a emanet ol (veya olun) kelimesinin sözlük anlamı
- Allah'a ısmarladık kelimesinin sözlük anlamı
- Allah'a (bin) şükür kelimesinin sözlük anlamı
- Allah'a yalvar kelimesinin sözlük anlamı
- Allah'ın adamı kelimesinin sözlük anlamı
- Allah'ın belası kelimesinin sözlük anlamı
- Allah'ın bildiği kuldan saklanmaz kelimesinin sözlük anlamı
- Allah'ın binasını yıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- Allah'ın cezası kelimesinin sözlük anlamı
- Allah'ın emri kelimesinin sözlük anlamı
- Allah'ın evi kelimesinin sözlük anlamı
- Allah'ın gazabı kelimesinin sözlük anlamı
- Allah'ın günü kelimesinin sözlük anlamı
- Allah'ın hikmeti kelimesinin sözlük anlamı
- Allah'ın işine bak kelimesinin sözlük anlamı
- Allah'ın kulu kelimesinin sözlük anlamı
- Allah'ından bulsun kelimesinin sözlük anlamı
- Allah'ını seversen kelimesinin sözlük anlamı
- Allah'tan kelimesinin sözlük anlamı
- Allah'tan kork! kelimesinin sözlük anlamı
- Allah'tan korkmaz kelimesinin sözlük anlamı
- Allah'tan umut kesilmez kelimesinin sözlük anlamı
- allahlık Ali Bey kelimesinin sözlük anlamı
- allak bullak etmek kelimesinin sözlük anlamı
- allak bullak olmak kelimesinin sözlük anlamı
- allamak pullamak kelimesinin sözlük anlamı
- allame kesilmek kelimesinin sözlük anlamı
- allamelik taslamak kelimesinin sözlük anlamı
- allanıp pullanmak kelimesinin sözlük anlamı
- al (veya alın) ... kelimesinin sözlük anlamı
- alaşağı etmek kelimesinin sözlük anlamı
- al aşağı vur yukarı kelimesinin sözlük anlamı
- al benden de o kadar kelimesinin sözlük anlamı
- al birini, vur ötekine (veya birine) kelimesinin sözlük anlamı
- al gülüm ver gülüm kelimesinin sözlük anlamı
- al kaşağıyı gir ahıra, yarası olan gocunur (veya gocunsun) kelimesinin sözlük anlamı
- al malın iyisini, çekme kaygısını kelimesinin sözlük anlamı
- al sana bir ... daha kelimesinin sözlük anlamı
- al takke ver külah kelimesinin sözlük anlamı
- aldı kelimesinin sözlük anlamı
- aldı sazı eline kelimesinin sözlük anlamı
- aldığı abdest ürküttüğü kurbağaya değmemek kelimesinin sözlük anlamı
- alıp başını gitmek kelimesinin sözlük anlamı
- alıp götürmek kelimesinin sözlük anlamı
- alıp satmaz görünmek kelimesinin sözlük anlamı
- alıp sattığı olmamak kelimesinin sözlük anlamı
- alıp vereceği olmamak kelimesinin sözlük anlamı
- alıp verememek kelimesinin sözlük anlamı
- alıp vermek kelimesinin sözlük anlamı
- alıp yürümek kelimesinin sözlük anlamı
- alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste kelimesinin sözlük anlamı
- almadan vermek Allah'a mahsus kelimesinin sözlük anlamı
- almadığın hayvanın kuyruğunu tutma kelimesinin sözlük anlamı
- altı alay üstü kalay kelimesinin sözlük anlamı
- altı kaval, üstü şişhane (veya şeşhane) kelimesinin sözlük anlamı
- altı yaş olmak kelimesinin sözlük anlamı
- altı tutmak kelimesinin sözlük anlamı
- altına etmek (veya kaçırmak) kelimesinin sözlük anlamı
- altına imza atmak kelimesinin sözlük anlamı
- altına imza koymak kelimesinin sözlük anlamı
- altında kalmak kelimesinin sözlük anlamı
- altında kalmamak kelimesinin sözlük anlamı
- altından çapanoğlu çıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- altından girip üstünden çıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- altından kalkamamak kelimesinin sözlük anlamı
- altını çizmek kelimesinin sözlük anlamı
- altını değiştirmek kelimesinin sözlük anlamı
- altını ıslatmak kelimesinin sözlük anlamı
- altını kapatmak kelimesinin sözlük anlamı
- altını kısmak kelimesinin sözlük anlamı
- altını üstüne getirmek kelimesinin sözlük anlamı
- altta kalanın canı çıksın kelimesinin sözlük anlamı
- altta kalmak kelimesinin sözlük anlamı
- altta yok üstte yok kelimesinin sözlük anlamı
- alttan almak kelimesinin sözlük anlamı
- alt olmak kelimesinin sözlük anlamı
- alt perdeden konuşmak kelimesinin sözlük anlamı
- alttan güreşmek kelimesinin sözlük anlamı
- alt değirmen güçlü akar kelimesinin sözlük anlamı
- alt etmek kelimesinin sözlük anlamı
- alt alta üst üste kelimesinin sözlük anlamı
- alt çenesi oynamak kelimesinin sözlük anlamı
- altı karış beberuhi kelimesinin sözlük anlamı
- altı okka etmek kelimesinin sözlük anlamı
- altı olur, yedi olur, hep Allah'ın dediği olur kelimesinin sözlük anlamı
- altıdan yemek kelimesinin sözlük anlamı
- altın adı pul oldu, kız adı dul oldu kelimesinin sözlük anlamı
- altın adını bakır etmek kelimesinin sözlük anlamı
- altın anahtar her kapıyı açar kelimesinin sözlük anlamı
- altın ateşte, insan mihnette belli olur kelimesinin sözlük anlamı
- altın eli bıçak kesmez kelimesinin sözlük anlamı
- altın eşik gümüş eşiğe muhtaç olur kelimesinin sözlük anlamı
- altın gibi kelimesinin sözlük anlamı
- altın kesmek kelimesinin sözlük anlamı
- altın leğene kan kusmak kelimesinin sözlük anlamı
- altın pas tutmaz kelimesinin sözlük anlamı
- altın top gibi kelimesinin sözlük anlamı
- altın tutsa toprak olur (veya altına yapışsa elinde bakır kesilir) kelimesinin sözlük anlamı
- altın yerde paslanmaz, taş yağmurdan ıslanmaz kelimesinin sözlük anlamı
- altın yere düşmekle pul olmaz kelimesinin sözlük anlamı
- altın yumurtlayan tavuk kelimesinin sözlük anlamı
- altının kıymetini sarraf bilir kelimesinin sözlük anlamı
- altmışaltıya bağlamak kelimesinin sözlük anlamı
- altüst etmek kelimesinin sözlük anlamı
- altüst olmak kelimesinin sözlük anlamı
- alyon kesilmek kelimesinin sözlük anlamı
- ama ne kelimesinin sözlük anlamı
- aması maması yok! kelimesinin sözlük anlamı
- aması var kelimesinin sözlük anlamı
- amaç edinmek kelimesinin sözlük anlamı
- amaç gütmek kelimesinin sözlük anlamı
- aman Allah (veya Allah'ım) kelimesinin sözlük anlamı
- aman bulmak kelimesinin sözlük anlamı
- aman dedirtmek (veya amana getirmek) kelimesinin sözlük anlamı
- aman derim! kelimesinin sözlük anlamı
- aman dilemek kelimesinin sözlük anlamı
- aman diyene kılıç kalkmaz kelimesinin sözlük anlamı
- aman vermek kelimesinin sözlük anlamı
- aman vermemek kelimesinin sözlük anlamı
- amana gelmek kelimesinin sözlük anlamı
- aman zaman bilmemek kelimesinin sözlük anlamı
- aman zaman dedirtmemek kelimesinin sözlük anlamı
- ambalaj yapmak kelimesinin sözlük anlamı
- ambargo koymak kelimesinin sözlük anlamı
- ambargoyu kaldırmak kelimesinin sözlük anlamı
- amcamla dayım, hepsinden aldım payım kelimesinin sözlük anlamı
- amcalık etmek kelimesinin sözlük anlamı
- ameliyat etmek kelimesinin sözlük anlamı
- ameliyat (veya ... ameliyatı) geçirmek kelimesinin sözlük anlamı
- ameliyat olmak kelimesinin sözlük anlamı
- ameliyata almak kelimesinin sözlük anlamı
- ameliyata girmek kelimesinin sözlük anlamı
- amiyane tabirle (veya tabiriyle) kelimesinin sözlük anlamı
- amma da yaptın ha! kelimesinin sözlük anlamı
- amorti etmek kelimesinin sözlük anlamı
- amuda kalkmak kelimesinin sözlük anlamı
- an meselesi kelimesinin sözlük anlamı
- anı anına uymamak kelimesinin sözlük anlamı
- ana avrat küfretmek (veya düz veya dümdüz gitmek) kelimesinin sözlük anlamı
- ana bir, baba ayrı kelimesinin sözlük anlamı
- ana gibi yâr olmaz, Bağdat gibi diyar olmaz kelimesinin sözlük anlamı
- ana ile kız, helva ile koz kelimesinin sözlük anlamı
- ana kızına taht kurar, kız bahtı kocadan arar (veya ana kızına taht kurmuş, baht kuramamış) kelimesinin sözlük anlamı
- anadan doğmuşa dönmek (veya anadan yeni doğmuş gibi olmak) kelimesinin sözlük anlamı
- anam! kelimesinin sözlük anlamı
- anam avradım olsun kelimesinin sözlük anlamı
- anam babam kelimesinin sözlük anlamı
- anamın (veya anasının) ak sütü gibi (helal olsun) kelimesinin sözlük anlamı
- anamın öleceğini bilseydim kulağı dolu darıya satardım kelimesinin sözlük anlamı
- anan güzel idi hani yeri, baban zengin idi hani evi? kelimesinin sözlük anlamı
- anan yahşi, baban yahşi kelimesinin sözlük anlamı
- ananın bahtı kızına kelimesinin sözlük anlamı
- ananın bastığı yavru incinmez kelimesinin sözlük anlamı
- anası ağlamak kelimesinin sözlük anlamı
- anası turp (veya sarımsak), babası şalgam (veya soğan) kelimesinin sözlük anlamı
- anası yerinde kelimesinin sözlük anlamı
- anasına avradına sövmek kelimesinin sözlük anlamı
- anasına bak kızını al, kenarına bak bezini al kelimesinin sözlük anlamı
- anasından doğduğuna bin pişman kelimesinin sözlük anlamı
- anasından doğduğuna pişman etmek kelimesinin sözlük anlamı
- anasından doğduğuna pişman olmak kelimesinin sözlük anlamı
- anasından emdiği süt burnundan (fitil fitil) gelmek kelimesinin sözlük anlamı
- anasından emdiği sütü burnundan getirmek kelimesinin sözlük anlamı
- anasını ağlatmak kelimesinin sözlük anlamı
- anasını bellemek kelimesinin sözlük anlamı
- anasını eşek kovalasın! kelimesinin sözlük anlamı
- anasını sat! (veya satayım!) kelimesinin sözlük anlamı
- anasının gözü kelimesinin sözlük anlamı
- anasının ipini satmış (veya pazara çıkarmış) kelimesinin sözlük anlamı
- anasının kızı kelimesinin sözlük anlamı
- anasının körpe kuzusu kelimesinin sözlük anlamı
- anasının nikâhını istemek kelimesinin sözlük anlamı
- anasının oğlu kelimesinin sözlük anlamı
- ana baba bir kelimesinin sözlük anlamı
- ana baba eline bakmak kelimesinin sözlük anlamı
- ana baba yavrusu kelimesinin sözlük anlamı
- anafora kaptırmak kelimesinin sözlük anlamı
- anahtar uydurmak kelimesinin sözlük anlamı
- anahtar vermek kelimesinin sözlük anlamı
- anahtarı beline takmak kelimesinin sözlük anlamı
- analı kuzu, kınalı kuzu kelimesinin sözlük anlamı
- analık etmek kelimesinin sözlük anlamı
- analık fenalık kelimesinin sözlük anlamı
- analiz etmek kelimesinin sözlük anlamı
- anca beraber, kanca beraber kelimesinin sözlük anlamı
- angarya (veya angaryasını) çekmek kelimesinin sözlük anlamı
- angaryaya koşmak kelimesinin sözlük anlamı
- anız biçmek kelimesinin sözlük anlamı
- anız bozmak kelimesinin sözlük anlamı
- anjiyo olmak kelimesinin sözlük anlamı
- anket yapmak kelimesinin sözlük anlamı
- anlam çıkarmak kelimesinin sözlük anlamı
- anlamına gelmek kelimesinin sözlük anlamı
- anlam vermek kelimesinin sözlük anlamı
- anladımsa arap olayım kelimesinin sözlük anlamı
- anlarsın ya! kelimesinin sözlük anlamı
- anlayalım! kelimesinin sözlük anlamı
- anlayıp dinlemek kelimesinin sözlük anlamı
- anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az kelimesinin sözlük anlamı
- anlamazlıktan gelmek (veya anlamazlığa vurmak) kelimesinin sözlük anlamı
- anlaşıldı Vehbi'nin kerrakesi kelimesinin sözlük anlamı
- anlaşmaya varmak kelimesinin sözlük anlamı
- anlaşma yapılmak kelimesinin sözlük anlamı
- anlaşmazlık çıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- anlaşmazlığa düşmek kelimesinin sözlük anlamı
- anlata anlata bitirememek kelimesinin sözlük anlamı
- anlayış göstermek kelimesinin sözlük anlamı
- anne olmak kelimesinin sözlük anlamı
- annelik etmek kelimesinin sözlük anlamı
- anons etmek kelimesinin sözlük anlamı
- ant içmek kelimesinin sözlük anlamı
- ant olsun kelimesinin sözlük anlamı
- ant verdirmek kelimesinin sözlük anlamı
- ant vermek kelimesinin sözlük anlamı
- andını bozmak kelimesinin sözlük anlamı
- antant kalmak kelimesinin sözlük anlamı
- antikasını bilmek kelimesinin sözlük anlamı
- antipati duymak kelimesinin sözlük anlamı
- antipatik bulmak kelimesinin sözlük anlamı
- antipatik olmak kelimesinin sözlük anlamı
- antrenman yapmak kelimesinin sözlük anlamı
- apışıp kalmak kelimesinin sözlük anlamı
- apoletleri sökülmek kelimesinin sözlük anlamı
- aportta beklemek kelimesinin sözlük anlamı
- apse yapmak kelimesinin sözlük anlamı
- aptal yerine koymak kelimesinin sözlük anlamı
- aptal olmak kelimesinin sözlük anlamı
- aptallık etmek kelimesinin sözlük anlamı
- aptallığa vurmak kelimesinin sözlük anlamı
- atıf yapmak (veya atıfta bulunmak) kelimesinin sözlük anlamı
- atılan ok geri dönmez kelimesinin sözlük anlamı
- atladı geçti Genç Osman! kelimesinin sözlük anlamı
- atlama taşı yapmak kelimesinin sözlük anlamı
- atlıya saat olmaz kelimesinin sözlük anlamı
- atıp (veya atmak) tutmak kelimesinin sözlük anlamı
- atıyorum kelimesinin sözlük anlamı
- atma Recep, din kardeşiyiz kelimesinin sözlük anlamı
- atsan atılmaz, satsan satılmaz kelimesinin sözlük anlamı
- attığı tırnağa değmemek kelimesinin sözlük anlamı
- attığı tırnak kadar olamamak kelimesinin sözlük anlamı
- auta atmak kelimesinin sözlük anlamı
- auta çıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- av avlanmış, tav tavlanmış kelimesinin sözlük anlamı
- av avlayanın, kemer bağlayanın kelimesinin sözlük anlamı
- av vuranın değil, alanın kelimesinin sözlük anlamı
- ava çıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- ava gelmez kuş olmaz, başa gelmez iş olmaz kelimesinin sözlük anlamı
- ava giden avlanır kelimesinin sözlük anlamı
- avanaklık etmek kelimesinin sözlük anlamı
- avans almak kelimesinin sözlük anlamı
- avans çekmek kelimesinin sözlük anlamı
- avans vermek kelimesinin sözlük anlamı
- avara etmek kelimesinin sözlük anlamı
- avaraya almak kelimesinin sözlük anlamı
- avare dolaşmak kelimesinin sözlük anlamı
- avare etmek kelimesinin sözlük anlamı
- avare olmak kelimesinin sözlük anlamı
- avazı çıktığı kadar kelimesinin sözlük anlamı
- avcı ne kadar hile bilse ayı o kadar yol bilir kelimesinin sözlük anlamı
- avcılık etmek kelimesinin sözlük anlamı
- avdet etmek kelimesinin sözlük anlamı
- av köpeği avdan kalmaz kelimesinin sözlük anlamı
- avrat malı, kapı mandalı kelimesinin sözlük anlamı
- avrat tuz dedi mi ciğeri cız der kelimesinin sözlük anlamı
- avrat var, arpa unundan aş yapar; avrat var, buğday unundan keş yapar kelimesinin sözlük anlamı
- avrat var ev yapar, avrat var ev yıkar kelimesinin sözlük anlamı
- avradı eri saklar, peyniri deri kelimesinin sözlük anlamı
- avuç (veya avucunu) açmak kelimesinin sözlük anlamı
- avucu (veya avuçları) kaşınmak kelimesinin sözlük anlamı
- avucuna saymak kelimesinin sözlük anlamı
- avucunu yalamak kelimesinin sözlük anlamı
- avucunun içi gibi bilmek kelimesinin sözlük anlamı
- avucunun içinde tutmak kelimesinin sözlük anlamı
- avucunun içine almak kelimesinin sözlük anlamı
- avuç içi kadar kelimesinin sözlük anlamı
- avukat tutmak kelimesinin sözlük anlamı
- avurt satmak (veya avurt zavurt etmek) kelimesinin sözlük anlamı
- avurt (veya avurtlarını) şişirmek kelimesinin sözlük anlamı
- avurtları çökmek (veya birbirine geçmek) kelimesinin sözlük anlamı
- avurdu avurduna geçmek kelimesinin sözlük anlamı
- ay ayakta çoban yatakta, ay yatakta çoban ayakta kelimesinin sözlük anlamı
- ay aydın, hesap belli kelimesinin sözlük anlamı
- ay gibi kelimesinin sözlük anlamı
- ay harmanlanmak kelimesinin sözlük anlamı
- ay var yılı besler, yıl var ayı beslemez kelimesinin sözlük anlamı
- ayı görmeden bayram etme kelimesinin sözlük anlamı
- ayı gördüm, yıldıza itibarım (veya minnetim) yok kelimesinin sözlük anlamı
- ayak açmak (veya vermek) kelimesinin sözlük anlamı
- ayak almadık taş olmaz, başa gelmedik iş olmaz kelimesinin sözlük anlamı
- ayak almak kelimesinin sözlük anlamı
- ayak atmak kelimesinin sözlük anlamı
- ayak atmamak kelimesinin sözlük anlamı
- ayak ayak üstüne atmak kelimesinin sözlük anlamı
- ayak basmak kelimesinin sözlük anlamı
- ayak basmamak kelimesinin sözlük anlamı
- ayak çekmek kelimesinin sözlük anlamı
- ayak değiştirmek kelimesinin sözlük anlamı
- ayak diremek kelimesinin sözlük anlamı
- ayak sürümek kelimesinin sözlük anlamı
- ayak tutmak kelimesinin sözlük anlamı
- ayak uydurmak kelimesinin sözlük anlamı
- ayak üstünde olmak kelimesinin sözlük anlamı
- ayak vermek kelimesinin sözlük anlamı
- ayak yapmak kelimesinin sözlük anlamı
- ayağa düşmek kelimesinin sözlük anlamı
- ayağa fırlamak kelimesinin sözlük anlamı
- ayağa kaldırmak kelimesinin sözlük anlamı
- ayağa kalkmak kelimesinin sözlük anlamı
- ayağı alışmak kelimesinin sözlük anlamı
- ayağı almak kelimesinin sözlük anlamı
- ayağı (veya ayakları) dolaşmak kelimesinin sözlük anlamı
- ayağı düşmek kelimesinin sözlük anlamı
- ayağı düze basmak kelimesinin sözlük anlamı
- ayağı gitmemek kelimesinin sözlük anlamı
- ayağı ile gelmek kelimesinin sözlük anlamı
- ayağı (veya ayakları) suya ermek kelimesinin sözlük anlamı
- ayağı yerden kesilmek kelimesinin sözlük anlamı
- ayağı yürüten baştır kelimesinin sözlük anlamı
- ayağına bağ olmak kelimesinin sözlük anlamı
- ayağına bağ vurmak kelimesinin sözlük anlamı
- ayağına çağırmak kelimesinin sözlük anlamı
- ayağına çelme takmak kelimesinin sözlük anlamı
- ayağına dolanmak (veya dolaşmak) kelimesinin sözlük anlamı
- ayağına düşmek kelimesinin sözlük anlamı
- ayağına geçirmek kelimesinin sözlük anlamı
- ayağına gelmek kelimesinin sözlük anlamı
- ayağına getirmek kelimesinin sözlük anlamı
- ayağına gitmek kelimesinin sözlük anlamı
- ayağına ip takmak kelimesinin sözlük anlamı
- ayağına (veya ayaklarına) kapanmak kelimesinin sözlük anlamı
- ayağına kira istemek kelimesinin sözlük anlamı
- ayağına sağlık kelimesinin sözlük anlamı
- ayağına sıcak su mu, soğuk su mu dökelim? kelimesinin sözlük anlamı
- ayağına sıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- ayağına üşenmemek kelimesinin sözlük anlamı
- ayağında donu yok, fesleğen ister (veya takar) başına kelimesinin sözlük anlamı
- ayağını alamamak kelimesinin sözlük anlamı
- ayağını (veya ayaklarını) altına almak kelimesinin sözlük anlamı
- ayağını bağlamak kelimesinin sözlük anlamı
- ayağını çekmek kelimesinin sözlük anlamı
- ayağını denk almak kelimesinin sözlük anlamı
- ayağını denk basmak kelimesinin sözlük anlamı
- ayağını giymek kelimesinin sözlük anlamı
- ayağını kaydırmak kelimesinin sözlük anlamı
- ayağını kesmek kelimesinin sözlük anlamı
- ayağını (veya ayaklarını) öpeyim kelimesinin sözlük anlamı
- ayağını sıcak tut, başını serin; gönlünü ferah tut, düşünme derin kelimesinin sözlük anlamı
- ayağını (veya ayaklarını) sürümek kelimesinin sözlük anlamı
- ayağını tek almak kelimesinin sözlük anlamı
- ayağını vurmak kelimesinin sözlük anlamı
- ayağını yorganına göre uzat kelimesinin sözlük anlamı
- ayağının altına almak kelimesinin sözlük anlamı
- ayağının altına karpuz kabuğu koymak kelimesinin sözlük anlamı
- ayağının (veya ayaklar) altında kelimesinin sözlük anlamı
- ayağının (veya ayaklarının) altını öpeyim kelimesinin sözlük anlamı
- ayağının bağını çözmek kelimesinin sözlük anlamı
- ayağının bastığı yerde ot bitmez kelimesinin sözlük anlamı
- ayağının pabucu olamamak kelimesinin sözlük anlamı
- ayağının pabucunu başına giymek kelimesinin sözlük anlamı
- ayağının tozu ile kelimesinin sözlük anlamı
- ayağının tozunu silmeden kelimesinin sözlük anlamı
- ayağının türabı olmak kelimesinin sözlük anlamı
- ayaklar altına almak kelimesinin sözlük anlamı
- ayaklar baş, başlar ayak olmak kelimesinin sözlük anlamı
- ayakları geri geri gitmek kelimesinin sözlük anlamı
- ayakları üstünde durmak kelimesinin sözlük anlamı
- ayakları yere değmemek kelimesinin sözlük anlamı
- ayaklarına (veya ayağına) kara su (veya sular) inmek kelimesinin sözlük anlamı
- ayaklarını yerden kesmek kelimesinin sözlük anlamı
- ayaklarının (veya ayağının) ucuna basmak kelimesinin sözlük anlamı
- ayakaltına almak kelimesinin sözlük anlamı
- ayakaltında bırakmak kelimesinin sözlük anlamı
- ayakaltında dolaşmak kelimesinin sözlük anlamı
- ayak bağı olmak kelimesinin sözlük anlamı
- ayakkabı vurmak kelimesinin sözlük anlamı
- ayakkabılarını çevirmek kelimesinin sözlük anlamı
- ayak oyununa gelmek kelimesinin sözlük anlamı
- ayakta kalmak kelimesinin sözlük anlamı
- ayakta tutmak kelimesinin sözlük anlamı
- ayakta tutmak kelimesinin sözlük anlamı
- ayakta uyumak kelimesinin sözlük anlamı
- ayan olmak kelimesinin sözlük anlamı
- ayar almak kelimesinin sözlük anlamı
- ayar vermek kelimesinin sözlük anlamı
- ayar etmek kelimesinin sözlük anlamı
- ayaz kesmek kelimesinin sözlük anlamı
- ayaz paşa kol geziyor kelimesinin sözlük anlamı
- ayaz vurmak kelimesinin sözlük anlamı
- ayaza çekmek kelimesinin sözlük anlamı
- ayazda kalmak kelimesinin sözlük anlamı
- aydedeye misafir olmak kelimesinin sözlük anlamı
- aygır gibi kelimesinin sözlük anlamı
- ayı gibi kelimesinin sözlük anlamı
- ayı sevdiği yavrusunu hırpalar kelimesinin sözlük anlamı
- ayı yavrusu ile oynuyor kelimesinin sözlük anlamı
- ayının kırk türküsü var, kırkı da ahlat üstüne kelimesinin sözlük anlamı
- ayıya kaval çalmak kelimesinin sözlük anlamı
- ayıyı fırına atmışlar, yavrusunu ayağının altına almış kelimesinin sözlük anlamı
- ayıyı vurmadan postunu satmak kelimesinin sözlük anlamı
- ayıkla pirincin taşını! kelimesinin sözlük anlamı
- ayılık etmek kelimesinin sözlük anlamı
- ayılıp bayılmak kelimesinin sözlük anlamı
- ayınları çatlatmak kelimesinin sözlük anlamı
- ayın on dördü gibi kelimesinin sözlük anlamı
- ayıp etmek kelimesinin sözlük anlamı
- ayıp kaçmak kelimesinin sözlük anlamı
- ayıbını yüzüne vurmak kelimesinin sözlük anlamı
- ayıptır söylemesi kelimesinin sözlük anlamı
- ayıpsız dost isteyen dostsuz kalır kelimesinin sözlük anlamı
- ay ışığında ceviz silkilmez kelimesinin sözlük anlamı
- aykırı düşmek kelimesinin sözlük anlamı
- aykırı olmak kelimesinin sözlük anlamı
- aylak adam işidir kelimesinin sözlük anlamı
- aylak olmak kelimesinin sözlük anlamı
- aylaklık etmek kelimesinin sözlük anlamı
- aylık almak kelimesinin sözlük anlamı
- aylık bağlamak kelimesinin sözlük anlamı
- aylık vermek kelimesinin sözlük anlamı
- aylığa geçmek kelimesinin sözlük anlamı
- ayna gibi kelimesinin sözlük anlamı
- aynı ağzı kullanmak kelimesinin sözlük anlamı
- aynı fotoğraf karesinde yer almak kelimesinin sözlük anlamı
- aynı kafada olmak kelimesinin sözlük anlamı
- aynı karede yer almak (veya bulunmak) kelimesinin sözlük anlamı
- aynı kapıya çıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- aynı potada erimek kelimesinin sözlük anlamı
- aynı telden çalmak kelimesinin sözlük anlamı
- aynı yastıkta kocamak kelimesinin sözlük anlamı
- aynı yolun yolcusu (olmak) kelimesinin sözlük anlamı
- aynıyla vaki kelimesinin sözlük anlamı
- ayraç açmak kelimesinin sözlük anlamı
- ayranım budur, yarısı sudur kelimesinin sözlük anlamı
- ayranı kabarmak kelimesinin sözlük anlamı
- ayranı yok içmeye, atla (veya tahtırevanla) gider sıçmaya kelimesinin sözlük anlamı
- ayrı baş çekmek kelimesinin sözlük anlamı
- ayrı düşmek kelimesinin sözlük anlamı
- ayrı eve çıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- ayrı seçi yapmak kelimesinin sözlük anlamı
- ayrı tutmak kelimesinin sözlük anlamı
- ayrıcalık gözetmek kelimesinin sözlük anlamı
- ayrıcalık tanımak (veya göstermek) kelimesinin sözlük anlamı
- ayrım yapmak kelimesinin sözlük anlamı
- ayrımında olmak kelimesinin sözlük anlamı
- ayrıntıda boğulmak kelimesinin sözlük anlamı
- ayrıntıya inmek kelimesinin sözlük anlamı
- ayvayı yemek kelimesinin sözlük anlamı
- ayvaz, kasap hep bir hesap kelimesinin sözlük anlamı
- ayyar tilki art ayağından tutulur kelimesinin sözlük anlamı
- ayyuka çıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- az ateş çok odunu yakar kelimesinin sözlük anlamı
- az bulmak kelimesinin sözlük anlamı
- az buz olmamak kelimesinin sözlük anlamı
- az değil kelimesinin sözlük anlamı
- az gelmek kelimesinin sözlük anlamı
- az görmek kelimesinin sözlük anlamı
- az günün adamı olmamak kelimesinin sözlük anlamı
- az kaldı (veya kalsın) kelimesinin sözlük anlamı
- az kaz, uz kaz, boyunca kaz kelimesinin sözlük anlamı
- az olsun, uz olsun kelimesinin sözlük anlamı
- az söyle, çok dinle kelimesinin sözlük anlamı
- az tamah çok ziyan getirir kelimesinin sözlük anlamı
- az veren candan, çok veren maldan kelimesinin sözlük anlamı
- az yiyen çok uyur, çok yiyen güç uyur kelimesinin sözlük anlamı
- aza çoğa bakmamak kelimesinin sözlük anlamı
- aza kanaat etmeyen çoğu hiç bulamaz kelimesinin sözlük anlamı
- aza sormuşlar: "nereye?", "çoğun yanına" demiş kelimesinin sözlük anlamı
- azı çoğa saymak (veya tutmak) kelimesinin sözlük anlamı
- azamet satmak kelimesinin sözlük anlamı
- azap çekmek kelimesinin sözlük anlamı
- azap duymak kelimesinin sözlük anlamı
- azap vermek kelimesinin sözlük anlamı
- azar işitmek kelimesinin sözlük anlamı
- azat etmek (veya eylemek) kelimesinin sözlük anlamı
- azat olmak kelimesinin sözlük anlamı
- azıcık aşım ağrısız başım kelimesinin sözlük anlamı
- azınlıkta kalmak kelimesinin sözlük anlamı
- azimet etmek kelimesinin sözlük anlamı
- azizlik etmek kelimesinin sözlük anlamı
- azan kurda kızan köpek kelimesinin sözlük anlamı
- azmış kudurmuştan beterdir kelimesinin sözlük anlamı
- aznavur gibi kelimesinin sözlük anlamı
- Azrail gelince oğul, uşak sormaz kelimesinin sözlük anlamı
- Azrail'e bir can borcu olmak (veya kalmak) kelimesinin sözlük anlamı
- Azrail'in elinden kurtulmak kelimesinin sözlük anlamı
- Azrail'le burun buruna gelmek kelimesinin sözlük anlamı
- alışmış kudurmuştan beterdir kelimesinin sözlük anlamı
- alışmış kursak bulamacını ister kelimesinin sözlük anlamı
- Amasya'nın bardağı, biri olmazsa biri daha kelimesinin sözlük anlamı
- arap gibi olmak kelimesinin sözlük anlamı
- arap olayım kelimesinin sözlük anlamı
- Acem kılıcı gibi kelimesinin sözlük anlamı
- acıyan uyumuş, acıkan uyumamış kelimesinin sözlük anlamı
- alacağı vereceği kalmamak (veya olmamak) kelimesinin sözlük anlamı
- ahım şahım olmamak kelimesinin sözlük anlamı
- abdestsiz yere basmamak kelimesinin sözlük anlamı
- asıda olmak (veya kalmak) kelimesinin sözlük anlamı
- arka plana kaymak kelimesinin sözlük anlamı
- arka plana itilmek kelimesinin sözlük anlamı
- atılı bulunmak kelimesinin sözlük anlamı
- asist yapmak kelimesinin sözlük anlamı
- absorbe olmak kelimesinin sözlük anlamı
- absorbe etmek kelimesinin sözlük anlamı
- adı sanı olmak kelimesinin sözlük anlamı
- aklı başında olmamak kelimesinin sözlük anlamı
- ana rahmine düşmek kelimesinin sözlük anlamı
- atbaşı (beraber) gitmek (veya gelmek) kelimesinin sözlük anlamı
- akıl kârı olmamak kelimesinin sözlük anlamı
- akrep gibi kelimesinin sözlük anlamı
- altın yürekli olmak kelimesinin sözlük anlamı
- arifane ile kelimesinin sözlük anlamı
- ağız ağıza vermek (veya konuşmak) kelimesinin sözlük anlamı
- aslı astarı olmamak kelimesinin sözlük anlamı
- ah vah etmek (veya demek) kelimesinin sözlük anlamı
- ahı gitmek vahı kalmak kelimesinin sözlük anlamı
- akşamdan kalmış (veya kalma) kelimesinin sözlük anlamı
- akşamdan kavur, sabaha savur kelimesinin sözlük anlamı
- akşamdan sonra merhaba kelimesinin sözlük anlamı
- alt yanı çıkmaz sokak kelimesinin sözlük anlamı
- allahı çok, insanı az bir yer kelimesinin sözlük anlamı
- ayırt etmek kelimesinin sözlük anlamı
- ayrısı gayrısı olmamak kelimesinin sözlük anlamı
- azıksız yola çıkanın iki gözü el torbasında olur kelimesinin sözlük anlamı
- alavere dalavere yapmak (veya çevirmek) kelimesinin sözlük anlamı
- ağır yara almak kelimesinin sözlük anlamı
- avaz avaz bağırmak kelimesinin sözlük anlamı
- akıl hocalığı taslamak kelimesinin sözlük anlamı
- akıl hocalığı yapmak kelimesinin sözlük anlamı
- ağız bağı yapmak kelimesinin sözlük anlamı
- ağlama duvarına dönmek kelimesinin sözlük anlamı
- allameicihan olmak kelimesinin sözlük anlamı
- arpacı kumrusu gibi düşünmek kelimesinin sözlük anlamı
- aslı faslı olmamak kelimesinin sözlük anlamı
- aslı faslı yok kelimesinin sözlük anlamı
- afal afal bakmak kelimesinin sözlük anlamı
- altın çağını yaşamak kelimesinin sözlük anlamı
Yukarı