Skip To Content
ö harfi ile başlayan Atasözleri ve Deyimler
- omzuna atmak kelimesinin sözlük anlamı
- omzuna binmek kelimesinin sözlük anlamı
- on defa (veya kere) kelimesinin sözlük anlamı
- on parmağı boğazında olmak kelimesinin sözlük anlamı
- on parmağında on hüner (veya marifet) olmak kelimesinin sözlük anlamı
- on parmağında on kara kelimesinin sözlük anlamı
- ona göre hava hoş kelimesinin sözlük anlamı
- onarım görmek kelimesinin sözlük anlamı
- onay (veya onayını) almak kelimesinin sözlük anlamı
- onur duymak kelimesinin sözlük anlamı
- onuruna dokunmak kelimesinin sözlük anlamı
- onuruna ... vermek kelimesinin sözlük anlamı
- onuruna yedirememek kelimesinin sözlük anlamı
- onurunu okşamak kelimesinin sözlük anlamı
- operasyona çıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- oralarda olmamak kelimesinin sözlük anlamı
- oralı (bile) olmamak kelimesinin sözlük anlamı
- orası senin, burası benim dolaşmak (veya gezmek) kelimesinin sözlük anlamı
- orasına burasına kelimesinin sözlük anlamı
- organize etmek kelimesinin sözlük anlamı
- orman gibi kelimesinin sözlük anlamı
- orman taşlamak kelimesinin sözlük anlamı
- ortadan kaldırmak kelimesinin sözlük anlamı
- ortadan kalkmak kelimesinin sözlük anlamı
- ortadan kaybolmak kelimesinin sözlük anlamı
- ortadan sır olmak kelimesinin sözlük anlamı
- ortadan söylemek kelimesinin sözlük anlamı
- ortasını bulmak kelimesinin sözlük anlamı
- ortaya almak kelimesinin sözlük anlamı
- ortaya atılmak kelimesinin sözlük anlamı
- ortaya atmak kelimesinin sözlük anlamı
- ortaya balgam atmak kelimesinin sözlük anlamı
- ortaya çıkarmak kelimesinin sözlük anlamı
- ortaya çıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- ortaya dökmek kelimesinin sözlük anlamı
- ortaya düşmek kelimesinin sözlük anlamı
- ortaya konuşmak kelimesinin sözlük anlamı
- ortaya koymak kelimesinin sözlük anlamı
- ortaya sürülmek kelimesinin sözlük anlamı
- ortaya yayılmak kelimesinin sözlük anlamı
- ortak etmek kelimesinin sözlük anlamı
- ortak (veya kuma) gemisi yürümüş, elti gemisi yürümemiş kelimesinin sözlük anlamı
- ortak olmak kelimesinin sözlük anlamı
- ortakçılık etmek kelimesinin sözlük anlamı
- ortaklık etmek kelimesinin sözlük anlamı
- ortaklık kurmak kelimesinin sözlük anlamı
- ortalık ağarmak kelimesinin sözlük anlamı
- ortalık düzelmek kelimesinin sözlük anlamı
- ortalık kararmak kelimesinin sözlük anlamı
- ortalık karışmak kelimesinin sözlük anlamı
- ortalık sütliman olmak kelimesinin sözlük anlamı
- ortalık yatışmak kelimesinin sözlük anlamı
- ortalığı birbirine katmak kelimesinin sözlük anlamı
- ortalığı ... götürmek (veya almak) kelimesinin sözlük anlamı
- ortalığı gürültüye (veya patırtıya) vermek kelimesinin sözlük anlamı
- ortalığı kırıp geçirmek kelimesinin sözlük anlamı
- ortam yaratmak kelimesinin sözlük anlamı
- ortama ayak uydurmak kelimesinin sözlük anlamı
- ortama uymak kelimesinin sözlük anlamı
- oruç açmak kelimesinin sözlük anlamı
- oruç bozmak kelimesinin sözlük anlamı
- oruç tutmak kelimesinin sözlük anlamı
- oruç yemek kelimesinin sözlük anlamı
- orucunda olmak kelimesinin sözlük anlamı
- ot yoldurmak kelimesinin sözlük anlamı
- ot gibi kelimesinin sözlük anlamı
- ot gibi yaşamak kelimesinin sözlük anlamı
- ot tutunmak kelimesinin sözlük anlamı
- otu çek köküne bak kelimesinin sözlük anlamı
- otlakçılık etmek kelimesinin sözlük anlamı
- otomatiğe almak (veya bağlamak) kelimesinin sözlük anlamı
- otomatiğe geçmek kelimesinin sözlük anlamı
- otomatik olarak kelimesinin sözlük anlamı
- otorite sağlamak (veya temin etmek) kelimesinin sözlük anlamı
- otostop yapmak kelimesinin sözlük anlamı
- oturup kalkmak kelimesinin sözlük anlamı
- otuz iki dişe keman çaldırmak kelimesinin sözlük anlamı
- oy vermek (veya kullanmak) kelimesinin sözlük anlamı
- oya koymak (veya sunmak) kelimesinin sözlük anlamı
- oya gibi kelimesinin sözlük anlamı
- oydaş olmak kelimesinin sözlük anlamı
- oylamaya geçmek kelimesinin sözlük anlamı
- oylamaya koymak kelimesinin sözlük anlamı
- oyun almak kelimesinin sözlük anlamı
- oyun bağlamak kelimesinin sözlük anlamı
- oyun bozmak kelimesinin sözlük anlamı
- oyun çıkarmak kelimesinin sözlük anlamı
- oyun dışı kalmak kelimesinin sözlük anlamı
- oyun yapmak kelimesinin sözlük anlamı
- oyun etmek kelimesinin sözlük anlamı
- oyun kurmak kelimesinin sözlük anlamı
- oyun oynamak kelimesinin sözlük anlamı
- oyun vermek kelimesinin sözlük anlamı
- oyuna çıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- oyuna gelmek kelimesinin sözlük anlamı
- oyuna getirmek kelimesinin sözlük anlamı
- oyuna kurban gitmek kelimesinin sözlük anlamı
- oyunu almak kelimesinin sözlük anlamı
- oyunun kurallarını bilmek kelimesinin sözlük anlamı
- oyunbozanlık etmek kelimesinin sözlük anlamı
- öbür dünyayı boylamak kelimesinin sözlük anlamı
- öç (veya öcünü) almak (veya çıkarmak) kelimesinin sözlük anlamı
- ödü bokuna karışmak kelimesinin sözlük anlamı
- ödü kopmak (veya patlamak) kelimesinin sözlük anlamı
- ödünü koparmak (veya patlatmak) kelimesinin sözlük anlamı
- ödev bilmek (veya saymak) kelimesinin sözlük anlamı
- ödül almak kelimesinin sözlük anlamı
- ödül vermek kelimesinin sözlük anlamı
- ödün vermek kelimesinin sözlük anlamı
- ödünç almak kelimesinin sözlük anlamı
- ödünç vermek kelimesinin sözlük anlamı
- öfke baldan tatlıdır kelimesinin sözlük anlamı
- öfke ile kalkan ziyanla (veya zararla) oturur kelimesinin sözlük anlamı
- öfke topuklarına çıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- öfke yüzü göstermek kelimesinin sözlük anlamı
- öfkeden kudurmak (veya deliye dönmek) kelimesinin sözlük anlamı
- öfkesi başına sıçramak (veya çıkmak veya vurmak) kelimesinin sözlük anlamı
- öfkesi kabarmak kelimesinin sözlük anlamı
- öfkesini çıkarmak (veya almak) kelimesinin sözlük anlamı
- öfkesini kusmak kelimesinin sözlük anlamı
- öfkeye kapılmak kelimesinin sözlük anlamı
- öğür olmak kelimesinin sözlük anlamı
- öğüreceği gelmek kelimesinin sözlük anlamı
- öğüt vermek kelimesinin sözlük anlamı
- öğütte (veya öğütlerde) bulunmak kelimesinin sözlük anlamı
- ökseye basmak kelimesinin sözlük anlamı
- öksürüp tıksırmak kelimesinin sözlük anlamı
- öksürük olmak kelimesinin sözlük anlamı
- öksürük tutmak kelimesinin sözlük anlamı
- öksüz kalmak kelimesinin sözlük anlamı
- öküz gibi kelimesinin sözlük anlamı
- öküz gibi bakmak kelimesinin sözlük anlamı
- öküz öldü, ortaklık bozuldu (veya bitti) kelimesinin sözlük anlamı
- öküzün trene baktığı gibi bakmak kelimesinin sözlük anlamı
- öküze boynuzu yük olmaz (veya ağır gelmez) kelimesinin sözlük anlamı
- öküzün altında buzağı aramak kelimesinin sözlük anlamı
- öküz arabası gibi kelimesinin sözlük anlamı
- ölçüp biçmek kelimesinin sözlük anlamı
- ölçü almak kelimesinin sözlük anlamı
- ölçüyü kaçırmak kelimesinin sözlük anlamı
- ölçülü olmak kelimesinin sözlük anlamı
- öl dediği yerde ölmek, kal dediği yerde kalmak kelimesinin sözlük anlamı
- ölenle ölünmez kelimesinin sözlük anlamı
- ölme eşeğim ölme (yaza yonca bitecek) kelimesinin sözlük anlamı
- ölmek var, dönmek yok! kelimesinin sözlük anlamı
- ölmüş de ağlayanı yok kelimesinin sözlük anlamı
- ölüp ölüp dirilmek kelimesinin sözlük anlamı
- ölür müsün, öldürür müsün? kelimesinin sözlük anlamı
- ölü gibi kelimesinin sözlük anlamı
- ölü gözü gibi kelimesinin sözlük anlamı
- ölü gözü kadar kelimesinin sözlük anlamı
- ölü gözünden yaş ummak kelimesinin sözlük anlamı
- ölümü gör (veya öp) kelimesinin sözlük anlamı
- ölüsü bile yetmek kelimesinin sözlük anlamı
- ölüsü ortada kalmak kelimesinin sözlük anlamı
- ölüyü güldürmek kelimesinin sözlük anlamı
- ölüm Allah'ın emri kelimesinin sözlük anlamı
- ölüm gibi kelimesinin sözlük anlamı
- ölüm hak miras helal kelimesinin sözlük anlamı
- ölüm ölüm de hırlamaya ne borcum var? kelimesinin sözlük anlamı
- ölüm var dirim var kelimesinin sözlük anlamı
- ölüme koşmak kelimesinin sözlük anlamı
- ölümle burun buruna gelmek kelimesinin sözlük anlamı
- ölümle pençeleşmek kelimesinin sözlük anlamı
- ölümle öç alınmaz kelimesinin sözlük anlamı
- ölümü göze almak kelimesinin sözlük anlamı
- ölümün soluğunu ensesinde duymak (veya hissetmek) kelimesinin sözlük anlamı
- ölümüne susamak kelimesinin sözlük anlamı
- ölüm döşeğinde olmak kelimesinin sözlük anlamı
- ölüm sessizliği çökmek kelimesinin sözlük anlamı
- ömür çürütmek kelimesinin sözlük anlamı
- ömür geçirmek kelimesinin sözlük anlamı
- ömür sürmek kelimesinin sözlük anlamı
- ömre bedel kelimesinin sözlük anlamı
- ömrü oldukça kelimesinin sözlük anlamı
- ömrü uzamak kelimesinin sözlük anlamı
- ömrü vefa etmemek kelimesinin sözlük anlamı
- ömrümün varı kelimesinin sözlük anlamı
- ömrüne bereket kelimesinin sözlük anlamı
- ömrüne ömür katmak kelimesinin sözlük anlamı
- ömürsün kelimesinin sözlük anlamı
- ömürler (veya ömrün bol) olsun kelimesinin sözlük anlamı
- önde gelmek kelimesinin sözlük anlamı
- öne almak kelimesinin sözlük anlamı
- öne çıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- öne düşmek kelimesinin sözlük anlamı
- öne sermek kelimesinin sözlük anlamı
- öne sürmek kelimesinin sözlük anlamı
- önü alınmak kelimesinin sözlük anlamı
- önünde ardında gidilmez kelimesinin sözlük anlamı
- önüne arkasına bakmadan kelimesinin sözlük anlamı
- önüne bakmak kelimesinin sözlük anlamı
- önüne bir kemik atmak kelimesinin sözlük anlamı
- önüne çıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- önüne dikilmek kelimesinin sözlük anlamı
- önüne düşmek kelimesinin sözlük anlamı
- önüne geçmek kelimesinin sözlük anlamı
- önüne gelen kelimesinin sözlük anlamı
- önüne geleni kapar, ardına geleni teper kelimesinin sözlük anlamı
- önüne katmak kelimesinin sözlük anlamı
- önünü almak kelimesinin sözlük anlamı
- önünü ardını düşünmemek kelimesinin sözlük anlamı
- önünü kesmek kelimesinin sözlük anlamı
- önce can, sonra canan kelimesinin sözlük anlamı
- öncül olmak kelimesinin sözlük anlamı
- öncülük etmek kelimesinin sözlük anlamı
- önem vermek kelimesinin sözlük anlamı
- önerge vermek kelimesinin sözlük anlamı
- öneride bulunmak kelimesinin sözlük anlamı
- önlem almak kelimesinin sözlük anlamı
- o denli kelimesinin sözlük anlamı
- o duvar senin, bu duvar benim kelimesinin sözlük anlamı
- o gün bugün(dür) kelimesinin sözlük anlamı
- o kadar kelimesinin sözlük anlamı
- o kapı (veya mahalle) senin bu kapı (veya mahalle) benim kelimesinin sözlük anlamı
- o taraflı olmamak kelimesinin sözlük anlamı
- o tarakta bezi olmamak kelimesinin sözlük anlamı
- o yolun yolcusu kelimesinin sözlük anlamı
- ondan kelimesinin sözlük anlamı
- onlardan kelimesinin sözlük anlamı
- objektif olmak kelimesinin sözlük anlamı
- ocağı batmak kelimesinin sözlük anlamı
- ocağı kör kalmak kelimesinin sözlük anlamı
- ocağı sönmek kelimesinin sözlük anlamı
- ocağı tütmek kelimesinin sözlük anlamı
- ocağına düşmek kelimesinin sözlük anlamı
- ocağına incir (veya darı) dikmek (veya ekmek) kelimesinin sözlük anlamı
- ocağını yeşertmek kelimesinin sözlük anlamı
- od yok ocak yok kelimesinin sözlük anlamı
- odun gibi kelimesinin sözlük anlamı
- oduncunun gözü omçada kelimesinin sözlük anlamı
- of bile dememek kelimesinin sözlük anlamı
- of çekmek kelimesinin sözlük anlamı
- oflayıp puflamak kelimesinin sözlük anlamı
- ofsayta düşmek kelimesinin sözlük anlamı
- ofsaytta kalmak kelimesinin sözlük anlamı
- oğul çıkarmak kelimesinin sözlük anlamı
- oğul vermek kelimesinin sözlük anlamı
- oh çekmek kelimesinin sözlük anlamı
- oh demek kelimesinin sözlük anlamı
- oh olsun! kelimesinin sözlük anlamı
- ok atmak kelimesinin sözlük anlamı
- ok gibi (yerinden) fırlamak kelimesinin sözlük anlamı
- ok yaydan (veya yayından) çıkmak kelimesinin sözlük anlamı
- okka çekmek kelimesinin sözlük anlamı
- okka her yerde dört yüz dirhem kelimesinin sözlük anlamı
- okkanın altına gitmek kelimesinin sözlük anlamı
- oklava yutmuş gibi kelimesinin sözlük anlamı
- ok meydanında buhurdan yakmak kelimesinin sözlük anlamı
- okuldan ayrılmak kelimesinin sözlük anlamı
- okulu asmak (veya kırmak) kelimesinin sözlük anlamı
- okullu olmak kelimesinin sözlük anlamı
- okumayı sökmek kelimesinin sözlük anlamı
- okuyup üflemek kelimesinin sözlük anlamı
- okumuş olmak kelimesinin sözlük anlamı
- olacak gibi değil kelimesinin sözlük anlamı
- olacak o kadar kelimesinin sözlük anlamı
- olacakla öleceğe çare bulunmaz kelimesinin sözlük anlamı
- olanak sağlamak (veya tanımak) kelimesinin sözlük anlamı
- olay çıkarmak kelimesinin sözlük anlamı
- olay yapmak kelimesinin sözlük anlamı
- olay yaratmak kelimesinin sözlük anlamı
- olayın üstüne gitmek kelimesinin sözlük anlamı
- oldubittiye getirmek kelimesinin sözlük anlamı
- ola ki kelimesinin sözlük anlamı
- olan (veya olup) biten kelimesinin sözlük anlamı
- olan oldu kelimesinin sözlük anlamı
- oldu bilmek (veya saymak) kelimesinin sözlük anlamı
- oldu olacak kelimesinin sözlük anlamı
- oldu olacak, kırıldı nacak kelimesinin sözlük anlamı
- oldu olanlar kelimesinin sözlük anlamı
- olduğu kadar kelimesinin sözlük anlamı
- olmayacak duaya âmin demek kelimesinin sözlük anlamı
- olup olacağı kelimesinin sözlük anlamı
- olur a! kelimesinin sözlük anlamı
- olmaz olmaz kelimesinin sözlük anlamı
- olmuş armut gibi eline düşmek kelimesinin sözlük anlamı
- olta atmak kelimesinin sözlük anlamı
- oltaya düşmek kelimesinin sözlük anlamı
- oltaya gelmek kelimesinin sözlük anlamı
- oltaya takılmak kelimesinin sözlük anlamı
- oltaya vurmak kelimesinin sözlük anlamı
- oltayı yutmak kelimesinin sözlük anlamı
- oluk gibi akmak kelimesinin sözlük anlamı
- olupbittiye getirmek kelimesinin sözlük anlamı
- olur almak kelimesinin sözlük anlamı
- olur ki kelimesinin sözlük anlamı
- olur şey (veya iş) değil kelimesinin sözlük anlamı
- olur vermek kelimesinin sözlük anlamı
- oluruna bakmak kelimesinin sözlük anlamı
- oluruna bırakmak kelimesinin sözlük anlamı
- oluruyla yetinmek kelimesinin sözlük anlamı
- omuz kaldırmak kelimesinin sözlük anlamı
- omuz öpüşmek kelimesinin sözlük anlamı
- omuz silkmek kelimesinin sözlük anlamı
- omuz vermek kelimesinin sözlük anlamı
- omuzda taşımak kelimesinin sözlük anlamı
- omuzları çökmek kelimesinin sözlük anlamı
- önü sıra gitmek kelimesinin sözlük anlamı
- öp babanın (veya beybabanın) elini kelimesinin sözlük anlamı
- öperken ısırmak kelimesinin sözlük anlamı
- öpüp başına koymak kelimesinin sözlük anlamı
- öpücük göndermek (veya yollamak) kelimesinin sözlük anlamı
- öpücük kondurmak kelimesinin sözlük anlamı
- örgüt kurmak kelimesinin sözlük anlamı
- örnek almak kelimesinin sözlük anlamı
- örnek olmak kelimesinin sözlük anlamı
- örnek oluşturmak kelimesinin sözlük anlamı
- örnek vermek kelimesinin sözlük anlamı
- örneğini almak kelimesinin sözlük anlamı
- örneğini çıkarmak kelimesinin sözlük anlamı
- örneklik etmek kelimesinin sözlük anlamı
- örs ve çekiç arasında kalmak kelimesinin sözlük anlamı
- ört ki ölem kelimesinin sözlük anlamı
- örtüye sokmak (veya koymak) kelimesinin sözlük anlamı
- örülü olmak kelimesinin sözlük anlamı
- örümcek bağlamak kelimesinin sözlük anlamı
- örümcek sarmak kelimesinin sözlük anlamı
- ötesi var mı? kelimesinin sözlük anlamı
- ötesi yok kelimesinin sözlük anlamı
- övünç duymak kelimesinin sözlük anlamı
- övünmek gibi olmasın kelimesinin sözlük anlamı
- öyle gelmek kelimesinin sözlük anlamı
- öyle olsun kelimesinin sözlük anlamı
- öyle veya böyle kelimesinin sözlük anlamı
- öyle ya kelimesinin sözlük anlamı
- öyle (yağma) yok! kelimesinin sözlük anlamı
- özü sözü bir (olmak) kelimesinin sözlük anlamı
- özen göstermek kelimesinin sözlük anlamı
- özenip bezenmek kelimesinin sözlük anlamı
- özgü olmak kelimesinin sözlük anlamı
- özlemini çekmek kelimesinin sözlük anlamı
- özlemini duymak kelimesinin sözlük anlamı
- özür dilemek kelimesinin sözlük anlamı
- özrü kabahatinden büyük kelimesinin sözlük anlamı
- on para etmemek kelimesinin sözlük anlamı
- on para on aslanın ağzında kelimesinin sözlük anlamı
- on paraya on takla (veya taklak) atmak kelimesinin sözlük anlamı
- oynaşlık etmek kelimesinin sözlük anlamı
- on paralık etmek kelimesinin sözlük anlamı
- onmadık yılın yağmuru harman vakti yağar kelimesinin sözlük anlamı
- Osmanlı tokadı atmak kelimesinin sözlük anlamı
- Osmanlı tokadı yemek kelimesinin sözlük anlamı
- ölüevi gibi kelimesinin sözlük anlamı
- onu bunu bırak kelimesinin sözlük anlamı
- ortada bırakmak kelimesinin sözlük anlamı
- ortada fol yok yumurta yok kelimesinin sözlük anlamı
- ortada kalmak kelimesinin sözlük anlamı
- ortada olmak kelimesinin sözlük anlamı
- ona buna dil uzatmak kelimesinin sözlük anlamı
- orta katı kiraya vermek kelimesinin sözlük anlamı
- ölüm kalım meselesi (veya savaşı) yapmak (veya olmak) kelimesinin sözlük anlamı
Yukarı